Uykusuzluk - Henry Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Uykusuzluk kimin eseri? Uykusuzluk kitabının yazarı kimdir? Uykusuzluk konusu ve anafikri nedir? Uykusuzluk kitabı ne anlatıyor? Uykusuzluk kitabının yazarı Henry Miller kimdir? İşte Uykusuzluk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Henry Miller
Çevirmen: Haluk Erdemol
Orijinal Adı: Insomnia
Yayın Evi: Notos Kitap Yayınevi
İSBN: 9786055904258
Sayfa Sayısı: 62
Uykusuzluk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Uykusuzluk-Insomnia
ya da Şeytan İşbaşında
Ayrıksı bir yazardan ayrıksı bir kitap…
Henry Miller yirminci yüzyılın başkaldırıcı yazarlarından. Kapitalizmi reddederken sosyalizmi efendi değiştirme olarak gördü. Anarşizmi Amerikan “doğaya dönüş” geleneğiyle, Beat Kuşağı ve “çiçek çocuklar” ile ilişkilendirilen Miller, Yitik Kuşak içinde de sayılmaz.
Miller’ın Uykusuzluk’ta (Insomnia) sözünü ettiği Japon kadın, 1967’de yetmiş altı yaşındayken tanışıp âşık olduğu kabare sanatçısı Hoki Tokuda. Yine bu dönemde yaptığı suluboya resimler de kendi resimleri arasında özel bir bölümü, Insomnia Dizisi’ni oluşturur.
“Henry mitolojik bir yaratığa benziyor. Yazıları ateşli, yıldırım gibi, girift, hain ve tehlikeli. ‘Çağımızın şiddete gereksinimi var.’
“Yazdıklarının gücünü, o günahtan arındırıcı, yıkıcı, gözüpek, korkunç gücünü seviyorum. Yaşama duyulan hayranlığın, coşkunun, her şeye olan tutkulu ilginin, enerjinin, taşkınlığın, gülüşün ve ansızın patlayan fırtınaların bu tuhaf karışımı aklımı başımdan alıyor. Her şey silinip süpürülüyor: ikiyüzlülük, korku, basitlik, yalancılık. İçgüdünün ortaya konması bu. Birinci tekil kişiyi, gerçek adları kullanıyor; düzenden biçimden hatta kurmacadan bile nefret ediyor.”
Anaïs Nin
Uykusuzluk Alıntıları - Sözleri
- Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak.
- Seviyorsan güvenmelisin; güvenirsen anlayışlı ve bağışlayıcı olursun.
- En sağlamı her zaman gülümsemek, özellikle incindiğinde, hakarete uğradığında ya da aşağılandığında.
- "Çevremdeki insanlar harika göründüğüm, gittikçe gençleştiğim ve bunun gibi bir dolu zırva laf ediyordu. Ruhumdaki kıymıktan haberleri yoktu."
- Benim için kitap insandır ve benim kitabım benim olduğum insandır; aklı karışık,savsak,huzursuz, kösnül, edepsiz, kavgacı,düşünceli,kılı kırk yaran,yalancı, şeytancasına içten ve gerçekçi insan.
- "Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak"
- "Kendini çalışmaya ver ve saygıdeğer bir yaşam sür"
- "Azıyla yetinemediğimiz tek şey aşktır."
- "Gülümserken yalnızca öndeki dişlerini göster, özellikle altın kaplamalı olanları."
- "Asla kendini kaybetme!"
- "Çevremdeki insanlar harika göründüğüm, gittikçe gençleştiğim ve bunun gibi bir dolu zırva laf ediyordu. Ruhumdaki kıymıktan haberleri yoktu."
- İnsanı mutlu eden gülümsemeler vardır ve de öyle gülümseler vardır ki deme gitsin.
- “Beni bulmamış olsaydın arıyor da olmazdın.”
- Daha önce de yaşamıştım bunları, defalarca; ancak her seferinde yeni, farklı, daha acı, daha dayanılmaz oluyordu bu deneyimim.
- "En kötü halimizde bile umut doluyuz biz."
Uykusuzluk İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hayal kırıklığı: Bir çırpıda bitirdiğim akıcı ama size hiçbir şey katmayacak öylesine okunabilecek bir kitap. Sadece bitirmek için okudum ve hayal kırıklığına uğradım. (Hediye)
Henry Miller'ın uykusuzluk kitabını yanıma kitap almadığım bir anda bir öğrencimin elinde gördüm ve kısacık boşlukta kısacık kitabı karıştırmaya başladım. Aklıma geçmişte okuduğum bir söz geldi "Eğer bir şeyi kısa anlatamıyorsan anlamamışsındır."76 yaşında tanışıp aşık olduğu Japon bir kadın için yazılmış bir kitap.Düşünsenize bizim artık ölümü kendimize hak gördüğümüz, yaşanacak başka ne kaldı ki dediğimiz, en azından bunu hayal ettiğimiz bir yaş için aşkı yazmış.Aşkı için Japonca öğrenme isteği, aşkı için o yaşta bir kabareye onu her gün dinlemeye gitmesi bana duyguların bir yaşı olmadığını, hayattaysan ve yaşama sevincin varsa insan olmaya ,duygularla olmaya devam edersin hissini uyandırdı. Kitaptan bir cümleyle bitirmek isterim keyifli okumalar. AZIYLA YETİNMEDİĞİMİZ TEK ŞEY AŞKTIR.VE YETERİNCE VERMEDİĞİMİZ DE ODUR. (Halide)
"İlkin kırık bir ayak parmağıydı sorun, sonra kırık bir yüz ifadesi, en sonunda da kırık bir kalp. Ancak bir yerde de söylediğim gibi insan kalbi çok dayanıklıdır, yok edilemez; kırıldığını ancak belleğinde canlandırabilirsin. Asıl tokadı yiyen insanın ruhudur ama ruh da güçlüdür, istenirse eski canlılığı kazandırılır ona." •• Ortaya koyduğu eserleri ve bu eserlere harmanladığı yaşamıyla dikkatleri üzerinde toplayan bir isim Henry Miller. 76 yaşında hayatına dahil olan kabare sanatçısı Hoki Tokuda'ya aşık oluyor. Başlarda aşkına bir karşılık bulamayan Miller, zamanla yaşadığı duygusal süreçlerini kaleme alıyor. Tokuda'ya karşı içinde uyanan tutkusunu yaşadığı gelgitleri samimi bir şekilde anlatıyor. Tokuda'nın çalıştığı bara ziyaretini, başka erkeklerle yakınlığındaki katlanma duygusunu, içinde yeşeren aşka ümitsizce karşılık beklemesi, geceleri kendiyle kalınca uykusuzluk halini ve bu durumun onda yarattığı etkileri kitapta anlatıyor. Güven duyulmayan, yanar-döner bir kadının aşkla nasıl güvenilir olduğunu felsefi anlatımla paylaşıyor. Kitabın sonlarında kendi ile alakalı kısma da yer verilmiş. Kadınlarla uzun süreli sağlıklı ilişkiler kuramayışının asıl sebebi belki de sorunlu bir annenin varlığıdır. Bakış açısının farklı oluşunun, kullandığı garip ifadelerinin açıklaması annesidir. Kaleme aldığı eserlerde içerik olarak genellikle cinsellik ve müstehcenlik kattığı için o dönem Fransa dışında birçok ülkede kitapları yasaklanmış. Uykusuzluk, diğer kitaplarından bu anlamda biraz daha farklı bir noktada olduğunu söyleyebilirim. Daha yalın, daha sakin, müstehcenlikten uzak satırlar var kitapta. Daha çok duygular ön planda, yaşadığı aşkı, acısı, kızgınlığı ve beraberinde gelen uykusuzluk durumunu kelimelerle dökmüş saçmış. Henry Miller hayatı boyunca ne tek bir kadına ne de tek bir yere bağlı kalabilmiş değil. Bu çocukluğundan gelenlerin yansıması olarak düşünüyorum. Annesiyle ilişkisi sağlam olsaydı bambaşka bir hayatı olabilirdi belki. Kariyer olarak da endişelerden uzak olmak istediği yerde ve kişilerle geçirmiş hayatını. Tavsiye konusuna gelecek olursam, ilginizi çekerse okumanız yönünde olur. (Nurhayat Turna)
Kitabın Yazarı Henry Miller Kimdir?
Henry Valentine Miller, yaşadığı dönemdeki edebiyat formlarının dışına çıkarak roman, otobiyografi, felsefe ve mistizmi karıştırarak kendi tarzını yaratmıştır. Kendi hayatından aldığı gerçekleri tekrardan kurgulayarak kitaplarına aktarmıştır.
Alman göçmeni katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası terzi Heinrich Miller, annesi ise Louise Marie Neiting'di. Çocukluğu Brooklyn'de geçti. Gençliğinde çeşitli işlerde çalıştı ve kısa bir süre New York Şehir Üniversitesi'nde okudu. 1928 ve 1929 yıllarında ikinci karısı June Edith Smith (June Miller) ile birlikte birkaç ay Paris'te geçirdi. 1930 yılında tek başına Paris'e taşındı ve II. Dünya Savaşı patlak verene kadar burada yaşadı. Bu dönemde meteliksiz bir şekilde arkadaşlarından geçinerek avare bir hayat sürdü. Anais Nin, Alfred Perles, ve Lawrence Durrell gibi yazarlarla dostluk kurdu. 1931'in sonbaharında Alfred Perlés vasıtasıyla Chicago Tribune'un Paris baskısında bir iş buldu. Sevgilisi Anais Nin'in desteğiyle 1934 yılında ilk kitabı Yengeç Dönencesini (Tropic of Cancer) yayımladı. Ardından Kara İlkbahar (Black Spring) (1936) ve Oğlak Dönencesini (Tropic of Capricorn) (1939) yazdı. Kitapları ABD'de müstehcen bulunduğu için yasaklandı. Ancak elden ele ulaştırılan kitapları ona belli bir ün kazandırdı.
1940'da ABD'ye döndü ve California'da Big Sur'a yerleşti. ABD'nin kültürel değerlerine ve ahlâkî tavrına meydan okuyan çalışmalarına devam etti. Hayatının son yıllarını Pacific Palisades'de geçirdi.
Yengeç Dönencesi'nin 1961 yılında ABD'de yayımlanması bir müstehcenlik davasına neden oldu. 1964 yılında ABD Yüksek Mahkemesi kitabın bir edebiyat çalışması olduğuna karar verdi. Bu olay cinsel devrimin kilometre taşlarından biriydi. Kitabın basılmasını savunan avukat Elmer Gertz ve Miller sonraki yıllarda yakın arkadaş oldular.
Edebiyat çalışmalarının yanında Miller bir ressam ve amatör bir piyanistti.
Henry Miller Kitapları - Eserleri
- Uykusuzluk
- Yengeç Dönencesi
- Oğlak Dönencesi
- Seksus
- Clichy'de Sessiz Günler
- Neksus
- Pleksus
- Kara İlkbahar
- Cinsellik Dünyası
- Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş
- Cennette Bir Şeytan
- Marousi'nin Devi
- Çılgın Üçlü
- Aşk Mektupları
- Rimbaud ya da Büyük İsyan
- Hatırlamayı Hatırlamak
- Edebi Bir Tutku
- Big Sur ve Hieronymus Bosch'un Portakalları
- The Time of the Assassins
Henry Miller Alıntıları - Sözleri
- Kayıtsız, anlık da olsa duygulanma yetisine sahip, kerterizden yoksun, asıl merkezinden her an kopabilen bir yürek. Kendine yarattığı dünya ne kadar iğrenç ve kısıtlı olursa olsun, mükemmelce yaşıyordu içinde. Güç veren bir şeydi bu basbayağı. (Yengeç Dönencesi)
- . Uzağa bakma. Her şeye düz bak. İyisiyle kötüsüyle gözünün içine bak. ... (Aşk Mektupları)
- Now it is either heaven or hell, no in between is possible any longer. And by all indications we will choose hell. (The Time of the Assassins)
- İnsan ne kadar dönüp dolaşırsa dolaşsın, daima yine olduğu yerde kalıyor. Bir türlü kabul edilemiyen 'şimdi'nin olduğu yerde. (Neksus)
- Ay gibi ölü bir gezegene ulaşma düşüncesi insanlara, dünya üzerindeki diğer insanlarla iletişim kurma düşüncesinden daha heyecan verici geliyor. Dünyayı kurtarmak, hatta kendi kendimizi kurtarmak bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren bu gezegenden kaçmak. Bize sunduğu vaadi yitirinceye kadar yeryüzünü kuruttuk. (Hatırlamayı Hatırlamak)
- "Asla kendini kaybetme!" (Uykusuzluk)
- Bana kollarında birkaç gün huzur ver,buna çok ihtiyacım var. Yıkıldım,yıprandım,yoruldum.Ondan sonra dünyayla yüzleşebilirim. (Edebi Bir Tutku)
- What devils are these who look like you and talk like you, who wear the same dress, eat the same food, and who hound you like dogs? Are these not the worst enemies a man can have? The others I can find excuses for, but for one's own kind I can find no excuse whatever. (The Time of the Assassins)
- ...kitabın açılışında bir dünya yatıyordu ne denli kendine özgüdür büyük yapıtların sayfalarının açılışları... (Neksus)
- "Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak" (Uykusuzluk)
- Dudaklarından soğuk, neşeden yoksun bir kahkaha döküldü – yalnızca ıssızlığın ortasında duyulabilecek bir kahkaha. İnsanca şakaları anlayabilecek biçimde eğitilmiş bir köpeğin salıvereceği türden bir kahkaha. (Çılgın Üçlü)
- Dünyada bir başınasın! Yalnızsın... Yalnız... Yalnız. Acı bir şey yalnız olmak... Acı, acı, acı, acı. Sonu yok, akla hayale sığmıyor ve dünyadaki her insanın yazgısı böyle.. (Oğlak Dönencesi)
- Unwittingly and unconsciously we have made the world one, but one in nullity. We must go through a collective death in order to emerge as genuine individuals. (The Time of the Assassins)
- Kendin olmak, yalnız kendin olmak çok büyük bir şey. (Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş)
- "Çevremdeki insanlar harika göründüğüm, gittikçe gençleştiğim ve bunun gibi bir dolu zırva laf ediyordu. Ruhumdaki kıymıktan haberleri yoktu." (Uykusuzluk)
- Yoluma çıxan insanlar, hər gün baş verən və başqası üçün boş şey kimi görünə bilən hadisələr - hamısını mənim düşüncəmdə xüsusi bir məna kəsb edirdi. (Cennette Bir Şeytan)
- Sizin objektifinize nasıl göründüğümden bana ne? (Big Sur ve Hieronymus Bosch'un Portakalları)
- "Dünyayı sarsan ulusal ve ırksal dramların dışında, daha büyük bir oyun sahneleniyor;dünya dramı." (Cinsellik Dünyası)
- ...Uzun, upuzun 1zaman geçiyordu; bildiğim tüm sessizliklerden daha anlamlı 1sessizlik içinde. Söyleme gücünü kendimizde bulamadığımız herşey, bu karşılıklı dilsiz oyununda dile geliyordu... (Cinsellik Dünyası)
- Sonunda her şey tek bir gerçeğin içinde erir: Hatırlayış. (Hatırlamayı Hatırlamak)