diorex
Dedas

Yaban Koyununun İzinde - Haruki Murakami Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaban Koyununun İzinde kimin eseri? Yaban Koyununun İzinde kitabının yazarı kimdir? Yaban Koyununun İzinde konusu ve anafikri nedir? Yaban Koyununun İzinde kitabı ne anlatıyor? Yaban Koyununun İzinde PDF indirme linki var mı? Yaban Koyununun İzinde kitabının yazarı Haruki Murakami kimdir? İşte Yaban Koyununun İzinde kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.04.2022 04:00
Yaban Koyununun İzinde - Haruki Murakami Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Haruki Murakami

Çevirmen: Nihal Önol

Orijinal Adı: Hitsuji O Meguru Boken

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9789759919559

Sayfa Sayısı: 353

Yaban Koyununun İzinde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Japonya hakkındaki tüm bildiklerinizi unutun...

Haruki Murakami'nin yarattığı, insanların tek bir kimono görmeden, meslekleri için ter döktükleri, aşırı içtikleri ve dağılmış evliliklerin girdabında sürüklendikleri dünyaya girin.

Bu değişik, unutulmaz öykünün yirmili yaşlarındaki kahramanı, çok ünlü bir dedektifin küçük erkek kardeşi ya da en azından Japon kuzeni olabilir pekâlâ. Kadınlarla ilişkileri ve kadın kulağına duyduğu aşırı ilgi yüzünden başının derde girmesi yetmiyor, bir de sırtında krem rengi bir yıldızı olan esrarengiz koyunun peşine düşmek zorunda kalıyor.

Tokyo'nun kent kargaşasında bir sağ kanat politikacısının geniş malikânesine, oradan da uzak Hokkaido Adası'nın buz gibi ıssızlığına sürükleyen bu kitap, Japonya'nın önde gelen romancısından unutulmaz, büyüleyici, heyecan dolu ve gizemli bir öykü.

"Rüyaların, sanrıların ve inanılmaz bir hayal gücünün, eldeki somut ipuçlarından çok daha önce geldiği, postmodern bir dedektif öyküsü."

-Publisher Weekly-

(Arka Kapak)

Yaban Koyununun İzinde Alıntıları - Sözleri

  • “Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı.” “Her zaman bir anlatım yolu bulursun sen.”
  • Yapabileceğim hiçbir şey yok gibiydi, her şeyi oluruna bırakmaktan başka...
  • İnsanlar erken, pek erken yaşlanmaya başlarlar. Yaşlılık silinmeyen bir leke gibi, bedenlerinin her yanına yavaş yavaş yayılır.
  • Dünya, dönmeyi sürdürüyordu; sadece ben, kazık gibi, olduğum yere çakılıp kalmıştım.
  • "Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı."
  • Bilmem. Sende bir şeyler var. Mesela bir kum saati düşün, haznedeki kum bitmek üzere. Senin gibi birinin, saati tersyüz edeceğine her zaman güvenilir işte…
  • Bekleyen hep ben oluyordum
  • Bir kişi için bitmiş olan, bir başkası için bitmiş olmayabilir. Bu denli basit. Bunun ötesinde yol, iki ayrı yöne gider.
  • Kendi kendime bile açıklayamayacaklarımı başkalarına açıklayamazdım ki!
  • Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı.
  • “Biliyorsun seni hiçbir zaman kendimden uzak tutmak istemedim ben”...” Bana neler olduğunu anlamıyorum. Ama ne olduğunu bulmak için çok çabalıyorum...”
  • "Birini beklemek üzere yoğunlaşırsanız, bir süre sonra artık ne olmuş, ne olmamış hiç önemi kalmaz. Beş olabilir, on yıl da veya sadece bir ay da. Hepsi birdir artık."
  • Ona bakılırsa, ben şimdiden yitik biriydim. Beni hâlâ seviyor olsa da , bunun hiçbir önemi yoktu artık. Birbirimizin rollerini fazlasıyla almıştık. O, bunu içgüdüleriyle anladı; bense deneyimlerimle bildim. Umut yoktu.
  • Bir nedenle benimle yüz yüze gelmek istemiyordu. Ama beni tümüyle silmek de istemiyordu.
  • Bir bakıma, benim için son durak olacak yere ulaştım. Kendimi, varmam gereken yere gelmişim gibi hissediyorum.

Yaban Koyununun İzinde İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Selam️ Haruki Murakami “Yaban Koyununun İzinde”.. (Hem sizin, hem @dogan_kitap bilirkişisinin düzeltmesine açığım) Kitabın, iç, ön, arka kapak yazılarının hiçbirinde, bu eserin bir serinin parçası olduğuna dair, not, bilgilendirme vs yok. Literatürdeki yeri üçleme, hatta sonradan eklenen bir kitapla dörde bağlanmış. Trilogy of the Rat (Fare Üçlemesi) 1. Hear the wind sing / Rüzgârın Şarkısını Dinle (Yazarın aynı zamanda ilk kitabı. Eseri kendi dilindeki geniş kelime kalıplarından kurtulup, basit bir şekilde anlatabilmek için, önce kısıtlı İngilizcesiyle yazıp, sonra Japoncaya çevirmiş. Murakami 1979 da yayımlanan bu ilk eserinin, 2015 yılına kadar başka dillere çevrilmesine müsaade etmemiş. Nedeniyle ilgili çeşitli spekülatif bilgiler mevcut. (İlk eser güvensizliği, kendine dair fazlaca ayrıntı içermesi gibi gibi). Üçlemenin bu başlangıç kitabı dilimize 2018de çevrilmiş. Benim elimde mevcut değil. 2. Pinball (Türkçeye çevrilmemiş, aksi bilgiye sahipseniz düzeltin lütfen) 3. Hitsuji o meguru boken (Yaban Koyununun İzinde) 1.Baskı Nihal Önal tarafından 2008 yılında çevrilmiş. 4. Dance, Dance, Dance (Üçüncü kitabın devamı niteliğinde, üçlemeye destek kabul edilen eser de Türkçeye çevrilmemiş). Şimdi benim karıştığım nokta, yazarı tarafından çevirisine izin verilmeyen bir serinin neden, birinci ve ikinci kitapları çevrilmeden üçüncünün çevrilip piyasaya sürüldüğü, ayrıca niçin kitabın önü arkası ya da içinde buna dair bir bilgilendirme olmadığıdır. Önce üçüncü, daha iki sene önce de; birincisi çıkan serinin, henüz ikincisinin Türkçeye çevrilmediği notunu, yayınevinin daha doğru bir açıklama ve yönlendirme yapacağına inanarak, belirtip. Yaban Koyununun İzinde ile macerama geçiyorum. Murakami’den post-modern sürrealist bir kurgu daha. Kitabın ilk çeyreğini, aynı zamanda yegâne kafa sesini duyabildiğimiz, baş karakterimizin “kendiyle; biten evliliği, çevresi ve genel olarak toplumla” olan uyumsuzluğunu “tek anlatıcımızın, tek perspektifinden” okuyoruz. Akabinde, yazarın artık benim adıma alışılagelmiş, gizem unsurunu nakşetmesi; karakterlerin ayrı ayrı farklı biçimlerdeki yalnızlıkları, ülke koşullarının, dolayısıyla “hızlı çirkin yapılaşma (bol betonarme)” geleneklerin dışına çıkma, alt metin Amerikan emperyalizmi olarak yol alıyor. Gizem unsuru bu kez, postu diğerlerinden farklı bir koyun. Okuduğum diğer eserlerine kıyasla, cinsellik ve şiddet hemen hemen hiç yok, sadece baş karakterimiz kulak fetişi Esrarengiz bir Patron ve onun yeraltı örgütü tarafından tehditle, hem geçmiş arkadaşlıklarına, hem de aranan koyunu bulmak için rotası, boşanmanın ardından, kulaklarına sevdalandığı kız arkadaşıyla birlikte doğaya yöneliyor. Geldiğimiz nokta, Paganizm, koyun miti, ruhun ölümsüzlüğü ve dahi devamlılığı hususlarında metafor silsilesi. Basitmiş gibi görünen cümleler içinde, bu enikonu tekme savurur hali, ilgi çekici bulmaya devam ediyorum. Eserin içinde, coğrafi konumlar (yer isimleri) hariç, hiçbir karakterin adı yok. Patron, Fare, J., Eski eş vs vs. Nereye bağlayacağımdan habersiz, bakakaldığım yerler, yazarın genel uslubuyla uyuştuğundan, sorun etmeden geçer haldeyim. Çevirmenin affına sığınarak, okurken birkaç kez elimden bırakmama da sebep olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Almaç nedir, etmeyin eylemeyin, ahize olsa taş mı çatlardı. İlle söylerim diyerek unuttuğum noktalar vardır, şimdilik benden bu kadar. Sevgim üzerinize olsun Saygılarımla (Kitapzede)

Yaban Koyununun İzinde: Son zamanlarda tesadüfen benzer öğeleri içeren kitapları art arda okuyorum. Bu kitapta beni bu şekilde etkiledi . Bir anlam yüklemeye çalıştım bu rastlantılara. İlk incelememi de bu kitaba yazmak istedim. Murakami'nin neredeyse çoğu eserinde olduğu gibi bunda da tekrar eden kavramlar vardı. Ben tekrar eden yapılardan çoğu zaman sıkılsam da Murakami de bu durum bana haz veriyor. Onu okuduğumu ve onun dünyasına girdiğimi hissediyorum. Akıcı bir sürece dahil oluyorum onunla beraber . Yaban koyunun izinde kitabı da diğer temel yapıtlarındaki tadı bulabileceğiniz , zihninizde kalan hoşlukla diğer kitaplarını da okuma isteği uyandıracak bir kitap . Ancak post modern anlatıdan hoşlanmıyorsanız, gerçek üstü olayların anlatıldığı yapıtları sevmiyorsanız kitap ve anlatı size hitap etmeyebilir. (Gül Demircan)

Not surprisingly, once you get up and open one of Murakami's works, you get into a different reality in which the most mysterious elements are hidden behind the simplicity. Everything is quite simple, yet it demands countless efforts for the one to grasp the events revolving around the characters. No matter how tightly you squint your eyes in order to avoid missing any details, Murakami still challenges you with his unique style. To put it more simply (of course, it is impossible to do it in the way Murakami does), this book is an exemplar of great fiction. The plot which includes so much stuff such as, mediocrity in our daily lives, the wars, the human relationships, the invasion of nature, the magical sheep, etc. will carry you to the far mountains that mystical things occur. Here I would like to share one of my favorite quotes from the novel: "No matter how much speed we put on, there was no escaping boredom. On the contrary, the faster the speed, the more headway into boredom. Ah, the nature of boredom." (Qərib Hüseynzadə)

Yaban Koyununun İzinde PDF indirme linki var mı?

Haruki Murakami - Yaban Koyununun İzinde kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaban Koyununun İzinde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Haruki Murakami Kimdir?

1949 yılında dünyaya geldi, 1975'te Tokyo'daki Vaseda Üniversitesi'nden mezun oldu. 1986-1995 yılları arasında Avrupa ve ABD'de yaşadı. Yazarın ilk ve Gunzou Edebiyat Ödülü'nü alan romanı "Kaze no oto vo kike"dir (1979). Onu "Hitsuci vo meguru Bohken" (1982) isimli romanı izledi. Yazar bu eseriyle Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ardından "Sekai no ovari to hahdo bohrudo" (1985) geldi ve bu kitap da yazara Tanizaki Ödülü'nü kazandırdı. Ama ona asıl ününü kazandıran 16 dile çevrilen "İmkânsızın Şarkısı" (1987) oldu. 1995'te yayımlanan "Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle 1996 yılında Yomiuri Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Murakami, daha sonra baştan çıkarıcı bir aşk hikâyesi olan "Supuhtoniku no Koibito"yu (2001) yazdı. Yazar ayrıca, "Zoh no şohşitsu" (1993) ve "Kami no Kodomotaçi-va mina adoru" (2002) adı altında öykülerini de kitaplaştırmıştır. Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmesine rağmen, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalan yazarın edebiyat dışı tek kitabı "Andahguraundo"dur (2001). Murakami'nin son eserleri ise "Kokky no minami, taiyou no nişi" (2003) ve "Dansu dansu dansu"dur (2003).

Ödülleri :

- 1996 Yomiuri Edebiyat Ödülü ("Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle

- 1985 Tanizaki Ödülü ("Sekai no ovari to hahdo bohrudo"yla)

- 1982 Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü ("Hitsuci vo meguru Bohken"le)

- 1979 Gunzou Edebiyat Ödülü ("Kaze no oto vo kike"yle)

Haruki Murakami Kitapları - Eserleri

  • 1Q84 (Tek Cilt)
  • Sahilde Kafka
  • Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
  • Zemberekkuşu'nun Güncesi
  • İmkansızın Şarkısı
  • Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
  • Yaban Koyununun İzinde
  • Koşmasaydım Yazamazdım
  • Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları
  • Uyku
  • Kadınsız Erkekler
  • Sputnik Sevgilim
  • Tuhaf Kütüphane
  • 1Q84 - 2. Kitap
  • 1Q84 - 3. Kitap
  • Underground: The Tokyo Gas Attack and the Japanese Psyche
  • Wind/Pinball
  • Blind Willow, Sleeping Woman
  • Karanlıktan Sonra
  • Fırın Saldırısı
  • Rüzgarın Şarkısını Dinle
  • Dance, Dance, Dance
  • Kumandanı Öldürmek
  • Doğum Günü Kızı
  • Mesleğim Yazarlık
  • Efter Skælvet
  • The Elephant Vanishes
  • Pinball 1973
  • First Person Singular
  • Sadece Müzik
  • After Dark
  • Birinci Tekil Şahıs
  • Desire

Haruki Murakami Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın yaşamı nasıl oluyor da böylesine değişip, tam tersi bir hal alabiliyor.. (Uyku)
  • Yaş almak ya da alamamak değil konu; doğum günü senin için yılda sadece bir gün, gerçekten de özel bir gün o; ona gereken önemi vermelisin. Ve bu biricik eşitliği kutlamalısın (Doğum Günü Kızı)
  • Ben çok sıradan bir insanım. Ben sadece kitap okumayı seviyorum (1Q84 (Tek Cilt))
  • Ben aslında insanlarla iletişimi iyi olan birisi değilim. Bir yerlerde kendi özüme dönmem gerekiyordu. (Koşmasaydım Yazamazdım)
  • İnsanlar erken, pek erken yaşlanmaya başlarlar. Yaşlılık silinmeyen bir leke gibi, bedenlerinin her yanına yavaş yavaş yayılır. (Yaban Koyununun İzinde)
  • "Ama aralarında belirli bir mesafe bırakarak da insanlar birbirlerine yakın olabilirler, öyle değil mi?" (Karanlıktan Sonra)
  • . Bazen insanların kalbinin derin kuyular gibi olduğunu düşünüyorum. Altta ne olduğunu kimse bilmiyor. Yapabileceğiniz tek şey, arada sırada yüzeye çıkan şeyleri hayal etmek. ... (Blind Willow, Sleeping Woman)
  • Bekleyen hep ben oluyordum (Yaban Koyununun İzinde)
  • Anılar ne kadar canlı olursa olsunlar zamanın gücüne karşı koyamazlar. (Birinci Tekil Şahıs)
  • Fakat ilerleyemiyorum işte. Kayıkta ırmağın akıntısına karşı kürek çekiyormuşum gibi. Bir süre küreklere asıldıktan sonra dinlenip bir şeyler düşünürken, bir de bakıyorum, kayık tekrar eski yerine dönmüş. (1Q84 - 3. Kitap)
  • . Bugünlerde ne demek istediğimi söyleyemiyorum. Yapamam... Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam, asıl noktayı kaçırıyor. Ya öyle ya da ben demek istediğimin tersini söylerim. Ne kadar doğru yapmaya çalışırsam, o kadar karışık hale geliyor. Bazen ilk başta ne söylemeye çalıştığımı bile hatırlayamıyorum. Sanki vücudum ikiye bölünmüş ve birim diğerini büyük bir sütunun etrafında kovalıyor. Çevresinde daireler çiziyoruz. Diğer bende doğru sözler var ama onu asla yakalayamam. . (Blind Willow, Sleeping Woman)
  • • Kendimi bazen bir hiç gibi hissediyorum (Kumandanı Öldürmek)
  • Herkesin kendine göre bir savaş alanı vardır. (Karanlıktan Sonra)
  • "Fakat yine de ölene kadar bir şekilde yaşamımı sürdürmekten başka yolum olmadığı gibi, yaşarken de kendimce yöntemlerle yaşamaktan başka yapacak bir şey yok. Pek övünülecek bir şey olmasa bile, benim bundan başka bir yaşam biçimim yok." (1Q84 - 3. Kitap)
  • İki benden birbirinin içinde erimiş, tek beden olmuş gibi, çok güçlü bir sarılmaydı. Bir an bile gevşetmedi kollarını. Bir kez ayrılırsak bu dünyada bir daha asla bir araya gelemezmişiz gibi. (Karanlıktan Sonra)
  • Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur. (Rüzgarın Şarkısını Dinle)
  • Güzel olan güzeldir, bu yeterli değil mi? (Uyku)
  • "Hayal dediğin kuş gibi özgür, deniz gibi geniştir. Kimse buna engel olamaz." (Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu)
  • Bir bakıma, benim için son durak olacak yere ulaştım. Kendimi, varmam gereken yere gelmişim gibi hissediyorum. (Yaban Koyununun İzinde)
  • "Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı." (Yaban Koyununun İzinde)

Yorum Yaz