diorex
Dedas

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok - Osman Pamukoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kimin eseri? Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabının yazarı kimdir? Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok konusu ve anafikri nedir? Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabı ne anlatıyor? Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok PDF indirme linki var mı? Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabının yazarı Osman Pamukoğlu kimdir? İşte Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.03.2022 22:00
Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok - Osman Pamukoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Osman Pamukoğlu

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN: 9789751022547

Sayfa Sayısı: 391

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hakkâri ve Kuzey Irak Dağlarındaki Askerler

"Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz, savaş sizinle ilgilenir. Savaş kazananıda yorar. Ölüm her şeyi eşit yapan doğal sonuçturç Ölümden korkmayan ölmez; ölüm kendine koşanları hiçbir zaman vurmaz. Ölüm korkusu, ölüm acısından daha şiddetlidir. Ölüm teşkilatının bir anlamı yoktur. Size yol gösterdim de diyebilirsiniz, ama askeri manada emir vermedim. Kahramanlara emir verilmez."- Osman Pamukoğlu-

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok Alıntıları - Sözleri

  • Kabul etmediğiniz sürece yenilmezsiniz. Bu yüzden kabul etmeyin.
  • Siz de boşuna beklemeyin, ben askerlere leş toplatmam.
  • Karanlık bir gökyüzü fırtınasız açılmaz.
  • Bir milletin şerefi cephedeki askerin sırtındadır.
  • Ölümün korkusu, ölüm acısından daha şiddetlidir.
  • Herkesin yağdığını gördüğü yağmur için, yağmur altında kalanların bize şemsiye lazım demesi mi gerekir?
  • Rütbe, mevki geçicidir, kalıcı olan şerefiniz olacaktır.
  • Dağ taş PKK'Iı terörist cesedi dolu.
  • Üç kişi bir sırrı ömür boyu saklayabiliyorsa, bilin ki, bunlardan ikisi ölü demektir.
  • Gün doğuyor, kimi mahzun gözler üstüne; Kimi uykusuz sabahı bekleyen...
  • Arkasında düşmanı hisseden önündekiyle savaşamaz.
  • Meyvası çamura düşüyor diye ağaca kızılmaz.
  • Dünyada bir tane güzel çocuk vardı ve bütün anneler o çocuğa sahiptirler.
  • Ne kadar eğitim almış olursan ol, öğretilenlerin hiçbiri, seni o ana hazırlamış değildir.
  • Arkadaşlar, deniz varsa korsan da olacaktır.

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ulu Türk Osman Pamukoğlu Paşa!: Esenlikler! Kitabımızın adı “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok”. Aslında kitabı okursanız adının manasını daha iyi anlarsınız. Yazarı Osman Pamukoğlu Paşa. Bu kitabı okuyunca kendisine saygı ve sevgim kat kat arttı. Benim okuduğum kitabın kapağında 623 şehidimizin adı ve memleketleri var. Kitabın sonunda yani ekler kısmında daha detaylı olarak (doğum tarihleri, şehadet yerleri ve tarihleri vb. gibi birçok bilgi var) verilmiş. Daha sonra Hakkari Harekat Bölgesi Haritası ve bazı harekatların fotoğrafları var. İsterseniz genel ağdan yüzlerce video, fotoğraf bulabilirsiniz harekatlara dair. Okumanızı görsel olarak desteklerseniz anlatılanları daha iyi kavrıyorsunuz. Zaten kitabın pek bir zorluğu yok. Sade bir dille yazılmış. Bizzat Osman Pamukoğlu tarafından birinci kişi ağzıyla yazılmış. Ben kitabı kütüphaneden aldım lakin en yakın zamanda bu değerli kitabı satın alıp kitaplığıma ekleyeceğim. Zaten yazarın bütün kitaplarını da en kısa sürede satın alacağım. Aslında kitabı asıl okuma amacım proje ödevi için Osman Pamukoğlu’nu araştırmaktı. Hayat hikayesini yazmıştım ama ben biraz daha tanımak için kütüphaneye gittim ve Osman Pamukoğlu yazarına ait tüm kitaplara baktım fakat sadece bunu buldum. Haliyle bu kitabı aldım ve iyi ki almışım diyorum.Kitabın 384 sayfasına yüreğimi bıraktım. Kendileri ve Tanrı hariç hiç bir şey bulunmayan o dağlarda savaşan askerlerimize derin bir saygı ve minnettarlık duydum. Aynı zamanda Osman Paşa’ya hayran oldum. 1993-1995 yıllarında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı yapmıştır ve o dönemde PKK’nın omurgası kırılmıştır. Bu 778 günü kitapta anlatmaktadır. Kitap diğer bölümler hariç ana olarak 3 bölümden oluşmaktadır. 1993, 1994 ve 1995 dönemleri. Ve Paşa’mızın Hakkari Dağ ve Komando Tugayı’na atanması şöyle olur: 22 Haziran 1993 günü Kara Kuvvetleri Komutanlığına çağrılır. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhittin Füsunoğlu Paşa’yla konuşmaya başlar. Ve sonunda Osman Pamukoğlu’nu Hakkari’ye göndereceklerini söyler. Tabiki Osman Pamukoğlu görevi seve seve kabul eder. Kara Kuvvetleri Komutanı hem sevinir hem de rahatlar ve Osman Pamukoğlu Genelkurmay Başkanı’nın yanına gider. Genelkurmay Başkanı öfkelidir çünkü artan terör olaylarından dolayı hiç bir general doğuya gitmek istememiş, bu da Genelkurmay Başkanı’nı çok sinirlendirmişti.İşte Osman Paşamız farkını göstermiş ve bu durumda görevi şerefle üstlenerek Hakkari’ye gitmiştir. Ve gitmeden önce tümgeneralliğe terfi ettirilmiştir. Bir nevi kitapta anlatılan ana şeyler böyle başlıyor diyebiliriz. Ardından Paşa Tugay’a gelir ve karargahta brifing-karşılayacak bir kelime bulamadım- verilir. Paşa’nın dikkatini çeken bir çok şey vardır. Birini yazıyorum: "4. Hiç bir bilgi doğru ve güvenilir değildi. Halkın devlete güvenini kaybettiğini olaylar gösteriyordu. Halkın PKK'ya yardım ve destek sağlaması örgütün ideolojisine değil, baskın çıkan otoritesinden korkmasıydı." (31.sayfa) "Siz Dağ ve Komando Tugayının kışlasının tehdit ve tehlike altında olduğuna inanarak yaşarsanız, Hakkari'nin 60 ayrı yerindeki küçük birlikler, bölükler, karakollar ne yapsın?" (31.sayfa) İşte bu yazılanlardan dolayı karakollardaki askerlerimiz hep hazırlıksız yakalanıyorlardı. Ve sabitlerdi ama düşman istediği mevkiden saldırabilirdi. Daha bir çok nedenden dolayı karakollar güvenlik sağlamaktan ziyade bize şehit verdiriyordu. Durum Paşa geldiğinde böyleydi. Her gün saldırılar oluyor, karakollara taciz atışları yapılıyordu. Ve en acısıda bunların çoğunda şehit veriyorduk. Bir olay daha, Tugay Başkanı bir baskından çok çekindiği için gece boyu mevzileri kontrol etmesi üzerine Paşa şu cümleleri söyler: "Siz Dağ ve Komando Tugayının kışlasının tehdit ve tehlike altında olduğuna inanarak yaşarsanız, Hakkari'nin 60 ayrı yerindeki küçük birlikler, bölükler, karakollar ne yapsın?" (31.sayfa) İşte bu sözler bile Osman Paşa’nın yapacakları şeylerin bir önizlemesi gibidir. Paşa en çok sıkıntıda olan karakolları - İran ve Irak sınırındaki karakollar- 6 içinde dolaşır. Her gittiği karakola göre senaryolar üretir. Düşmann gibi düşünmeye çalışır. Düşmanını tanımadan onunla iyice savaşamayacağı için tanımaya çalışır. PKK gibi düşünmeye ve onun taktiklerini anlamaya çalışır. Analiz ettiği şeylerden biri de karakolların bölgeye hakim olan yere değil direkt olarak kaçakçılık yollarının üzerine inşa edildiğiydi. Ve bu yüzden binaların çoğu çukurlarda, göçük alanlarının dibindeydi. Bu da bölgeye hakim olmayı bırak, kendini savunmasız hale getiriyordu. Bir başka husus ise bu yapılanma. Nasıl oldu, birden mi ortaya çıktı? Tabii ki hayır, bir atasözü vardır ya, her çok azdan olur. İlk 60 kişi ile başlayan küçük bir yapılanma 10 yıl sonra 12.000 kişiye çıkıyor. İşte böyle oldu. Kitapta Paşa şöyle izah eder durumu, PKK’nın ilk yıllarında kod Sinan isimli birinin yönetiminde 60 kadar militan faaliyet göstermiştir. Ve Hakkari’nin tamamında. Ardından bunu diğer eşkıyalara benzemediğini anlayan köylüler hem askeri hem de mülki makamlara bunu bildirmişlerdir. Aldıkları cevap: “Bizim bilgimiz var, siz köylerinize dönün.” Yani düşmanımızı hafife almışız. Umursamamışız. İşte örgütün filizlenme dönemleri o yıllar. Bir alıntı geçiyordu: “Tecavüzün büyüğü küçüğü olmaz.” diye. İşte bu küçük tecavüzler zamanlar katlanarak artmış ve örgüt Türkiye Cumhuriyeti’ne kabadayılık yapacak hale gelmiştir. Bölgeye Osman Paşa geldiğinde ise artık halk tamamen devletten kopmuştu. Bu da bir çok şeye sebep oluyordu. En basitinden kimse PKK’nın tam yerini bilmiyordu. Halk biliyordu fakat askere söyle(ye)miyordu., çünkü PKK bölgede otoritesini sağlamıştı. Eğer PKK’nın yerini söylerse öldürülecekti. Her şeyi buraya yazamam, ama okursanız daha çok şeyle karşılaşırsınız. İşte genel durum böyleydi. Haliyle buna birinin dur demesi gerekti. O kişi de Ulu Türk Osman Pamukoğlu’ydu. Kitapta her geçen olay gözümün önünde canlandı. Paşam ile dağda mahsur kaldım, 13 bot eskittim, karakolları dolaştım. Kitabın bir kurgusu yok fakat beni öyle içine çekti ki… nasıl anlatsam bilemiyorum. Evet, Paşa dur diyecekti, dedi de. Konuşmasından bir bölüm: “Kurt sürüsü taktiği ile tilki avı tekniği kullanarak taarruz edeceğiz. (...) “Arkasında düşmanı hisseden önündekiyle savaşamaz.”” (Safa 63) Bir tane daha: "Türklerin vatanlarına bağlılıkları her huylarının üstündedir” sözünün kanıtlanma zamanı geldi, arkadaşlar. (Sayfa 65) İşte bundan sonra harekatlar başlar, askerlere moral verilir. “Kim Türkiye Cumhuriyeti’ne kabadayılık yapar!” diyerekten dağlara çıkan komandolarımız o it sürülerini inlerinde tek tek gebertirler. Önce karakoldan çıkmayan askerler nasıl bunu yapıyor derseniz onu da izah edeyim, Başlarında komutanları var, en üst rütbelisi, aynı koşullar altında,bizzat askerle beraber çatışıyor. Haliyle askere moral oluyor. Marşlarla askere destek veriliyor; dağlarda, vadilerde: “Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız” sözleri yankılanıyor. Bunları yazarken bile damarlarımın hareketlendiğini hissediyorum. Bari yazıma devam ederken dinleyeyim:) TSK Armoni Mızıkası-Kara Harp Okulu Marşı"Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız" - YouTube Şehit ailelerine her şey anlatılıyor, evlatları için özel belgeler gönderiliyor. Artık askerlerimiz karakolda oturup düşmanı beklemiyorlar, gidip düşmanı buluyor ve yok ediyorlar. Durgunluk ve bezginlik ortadan kalkıyor. Tüm bunlar olunca askerimiz durar mı hiç? Savaşmak, kandaşlarının öcünü almak için can atıyorlar. İşte daha birçok neden var fakat bunlar yeterli. Artık PKK’nın bir militanın bile izinin bulunamaz olduğu vakitler geçmiş, bizzat ana kamplarına gidip onları gebertme vakti gelmişti. Farklı bir husus daha- bu hususlar çok oldu ama bilirsiniz, anlatılacak çok şey var- belki duymuşsunuzdur o sözü: “Ben askere leş toplatmam!” sözünü. Burada da askerin moral ve psikolojisinin önemini çok iyi bilen Osman Paşa sert bir şekilde muhabire böyle demiştir. Böyle olayları elimden geldiğince genel ağdan bulup incelemenin sonuna bağlantılarını koyacağım.Aslında kitabı okuyalı epey zaman oldu fakat incelemeyi hemen yaz(a)madım. O yüzden bölük pörçük olabilir fakat bu incelemeyi yazmazsam içimde kalırdı. O yüzden sayfalarına tek tek bakıp olabildiğince iyi yazmaya çalışıyorum. Aslında belki bugün yazmayacaktım lakin kütüphaneye geri verme gününün bugün olduğunu anımsadım ve dizi izlemeyi bırakıp kaleme sarıldım:) Neyse devam… 142. sayfada altını çizdiğim yeri gördüm, “Bu memleket için neler yapmadık; Kimimiz nutuk attık, Kimimiz öldük.” İşte askerlerimiz öldüler, uçmağa vardılar, biz ise anca nutuk atıyoruz. Asla hakları ödenmez… 154- 155. sayfalarda karşılaştığım bir kahraman, Zekeriya Gülyaman. (Soyadı belki kitapta yanlış yazılmış olabilir çünkü genel ağda araştırırken “Gözyuman” şeklinde yazılan soyadları da vardı) Üzümlü’de 12 Aralık 1993 gecesi 21.30’da Kuzey Irak’a sızan iki komando timinde bulunana 1972 doğumlu , Mustafa oğlu, Şehit Jandarma Komando Onbaşı Zekeriya Gülyaman’ın (1972-4 tertip) şahsi eşyaları arasında bulunan, kendisinin yazdığı yürek sızlatan şiir: “KOMANDO OLMAK ONURUMDUR OLUR YA BİR ÇATIŞMADA ÖLÜRSEM ARKAMDAN YAS TUTMAYIN BIRAKIN TOPRAĞIMDA RAHAT UYUYAYIM BEDENİMDEN KOMANDOMU ÇIKARMAYIN ONLAR BENİM GURURUMDUR ÖLÜNCE KEFENİM OLACAK BAŞIMDAN MAVİ BEREMİ ÇIKARMAYIN O BENİM ŞANIM ŞEREFİM OLACAK AYAĞIMDAN BOTLARIMI ÇIKARMAYIN ONLAR NİCE YOLLAR AŞACAK ŞEHİT OLURSAM SIRAT KÖPRÜSÜNDEN GEÇECEK ELİMDEN TÜFEĞİMİ ALMAYIN O BENİM MEZARIMA SEMBOL OLACAK YARAMIN KANINI SİLMEYİN AHİRETTE HESABI SORULACAK GÖĞSÜMDEN KÖR KURŞUNU ÇIKARMAYIN O BENİM MADALYAM OLACAK... Hemen bu şiirin ardından bir konuya değinmek istiyorum, PKK’nın kurucusu olan eli kanlı bir katili , Apo’yu özledim diyen birini “insanlık(!)” kisvesi adı altında sevdirmek nedir ha? Apo’yü özledim diyen birini bırakın sevmeyi saygı bile duymam. Eğer böyle birşey yaparsam PKK tarafından öldürülen askerlerin, öğretmenlerin, bebeklerin, insanların kemikleri sızlar. İsterse dünyanın en iyi sesine sahip olsun, hiç farketmez. Böyle bir şey asla ve katâ yapılamaz. Yapanların vicdanı rahat mıdır acaba?.. Şu alıntıyı da bırakayım: “Vatan sevgisinden beslenen fedakarlık duygusu dejenere insanlara gülünç gelir.” (251. sayfa) 281. sayfadan bir alıntı: “Ocak 1995 ayı içerisinde Aralık 1994 gibi, Hakkari topraklarında tek bir PKK hareketine rastlanmadı.” Gördüğünüz gibi askerimiz çelik yumruğunu indirmiş, her gün bir- veya birden fazla- olay olan, karakol baskını, taciz atışları, sivil insanları öldürme, mayınlama, pusu gibi şeylerle karşılaşılan Hakkari nasıl bu hale gelmişti? O komutan gibi komutan Osman Paşa ve şanlı Türk askeri sayesinde. Yavaş yavaş sonlara geliyoruz, şunu eklemeden geçmeyeyim: Hakkari’de bir anıt var, “İsimleriyle Güneşi Yükseltenler Anıtı”. Şehitlerimizin adları, İstiklal Marşı ve Komando Olmak Onurumdur şiirleri yazılı anıtın üstünde. Biraz daha ayrıntılı okumak isteyenlere o sayfanın resmini bırakayım: https://hizliresim.com/oDLtSk Bağlantıdan okuyabilirsiniz. Paşamızın görevi sonlanınca helikopterle ayrılmak üzereyken karargahtan hoparlörlerle Plevne Marşı çalınmış. Ve Osman Paşa çok duygulanmış. O cümleleri okurken ben bile duygulandım. Bir isteğim olacak, lütfen ergence düşüncelerine daha fazla ergence düşünme katmaktan başka bir işe yaramayan kitaplar -ergence düşünce derken ergenlik çağındakinlerle ilgili değil, yoksa zaten bende ergenlik çağındayım, anketler kısmına girerseniz dediğimi daha iyi anlarsınız.- yerine bu kitabı okuyunuz, okutturunuz. Kitap bitince aklıma şu dizeler geldi: “Buyursunlar... Bizim için savaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden ordular indir! Çarpışalım, en doğru söz süngülerindir! Kalem, fırça, mermer nedir? Birer oyuncak! Şaheserler süngülerle yazılır ancak!” Atsız/Davetiye Kitabın ekler bölümünde şu şiir vardı: Selâm olsun bizden güzel dünyaya Bahçelerde hâlâ güller açar mı? Selâm olsun sonsuz güneşe, aya Işıklar, gölgeler suda oynar mı? Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına Günlerin geçişi ardı ardına. Hasretiz bir kanat şakırtısına Mavi gökte kuşlar yine uçar mı? Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan, Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan, Dönmeyen gemiler olduk açıktan, Adımızı soran, arayan var mı?... Ahmet Hamdi TANPINAR Ve ben yazımı sonlandırmadan önce bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları uçmağ, tinleri şad olsun. Onların korumak için uğraştığı bu yurda bir şeyler katabilmek için elimden geleni yapacağım. Yüreğimde minnet duygusu ile başımı yastığa koyuyorum. Burak/ 18 Şubat 0.23 Kendi koyduğum ekler: Hakkari Harekat Bölgesi Haritası: https://hizliresim.com/UPinhW Kapak Fotoğrafı: https://hizliresim.com/l5V6vy Ekteki bahsettiğim 623 şehit örneği: https://hizliresim.com/B8d4lo Operasyon: https://hizliresim.com/wE23s3 Operasyon: https://hizliresim.com/Y56kXC (burada Paşam “Kim ulan Türkiye Cumhuriyeti’ne kabadayılık yapan!” der gibi bakıyor:) Operasyon: https://hizliresim.com/vdppdc Operasyon: https://hizliresim.com/pGzgky Operasyon: https://hizliresim.com/PIRCYn Operasyon: https://hizliresim.com/ZJX5DO Operasyon: https://hizliresim.com/6Qo9KG Operasyon: https://hizliresim.com/2FbHPZ Operasyon: https://hizliresim.com/wdUDEE Operasyon: https://hizliresim.com/ZhLj48 (beni en çok etkileyen resim, o askerlerin bakışları…) https://www.youtube.com/watch?v=GrA5Wn2m42g https://www.youtube.com/watch?v=Ui6hGuCYXJ8 https://www.youtube.com/watch?v=0NToFsvl7Vw https://www.youtube.com/watch?v=B_P-Hqzikwc https://www.youtube.com/watch?v=p31daxgmIHs https://www.youtube.com/watch?v=UdcShwOc5Pg https://www.youtube.com/watch?v=DzRosH_-v30 https://www.youtube.com/watch?v=syE2dsUsYQc https://www.youtube.com/watch?v=-lZqDLcWH7A https://www.youtube.com/watch?v=zTwkHUR8SZo Selahattin Demirtaş vs. OSMAN PAMUKOĞLU https://www.youtube.com/watch?v=aQroSElmhsQ https://www.youtube.com/watch?v=9rW4FJSK6NU https://www.youtube.com/watch?v=4vR4qoJTofU https://www.youtube.com/watch?v=ZLnXMA3BVYU https://www.youtube.com/watch?v=jjBL9ZBmb9c https://www.youtube.com/watch?v=wvODSFmwN60 https://www.youtube.com/watch?v=FtXkp2wzfTg https://www.youtube.com/watch?v=CRZbmX42WaQ https://www.youtube.com/watch?v=GSof1IkM-r8 Hakkari Dağ ve Komando Tugayı Belgeseli | TRT 1 | Gezelim Görelim | 1994 https://www.youtube.com/watch?v=R2Z42EY5_EU GEREKİRSE DİPÇİKLERİ KIRIN YAKIN DEDİM - KATO OPERASYONU https://www.youtube.com/watch?v=NXima5hISQE (Burak)

Kaldır başını!: Bu kitap için ne dense az kalır ama adı üstünde gerçekten unutulanlar dışında yeni bir şey yok. Osman Paşa'nın o zamanlara yaptığı eleştiriler bu zamanda geçerli, o zamanlarda kendini feda edenler bu zamanda aynı, unutulan, canı yanan, kendini ateşe atan, ailesini unutan, üniformasını sevdası bilen hala aynı. Bu kitap bir şehit naaşının başında durmayı, omzunda taşımayı, şehit ailesine haber vermeyi, parçalanarak şehit olanların parçalarını naaşına dikip ailesine teslim etmenin, sırt sırta çaprıştığın çocukları ve dostları toprağa gömmenin, şehitlerden geriye birkaç not-şiir bulmanın, operasyondan operasyona koşan erlerin ayaklarının parçalanmış ve kan içinde kalmışken 10 dakikalık dinlemede yaralarını sarmasını, siyasetin askerleri nasıl kurban verdiğini ve umursamadığını, düşmanın yollarını, yerlerini ve asıl yardımcılarının kim olduğunu anlatan bir kitap. Osman Paşam emeğinize yüreğinize sağlık, keşke sizle omuz omuza mücadele verme şerefine erişebilseydim, iyi ki ikinci silahınız olan kalemi de bizden esirgemediniz. (Kurtkaya)

Lider mi kahraman mı bence ikisi bir arada: Gazi Mustafa Kemalin gerçek evlatlarının hikayesidir. Batıda lakayıt tavırda olanlar, doğuda ülkesini sahipsiz belleyenlere bu adamların yaptığı gülünç gelir ama gerçek destan yazanlar zoru görünce paçaları sıvayanlardır. Gerektiğinde bu uğurda ölenlerin hikayesi. Kendi zamanında, doğuda görevli iken komuta ettiği 14.000 askerden şehit olanları isim isim taltiflendirip ölümsüz yapılması da ayrı bir incelik. Ufak tefek görünen bir komutanın hikayesini okurken Gazi Mustafa Kemali görür gibi oldum. Osman PAMUKOĞLU gibiler onun fikirlerini ölümsüz, devletimizi payidar olması için ter, kan ve emek dökmüştür. Elinin altında askerlik yapan adamlara denk geldim yıllar geçmesine rağmen adamların gözleri ışıdı. Genel anlamda hayran kaldığım bir hikaye olmasının yanında gerçekler konusunda da çoğu yerde şaşırdım. Aslında yazacak çok şey var ama spoiler verip büyüsü kaçsında istemiyorum. Güzel kitap pahalıdır ya da kalındır diye bir şey yok. Ben bu kitabı tavsiye üzerine nadirkitaptan tertemizken 5 tl gibi bir şeye almıştım. Yenisi de 15-20 tl bir şey olsa gerek. Medyanın burnumuza burnumuza sokarak magazini dayatması zamanında mükemmel bir esere denk geldim. Aklıma gelen bunca şehit haberi gelirken, ülkenin bekasını tehdit edenlere karşı alınteri dökenleri gördükçe bu sosyetiklerin yada dejenere olmuş insanlar için mi şehit oluyor diye düşünmedim değil. (1 Sade Arif)

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok PDF indirme linki var mı?

Osman Pamukoğlu - Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Osman Pamukoğlu Kimdir?

Osman Pamukoğlu (27 Aralık 1947; Gerze, Sinop), Türk emekli tümgeneral, yazar ve siyasetçi. Hak ve Eşitlik Partisi'nin kurucusu ve mevcut başkanıdır.

Askerî yaşamı

Sinop'un Gerze ilçesinde doğan Pamukoğlu, 11 yaşından 55 yaşına kadar askeri üniforma giymiştir. Selimiye Askeri Ortaokulu, Kuleli Askeri Lisesi, Kara Harp Okulu, Piyade Okulu, Kara Harp Akademisi, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Milli Güvenlik Akademisi'nde öğrenim görmüştür. 10 yıl piyade subayı, 16 yıl kurmay subay olarak, kıta komutanlıkları ve karargah subaylığı görevlerinde bulunmuştur. 1990-1992'de Edirne-Uzunköprü'de 42'nci Piyade Alay Komutanlığı, 1993-1995'de Hakkari'de Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı, 1998-2000'de Kıbrıs'ta 28'nci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı, 2000-2001'de İstanbul'da Piyade Okul Komutanlığı vazifelerini yapmıştır.

1993'de Tuğgeneralliğe terfi etmiş, 1997'de Tümgeneralliğe yükselmiştir. 2002'de Tümgenerallikten emekli olan Pamukoğlu toplamda 43 yıl askeri üniforma giymiştir. Osman Pamukoğlu, 1. Dereceden Altın Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, 2 kez Üstün Cesaret ve Feragat Nişanı ve 5 kez Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı almıştır. Pamukoğlu, Türk Ordusu'nda 5 tane Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı'na sahip tek kişidir.

PKK'ya karşı mücadele

1993-1995 yılları arasında Hakkari bölgesinden sorumlu olarak PKK'ya karşı yönettiği üstün mücadele dağlardaki PKK'ya bağlı militanlar rakamının 12.000'den 5.500-6.000 aralığına inmesini sağlamıştır. 30'a yakın kere yapılan sınırdışı askeri harekatların neredeyse tümü onun yönetiminde yapılmıştır. Dönemin genelkurmay başkanı Üç tane Pamukoğlu Paşa olsa terörü bitiririz. demiştir.

Pamukoğlu, o dönemde yapılan büyük askeri fedakarlıklara rağmen PKK'nın halen niçin sonlandıralamadığını 3 temel sebebe bağlıyor: İlk olarak gerçek bir siyasi irade kurulamaması, ikincisi tam bir istihbarat olmaması ve son olarak her yerde yayılmış asker bulunması diye tanımlıyor. Bizzat kendisinin yazdığı kitaplarda ve konuk olduğu birçok televizyon programında PKK'ya karşı yapılan mevcut mücadelenin uygun tarz ve strateji olmadığını ve ancak daha fazla şehit verilmesine sebep olduğunu söylemiştir. 'Karakolların hepsi yıkılmalıdır. Karakola gerek yok. Gelsinler bakalım, girsinler... Nereden girecekler? Pusuyu kurarsın, ağı kurarsın, mostrayı kurarsın alırsın.' demiştir. Daha doğru olan yöntemin 20.000 kişilik Eşkıya Takip Kuvveti kurmak ve dağlarda, taşlarda, mağaralarda, ormanlarda, nehir yataklarında yani tüm coğrafyada bulunmanın gerekliliğini belirtmiştir. Karakollarda bekleyen Mehmetçik kendisine karşı yapılan ani saldırılar halinde yeri, hareketleri, silahları militanlar tarafından bilinen bir durumdadır. Bir başka deyişle, bellibaşlı, elle gösterilebilir bir yerde olmamakla birlikte her yerde her zaman bulunma tavsiyesini vermiştir.

2007 yılında ise Serdar Akinan tarafından kendisinin görevli olduğu yıllarda PKK olaylarının gelişimini inceleyen Kan Uykusu belgeselinde PKK'ya karşı mücadelesi konu edinilmiştir.

Yönettiği operasyonlar

• I. PKK Kirpi Operasyonu

• II. PKK Balkaya Operasyonu

• III. PKK Kuzey Irak Mezi Harekatı

• IV. PKK Karanlık Dağ Operasyonu

• V. PKK Buzul Dağı Operasyonu

• VI. PKK Ejder Operasyonu

• VII. PKK Karadağ Operasyonu

• VIII. PKK Kuzey Irak Hakurk Operasyonu

Siyasi yaşamı

28 Temmuz 2008'de yaptığı ulusal çağrı ile fiili olarak siyasi hayatına başlamıştır. Bu çağrısında Hak ve Eşitlik Partisi'nin ana felsefe ve ilkelerini duyurmuştur.

Pamukoğlu, 4 Eylül 2008'de yani Hak ve Eşitlik Partisi'ni kurduğu gün Anıtkabir özel defterine şunları yazmıştır:

"Büyük Önder,

Gözün arkada kalmasın! Türk kadınları ve erkekleri olarak milletimizi özlediğin yüksekliğe çıkaracağız.

Bugün bizim için 11 Kasım 1938'dir."

28 Temmuz Çağrısı

Çağrı, "Anadolu ve Trakya'da yaşayan Türk halkı bu çağrı size" diye başlar. İlk başta Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim durumun tarifini yapar ve insanoğlunun yeryüzünde görülmeye başladığından itibaren ki tüm mücadelelerin ana sebebinin 'Hak ve Eşitlik' olduğunu belirtir. Ardından, Türkiye'deki durumun düzeltilmesi ve tekrar 'hak ve özgürlüklerine' kavuşması için partinin gerçekleştireceklerini sıralar.

Ardından, Pamukoğlu "Hak ve Eşitlik Partisi'nin Doğa ve Felsefesi" adlı metni sunar. Bu bildirinin ardından halktan gelen destek ile Hak ve Eşitlik Partisi 36 gün sonra, 4 Eylül 2008'de kurulmuştur. 36 gün gibi kısa bir sürede bir siyasi partinin mevcudiyet kazanması Türkiye'nin geçmişinde nadiren olmuştur; fakat kurduğu parti hızla örgütlendiği gibi dış odaklardan gördüğü tepki de erken gelmiştir. Belli zaman aralıklarıyla Türkiye Cumhuriyeti'ne verilen Avrupa Birliği İlerleme Raporları'nda Hak ve Eşitlik Partisi'nin varlığından, oluşumundan ve gelişmesine karşı alınacak acil tedbirlerden bahseder. Bu konuya dair Pamukoğlu açıklamalarında

« "Thomas söyledim, ‘korkunun ecele faydası yok’ İsveçli. Sen serbestsin, biz de serbestiz. İsveçli, gelirsen İstanbul’a, Ankara’ya haber ver. 8-10 bin kişiyle havaalanında seni karşılayacağız. Şimdi o kağıda yazdıklarını benim yüzüme söyle diye” »

demiştir.

Bu tarihten itibaren sürekli biçimde teşkilatlanma çalışmalarına devam eden Hak ve Eşitlik Partisi'ne 900.000 resmi başvuru olmuştur. Pamukoğlu, partiye gelen basvuruların 22.000 kişilik dilimler halinde ele alındığında çoğunluğun 18 ve 35 yaşları arasında bulunduğunu ve bu sebeple, partinin çevik bir nüfusa sahip olduğunu belirtmiştir.

2010 Mart ayı içerisinde, Çanakkale'nin Ezine ilçesinde bulunan Osman Pamukoğlu, partinin iktisadi politikasının önemini vurgulamak üzere şu açıklamayı yapmıştır: "Partinin ilk hedefi bu. Önce ekmek, sonra huzur. Huzur derken bütün adalet sistemini, dağda gezen eşkıyayı, şehirlerdeki mafya dahil onları kastediyorum. Bizim parti ile ilgili halkın Türkiye genelindeki kanaati şu: Hak ve Eşitlik Partisi ve genel başkanları Osman Pamukoğlu olduğu sürece Türkiye'de güvenlikte herhangi bir sorun olmaz. Yani, ne yapacağını nasıl yapacağını bilir. Buna inanmış halk. Yani, daha biz bir şey yapmadan dahi halkın kanaati bu... Milletin merak ettiği, ekonomide ne yapacağımız... Ekonomide... 'Siyasal ve Toplumsal İlkeler' kitapçığımızda önce ekonomi var."

Osman Pamukoğlu Kitapları - Eserleri

  • Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok
  • Ey Vatan
  • Cehennemdere Kanyonu
  • Korkunun Çocukları
  • Angut
  • İnsan ve Devlet
  • Kara Tohum
  • Ayandon
  • Kafes Beyaz Çığlıklar
  • III. Dünya Savaşı
  • Yolcu
  • Akıllı Ol!
  • Strateji
  • Devrimlerin Efendisi
  • 3. Dünya Savaşı
  • Önder
  • Siyasetin Sefaleti
  • Şamil
  • Baş Döndürenler
  • Hayat Karar ve Eylemdir
  • Trampetler Çalarken
  • Terörizm ve Hükümetler
  • Kızıl Gömlekliler
  • Başka Bir Hikaye
  • İttihat ve Terakki İsyankar Doğanlar
  • Göç
  • Sarıkamış
  • İhtilal-i Nizam
  • Hitler Führer ve Naziler
  • Napolyon İmparator ve General
  • Propaganda
  • Mussolini Duçe ve Faşistler

Osman Pamukoğlu Alıntıları - Sözleri

  • "İnsan doğanın bir ürünüdür ve gelenekler,tarihsel konumlar değişse de insanın özünde bir değişiklik olmaz.İnsan değişmeyip hep aynı laldığına ve yeryüzünde meydana gelen olayları da insanlar yarattığına göre,tarihe yön veren kurallar belirlenebilir ve insanlığın geleceği için geçerli evrensel bir politika bilimi oluşturulabilir." / Niccolo Machiavelli (MS 1513) (3. Dünya Savaşı)
  • “Her rüzgarda otlar gibi eğilip bükülürsen, dağlar kadar olsan bile, bir ota değmezsin.” (Ey Vatan)
  • Üçüncü Dünya Savaşı; ABD, Çin ve Rusya arasında olacak. Bunlardan biri veya ikisi tarafından diğerine karşı yapılacaktır. Nedeni şunlardır: 1) Enerji kaynaklarının kontrolü. 2) Su kaynaklarının kontrolü. 3) Okyanuslar üzerindeki deniz ticaret yollarının kontrolü. (III. Dünya Savaşı)
  • "İlk yıldızlar karanlık basmadan doğuyor. Saymıyoruz artık yıldızları, gök kurşuni, toprak kara, ses yok, ışık yok." (Göç)
  • Soğukkanlılığını koruyan savaşçı , gözünü kan bürümüş düşmana karşı üstünlük sağlar.Clausewitz (Strateji)
  • "Bir ortamda olanaklar azalırsa gerçek çatışma o zaman ortaya çıkar. Kader en zayıfları alır, dışarı atar." (Terörizm ve Hükümetler)
  • Ne kadar eğitim almış olursan ol, öğretilenlerin hiçbiri, seni o ana hazırlamış değildir. (Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok)
  • Herkesin rengi elbet ortaya çıkar. (Korkunun Çocukları)
  • "Halk, şöhret ve zafer ister... Teoriler, hükümetler, ideolojiler, laf ve mantık istemez." (Trampetler Çalarken)
  • Kıskançlık, mutluluğun düşmanıdır; onun boğulması lazımdır. Sahip olduklarınızı karşılaştırmamalısınız. Başka birinin sizden şanslı olduğunu tasarlarsanız mutlu olamazsın. (Kafes Beyaz Çığlıklar)
  • "Ölüm adildir, aynı haşmetle vurur, şahı ve fakiri." (Ayandon)
  • “Hak bildiğin yola, yalnız gideceksin.” - Tevfik Fikret - (İttihat ve Terakki İsyankar Doğanlar)
  • Küçük de olsa bir tecavüz ve saygısızlığa müsamaha göstermek, mütecavüzü daha cesur ve haklı hale getirir. Kanuni Sultan Süleyman (Ey Vatan)
  • Kutadgu Bilig, “Kişi akılla yükselir, bilgi ile büyür” diye yazar. (Akıllı Ol!)
  • Özgür olmak istiyor izin bekliyor, Hakkını istiyor lütuf bekliyor, Her şeyden yakınıyor, hiçbir şey yapmıyor, Her şeyin düzelmesini istiyor ve bekliyor, Hiçbir şey yapmadan her şeyi istiyor! Nedir bu? İnsan mı? (Yolcu)
  • İnsan için en zor üç şey nedir biliyor musun? Ummak, beklemek, düşünmek. (Ayandon)
  • "II. Dünya Savaşı'ndan sonra, yeryüzünde "barış sağlandı" sözü gerçeği yansıtıyor mu? Bu sözle geleceğe ipotek koyanlar; "Tarih, düşünülemez savaşlarla doludur" sözünden habersiz olan hayalperestler miydi?" (Terörizm ve Hükümetler)
  • "Yol nedir, yol? Yol umuttur..." (Göç)
  • "Başarılı bir generalin yalnız yetenekli değil, talihinin de yaver olması lazımdır." (Trampetler Çalarken)
  • Savaş, politik amacın bir aracıdır… (III. Dünya Savaşı)

Yorum Yaz