Varlık ve İdrak - İbrahim Kalın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Varlık ve İdrak kimin eseri? Varlık ve İdrak kitabının yazarı kimdir? Varlık ve İdrak konusu ve anafikri nedir? Varlık ve İdrak kitabı ne anlatıyor? Varlık ve İdrak PDF indirme linki var mı? Varlık ve İdrak kitabının yazarı İbrahim Kalın kimdir? İşte Varlık ve İdrak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İbrahim Kalın
Çevirmen: Nurullah Koltaş
Yayın Evi: Klasik Yayınları
İSBN: 9786055245542
Sayfa Sayısı: 271
Varlık ve İdrak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İbrahim Kalın'ın Molla Sadrâ ve bilgi meselesine yönelik enfes tahlili, bu son derece önemli düşünür ve mesele bakımından gerçekten çığır açıcı nitelikte. Kalın, İşrâkî düşünceyle alakalı açıklamaların anlaşılmasını güçleştiren teknik jargondan mümkün olduğunca kaçınarak, Molla Sadrâ'nın meşgul olduğu bağlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyuyor. İbrahim Kalın, Molla Sadrâ'yı epistemoloji konusunda ciddi bir şarih ve epistemolojiyi ise İslâm felsefesinde daimi bir araştırma konusu olarak sunuyor ve bir bütün olarak İslâm felsefesi alanında Molla Sadrâ'nın rolüne ilişkin tam bir fikir elde edebilmemizi mümkün kılıyor. Kitap, bu önemli düşünüre ilişkin anlayışımızı daha yüksek bir düzeye çıkarıyor. Bu çalışmanın kısa sürede temel bir referans eser olacağında kuşku yok.
-Oliver Leeman-
Varlık ve İdrak, genelde İslâm bilimleri özelde ise İslâm felsefesi alanlarında takdire şayan yeni bir soluğun ortaya çıkışını müjdelemekte. İslâm felsefesi alanında hem Batı hem de Doğu'daki okullarda eğitim alan İbrahim Kalın, geç dönem İslâm düşüncesine ilişkin bilgilerimize önemli bir katkı sağlama yetkinliğine sahip. Ayrıca bu eser, Sadrâ üzerine yazılan eserlere de önemli bir ilave niteliğinde. Kalın'ın kitabı, Molla Sadrâ düşüncesinin mükemmel bir analizini sunmanın yanında Sadrâ'nın varlık ve modaliteleri bağlamında bilgi kavramını nasıl ele aldığını da ortaya koyuyor. Dahası, Sadrâ'nın diskursif felsefe ve İşrâkî bilgiyi ustalıkla birleştirmesinin, geleneksel İslâm felsefesinin başlıca akımlarına dair önemli bir sentezi nasıl temsil ettiğini de gözler önüne seriyor.
-Seyyid Hüseyin Nasr-
Mollâ Sadrâ, "vahyedilmiş bilgi (Kur'an), felsefî ispat ve tahakkuk etmiş ya da mistik bilgiyi birleştirme" çabası bakımından İslâm entelektüel geleneğinin yedi asrını özetlemektedir. İbrahim Kalın, bu çığır açıcı eserinde Molla Sadrâ'nın arayışının "varlık ve nedensellikten kendini ve Tanrı'yı bilmeye kadar klasik ve ortaçağ felsefesinin tüm seyrini kapsadığını" ortaya koymak için zengin Yunan şerh geleneğini ayrıntılı bir biçimde ele almaktadır. Molla Sadrâ, her biri bizi farklı varlık tarzlarıyla birleştiren çeşitli biliş biçimlerinde sergilenen yaratılmış varlık derecelerinde, yaratıcının baki, ancak esrarengiz veçhesinin tefriki yoluyla epistemolojiyi metafiziğe dayandırmaktadır. Kalın'ın bu harikulade eseri, Sadrâ'nın varlık merkezli bir metafizik ve epistemolojiyi geç dönem İslâm felsefesinde yeniden inşa etmek için takip ettiği yolun izini sürmektedir.
-David Burell-
Varlık ve İdrak Alıntıları - Sözleri
Varlık ve İdrak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Varlık ve İdrak PDF indirme linki var mı?
İbrahim Kalın - Varlık ve İdrak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Varlık ve İdrak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İbrahim Kalın Kimdir?
İbrahim Kalın, (d. 15 Eylül 1971, İstanbul) Türk tarihçi, bürokrat ve diplomat. 11 Aralık 2014 tarihinden beri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı sözcülüğü ve başdanışmanlık görevini yürütmektedir.
Erzurum, İspir kökenli bir ailenin çocuğu olarak 1971 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde 1992 yılında lisans eğitimini tamamladı.Yüksek lisans tahsilini sürdürmek için Malezya'ya gitti. 1996 yılında doktora çalışmaları için ABD'de George Washington Üniversitesi'ne girdi. College of the Holy Cross, Georgetown Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi'nde İslam düşüncesi ve İslam-Batı ilişkileri üzerine dersler verdi. Felsefe, İslam düşüncesi ve İslam felsefesi üzerine akademik çalışmalarda bulundu. Doktora öğrenimi sırasında "Mulla Sadra’nin Bilgi Teorisi ve Anti-Subjektivist bir Epistemolojinin İmkanı" konusu üzerine çalıştı. Japon araştırmacı Toshihiko Izutsu'nın "İslam'da Varlık Düşüncesi" kitabını ve Şazelîyye tarikatının Darkavîyye kolunun kurucusu olan Mulay El-Arabi Ed-Darkavî’nin “Bir Mürşidin Mektupları” adlı kitaplarını Türkçeye tercüme etti. Halil İnalcık'ın makalesini "İstanbul: Bir İslâm Şehri" başlığıyla tercüme etti.
2005-2009 yılları arasında Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) kurucu başkanlığını yaptı. 2011 yılında Ahmet Yesevi Üniversitesi mütevellî heyeti üyeliğine atandı. 2007 yılında "İslam ve Batı" adlı kitabı yayımlandı. Bu çalışmasıyla Türkiye Yazarlar Birliği'nin "Fikir Ödülü"nü kazandı. Macmillan Encyclopedia of Philosophy, Encyclopedia of Religion ve Oxford Dictionary of Islam gibi ansiklopedik eserlere katkılarda bulundu. 2014 yılında "Akıl ve Erdem", 2015 yılında "Varlık ve İdrak", 2016 yılında ise "Ben, Öteki ve Ötesi: İslam-Batı İlişkileri Tarihine Giriş" adlı çalışmaları yayınlandı.
2009 yılında Ahmet Davutoğlu'nun dışişleri bakanı olmasıyla boşalan dış politikadan sorumlu başbakan başdanışmanlığı görevine getirildi. Ocak 2010'da kurulan Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nün ilk koordinatörü oldu. 2012 yılında başbakanlık müsteşar yardımcılığı görevini üstlendi. Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte cumhurbaşkanlığı genel sekreter yardımcılığı görevine getirildi. Son olarak 11 Aralık 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "cumhurbaşkanlığı sözcüsü" olarak atandı.
Evli ve 3 kız babasıdır. Akademi ve bürokrasideki çalışmalarının yanı sıra İbrahim Kalın'ın halk müziği başta olmak üzere sanata yakın bir ilgisi vardır. Bestelediği eserler arasında "Seni Mene Vermez İse" ve "Elif Bacı" adlı çalışmalar bulunmaktadır.
Telif eserleri
İslam ve Batı
Varlık ve İdrak: Molla Sadra'nın Bilgi Tasavvuru
Akıl ve Erdem: Türkiye'nin Toplumsal Muhayyilesi
Ben, Öteki ve Ötesi: İslam-Batı İlişkileri Tarihine Giriş
Enine Boyuna Türkiye
İslamofobi: 21. Yüzyılda Çoğulculuk Sorunu
Barbar Modern Medeni
Perde ve Mana
Çevirileri
Bir Mürşidin Mektupları
İbrahim Kalın Kitapları - Eserleri
- Ben, Öteki ve Ötesi
- İslam ve Batı
- Akıl ve Erdem
- İslamofobi
- Barbar Modern Medeni
- Varlık ve İdrak
- Perde ve Mana
- Açık Ufuk
- Enine Boyuna Türkiye
- İslamofobi
İbrahim Kalın Alıntıları - Sözleri
- "Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı, düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları yok mu? Oysa gerçek şu ki kör olan gözler değildir, kör olan göğüslerde ki kalplerdir." (Hac, 22:46) (Perde ve Mana)
- "De ki: "Öyleyse [bilin ki tüm hakikatin] kesin/son delili yalnızca Allah'ındır."" (En'âm, 6:149) (Perde ve Mana)
- Batı Hristiyan ülkesi asırlarca İslam’ı kötü niyetli öteki olarak görmüş ve bu görüşü muhafaza etmek için bir sürü sebep üretmiştir. Batı’nın asırlar süren İslam portresini değiştirmek açıkça göstermiştir ki İslam sevmemenin sebepleri ezelden beri var olan ve devam eden bir düşmanlığın mantıki temelleri olarak bina edilmiştir ve bunun tersi doğru değildir bu şablon günümüze kadar devam etmektedir. Richard Buliet (İslamofobi)
- “Hikmeti olmayan hüküm kör, hükmü olmayan hikmet topaldır.” (Perde ve Mana)
- Akıl, doğru kullanıldığında insanı meleklerden üstün kılabilirken, yanlış yola girdiğinde hayvanlardan daha aşağı ve şeytandan daha yıkıcı bir güç haline gelebilir. (Perde ve Mana)
- "Dört bir tarafa bakabilmek için eskisinden çok daha özgürüz; artık önümüzde hiçbir sınır yok. Etrafımızda uzayıp giden muazzam bir alanı hissetmenin avantajına sahibiz... ve aynı zamanda muazzam bir boşluğu." (Ben, Öteki ve Ötesi)
- İslamiyet demek ruh-i medeniyet demek, medeni olmak için Müslüman olmak kâfidir”. Ahmet Mithat Efendi (Barbar Modern Medeni)
- Çok konuşmak, fikrin derinliğinden değil, cehaletin gevezeliğindendir.. (Açık Ufuk)
- "Bir toplumu medeni yahut barbar yapan, sadece sahip olduğu maddi imkanlar yahut teknolojik araçlar değil, varlığı ve hayatı anlamlandırmak için ortaya koyduğu tasavvur, tutum ve davranışlardır. Basit ve temel araçlara sahip bir toplum medeni olabileceği gibi, ileri teknolojik sistemlere sahip toplumlar da barbar olabilir. (Barbar Modern Medeni)
- "Kendi aklını kullanacak cesareti göster!" (Akıl ve Erdem)
- "Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir." (İslam ve Batı)
- Medine,"la" yı "illa" ile tamamlar. Neyin reddedilmesi gerektiğini öğreten vahiy, insanları boşlukta bırakmaz ve neye inanmaları gerektiğini söyler. Sirke karşı tevhid, küfre karşı iman, Zulme karşı adalet, Haksızlığa karşı hukukun üstünlüğü, Irkçılığa karşı hukukta eşitlik ve takvada üstünlük, Zihni ve bedeni köleliğe karşı özgürlük Medine'de tebellür eder; derinlik kazanır ve ete kemiğe bürünür. Müstakbel İslam medeniyetinin metafizik ve ahlaki temeller burada atılır. Kurulan, modern manada bir ulus devlet değil; akla, inanca, erdeme ve estetiğe dayalı bir medeniyet şehridir. (Barbar Modern Medeni)
- Avrupalılar, bir din olarak İslam'ı , bir kültür ve medeniyet olarak İslam'dan ayırmış; birincisine şiddetle karşı çıkarken , ikincisine hayranlıkla yaklaşmış ve ondan etkilenmiştir. (Ben, Öteki ve Ötesi)
- Beni en çok endişelendiren şey, bir gün müslümanlar, hıristiyanlardan ayırt edilemez hale gelecekler ; onlar gibi giyinecekler ve onların yediklerinden içtinap etmeyecekler. (İslam ve Batı)
- Orta yol bulmak, bir sanat işidir. (Akıl ve Erdem)
- “İnsan ancak kendini her şeyi kuşatan varlığın bir parçası olduğunu kavradığı zaman ben-bilgisine ve 'ben' idrakine kavuşabilir.“ (Ben, Öteki ve Ötesi)
- "Bütün bilgilerin başlangıcı, insanın kendini bilmesidir." (Akıl ve Erdem)
- "Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez fakat insanlar kendilerine zulmederler." (Perde ve Mana)
- Michiganlı Cumhuriyetçi aktivist Victor Ghalib Begg, Detroit Free Press gazetesine şöyle diyerek şikayet etmiştir: “Hepsi İslam’ı ve Müslümanları kötülemek için birbirlerini eziyorlar önyargı ve nefretin gücüne başvurmaya çalışıyorlar.....ve beyinsizce bir şey.” (İslamofobi)
- İslam dininde ihanet suçu, Batı’da olduğu gibi devlete karşı değil,ümmete karşı işlenmektedir. (İslamofobi)