Üsküdar’da Sabah Oldu - Rıfat Ilgaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Üsküdar’da Sabah Oldu kimin eseri? Üsküdar’da Sabah Oldu kitabının yazarı kimdir? Üsküdar’da Sabah Oldu konusu ve anafikri nedir? Üsküdar’da Sabah Oldu kitabı ne anlatıyor? Üsküdar’da Sabah Oldu kitabının yazarı Rıfat Ilgaz kimdir? İşte Üsküdar’da Sabah Oldu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Rıfat Ilgaz
Yayın Evi: Çınar Yayınları
İSBN: 9789753480048
Sayfa Sayısı: 80
Üsküdar’da Sabah Oldu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şu Üsküdar çarşısında
Bir oyun başlar sabahtan
İçerde Yusuf, dışarda eşek,
Oyunu çeviren ikisi,
Bir de usta var arada...
Usta işin seyircisi.
Eşeğin sırtında küfeler,
Tepeleme kap kacak.
Eli yüzü kir içinde,
Bir sıkımlım canı var,
O da burnunun ucunda
Ha çıktı, ha çıkacak !
Üsküdar’da Sabah Oldu Alıntıları - Sözleri
- Kimse memnun değil yerinden İnsanın eli kolu bağlı…
- "Aheste aheste çek kürekleri dostum!" Sonra getirdi gerisini "Mehtap uyanmasın!"
- Hangi pazarda geçer kuru selam Kim ipler tavsiyeyi!
- İş balık tutmasında değil, Dost tutmasında!
- Bırak şu haylazlığı Yusuf Adam oldun artık, Serçeleri kendi haline bırak, Canerikleri kalsın dalında. Okumayı bırak Yazmayı bırak, Uyma okul çocuklarına. Tükür de avuçlarına Yusuf Yapış körüğün kulpuna Zanaatını ilerletmeye bak!
- Sakla samanı demişler, neden? Yaptır Boğaziçi'ne bir silo Doldur samanı içine Arpayı doldur, yulafı doldur, Doldur yoncayı tepe tepe! Hem çürütür denize dökersin, Hem satarsın döviz getirir. Sen bilmezsen balık bilir, Onları da beslemeli üretmeli, Et beş yüze mi çıktı, Daldır elini tut taze taze, Baktın o da fazla geliyor, Fazlasını dök denize. Olmazsa eşi dostu çağır, İş balık tutmasında değil, Dost tutmasında!
- Ustanın kolları sıvalı, Belinde vişne çürüğü kuşak. Geceden yaktılar ocağı İş vardı yarına çıkacak. Yusuf'un kollarında ağrı, Lehim gibi bir uyku gözlerinde, Kirpiklerinde çapak, Sildi elinin tersiyle, Yeniden avuçlarına tükürdü, Geçti körüğün başına. Ocakta bakır tepsiden Bir duman kalktı bembeyaz Mis gibi nişadır dumanı, Yayıldı Üsküdar Çarşısı'na!
- Ne tuhaf yer şu müze dedikleri! Bir bakarsın mezarlığa benzer, Bir bakarsın tophane hamamına Çekmiş afyonu içerdekiler Kuş düşünür Böcek düşünür
- Kimse memnun değil yerinden Insanın eli kolu bağlı...
Üsküdar’da Sabah Oldu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kahramanları Karabiber isimli bir eşek ve Yusuf isimli bir çocuk olan, baştan sona birbiriyle bağlantılı şiirlerden oluşan, hikaye tadında bir Rıfat Ilgaz eseri. Eşek Karabiber mecazi (metafor) olarak kullanılıyor. Rıfat Ilgaz köyden şehre hastalığı sebebiyle göç eden Karabiber'i, hastane, doktor, müze, çarşı, pazar, aç susuz gezdirerek şehrin ve insanların sıkıntılarını aktarıyor okura. Daha sonra kalaycı çırağı Yusuf'la karşılaşıyor Karabiber, tutuyorlar Üsküdar'daki dükkanın yolunu, beraber çalışıyorlar. Rıfat Ilgaz her eserinde çocukların sıkıntılarına değinen bir yazar. Bu kitapta da Yusuf'la birlikte ülkemizdeki çocuk işçi problemine dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra insanı eşek yerine koyan bütün düzeni ve insanları ironik ve alaycı bir dille eleştiriyor. İyi okumalar... (Bünyamin Müftüoğlu)
Nazı Hikmet'in şiirimizi büyük ölçüde etkilediği 1940'lı yıllarda, Rıfat Ilgazyapıtlarıyla kendi kişiliğini ortata koyarak, toplumcu gerçekçi anlayışa yeni olanaklar kazandırdı. Özelikle tabana yakın kesimin güncel yaşamının egemen olan acıları, sıkıntıları, yoksunluğu, ince yergi öğeleriyle yansıtarak lirizme ulaşmış bir şiirdi bu (red john)
Kitabın Yazarı Rıfat Ilgaz Kimdir?
1911 yılında Kastamonu’nun Cide ilçesinde doğdu.7 Temmuz 1993 tarihinde öldü.Rıfat Ilgaz 1940’ların toplumcu-gerçekçi şairlerindendir. 1911 yılında Cide’de doğdu. Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı. İlk şiiri 27 Temmuz 1927 ‘de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı. Ayrıca; Açıkgöz(Kastamonu), Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. Lise yıllarında babasının ölümü sebebiyle buradan ayrıldı. Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi’nde öğrenim gördü. 1930 yılında mezun oldu.
Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova’da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938 ‘de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı. 1939’da İstanbul Karagümrük Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliğine başlayan Ilgaz’ın, yazı ve şiirleri dergilerde yayınlanmaya başladı. 1940 ‘da Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi. Ömer Faruk Toprak ile 9 Eylül 1942’de Yürüyüş Dergisi’ni çıkardılar. Bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik, Cahit Irgat, A.Kadir, Nazım Hikmet (İbrahim Sabri) ile birlikte çalıştılar. 1943’te ilk kitabı "Yarenlik"i yayınladı. Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü. Ocak 1944’de "Sınıf" adlı şiir kitabı çıktı. Sıkıyönetim kararı ile toplatıldı. 1945’te Gün Dergisi çıktı. Bu dergide yazıları yayınlandı. Aziz Nesin’in Cumartesi Dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı. 1946’da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Gerçek Gazetesini çıkardılar. 1946 Ekim ayında Yığın Dergisi’ni Esat Adil ve Adil Yağcı ile birlikte çıkardılar. Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat’a tayini çıktı. Hastalığı nedeniyle Validebağ Sanatoryumunda yattı. Şubat 1947’de Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz’un çıkardığı Marko Paşa kadrosuna girdi. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Marko Paşa gibi dergilerin adı sık sık değişiyordu. 1950’li yıllarda Ilgaz, gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler.
1952-1960’da Tan Gazetesi’nde dizgici-musahhih ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Turhan ve İlhan Selçuk’un çıkardığı Dolmuş Dergisi’ne "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalar(Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul’da bu dergide dizi olarak yayınlandı. Hababam Sınıfı’nı da isminin sakıncalı olması nedeniyle "Stepne" (Yedek Lastik) takma adıyla yazdı. Ocak 1953’te Devam adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı. Rıfat Ilgaz Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organlarında ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazdı. Sınıf Yayınları’nı kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi. 1970’te Basın Şeref Kartı’nı aldı. 1974’te emekli oldu. Doğum yeri olan Cide’ye yerleşti. 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşında gerekçesiz sorguya çekildi ve gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince İstanbul’da oğlu Aydın Ilgaz ile birlikte ölümüne kadar yaşadı. Bu olaylar "Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra" adlı kitabında anlatılır. Onu hepimiz Hababam Sınıfı’nın yazarı olarak bildik. Altmış kitabı olmasına rağmen onun şairliğini, romancılığını ve öykü yazarlığını unutmamamız gerekir. Rıfat Ilgaz 7 Temmuz 1993 günü öldü.
Rıfat Ilgaz Kitapları - Eserleri
- Karartma Geceleri
- Halime Kaptan
- Hababam Sınıfı
- Sarı Yazma
- Hababam Sınıfı Uyanıyor
- Apartıman Çocukları
- Şeker Kutusu
- Nerde O Eski Usturalar
- Meşrutiyet Kıraathanesi
- Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı
- Pijamalılar
- Hababam Sınıfı İcraatın İçinde
- Garibin Horozu
- Hababam Sınıfı Baskında
- Karadeniz'in Kıyıcığında
- Don Kişot İstanbul'da
- Yıldız Karayel
- Bacaksız Okulda
- Sınıf
- Bacaksız Paralı Atlet
- Bacaksız Kamyon Sürücüsü
- Bütün Şiirleri 1927-1991
- Dördüncü Bölük
- Yokuş Yukarı
- Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra
- Bacaksız Tatil Köyünde
- Sosyal Kadınlar Partisi
- Bacaksız Sigara Kaçakçısı
- Kumdan Betona
- Yaşadıkça
- Hoca Nasrettin ve Çömezleri
- Çalış Osman Çiftlik Senin
- Radarın Anahtarı
- Öksüz Civciv
- Yarenlik
- Rüşvetin Alamancası
- Nerede Kalmıştık
- Cankurtaran Yılmaz
- Devam - Şiirler 1953
- Cart Curt
- Rıfat Ilgaz - Seçme Şiirler
- Satılmışlar
- Ocak Katırı Alagöz
- Soluk Soluğa/ Karakılçık/ Uzak Değil
- Kulağımız Kirişte
- Güvercinim Uyur mu
- Üsküdar’da Sabah Oldu
- Küçükçekmece Okyanusu
- Haydi Yolunuz Açık Olsun
- Uzak Değil
- Durmak Yok
- Bunadı Bu Adam
- Fedailer Mangası
- Krallar ve Kurallar
- Şevket Ustanın Kedisi
- Çocuk Bahçesi
- Altın Ekicisi
- Bütün Şiirleri 1937-1983
- Çok Küçüğüm Daha Ben
- Kesmeli Bunları
Rıfat Ilgaz Alıntıları - Sözleri
- Bizim memlekette zeytin o kadar boldur ki... Ama arayınca tanesini bulamazsınız! Yağını dostlarımıza satarlar, çekirdeğini de bize yuttururlar. (Sosyal Kadınlar Partisi)
- Topladığımız gönül çiçekleri Kucağımızda sararıp solar Utanır da veremeyiz Sunamayız dilimiz dolaşır Oysa neler düşlemişizdir geceden. (Ocak Katırı Alagöz)
- "Bakın şu miskinlere, Hababam Sınıfı değil, Hababam Taburu be !" (Hababam Sınıfı)
- Sait ne zaman Haluk’la ikimizi bir arada görse süzerdi onu: "İşte benim ustam!" derdi. "Bana gazeteciliği öğreten ilk adam!" (Yokuş Yukarı)
- Annem kahve! Emrini alinca, hemen sürerdi cezve yi kahve gelince bos zamanlarinda sardığı sigaralardan birini çıkarır hanım ateş.. Emrini verirdi. Ben kibriti kapıp koşarsam beni terslerdi. Annem karşısında süzüm süzüldukce keyiften bayilirdi. Zevk sahibiydi babam Sandalcı Hamit. (Nerde O Eski Usturalar)
- Ben ölmedim Beni öldürmediler de Yaşıyorum yaşıyorum işte At kıçında sinek gibi Tööbe töbe (Uzak Değil)
- Neyimize gerek bizim siyaset.! (Haydi Yolunuz Açık Olsun)
- Doğru! Dünyanın parası var İsviçre'de. Bizimkilerin paraları bile orda! (Hababam Sınıfı Baskında)
- "...Ben bugüne kadar tavuk bile kesmedim. Hep bizim büyük hanım keser tavukları." "Tavuğu kadına mı kestiriyorsun?" "Kime kestireyim ya?" "Yenmez kadının kestiği tavuk." "Pişirdiği pilav yenir de kestiği tavuk mu yenmez,haaa?" "Asla yenmez." "Ben yedim oldu Muhzır Efendi. Sana buyur edersem yeme!" (Hoca Nasrettin ve Çömezleri)
- Ben kaçıyorum anladın mı, resmen kaçıyorum insanlardan. (Şeker Kutusu)
- Poker denilen oyun da particilik gibi… Cebin dolu oldu mu, salla sallayabildiğin kadar. Bu oyunun aslı esası palavra! (Şeker Kutusu)
- Gel, değmeden birbirine ellerimiz, sen günlük işlerinden konuş, ben sana masallar anlatayım gelecek günlere dair. (Yarenlik)
- "-Sanat gösterisi yapmıyormuşuz da biz ne yapıyormuşuz? -Gövde gösterisi..." (Dördüncü Bölük)
- Açlık ,ekmeğin katığıydı … (Karadeniz'in Kıyıcığında)
- Ne demiş en büyük ozanımız Neden kulak vermiyorsunuz sesine Bir ağaç gibi hür yaşayın dememiş mi, Ve bir orman gibi kardeşçesine? (Rıfat Ilgaz - Seçme Şiirler)
- "Okuyamadığım kitaplardan kitaplıklar düzdüm." (Sosyal Kadınlar Partisi)
- ...Aynı bunalımlı günleri birlikte yaşadığımız halde adımı ancak kaşıntılı günlerinde anımsayan dostlara inat! (Yokuş Yukarı)
- ..Yağlı güreşteki dinç güreşçilere benziyordu balık.Ele,avuca sığmıyordu... (Küçükçekmece Okyanusu)
- Allah, bir kapıyı kaparsa bir kapıyı açar. (Apartıman Çocukları)
- ... değişen hiçbir şey yoktu eğitim, öğretim alanında. Her şey olduğu gibi, bütün düzensizliğiyle sürüp gidiyordu. (Hababam Sınıfı Baskında)