Unutulmuş Kent - Onat Kutlar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Unutulmuş Kent kimin eseri? Unutulmuş Kent kitabının yazarı kimdir? Unutulmuş Kent konusu ve anafikri nedir? Unutulmuş Kent kitabı ne anlatıyor? Unutulmuş Kent PDF indirme linki var mı? Unutulmuş Kent kitabının yazarı Onat Kutlar kimdir? İşte Unutulmuş Kent kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Onat Kutlar
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750818745
Sayfa Sayısı: 80
Unutulmuş Kent Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Onat Kutlar’ın iki şiir kitabı bir arada: Pera’lı Bir Aşk İçin Divan (1981), Unutulmuş Kent (1986).
Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından
ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım
durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için
(Tanıtım Bülteninden)
Unutulmuş Kent Alıntıları - Sözleri
- durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.
- Uyanıyor yeniden gül farkında mısın? Uyanıyoruz yeryüzünü okşarken parmakların Sen bir ağaç olmanın önsezisiyle yeniden Ve ben gövdene yeniden rüzgâr olmanın.
- Ayak basmadığım çorak bozkırda Sevdiğim Anadolu gibisin Gene de bekliyor yüreğin Uzakta ve elinde olmayanı
- Ne kadar yakınım sana Ve ne kadar uzak
- Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
- "Durmadan düşünüyorum, ne çok öldük yaşamak için."
- … Diyor ki içimden bir ses “beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var. Geçmişin selvi ağaçlarından, sönen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var. Bir insan elinin sıcaklığına…”
- Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
- Bir cezayir menekşesi senin aşkın, uzakta ve elinde değil.
- Gene de bekliyor yüreğin Uzakta ve elinde olmayanı
- ...Diyor ki içimden bir ses, "beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var. Geçmişin selvi ağaçlarından, sönen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var. Bir insan elinin sıcaklığına..."
- seni yeniden ben buldum ey unutulmuş kent ve kimsenin farkında olmadığı günde sevgilim seni bir alacakaranlıkta geçtim aşılmaz surlarını zamanın duru ve dökülgen nefti perdeyi araladım ulaştım sana sonunda ne olur unutma beni
- Ulaştım sana ne olur unutma beni..
- durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için
- "Durmadan düşünüyorum, ne çok öldük yaşamak için."
Unutulmuş Kent İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Onat Kutlar şairliğinin yanı sıra dergi yönetmenliği,senaristlik yaptı. 1994 te The Marmara otelinin pastanesine konulan bomba sonucunda yaralandı bir sene sonra da yaşamını yitirdi. Unutulmuş Kent şairin okuduğum ilk eseri oldu.Şiirinde yoğun bir şekilde Toplumcu Gerçekçi şairlerin etkisi hissedilir. Şiirlerinin konusu daha çok aşk,ayrılık,emek,mücadele ve yaşamdır. Yalnız belirtmek gerekiyor şiirinde kullandığı imgeler şiirin genel profiline göre zayıf kalıyor ve sırıtıyor. (Ömerce)
Unutulmuş Kent PDF indirme linki var mı?
Onat Kutlar - Unutulmuş Kent kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Unutulmuş Kent PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Onat Kutlar Kimdir?
Onat Kutlar (25 Ocak 1936, Alanya – 11 Ocak 1995, İstanbul). Türk şair, yazar, düşünce adamı.
1959 yılında yayınlanan İshak ile 1960 yılında Türk Dil Kurumu ödülünü kazandı. Fethi Naci'ye göre, İshak, dünya edebiyatındabüyülü gerçekçilik akımının ilk örneklerinden biri olarak değerlendirilmelidir.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenimini, son dersinin sınavına girmeyerek, bıraktı ve felsefe okumak amacıyla Paris'e gitti. İki yıl sonra döndüğünde bir süre Doğan Kardeş Dergisi'nde çalıştı.
1965'te Türk Sinematek Derneği'ni ve Yeni Sinema dergisini kurdu. 1965-1976 yılları arasında, Türkiye'ye dünya sinemasının kapılarını açan Türk Sinematek Derneği'ni yönetti. Yusuf ile Kenan, Hazal ve Hakkâri'de Bir Mevsim adlı yurtdışı ve yurtiçi festivallerde çok ödüllü filmlerin senaryolarına imzasını attı. 1985'te Berlin Film Festivali'nde jüri üyeliği yaptı.
İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulu'nda ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı İcra Kurulu'nda görev yaptı. 1994 yılında Fransız hükümetince verilen L'Ordre des Arts et des Lettres ödülüyle onurlandırıldı. 30 Aralık 1994'te Cafe Marmara'ya bırakılan bombanın patlaması sonucu ağır yaralandı. Aynı patlamada arkeolog Yasemin Cebenoyan da yaşamını yitirdi. Kutlar, 11 Ocak 1995'te yaşamını yitirdi ve Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi. Olay, İBDA-C tarafından üstlenilse de faillerin yakalanmasıyla PKK tarafından düzenlendiği ortaya çıkmıştır.
Onat Kutlar Gazel Kutlar ve Mazlum Kutlar isimli iki oğul sahibidir.
Onat Kutlar Kitapları - Eserleri
- İshak
- Yeter ki Kararmasın...
- Bahar İsyancıdır
- Unutulmuş Kent
- Karameke
- Unutulmuş Kent ve Çeviri Şiirler
- Kül
- Sinema Bir Şenliktir
- Gündemdeki Konu
- Pera'lı Bir Aşk İçin Divan
- Gündemdeki Sanatçı
- Sinema... Sinema
- Senaryolar
Onat Kutlar Alıntıları - Sözleri
- ve bak nasıl şiirlerimin beşiğine sen doğuyorsun, güneş doğuyor... (Unutulmuş Kent ve Çeviri Şiirler)
- seni yeniden ben buldum ey unutulmuş kent ve kimsenin farkında olmadığı günde sevgilim seni bir alacakaranlıkta geçtim aşılmaz surlarını zamanın duru ve dökülgen nefti perdeyi araladım ulaştım sana sonunda ne olur unutma beni (Unutulmuş Kent)
- İnsanın cehennemi başkaları değil kendisidir. (Kül)
- … Diyor ki içimden bir ses “beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var. Geçmişin selvi ağaçlarından, sönen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var. Bir insan elinin sıcaklığına…” (Unutulmuş Kent)
- Gerçeği, bütün sertlik ve hürriyetiyle gerçeği görüp onu nerenize yerleştireceğinizi şaşırdığınız, sizin kadar kavrayabilecek birine anlatmak, içirmek için çırpındığınız anlarınız oldu mu? (Karameke)
- "Ee, birader!" (…) "yeter artık. Ne bu? Şu kedilerinize bir çekidüzen verin.” (İshak)
- Yüreğimi saran sıkıntı dağılacak gibi. Çürümeyi ve kaçışı bir unutabilsem. (Karameke)
- Okullarından mantık derslerini kaldırmış, değerli öğretmen ve eğitimcilerini ya dışlamış, ya da küstürmüş, tam bir çürüme ile kirlenmiş, kısa yoldan köşe dönmeye koşullanmış, tüm medyasında bir bayağılaşma yarışına girmiş, eleştirel bakışı da, belleği de , moral değerleri de yitirmiş bir toplumun küçüklerinden de büyüklerinden de ne bekliyoruz? (Gündemdeki Konu)
- « Yarın her zaman güzeldir.» (Bahar İsyancıdır)
- "Yalnız sonsuz sevgiyi anlatmayı düşünüyorum. Duran, büyüyen o uçsuz gölde benim yerim nedir ki? Yaşam sürüp gidecektir. İşim bu masalı anlatmak." (Kül)
- İçime sevgiye benzer sıcak bir şey kuruluyor. Yürü, diyor, yürüyorum. (Karameke)
- "Her şişman adamın içinde, kaçıp kurtulmak isteyen zayıf bir adam vardır." Brendan Behan (Kül)
- Ve geçiyordu bahar o yemyeşil düş Penceremden Sesleniyordu yüreğime: "Bak Hiçbir zaman ilerlemedin Battın sen!" (Unutulmuş Kent ve Çeviri Şiirler)
- Gerçekten biz Türkler, başta özel Tv' ler olmak üzere medyanın üç kuruş para uğruna bize sunduğu bu görüntülerdeki insanlar mıyız? (Gündemdeki Konu)
- İlk bakışta her şey eskisi gibi. Hava fena değil. Çocuklar okula gidiyor. Gençler sevişiyor. Kadınlar doğuruyor. Marangoz ustaları ve fabrikalar çalışıyor. Yaşlılar birer ikişer ölüyor. Bitkiler gene aynı mevsimlerde yaprak ya da tohum döküyor. Yaşam sürüp gidiyor. Ama eksik olan bir şey var. Ne? (Yeter ki Kararmasın...)
- "İnsan yüreği pas tutar derdi babam." (Unutulmuş Kent ve Çeviri Şiirler)
- « İçimde o bilinen üçlemenin, -gitsem... gitmem gerek... gidiyorum- yani kararların en yumuşak ve kesin olanının yankısını duydum. Artık başka ne yapabilirdim?» (İshak)
- « Hepimiz aşklar, dostluklar, yiğitlikler, kavgalar tanıdık. Korkaklığı, yalanı, ihanetin iki yüzlü bıçağını, bencilliği de tanıyoruz şimdi.» (İshak)
- Biliyorum, bana huzur veren şey, seni sadece rahatsız edecektir. (İshak)
- « Oysa biz basit insanlarız. Ve ölümlü. Yaşamayı ve baharı bu yüzden severiz. Doğan her şeye inanırız. Çocuklara, güneşe, bize düşler sunan ayışığına.» (Bahar İsyancıdır)