diorex
sampiyon

Üç İhtilal Çocuğu - Cihan Aktaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üç İhtilal Çocuğu kimin eseri? Üç İhtilal Çocuğu kitabının yazarı kimdir? Üç İhtilal Çocuğu konusu ve anafikri nedir? Üç İhtilal Çocuğu kitabı ne anlatıyor? Üç İhtilal Çocuğu PDF indirme linki var mı? Üç İhtilal Çocuğu kitabının yazarı Cihan Aktaş kimdir? İşte Üç İhtilal Çocuğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 24.06.2022 17:00
Üç İhtilal Çocuğu - Cihan Aktaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Cihan Aktaş

Yayın Evi: İz Yayıncılık

İSBN: 9789753558822

Sayfa Sayısı: 152

Üç İhtilal Çocuğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayatı kavrayan sağlam bir duruşa da sahip dört uzun öyküden oluşan Üç İhtilal Çocuğu Cihan Aktaş'ın ilk öykü kitabı. Aylık Dergi'de yayımlanan "Teşekkürü Hakettiniz Bay Yargıç"la başlayan, yetmişler ve seksenler Türkiye'sinde çocukluktan genç kızlığa, aile aidiyetinden cemaat ve kamu mensubiyetine, milliyetçilikten İslamcılığa, evrilen karakterlerin reaksiyonunu, onaylamasını, itirazlarını, yorumlarını, beklentilerini, arzularını, korkularını… içeren öyküler.

Üç İhtilal Çocuğu Alıntıları - Sözleri

  • Dünya zevklerini dolu dolu yaşamaktan başka bir şey düşünmeyen gençleri gördükçe cılızlaşıyordu sesim.
  • "...demek bu kadar kısa zamanda bu kadar çabuk ve insafsızca değişebilirmiş insanlar."
  • Ne kadar az kendim olabildim yıllardır. Ne kadar az gezdim, gördüm, düşündüm.. Ne kadar az tanıdım hayatı. Ne kadar az tanık oldum geçmiş insanların kalıntılarının ibretine. Ne kadar az ayak izim kaldı toprakta.. Ne kadar az görebildi beni gökyüzü..
  • Herkesin farklı bir rolü var bu dünyada. Herkes yeri gelince söyleyebilecek bir çift sözü için kendi çilesini çekmeli.
  • Kimseyi suçlamanın bir yararı yok; daha derinden ve gerçekten başlayacağım yaşamaya deyip de başlamadıysam, tek suçlusu benim bunun.
  • “Bazı izleri silemedi, ne yapsada silemedi.”
  • İman, sahibini hep tetikte tutar; evde, işte, sokakta, kalabalıkta ve yalnız başına... Sokaklar yargıç doluysa, sokaklar yargıçtan geçilmiyorsa, imanınızı savunmaya hazır olmalısınız.
  • İmanın kurak toprakları yeşerten, olmazı olur zoru kolay kılan gücü üzerine düşünür ve kendi durumunu alçakgönüllülükle tahlil etmeye çalışırdı.
  • İnsanların işi gücü yeni tehlikelere yeni tedbirler icat etmek olmuş.Diyorum ki pencerelerde kat kat perdelere gerek olmasaydı da insanlar gözlerine perde çekebilselerdi.Diyorum ki insanlar birbirlerine böyle dünyayı zindan etmeselerdi ya.
  • /Uzaklar yakın, darliklar ferah olacak.Ve mutlaka, Kerîm olan bir adım yaklaşana on adım yaklaşır./
  • Kurutulması gereken kökümüzden söz edip durdular
  • Konuşmak istediği, kendisini anlayabilecek, kendisine destek verebilecek birinin özlemi içinde.
  • Uzaktaki insanları sevmek gibi, hayata geçirilemeyen fikirleri savunmak da kolaydı.
  • Sevgili sonbahar rüzgarı; es, es de dindir içimin bu sızısını. Kat, kat götür beni geçmişteki günlerimden birine.
  • “Bir zamanlar düşler, ümitler, sunulmayı bekleyen sevgiler vardı. Geçmiş diye bir zaman yoktu, her şey gelecekti bir zamanlar. Geleceğin renkleri canlı, pırıl pırıldı. O zamanlar...”

Üç İhtilal Çocuğu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Okuma hakkınız yok sizin. Başınızdaki o örtüyü çıkarıp öyle girin dersime!" Çok değil belki on yıl öncesinde Müslüman bir ülkenin üniversite amfilerinde yükseliyordu bu ses. İslamı yaşayan, yaşamaya çalışan genç kızlar dini özgürlük(!) gereğince alınmadılar derslere. Ülkeye ihanet addeddiler onların başörtülerini. Onlar kararlı durmaya çalıştıkça sindirmeye çalıştılar. Okulların önünde eylem yaptılar, coplandılar, imza topladılar, alaya alındılar, ropörtaj verdiler, aslına uygun basmadılar. Bu mücadele o kadar uzun süre devam etti ki bazısı beklemekten vazgeçtiler. Evlilik geldi ardından. Hayalleri gibi ya da değil adamlarla evlendiler, çocuk çoluğa karıştılar... Ama umutla beklediler. Tekrar dönmeyi beklediler. "Eğitim hakkı engellenemez" propagandasında gerçekliği düşlediler. Bu kitap onların hikayesi. Bu kitap bizim hikayemiz. Biz İhtilal çocukları... (Ayşe Nur)

İhtilalin Kadınları: Tavsiye olunur ki ; Yaşadığımız tarihlerin evvelinde , ihtilal ve sancılı dönemlerde yaşanan hayatları kaleme almış Cihan Aktaş . Belki unuttuğumuz o 28Şubat mağduriyetlerini tekrar en derin hislerle okurken , değişen İslami duruşları da en net biçimde gözler önüne seriyor kitabında .. Bir inanç ve dava çerçevesinde şekillenen hayallerin ne kadar hayata geçirildiğine , farklı evlilik anlayışları ile kurulan yuvaların insanın hayatına nasıl malolacağına değiniliyor.. Basit,sade bir üslupla ,hikaye tadında , acı gerçekleri hissederek okuyorsunuz .. Dram ağırlığı olduğu kadar , betimleme de oldukça fazla . O zamanları merak edenlere , az-çok İslami bir davayla büyüyüp günümüz dünyası ile mücadele edenlere tavsiyemdir.. (Sümeyye Ferah⠀ོ)

Oylesine tanidik, oylesine yakin hissettim. Ve umudun uyandigi yerlerden tutundum kitaba. Elimden dusuremedim bitene kadar. Bir derdi olan, ve kucaginda derdiyle birlikte bolunmusluklerini, soru isaretlerini tasiyan her kadina.. samimiyetle onerilir (ZeyK)

Üç İhtilal Çocuğu PDF indirme linki var mı?

Cihan Aktaş - Üç İhtilal Çocuğu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Üç İhtilal Çocuğu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Cihan Aktaş Kimdir?

Yazar Ümit Aktaş'ın kardeşi.Beşikdüzü Öğretmen Lisesi’ni (1978) ve İstanbul DGSA Mimarlık Fakültesi’ni (1982) bitirdi. Mimar, basın danışmanı ve gazeteci olarak çalıştı. Yeni Devir’de köşe yazıları yazdı. Halihazırda Taraf gazetesi ve Dünya Bülteni internet sitesinde köşe yazıları yazıyor. Hayal Perdesi e-dergisinde sinema yazıları, www.sonpeygamber.info'da ise dini içerikli makaleleri yayınlanıyor. 1995’te TYB (Türkiye Yazarlar Birliği), 1997’de Gençlik Dergisi tarafından ‘Yılın Hikayecisi’, 2002’de TYB tarafından yılın romancısı olarak ödüllendirildi. 2009’da “Kusursuz Piknik” isimli hikaye kitabı ESKADER tarafından yılın hikaye kitabı ödülüne lâyık bulundu. Halihazırda Tahran’da Tabatabai Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde dersler veren Aktaş evli ve iki çocuk annesidir.

Cihan Aktaş Kitapları - Eserleri

  • Üç İhtilal Çocuğu
  • Hz. Zeyneb
  • Bana Uzun Mektuplar Yaz
  • Kızım Olsan Bilirdin
  • Hz. Fatıma
  • Duvarsız Odalar
  • Bacıdan Bayana
  • Suya Düşen Dantel
  • Son Büyülü Günler
  • Ayak İzlerinde Uğultu
  • Halama Benzediğim İçin
  • Kusursuz Piknik
  • Şark'ın Şiiri: İran Sineması
  • Fotoğrafta Ayrı Duran
  • Acı Çekmiş Yüzünde
  • Sistem İçinde Kadın
  • Şirin'in Düğünü
  • Ağzı Var, Dili Yok Şehrazat
  • Azize'nin Son Günü
  • Seni Dinleyen Biri
  • Kılık - Kıyafet ve İktidar
  • İslamcılık
  • Şehir Tutulması
  • Modernizmin Evsizliği ve Ailenin Gerekliliği
  • Şair ve Gecekuşu
  • Unutulmayan
  • Bir Hayat Tarzı Eleştirisi: İslamcılık
  • Turuncu Günler
  • Sınıra Yakın
  • Mahremiyetin Tükenişi
  • Türbanın Yeniden İcadı
  • Kardeşliğin Dili
  • Tesettür ve Toplum
  • Hayallerin Ötesi
  • Hatırladığım Filmler
  • Kadının Serüveni
  • Dünün Devrimcileri Bugünün Reformistleri
  • Vahiy Sürecinde Kadın
  • Yakın Yabancı
  • İktidar Parantezi
  • Veda Hutbesi İnsanın Temel Hakları
  • Seattle Günlüğü
  • Pakistan Dosyası
  • Rüzgarla İyi Geçinmek: Esenler'in Kuruluşu

Cihan Aktaş Alıntıları - Sözleri

  • Y a Ümmü Gülsüm? O, Hz. Ali ve Fatıma’- nm ikinci kızlan ve Allah Resulünün öpüp kok- ladığı bir yavru... Küçük yaşta diğer kardeşleri gibi anasını ve dedesini yitiren bu küçük kız, babasının denetiminde büyüdü. (Hz. Fatıma)
  • “İlk tanıdığı insana hemen güvenip içinde ne varsa dökmek gibi onu hep belalara sürükleyen bir huyu vardı.” (Acı Çekmiş Yüzünde)
  • Mahalle aslında aileden kamuya öğretici bir geçiş rolü üstlenen "sıcak kamu" alanı. (Şehir Tutulması)
  • “Bir zamanlar düşler, ümitler, sunulmayı bekleyen sevgiler vardı. Geçmiş diye bir zaman yoktu, her şey gelecekti bir zamanlar. Geleceğin renkleri canlı, pırıl pırıldı. O zamanlar...” (Üç İhtilal Çocuğu)
  • Konuşmak istediği, kendisini anlayabilecek, kendisine destek verebilecek birinin özlemi içinde. (Üç İhtilal Çocuğu)
  • "Icsellestirilmemis, şekilde kalan bir dindarlıkla veya dini fanatizmle ruhsal iflas arasındaki mesafe çok kısadır. Ne kadar ilkelerimize bağlı olduğumuzu söylersek söyleyelim, bu bağlılığın sahiciligi ancak, ilkelerimizin sınandığı seçim ve karar anlarında anlaşılacaktır. (Bacıdan Bayana)
  • Gerçek insanlar tanımak istiyorum, diye haykırmış babasının yüzüne; bunu duymuştum. (Duvarsız Odalar)
  • "Çok çok oku, senin süsün okuduğun kitaplar olsun," diyor babam... (Son Büyülü Günler)
  • “İran sineması ile ilgili bilinçli bir cehaletin sürüldüğü görüşü yaygındır.” (Şark'ın Şiiri: İran Sineması)
  • Kadının örtünmesi, cinsi içgüdünün tahrikine, kışkırtılmasına meydan vermeyen bir korunma biçimidir ve örtülü bir kadının toplumsal katılımı, gerçekçi bir gözle bakılacak olursa, daha çok yararlı olacaktır insanlığa (Sistem İçinde Kadın)
  • Bu dünyada kurduğu hayallere tamamen kavuşan insan var mıdır bilmiyorum. (Şair ve Gecekuşu)
  • Dünyevileşme ve mahremiyetin yitimiyle aşk da anlam kaybına uğramıştır. (Mahremiyetin Tükenişi)
  • Örtülü Üniveriste Mezunları adına da Dr. Aysel Çelikkol Sadi Irmak'a şöyle yazmıştı: .... Şuna emin olmanızı isteriz ki, Türk halkı kızının " imanla yaşamak mı?" yoksa "tahsil mi?" tercihine mecbur tutulmazsa, ilmin kadın ve erkek her Müslüman'a farz olduğu bilinci içinde yavrusunu okutacak, yurdumuzda tek cahil fert kalmayacaktır. (Türbanın Yeniden İcadı)
  • '...büyük hayaller kurmadığı için mutlu olmayı başarmış bir adam, diye düşündü.' (Son Büyülü Günler)
  • "...korkunçtu hayat... Gelecek ne, belirsizdi. Ürperdi; insan yükü ağır olur, derdi annesi hep. Başkalarına muhtaç, sığıntı, göze diken olan yaşlı bir kadın olarak yaşmak düşüncesi bile böyle ağırken ne zordu kim bilir?" (Acı Çekmiş Yüzünde)
  • Birine kendini sevdirip sonra da ondan uzaklaşmanın bir cezası olmalı, bu dünyada olmasa bile, öteki dünyada. (Duvarsız Odalar)
  • Ulaşılması zor, yasak, yanlış bir yerde duruyordun. (Son Büyülü Günler)
  • Gelecek kuşaklara daha hafif binalar ve şehirler borçluyuz. (Şehir Tutulması)
  • Kadını çalışma hayatına zorlayan sistem, bununla birlikte gerekli hizmetleri vermediği için; çalışma hayatı Türkiyeli kadınların ekseriyeti için yorucu ve yıpratıcı, para kazanmak ve emekli olmak üzere katlanılan bir yük, bir çile anlamına geliyor. (Modernizmin Evsizliği ve Ailenin Gerekliliği)
  • “Haram yemek tatlıdır.” (Şark'ın Şiiri: İran Sineması)

Yorum Yaz