Yaban Muzu - José Mauro de Vasconcelos Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaban Muzu kimin eseri? Yaban Muzu kitabının yazarı kimdir? Yaban Muzu konusu ve anafikri nedir? Yaban Muzu kitabı ne anlatıyor? Yaban Muzu kitabının yazarı José Mauro de Vasconcelos kimdir? İşte Yaban Muzu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: José Mauro de Vasconcelos
Çevirmen: Aydın Emeç
Orijinal Adı: Banana Brava
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750725531
Sayfa Sayısı: 168
Yaban Muzu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Jose Mauro de Vasconcelos", yurdumuzda çok sevilen bir yazar. Türkçe'de ilk yayımlanan romanı "Şeker Portakalı" ve onun devamı olan "Güneşi Uyandıralım" ve "Delifişek", daha sonra da "Kardeşim Rosinha ve Kardeşim Rüzgar", "Kardeşim Deniz"in gördüğü ilgi çok büyük oldu. Elinizdeki bu kitabın bir başka özelliği daha var. "Jose Mauro de Vasconcelos"ta eşine az rastlanan ve doğuştan gelme bir anlatıcılık yeteneği, akıl almaz bir bellek, göz kamaştırıcı bir yaratıcılık ve insanlar konusunda engin bir deneyim var. Yazar olmaya çalışmamış, yazar olmak zorunda kalmıştır. Romanları bir yanardağın lavları gibi dışına taşmıştır. "Konuyu kafamda toparlayınca yazmaya başlarım ve bir çırpıda yazarım," diyor. İzlediği yöntem, kitap kafasında yazılana kadar, konusunu uzun uzun olgunlaştırmaktır. Yine kendi anlattığına göre, yazı makinesinin başına geçtiğinde, kitabın çeşitli bölümlerini.ayrı ayrı yazabiliyor. Birinci bölümü bitirdikten sonra, aradaki bölümlere el atmadan, sonu kaleme alabiliyor. Brezilya'nın elmas madenlerinde elmas arayan insanların serüven dolu bu romanını "Aydın Emeç"in Türkçesiyle sunuyoruz.
Yaban Muzu Alıntıları - Sözleri
- "Yürüyordu. Yaşamak istiyordu. Yaşamayı dilercesine kollarını açmış yürüyordu."
- "..insan hep mutluluğu arar ama ille de mutluluğu bulamaz."
- "Bu şehire sığamıyorum artık."
- “Bakın Bay Odilio, bugün biraz kafam bozuk. Ya bana güzel şeyler anlatırsınız ya da susarsınız.“
- "..bırak beni uyuyayım sen uyanana dek."
- Bir yıkım daha... İnsanların yıkımı...
- Bu rezil dünyada hiç kimseye güvenmemek gerek.
- "Biliyor musun, bu rezil dünyada hiç kimseye güvenmemek gerek."
- "çocuktum ve senin gözlerin gibi saf bir yüreğim vardı."
- Bu rezil dünyada hiç kimseye güvenmemek gerek.
- Bahçenin bir köşesinde çiçek yetiştirmiştim, ailem olmadığı için de çiçekleri ailem yapmıştım.
- "Yürüyordu. Yaşamak istiyordu. Yaşamayı dilercesine kollarını açmış yürüyordu."
- "Elinin tersiyle yüzünü sildi ve çekti gitti. Arkasına bir kez bile bakmadan. Neye yarardı bakmak? Neye yarardı düşlerinin yok oluşunu seyretmek?"
- "ben bu yaşamın içinde debelenmeye başlayalı öyle çok oluyor ki, başka türlü yaşamayı bile unuttum."
Yaban Muzu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
__Yaban Muzu __: . . Garimpo da elmas madenlerinde çalışıp elmas arayan iki arkadaşın hikayesi... . Joel, durumu iyi olan ailesinden kaçarak bu işlere bulaşan bir piyanist. Genç ve iş tecrübesi olmayan Joel ve Joel’e oğlu gibi davranan fiziksel olarak güçlü, her türlü iş konusunda deneyimli Gregorao. . Aynı kadının bu iki karaktere beslediği farklı duygular vardır ve bir süre Joel ve Grego ayrı kalırlar. Joel sessizce garimpo’yu ve Gregoyu terk edip daha iyi elmaslar bulacağı bir bölgeye kaçar. Aynı ümitlerle beraber yola çıktığı arkadaşları bir ara ormanda Joel’i beklemeden yola devam edip kendisine büyük bir kötülük yaparlar.. . Joel, yiyeceği ve silahı olmadan günlerce savunmasız yoluna devam eder fakat yolunu kaybeder. 8. gün dayanamayıp bir yerde düşüp kalır. Ormanda ölmek üzereyken onu bulan Diolino, Joel’i ölümden kurtarır. Joel kendine gelince acıma duygusuydan yoksun acımasız bir plan tasarlayıp intikam almak için yola çıkar. . Yüzbaşına olan olmayan her şeyi anlatır ve ona bu kötülüğü yapanların ölmesini istemeden onları cezalandırır. Yine eskisi gibi çalışmaya başlar. . Beklemediği bir anda Gregorao’yla yeniden karşılaşır ve eski günlerde ki gibi beraber yaşamaya başlarlar. Ama Joel’in geçmişte yaptıkları peşini bırakmaz… . Yazar kendini Şeker Portakaliy'la tanıtsa da keyifli bir hikayedi Yaban Muzutabi yazarın kaleminde her an hüzün hakim . #okudumbitti # . kitap/yaban-muzu--3199 yazar/jose-mauro-de-vasconcelos (ѕνgι∂мя)
Kitabı okurken bir kez daha anladım ki dünya çok acımasız. Aslında dünya değil insanlar acımasız. Bizler birer canavar olabiliyoruz. Hele de koşullar zorsa yaşamak için engeller çoksa başkasının hayatı umurunda olmayan bir canavara dönüşüyoruz. (Gökçe)
Varlıklı bir ailenin iyi yetiştirilmiş piyanist oğlu Joel, bir gün kendini gerçek bir erkek gibi hissetmek için tüm bu konforlu yaşamı iter ve maceraya atılır. Joel elmas arayanlarla birlikte, elmas madenlerinde - Garimpo'larda- çalışır. Kader, bu iyi eğitimli, ağzı laf yapan genci neredeyse vahşi sayılabilecek Garimpeiroların ( elmas madencilerinin ) arasına koyar. Joel, kendisine sağlam bir yoldaş bulur: Grego. Grego da kıvırcık sarı saçlı bu oğlanı, öyküsünü asla anlatmak istemediği kendi öz oğluna benzetir ve ona karşı babaca bir sevgi besler. İkilimiz, büyük elmas damarı bulma arzusundadır. Grego'nun hamiliğinden sıkılan Joel, bütün parasını Grego için harcayarak ondan gizli Banana Brava (Yaban Muzu) bölgesine elmas aramaya gider. Diğer elmas arayıcılarının zalim ve hunharca davranışlarına maruz kalan Joel de tüm kibar geçmişine rağmen bir Garimpeiro'ya dönüşür. Kader, Joel ve Grego'yu son kez bir araya getirir ve bu sefer ayrılmamacasına. Bir parça elmas için insanların bu kadar vahşileşebileceğine bazı okuyucuların inanamayacağını önceden sezen Vasconcelos, kitabın başına bir sunuş yazmış. SAYFA 10 " Yazdığım şey benden değil, yaşamdan geliyor. Ben yalnızca yaşamı kopya ettim. Olmuş şeyleri, yaşamış ya da hala yaşamakta olan insanları bir araya getirdim, herhangi bir kişinin işini karıştırmamak, tatsızlık ya da güçlük yaratmamak için adları değiştirmekle yetindim. Kişiler öylesine gerçek ki filmlerde alışılmış olan KİŞİLER YA DA OLAYLARLA HER TÜRLÜ BENZERLİK SALT RASLANTIDIR uarısını bile kullanamam. Çabamı ve iyi niyetimi okurların yargısına bırakıyorum. Yalan söylediğimi düşünene yalnızca şunu söyleyeceğim: GARİMPO'YA GİDİN, GÖRÜN, GERİ DÖNÜN VE ANLATIN." Herkesin keyifle okuyacağını düşündüğüm bir kitap. (Pınar Mi)
Kitabın Yazarı José Mauro de Vasconcelos Kimdir?
Jose Mauro de Vasconcelos (d. 26 Şubat 1920 - ö. 24 Temmuz 1984) Brezilyalı yazar.
Yazar José Mauro de Vasconcelos, 26 Şubat 1920 de Brezilya'da Rio de Janeiro yakınlarındaki Bangu kasabasında doğdu. Yarı Kızılderili yarı Portekizli, yoksul bir ailede doğan Vasconcelos iki ayrı kültürün de izlerini taşıdı. Oldukça yoksul olan ailesi, onu öğrenimini devam ettirmesi amacıyla Natal kasabasındaki amcasının yanına gönderdi. Orada 19 yaşındayken Potengi Irmağı'nda yüzmeyi öğrendi ve ilerde bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayallerini kurdu. Liseyi Natal'da bitirdikten sonra 2 yıl tıp öğrenimi gördüyse de öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro'ya gitti. Orada ilk işi boks antrenörlüğü oldu. Tarım işçiliğinin yanı sıra balıkçılık da yapan yazar, yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı. Bu durum, ona yazdığı roman ve hikâyeler için önemli kaynak sağlamıştır. Değişik ortamlarda, değişik koşullarda farklı insanlar tanıdı. İyi bir gözlemci ve usta olan bu yazarın elinde bütün bu yaşamlardan pek çok roman çıktı ortaya. Bunlar yazarın çok yönlü kişiliğinin ve içinde bulunduğu arayışın bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Genellikle romanlarında, roman karakterlerinin yaşamlarında ki zorlu yaşam koşullarını, yoksulluğu ve şiddeti tüm çıplaklığıyla anlatır; ama özellikle Şeker Portakalı ile onun devamı olan Güneşi Uyandıralım ve Delifişek gibi bazı romanları tüm bunlarla birlikte duygusallık ve iyimserlikte içermektedir. Brezilya'nın ormanlarında ya da step bölgesi sertaolarda yaşayan insanların, elmas avcısı garimpeiroların, yerlilerin, denizcilerin, değişik insanların yaşamlarından kesitleri ve ruh hallerini anlatır.
José Mauro de Vasconcelos'un yazdığı ilk eseri Yaban Muzu (1942)'dur. Beyaz Toprak (1945) isimli eseri en çok beğenilen eserleri arasındadır. Kayığım Rosinha (1961) ile ününün doruğuna çıkan yazarı dünya çapında tanıtan eseri Zéze'nin maceralarını anlatan üçleme romanın ilk kitabı olan Şeker Portakalı olmuştur. Bu romanı 12 günde yazdığını belirten yazar, eserine duyduğu sevgiyi "Ama onu 20 yıldan fazla taşıdım yüreğimde" sözüyle özetlemiştir. Eserin özgün adı O Meu Pé de Laranja Lima'dır (1968). 24 Temmuz 1984'te hayatını kaybetmiştir.
José Mauro de Vasconcelos Kitapları - Eserleri
- Şeker Portakalı
- Güneşi Uyandıralım
- Delifişek
- Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz
- Yaban Muzu
- Kayığım Rosinha
- Çıplak Sokak
- Kristal Yelkenli
- Kırmızı Papağan
- Japon Sarayı
- Hayatın O Güzel Şarkısı
- Delifişek
José Mauro de Vasconcelos Alıntıları - Sözleri
- "...Çocuklar hep ağaçlara masal anlatırlar." (Hayatın O Güzel Şarkısı)
- Her şey ne kadar güzeldi çocuklukta! (Kırmızı Papağan)
- Hayal dünyasında olan her şey harikadır. (Kristal Yelkenli)
- "Ayağımıza bir parça çamur bulaşması, günün birinde toprak olacağımızı hatırlatır. " (Delifişek)
- "çocuktum ve senin gözlerin gibi saf bir yüreğim vardı." (Yaban Muzu)
- Gündüz varsa, gece varsa, her zaman bir yarın da olacaktır... ____ (Japon Sarayı)
- "Güzelliğin nesnelerde değil, kişilerin içinde olduğunu keşfetmişti. Güzellik yitip gittiğinde de, nesneler mat, sönük, inanılmayacak kadar sıradan oluyorlardı." (Kayığım Rosinha)
- “Daha önce hiç konuşmamış mıydın ?” “Hiç konuşmamıştım. Kimse kulağını kalbime dayamamıştı.” (Kristal Yelkenli)
- Yaşamak yeniden yaşanmaya değerdi. (Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz)
- İnsanın dili darağacı ipinden uzundur. (Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz)
- Amacı, yaşanmaya değer bir varlığı sürdürmekti. (Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz)
- Ama mademki yaşıyordum, daha da büyük acılara katlanmak zorundaydım. (Delifişek)
- Bahçenin bir köşesinde çiçek yetiştirmiştim, ailem olmadığı için de çiçekleri ailem yapmıştım. (Yaban Muzu)
- Küçüğüm, hayat böyledir. İnsanlar hep çekip giderler... (Güneşi Uyandıralım)
- Artık bir daha ağlamayacaktım. Bir daha hiç kimseyi asla sevmeyecektim. (Delifişek)
- Ufff.!Ara sıra Tanrı insana acıyor. (Çıplak Sokak)
- 'Umurumda olan şeyler her geçen gün azalıyor..' (Şeker Portakalı)
- Yıldızlardan daha güzel bir şey var mı? (Kırmızı Papağan)
- "Günün birinde çekip gideceğini biliyordum. Aslında bunca zaman kalabilmesi şaşırtıyordu beni. Elimden gelseydi onu bırakmazdım. Ama buna hakkım yok. (Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz)
- "Yürüyordu. Yaşamak istiyordu. Yaşamayı dilercesine kollarını açmış yürüyordu." (Yaban Muzu)