diorex
life

Umut Bıçağı - Patrick Ness Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Umut Bıçağı kimin eseri? Umut Bıçağı kitabının yazarı kimdir? Umut Bıçağı konusu ve anafikri nedir? Umut Bıçağı kitabı ne anlatıyor? Umut Bıçağı PDF indirme linki var mı? Umut Bıçağı kitabının yazarı Patrick Ness kimdir? İşte Umut Bıçağı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.07.2022 03:00
Umut Bıçağı - Patrick Ness Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Patrick Ness

Çevirmen: Kerem Işık

Orijinal Adı: The Knife of Never Letting Go (Chaos Walking #1)

Yayın Evi: DeliDolu Yayıncılık

İSBN: 9786055060060

Sayfa Sayısı: 472

Umut Bıçağı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Ne kadar muhteşem olduğunu anlamak için sadece ilk cümleyi okumanız yeterli…"

-Guardian-

"Daha iyi bir yaşam arzusuyla başka bir gezegende kolonileşen topluluğun bu sıradışı büyüme hikâyesi, umudun umutsuzluğun içinde nasıl hayat bulduğuna dair de ilginç şeyler söylüyor."

-Zarife Biliz, İyi Kitap-

"Satır ya da paragraf atlayıp bölüm sonunda ne olup bittiğini öğrendikten sonra tekrar kaldığım yere dönüp metni huzur içinde okumanın tadına varmayalı uzun zaman olmuştu." 

-Ebru Akkaş Kuşeyri, Milliyet Kitap-

Aklınızdan geçen tüm düşünceler başkaları tarafından duyulsa neler hissederdiniz? Hiçbir sırrın saklanamadığı bir yer gerçekten var mı? Todd'un yaşadığı kasaba işte tam da böyle bir yer. Nüfusu sadece erkeklerden oluşan bir kasabayı etkisi altına alan "ses" virüsü yüzünden kimsenin huzuru kalmadı. Zihinlere sinsice sızan düşünceler yaklaşmakta olan büyük bir savaşın habercisi sayılabilir mi? Kasabada kalan son çocuk olan Todd için tek kurtuluş yolu kaçmak görünüyor. Peki ama nereye?..

ABD doğumlu, İngiliz gazeteci, yazar Patrick Ness tarafından kaleme alınan Kaos Yürüyüşü serisi, umutla umutsuzluğun, iyiyle kötünün, savaşla barışın iç içe geçtiği, egemen olma hırsının yol açtığı savaşların ve bombaların gölgesinde masum bir aşkın yeşerdiği nefes nefese okunacak güçlü bir distopya...

Oscar ödüllü senarist Charlie Kaufman'ın kaleme aldığı senaryoyla yakın bir gelecekte sinemaya da uyarlanacak olan Kaos Yürüyüşü üçlemesi, Carnegie Madalyası'nın yanı sıra; Guardian Edebiyat Ödülü, Costa Ödülü, Booktrust Gençlik Ödülü gibi birçok farklı ödülün sahibi. Genç yaşına rağmen edebiyat dünyasında kırılması güç rekorlar elde eden Patrick Ness, Carnegie Madalyası tarihi boyunca iki kez ödüllendirilen yedi yazardan ve iki yıl üst üste ödül kazanan iki yazardan biri olmaya hak kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştır.

(Tanıtım Bülteninden)

Umut Bıçağı Alıntıları - Sözleri

  • Belki de asıl mesele düştükten sonra kalkabilmektir.
  • Yaptığım yanlışların bedelini seni güvende tutarak ödüyorum.
  • "Kimse senin için bir şey yapmıyor. Eğer sen değiştirmezsen hiçbir şey değişmiyor."
  • Kalbimde ise özlediklerimin ve gidenlerin sızısı var.
  • Şans sizden yana değilse karşınızdadır.
  • Neyin gerçek, neyin tahmin, neyin hayal, ve neyin fantezi olduğunu anlamanız neredeyse imkansız evet gerçek o karmaşanın içinde bir yerlerde ama gerçeğin gördüklerinizin tam tersi olabileceğini de unutmayın her şeyi görünce de insan gerçeği nasıl bilebilir ki?
  • Gürültülerinden rastlıyorum sonuçta, erkeklerin seks ve düşmanlarından başka bir şey düşündüğü nerde görülmüş?
  • Zaman, varlığını görmezden gelseniz dahi geçmeye devam ediyor.

Umut Bıçağı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kaos Yürüyüşü serisinin ilk kitabı Umut Bıçağı. Bu serinin filmi çıkacağı için okuma  listemde öne çekmiştim. Ve bu kitap Patrick Ness'ten okuduğum ilk kitap. O yüzden yazarı şimdilik sadece bu eserleriyle tanıyorum. Öncelikle bence seri isminin hakkını veriyor. Tam bir olay serisi. Sürekli olay oluyor. Durum betimlemesi, durum bölümleri okuduğumuzu hatırlamıyorum. Hep koşturuyoruz. Kitabımızın ana karakterleri Todd ve Viola. Todd, sadece erkeklerin bulunduğu bir kasabada yaşıyor. Bu kasaba halkı okumamış, yazmamış. Kitapları yakmış. Başlarında bir tane başkanla ömür geçirmişler. Kasaba kurallarına göre bu kasabada 13 yaşına giren oğlanlar yetişkin adam sayılıyor. Bu yetişkin olmuş adamlar da çok tuhaf davranmaya başlıyor. Bunun nedenini Todd da bilmiyor ve bu da onu kızdırıyor. Çünkü kasabada 13 yaşındaki tek oğlan Todd Hewitt. Bir de bu kasabada "ses" virüsü var. Bu gezegende insanlar ve hayvanlar birbirinin seslerini duyabiliyor. İç seslerini. Bunu düşününce tüylerim ürpermedi değil. Herkesin iç sesini duymak insanı çileden çıkarırdı herhalde. Todd, doğum gününe kısa bir süre kalmışken görmemesi gereken bir şey görüyor. Ve olaylar böyle başlıyor. Kaos Yürüyüşü ismi buradan geliyor diye düşünüyorum. Bence çok iyi bir isim seçimi olmuş. Umut Bıçağı da öyle. Yorumumun iyi olması açısından Umut Bıçağı'nın orijinal baskısına da baktım. Kitapta çevirmen yazarın, kasaba halkının farklı bir dil şivesi kullandıklarını belirtmek için bazı kelimeleri bilerek yanlış yazdığını, o nedenle çeviride de böyle çevirdiğini söylemiş. İlk etapta bu duruma alışmam çok zor oldu. "Gidiyom, geliyom, yapıyom," gibi yöresel şivelerin yazıma dökülmüş halleri vardı. Fakat çevirmen haklı çünkü kitabın orijinal dilinde de durum böyle. Bazı kelimeler yanlış yazılmış, kimi kelime çeviride çıkmıyor, cümleler tuhaf. Çevirmenin bunu bize doğru yansıtabilmesi için böyle bir yöntem seçmesi gerekiyordu. Zaten sonra kitap beni sardığı için de bu yazıma takılmadım. Hatta adapte bile oldum. Bir de halkın, o karakterlerin dil kurallarını bilmediğini düşünürsek yanlış, saçma sapan konuşmaları da çok mantıklı geldi. Yazar kitapta tamamen olaya odaklanmış olduğu için karakterlerin betimlemeleri, yerlerin detaylı anlatımları yok denecek kadar azdı. Hatta yok gibi bir şeydi. Sürekli koştuk diyorum ne görmüş olabiliriz ki zaten koşarken? En çok takıldığım nokta "Kötülere bir şey olmaz," sözünün bu kitapta kanıtlanmasıydı. "Hadi öl be artık," dediğim her karakter ölmedi ama en en en istemediğim, sevdiğim karakterin başına gelmeyen kalmadı. Todd ve Viola'nın peşini bırakmayan manyağın tekinin (Bu bir spoi değil kitapta herkes Todd'un peşinde zaten) ölümcül hiçbir darbede ölmemesi beni çileden çıkardı. Olacak şey değil gerçekten. Neden herkesin Todd'a ve onun 13 yaşını bitirip erkek olmasına taktıklarının açıklamasının bana yettiğini pek söyleyemem. Yine de böyle bir açıklama beklemediğimi de söylemem lazım. Kitapta olan kimi şey beni şaşırttı. Olayları heyecanla okudum. Karakterler çok güzeldi. Todd, Viola, Manchee favori karakterlerimdi. Kimi zaman Todd beni çileden çıkarsa da onu 13 yaşında olmasına bağlayarak hoş karşıladım. Zamanla toparlanacağına inanıyorum. Sonuçta kendisi de böyle bir kaosun içine düşmeyi beklemiyordu. Seri için iyi bir giriş kitabıydı. Başta biraz yavaş aktı ama sonra bir anda topladı bu sefer de hiç durmadı. Nasıl bittiğini anlayamadım. Tam her şey bitti sandığımda yazar bir bomba daha patlattı. Kitabın sonu da merak uyandırıcı bir şekilde gitti. Gözüme takılan birkaç şey yüzünden puan kırdım. Okurken sık sık "tam filme uyarlanmalık bir kitapmış gerçekten de," dedim. Umarım filmi beklentilerimi karşılar. Bence yazımı gibi detaylara takılmayacaksınız, akıcı bir macera romanı arıyorsanız okuma listelerinize ekleyebilirsiniz. (Esin Elif)

Yine severek okuduğum bir kitabın daha sonuna geldim. Herkesin birbirinin içsesini, aklından geçenleri duyabileceği bir kasaba düşünün. Soyu tükenmiş kadınlar, yok olmaya yüz tutmuş kentler, konuşan hayvanlar, bir çocuğa musallat olan büyük bir gizem. Küçük yaşta bir başlarına ve omuzlarına büyük yükler binmiş çocukların hikayesi. Hikayenin büyük bir kısmı yollarda geçiyor ve bu düşünüldüğü kadar sıkıcı değil. Hayvan sever okurlar için de ilgi çekici detaylardan birisi baş karakterlerden birisinin tatlı bir köpekçik olması. Onunla da kitabın birçok yerinde karşılaştığınız için sempati duyuyorsunuz ve sağlam bir bağ oluşuyor aranızda. Kitap belli sayfalara kadar biraz olaysızdı. Bir macera filmi gibi olamasa da bir çizgi filmin saçma bulsanızda sizi eğlendirip kendini izleten büyüsü benzeri yerlerdi bu yerler. Bu durgun yerlere rağmen sizi saran bir tarafı vardı. Hoş ve ilginç bir kurgusu vardı ama 13 yaşında bir oğlan uğruna yapılan bazı şeyler kitapta bir nedene bağlansa bile bana pek tatmin edici gelmedi bu neden. Sağlam bir zemine oturmuyordu. Yazar daha çarpıcı bir sebep bulabilirdi. Zayıf noktalarından biriydi bu kitabın. Birde kitaptaki kötü karakterlerden birinin mucize eseri sürekli başarılı olup hayatta kalabilmesi biraz uçuk geldi bana doğrusu. Baş karakter Todd’a bazı yerlerde gerçekten fazlasıyla sinirlendim. Hatta bazı Todd diyalogları ve olaylarını la havle çekerek okudum. Olgun olmayan düşünceleri , inadından ve bencilliğinden dolayı etrafına verdiği zararlar okuyuları gerçekten çileden çıkarabiliyor. Buna rağmen her şeyin altında masum bir çocuğun düşünceleri yatıyor ve ona sempati duymadan edemediğiniz yerler oluyor. Ama ben Viola karakterini daha çok sevdim. Mantıklı konuşmaları ve zekice planlarıyla Todd’a yol gösteriyor. Ona iyi bir yol ve kader arkadaşı. “Nehrin daşıdığı higayeler. İnsannar gonuşuyo. Annasın ya. Higayeler. Bunu görmüştünüz mü?” Bazen bazı kasabalılar cümleleri öyle bir kuruyor ki, her cümlenin sonuna “gaari” gelecek gibi bir beklenti içine giriyorum. Ege şivesine benzer şivelere rastlayabiliyorsunuz. Kitap belli yerden sonra çok sürükleyici hale geldi ve elimden bırakamadım. Kitaptan çok beklentim yoktu hatta biraz kasvetli bir kitap beklemiştim kapağına bakınca da ama beklentimin üzerinde sürüleyici bir eserdi. Ben kitaplarda dramatik yerlerde ne kadar üzülsem de genellikle pek ağlamam. Normal hayatımda da ağlamayı tercih ettiğim pek söylenemez. Ama bu kitapta hassas anıma geldiği için mi yoksa benim için önemli bir karakterle ilgili bir gelişme olduğu için mi bilemeyeceğim ama gözyaşlarımı tutamadığım yerler oldu. Bir çoğunuzun da benim gibi etkileneceğinden eminim. Yazar şaşırtmayı başarmıştı beni orada. Kitabın ismi de içeriğini büyük oranda yansıtıyordu ama okuduğumda ben kitaba Jonathan Safran Foer’in “Aşırı Gürültülü Ve İnanılmaz Yakın”ını yakıştırdım nedense. Kitabın verdiği mesajda çok güzeldi. Umut, her şey tükendiği zaman insanı hayata bağlayan ve devam etmesini sağlayan yegane şeydir. Ancak insana en çok acı veren şey de yine umuttur. “Umut acıtır.” Şimdiki zamanlı anlatımı ve bozuk Türkçesi dışında pek bir şikayetim olmadı kitaptan. Kitapta sürekli gidek, yapıyom, yannış, diil, nıfıs gibi garip bir Türkçe ile karşılaşıyorsunuz. Ama bunlar öyle çok da göze batmıyor. Bazı yerlerde kitaba doğal bir hava kattığını söylemek bile mümkün. Kitabı çok sevdim ve ikinci kitabını da hemen alıp okumayı düşünüyorum. Herkese de önerebileceğim bir kitap. Detaylı yorumlar için ; http://yorumatolyesi.blogspot.com.tr/2015/09/umut-bcag-kaos-yuruyusu-1-patrick-ness.html (sümeyye kip)

Bu bir yol öyküsü. Birbirlerini yeni tanıyan iki gencin karanlıktan kaçışının öyküsü. Ha bir de en iyi dostları Manhee'nin tabii. Kahramanlarımız Yeni Dünyada daha önce gezegendeki hiç kimsenin kat etmediği kadar yol katediyor, yeni insanlarla, gezegenin yerlileri Spaklarla ve yöreye özgü canlılarla karşılaşıyor, hatta onlarla bir miktar konuşabiliyorlar. Maceranın ve heyecanın hiç bitmediği bu distopik roman Kaos Yürüyüşü üçlemesinin ilk kitabı. Yakında başrollerinde Tom Holland, Daisy Ridley ve Mads Mikkelsen'ın da rol aldığı sinema uyarlamasıyla Chaos Walking ismiyle vizyona girecek kitabı ben oldukça beğendim ve filmini de merakla bekliyorum. (Uğur Demirci)

Umut Bıçağı PDF indirme linki var mı?

Patrick Ness - Umut Bıçağı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Umut Bıçağı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Patrick Ness Kimdir?

Ödül kazanmış bir romancı ve The Cras of Henningtoh ve Topics Obout Which I Know Nothing isimli iki önemli bilim kurgu kitabının yazarıdır. Yazar 2009 yılında Costa Çocuk Kitapları Ödülünü kazanmış, 2009 Booktrust Gençlik Kitapları Ödülü, Yılın Gençlik Kitabı Ödülü ve 2010 Carnegie Ödülü’ne aday gösterilmiştir.

Patrick Ness Kitapları - Eserleri

  • Canavarın Çağrısı
  • Biz, Ölümlüler
  • Son ve Ötesi
  • Umut Bıçağı
  • Sorgu ve Sır
  • İnsan Denen Canavar
  • Gökyüzümüzdü Okyanus
  • Hakkında Hiçbir Şey Bilmediğim Şeyler
  • Release

Patrick Ness Alıntıları - Sözleri

  • Şeytanı hayal edersen, şeytanı yaratırsın. (Gökyüzümüzdü Okyanus)
  • Çünkü ölmeden önce de mümkündür ölmek. (Son ve Ötesi)
  • "Kız arkadaşının hiç çenesini kapattığı oluyor mu Harold?" "Bana Harold deme." Monica çocuğun omzuna vuruverdi. "Cümlenin hoşuna gitmeyen kısmı o muydu?" (Son ve Ötesi)
  • ... hatasını bilip de hiçbir şey yapmayan en kötüsüdür. (İnsan Denen Canavar)
  • Terapiye ihtiyacı olmayan kimseye güvenmem (Biz, Ölümlüler)
  • Ne çeşit yeni şeytanlar yaratabileceğimizi kim bilebilir ki (Gökyüzümüzdü Okyanus)
  • Herkesin sandığından daha zekidir, sürekli sinirlerinin tepesinde olmasının nedeni de bu. (Son ve Ötesi)
  • "Hikayeler önemlidir, dedi canavar. Eğer içlerinde gerçeği barındırıyorlarsa, her şeyden daha önemli olabilirler..." (Canavarın Çağrısı)
  • "Kimse senin için bir şey yapmıyor. Eğer sen değiştirmezsen hiçbir şey değişmiyor." (Umut Bıçağı)
  • Ve sonra o bir yerlerde bensiz yaşamaya başladığı hayatına kaldığı yerden devam etmek üzere gitti ve geriye ben ve kırık kolum kaldık. (Sorgu ve Sır)
  • İnsan dediğin dururken, kimin şeytana ihtiyacı vardır ki? (Gökyüzümüzdü Okyanus)
  • "Bazen insanlar en büyük yalanı kendilerine söylemek zorunda kalırlar." (Canavarın Çağrısı)
  • "gençlerin en büyük hataları, karanlığı ve dünyadaki zorlukları tek görenin kendileri olduğunu düşünmeleridir." (Biz, Ölümlüler)
  • Kendi korkularını bir yana bırakıp yaşamama izin vermen, merhametin de ötesinde bir şey. (Gökyüzümüzdü Okyanus)
  • muhteşem bir karanlığa bürünmüş geceye doğru baktım. dünyanın benim olan kısmında, başka yerde görmediğim kadar çok yıldız vardı. (Biz, Ölümlüler)
  • Bunu onlara ödetecektim. Bunu omlara öyle bir ödetecektim ki, hesap defterlerinde yeterince insan kalmayacaktı. (Gökyüzümüzdü Okyanus)
  • Ve bunun üzerine içimde şaşırtıcı bir boşluk hissediyorum. Çünkü nefret ettikleriniz bile gittiğinde içinizde bir boşluk bırakırlar. (İnsan Denen Canavar)
  • "Bizi biz yapan seçimlerimizdir." (Sorgu ve Sır)
  • "...Kendimden nefret ediyorum Doktor Luther." "Ama benden yardım istemeye gelmeyecek kadar değil." (Biz, Ölümlüler)
  • Cehennem dedikleri bu muydu? Tek başınıza ve sonsuza dek en kötü hatıranızda öylece kısılıp kalmak mıydı? (Son ve Ötesi)

Yorum Yaz