diorex
Dedas

Üstü Kalsın - Cemal Süreya Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üstü Kalsın kimin eseri? Üstü Kalsın kitabının yazarı kimdir? Üstü Kalsın konusu ve anafikri nedir? Üstü Kalsın kitabı ne anlatıyor? Üstü Kalsın kitabının yazarı Cemal Süreya kimdir? İşte Üstü Kalsın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.02.2022 18:00
Üstü Kalsın - Cemal Süreya Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Cemal Süreya

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750814440

Sayfa Sayısı: 120

Üstü Kalsın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ölüyorum tanrım

Bu da oldu işte.

 

Her ölüm erken ölümdür

Biliyorum tanrım.

 

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat

Fena değildir..

 

Üstü kalsın..

Üstü Kalsın Alıntıları - Sözleri

  • Genel olarak önce kaşları görünür
  • Dokunulmasa da, Görülmese de; Kalpte yer verilir bazısına… Nedensiz!
  • Küçük bir kitaptır yaşamak, elinde tutmaya yarar..
  • ''Sen; aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel çaresizliğimsin.''
  • Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, biraz da salıncağı başkası kapacak korkusu işte.
  • “Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası”
  • Sayın Tanrıya kalırsa senle yatmak günah, daha neler.
  • ... "Bu adamı ne kadar çok seviyorum"
  • "Ne varsa yarım kalmış, geleceğindir."
  • “Ne varsa yarım kalmış, geleceğindir.”
  • "Sen; aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel çaresizliğimsin.''
  • "Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası."
  • Dokunulmasa da, Görülmese de; Kalpte yer verilir bazısına… Nedensiz!

Üstü Kalsın İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Harika bir kalem harika bir eser okunmalı ve okumalı okutmalıyız... Ayrı bir lezzet akıcılığı bambaşka... Günlük çerezlik tarzın da okunabilir. Tavsiye ederim. (İnci Geçkil)

İkinci Yeninin en imgeli sanatçılarından biri Cemal Süreya bana göre..Anlamak için çaba lazım o yüzden aşkı siyaseti kadını dünyayı ve onu..Seçmelerden oluşan her an okunabilecek bir eser.Ve son olarak Hayat kısa kuşlar uçuyor ... (Sema Nur Akyıldırım)

Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Geçenlerde Cemal Süreya bir kez daha kurşuna dizildi, bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu kurşunları atanların çoğu da arkadaşımdır, sevdiğim insanlardır. Hiçbirinin eli bile titremedi. Kör oldum. Onlardan ummazdım bunu kör oldum. Tam 254 kurşun… “KADIN DEDİĞİN PORTAKAL GİBİDİR, GÖRDÜĞÜN YERDE SOYACAKSIN.” “Şairler, aydın kesimin bir parçasıdır. Onların zihnimize ve daha ziyade kalbimize paylaştıkları her fikir bizde bir iz bırakır, bizi değiştirir, bu az dahi olsa böyledir.” Ey ahali duydunuz mu biz hayatın gerçekleriyle ilkin şairlerle, aydınlarla tanışıyormuşuz. İlkokulların sıra altlarında yahut çöplerinde bulunan erotik dergi modellerinin, yanağından makas aldığımız çocuğun telefonundan çıkan fotoğraflardaki çıplak kadınların da birer aydın olduğunu biliyor muydunuz? Bilmiyordunuz çünkü siz yazmaya gelince gerçekleri bertaraf edenlerdensiniz. Mesela buluğ çağına girmiş her bir çocuğun zihninde dönen fanteziler gerçeğini asla kabul etmek istemezsiniz. Modellere aydın diyorum çünkü ülkemizde bu konular açıldığında kusası gelen öyle bir topluluk ve bu topluluğun öylesine katı bir baskısı var ki, bana da bu modellere aydın demek düşüyor. Buluğ çağına giren, girmeyen ve girmek üzere olan her bir bireyi bu modellerimiz aydınlatıyor. Neden? İşte bu baskı yüzünden. Cinselliği, fanteziyi ve buna bağlı aksiyonları bahsini ettiğim aydınlardan öğrenildiği gerçeği sizi de ürkütmüyor mu? Beni fazlasıyla ürkütüyor. “Hani çok yerde, ‘Cemal Süreya fiziksel aşkı en güzel anlatmış şairdir.’ denir ya, bir dakika, FİZİKSEL AŞK MI? Aşk kollara ayrılıyor muymuş ya?” Aşk belki kollara ayrılmıyor ama her bireyde ayrı bir tanımı olduğunu açık etmek gerek. Daha kaçımız, ben asla fiziğe, güzelliğe, boya posa bakmam diye yalan söylemeye devam edecek. Hangimiz dışını beğenmediğimiz karşı cinsin, içini merak etmeyeceğimiz gerçeğinin üzerini yalanlarla örtmeye devam edecek? Sizi gerçeklerle yüzleşmeye davet ediyorum. Bir de şey vardı; “Bir insan kaç defa âşık olabilir?” diye hemen sözü CS’ye bırakıyorum. Açılıp kapandıkça sevdam, Kapanıp açılıyor bir mavi. Gelelim Kadın konusuna. Ülkemizde dikkatin üzerinde toplanması en elzem konu belki de Kadındır ama böylesine hassas bir konuyu alıp, hayatın gerçeklerini bertaraf ederek üstüne üstlük çok değerli bir şair üzerinden algı yaparak değersizleştirmek, şairi kurşunlamak değil de nedir sorarım size. Özellikle bu husus zoruma gittiği için hemen bir kitabını alıp adından yorumlamak, içimdekileri kusmak istedim. Kimi şairlerin yahut edebiyatçıların eserleri ile yaşadıkları arasında muhakkak bir bağ vardır. Bu ikisi adeta birbirine yapışık haldedir ve bu haliyle bağı görmezden gelemeyiz. Gelirsek şayet talihsiz yorumlarda bulunabiliriz. Bu sebeple CS’nin hayatına kısaca göz atmak gerek. Hani diyorsunuz ya; “hemcinslerimin bu kadar ELLENDİĞİ satırlar karşısında öfkeleniyorum.” diye halbuki Ülkü Tamer CS’nin Kadın temalı şiirlerini okuduktan sonra ne demiş; Tanrı Bin birinci gece şairi yarattı, Bin ikinci gece Cemal’i, Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı, Başa döndü sonra, Kadını yeniden yarattı. Cemal Süreya çocukluğunun ilk yıllarını geçirdiği Erzincan’ın Pülümür ilçesinde doğdu. Öldüğünde şimdi bile tüyleri diken diken eden adına şiir yazdığı babasının adıdır Hüseyin. Tüm kadınlarda aradığı anne şefkatine sebep olan olay Gülbeyaz Hanımın 23 yaşında hayatını kaybetmesindendir. Kan görüyorum taş görüyorum bütün heykeller arasında Karabasan ılık acemi – uykusuzluğun sütlü inciri – kovanlara sızmıyor. Annem çok küçükken öldü beni öp, sonra doğur beni. 1938’de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik’e sürgün edildi. Bilecik’te ilkokula başladı, İstanbul’da devam etti. Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olup Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve iktisat Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli devlet kurumlarında çalıştı. Erzincan’dan sürgün edildiklerinde bindirildikleri sürgün treni, nereye götürüldüklerini bilmeyen insanlarla doludur… Yedi yaşında çıktığı bu yolculuk Cemal Süreya’nın bütün hayatını etkiler, şiirini besleyecek bir dönemin başlangıcı ve ‘bir doğum anı’ olur. Seniha Hanım, Cemal Süreya’nın ilk aşkıdır ve ortaokul yıllarında başlayan bu aşk evlilikle sonuçlanır. Hatta Süreya, Seniha Hanım’dan bahsederken, o yıllarda sınıfın tahtasına yazdığı kızıl mısralar adlı şiirinde ‘Seni sevdiğim anda her şeyim kızıl oldu, Masmavi defterime kızıl satırlar doldu’ der. 1955 güzünde Eskişehir’den İstanbul’a yardımcı maliye müfettişi olarak atanır. İstanbul’a yerleşmesiyle edebiyat çevrelerinde ve etkinliklerinde daha sık görünmeye başlar; ancak bu durum ailesini ihmal etmesine yol açar. Her şey biliyor her şey Sen biliyor musun bakalım Seni nice sevdiğimi? Üstüne titrediğimi? Geldiğimi? Gittiğimi Hadi! Aşkın onu bir menevşe kurusuna çevirdiği günler de Mülkiye yıllarına rastlar. Bu tutkulu âşığın yani şairin, karısına attığı tokadın pişmanlığı yüzünden, jiletle bileklerini kesecek kadar ileriye gitmesi, bu evliliğinin ömrü hakkında daha o günlerde ipuçları verir aslında. 1958 yılında ayrılan çift, yedi yıl sonra resmî olarak boşanır. Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra Sonrası iyilik güzellik. İlk evliliğinden sonra ikinci evliliğini Zuhal Tekkanat’la, üçüncü evliliğini Güngör Demiray’la yapar, ondan ayrıldıktan kısa bir süre sonra tekrar Zuhal Tekkanat’la birlikte olur (tabii bu evliliklerin arasında sayısız gönül macerası, evlilikten dönen nişanlılıklar da vardır) ve bunlardan sonra Cemal Süreya Birsen Sağnak’la evlenir. işte bu şiir Birsen hanım için yazılmıştır. Tomris Uyar, Ülkü Tamer ile evliyken âşık olur Cemal Süreya’ya… İkisi de evlidir, ikisi de birbirleri için boşanırlar eşlerinden ve bugün bile, ‘Türk edebiyatının en verimli aşkı’ tanımını hak eden üç yılı birlikte geçirirler. Tomris Uyar’ı “Aşkları Uğruna Yazılanlarla Edebiyatımıza Yön Veren Kadınlar” listesinden hatırlayacaksınız zaten. Verimliydi aşkları, çünkü Cemal Süreya aşk dolu, cinsellik yüklü en güzel şiirlerini onun için yazdı. Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde, Bir yanlışı düzeltircesine açmış; Gelmiş ta ağzımın kenarında Konuşur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda, Güverteleri uçtan uca orman; Aldım çiçeğimi şurama bastım, Bastım ki yalnızlığımmış. Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Tomris Uyar’ın Cemal Süreya ile olan ilişkisi hem enteresan, hem dillere destandır… Her akşam işten çıkıp şıp diye eve damlardı Cemal Süreya. Bir gün Tomris Uyar, “Biraz gez dolaş, arkadaşlarınla falan buluş” der. Ertesi gün geç gelir Cemal Süreya, daha ertesi gün de, hep geç gelir. Bu akşamlardan birinde, örtü silkelemek için pencereyi açan Tomris, apartmanın girişinde oturan Cemal’i görür ve gerçek ortaya çıkar. Her akşam iş çıkışı eve geliyor ama aşağıda oturup ‘gecikiyordu’ Cemal Süreya… Tomris Uyar tarafından durumun adı derhal kondu: Şahsiyet Rötarı… Tomris Uyar Cemal Süreya ile ilgili: “Tanıdığı kaç kişi varsa, o kadar Cemal Süreya vardır. O yüzden ben bir tane Süreya biyografisi düşünmem. Üç tane yazılabilir. Üçü de apayrı.” demiştir. Üvercinka, kızının doğumunu karşıladığı anda hastanenin kapısında bekler onu. Hani şu meşhur şiiri ve aynı adlı kitabı Cemal Süreya’nın… Üvercinka, Cemal Süreya’nın eşi Seniha Hanım hamile iken tanıştığı ve adını bilmediğimiz genç bir kızdır. Süreya’nın hayatında her daim bir sır olarak kalan bu kızın adını bilen olmamıştır. Türk şiirinin en güzel örneklerinden biri olan ‘Üvercinka’, bu genç kızın güzelliği sayesinde Süreya’ya şöhreti getirmiştir. “Üvercinka, güvercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bir sözcük; barışa, aşka, dayatmaya dönük bir kavram. Kitabımın adını Üvercinka koyarak , kelimeyi zorlayan şiirimden ufak ama anlamlı bir kesit vermiş oluyorum galiba.” der şair… Ahmed Arif öylesine hayrandır ki Cemal Süreya’ya, yüzünü bile görmediği kız kardeşi Ayten ile evlenmek ister. Cemal Süreya’nın duyguları da ondan farklı değil. “Evlen kız, Türkiye’nin en iyi şairi!” der. Ayten önce şaşırır ama sonunda ağabeyinin sözünü dinler. Zafer çarşısında buluşmak üzere sözleşirler; gelin ve damat adayı tanışacak. Bekle bekle Ahmed Arif yok! Cemal Süreya ertesi gün öğrenir ki, temiz bir gömleği olmadığı için gelememiş Ahmed Arif… Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının Seni kucağıma alıyorum Tarifsiz uzuyor bacakların Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzünün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dört nala sevişmek lazım Ölüyorum tanrım Bu da oldu işte. Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir… Üstü kalsın… “On yedi dergi, birkaç evlilik, bir meslek, bir banka batırdı.” Cemal Süreya’nın, şair Süreya ve denemeci Süreya’yı yan yana koyup değerlendirme yaparken şair tarafı için kendi kendine sarf ettiği sözlerdir bunlar. Ama arkasına eklemeyi de unutmaz: “Hayatımı başka bir hayatla değiştirmek istemediğime göre demek ki mutsuz değilim.” Not: İncelemenin serzenişten sonraki bölümlerini hazırlarken Feyza Perinçek ve Nusret Duruel’in Can Yayınları’ndan çıkan “Cemal Süreya – Şairin Hayatı Şiire Dahil” adlı eserinden ve bir web sitesinden faydalandım. Cemal Süreyya’yı yedirtmem. Herkese keyifli okumalar. (Anıl)

Kitabın Yazarı Cemal Süreya Kimdir?

Asıl adı Cemalettin Seber'dir.

Cemal Süreya 1931'de o yıllarda Erzincan'a bağlı olan Pülümür ilçesinde doğdu. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan şehrinde geçirdi. 1938'de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik'e sürgün edildi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nü bitirmiştir. Maliye Bakanlığı'nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı'nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır.

Ağustos 1960'tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000'e Doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.

İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya'nın ilk şiiri Şarkısı Beyaz, Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü kondu. 1997'de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı.

Cemal Süreya Kitapları - Eserleri

  • Sevda Sözleri
  • On Üç Günün Mektupları
  • Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi
  • Bir Kırlangıcın Daha Var
  • Üvercinka
  • 99 Yüz

  • Günübirlikler
  • Güvercin Curnatası
  • Günler
  • Üstü Kalsın
  • Şapkam Dolu Çiçekle
  • Türkçe Bilenin İşi Rast Gider
  • Papirüs'ten Başyazılar

  • Soluğundan Öptüm Seni
  • Güz Bitiği
  • Folklor Şiire Düşman
  • Beni Öp Sonra Doğur Beni
  • Göçebe
  • Yürek ki Paramparça
  • Sen Varsın Gecede

  • Yabancı Yayınlar
  • Uzat Saçlarını Frigya
  • Sıcak Nal
  • Aydınlık Yazıları "Paçal"
  • Seviş Yolcu
  • Mülkiyeli Şairler

Cemal Süreya Alıntıları - Sözleri

  • Küçük bir kitaptır yaşamak, elinde tutmaya yarar.. (Üstü Kalsın)
  • Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü Hırsız da bilmiyor çaldığını Biz yeni bir hayatın acemileriyiz Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor Şiirimiz, aşkımız yeniden, Son kötü günleri yaşıyoruz belki İlk güzel günleri de yaşarız belki Kekre bir şey var bu havada Geçmişle gelecek arasında Acıyla sevinç arasında Öfkeyle bağış arasında (Beni Öp Sonra Doğur Beni)
  • Yarın bizi beraber görenler kimdi o yanındaki diye sorarlarsa beni detaylı anlatma. Kısaca; ömrümün geri kalanı dersin. (Güvercin Curnatası)
  • İki çay söylemiştik orda, biri açık, Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. (Seviş Yolcu)
  • "Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını. Kırılan kalbini de öyle unutacaksın. (Günübirlikler)
  • Gittikçe uyanan bu ülkeler belki de Batı’ya karşı ilk rövanşlarını edebiyatla alacaklardır. (Papirüs'ten Başyazılar)

  • Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü (Beni Öp Sonra Doğur Beni)
  • "Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü" (Beni Öp Sonra Doğur Beni)
  • "Faşizm bir ideoloji değil bir kötülüktür." (Türkçe Bilenin İşi Rast Gider)
  • Olmuyor seninle dedi. Yutkunamadım. (Günler)
  • Senin bir havan var beni asıl saran o Onunla daha bir değere biniyor soluk almak.. (Üvercinka)
  • Sevgiler uzaklaşsa da, sevgi olarak kalır. (Şapkam Dolu Çiçekle)
  • "Sevgilim olsun istemiyorum Sevdiğim olsun istiyorum. Her gün görmek değil , Benim olduğunu bilmek istiyorum . Elini tutmak değil Kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum. İki gün değil , ebediyen sürsün istiyorum . Uğruna ölmek değil , O' nun için yaşamak istiyorum.." (Sevda Sözleri)

  • Duygular albayım,bazı ifadelere sığmıyor... (Bir Kırlangıcın Daha Var)
  • Yetmez mi buncadır avareyiz Taze sabahtan hüzünlü akşama (Sen Varsın Gecede)
  • Nasıl bir his biliyor musun ? Oda çok geniş ama sığamıyorsun, bak kapı orda ama çıkamıyorsun, pencere açık ama nefes alamıyorsun.. (Yürek ki Paramparça)
  • kötülüklerin büsbütün egemen olduğu namussuz bir çağ bu biliyorsun (Üvercinka)
  • Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti (Seviş Yolcu)
  • Dünyada ki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar; Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derim….” (Bir Kırlangıcın Daha Var)
  • Dokunulmasa da, Görülmese de; Kalpte yer verilir bazısına… Nedensiz! (Üstü Kalsın)

Yorum Yaz