Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak - Javier Marias Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak kimin eseri? Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak kitabının yazarı kimdir? Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak konusu ve anafikri nedir? Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak kitabı ne anlatıyor? Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak PDF indirme linki var mı? Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak kitabının yazarı Javier Marias kimdir? İşte Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Javier Marias
Çevirmen: Roza Hakmen
Orijinal Adı: Tu Rostro Manana 1: Fiebre Y Lanza
Yayın Evi: Metis Yayınları
İSBN: 9789753427968
Sayfa Sayısı: 336
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
21. yüzyılın önde gelen edebiyat yapıtlarından sayılan Yarınki Yüzün nihayet Türkçede. İspanyolca edebiyatın önde gelen isimlerinden Javier Marías, Nobel Edebiyat Ödülü'nün sağlam adaylarından biri olarak görülüyor. Yarınki Yüzün, günümüz edebiyatının genel eğilimlerinin aksine, olağanüstü bir dil kullanımına dayanıyor: Hem edebi bir ziyafet olup hem de okuru kendine heyecanla bağlayan o ender eserlerden. Romanın ilk cildi olan Ateş ve Mızrak'ın başkahramanı, Londra'da yaşayan Jaime Deza. İspanyol çevirmen Deza, karısından ayrılmanın bunalımını atlatamamış, eski defterleri kapatamamış bir adam. Sürgünde olmayan bir sürgün. İnsanların içyüzünü, maskelerin altında saklananı görme konusunda özel bir yeteneği olan Deza'nın bir "insan tercümanı ya da yorumcusu" olarak İngiliz Gizli Servisi'nin hizmetine girmesiyle gelişen olaylar, tanıştığı sıradışı kişilerin casus filmlerine taş çıkaran hikâyeleriyle birlikte daha da ilginç bir hal alıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak Alıntıları - Sözleri
- Aynı insanlar aynı yerde hem birbirini sever, hem birbirine tahammül edemez...
- Ama insanlar tek yönlü değildir dedim. Koşullara, karşılarına çıkan durumlara bağımlıdırlar, ayrıca değişirler, bozulur, düzelirler ya da sağlamlaşırlar.
- İnsanlar kaçınılmaz biçimde gidip anlatır, her şeyi er veya geç anlatır, ilginç şeyleri de, anlamsız şeyleri de, özel şeyleri de, genel şeyleri de, mahrem olanı da, fuzuli olanı da, gizli kalması gerekeni de, yayılması gerekenleri de, dertleri de, sevinçleri de, hınçları da, hakaretleri de, tapınmaları da, intikam planları da, bizi gururlandıran şeyleri de, utandıranları da, sır gibi görünen şeyler kadar sır olması gerekenleri de, bildik olanı da, ağıza alınmaz şeyleri de, dehşetli olanı da, aşikâr olanı da, temel şeyleri de (aşk gibi), önemsiz şeyleri de (aşk gibi). Hiç düşünmeden. İnsanlar durmadan aktarır...
- "İnsanlar hoşlarına giden şeyin tekrarlanacağına olan inançlarıyla sık sık aptalca davranırlar: İyi bir şey bir kez olmuşsa bir daha olması gerekir, en azından olması beklenir."
- ...İnsanlar kaçınılmaz biçimde gidip anlatır, her şeyi er veya geç anlatır, ilginç şeyleri de, anlamsız şeyleri de, özel şeyleri de, genel şeyleri de, mahrem olanı da, fuzuli olanı da, gizli kalması gerekenleri de, yayılması gerekenleri de, dertleri de, sevinçleri de, hınçları da, hakaretleri de, tapınmaları da, intikam planlarını da, bizi gururlandıran şeyleri de, utandıranları da, sır gibi görünen şeyler kadar sır olması gerekenleri de, bildik olanı da, ağza alınmaz şeyleri de, dehşetli olanı da, aşikar olanı da, temel şeyleri de (aşk gibi), önemsiz şeyleri de (aşk gibi). Hiç düşünmeden...
- Kurallar gerçekten o kadar kalleşçe ve çıkarcıdır ki, bu tür önermelerden yola çıkan bir adalet sistemi adil olduğunu iddia edemez; belki de bu durumda adalet asla, hiçbir yerde mümkün değildir, adalet bir yanılsamadan, yalan bir kavramdan ibarettir.
- Ortak bir dili tek paylaşmayalar, canlılarla ölülerdir Jacobo
- "Birisinin gülüşünü bizden esirgemesi, artık yapılacak bir şey kalmadığının işaretidir."
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Neden anlatırız biz bir şeyleri? Anlatmak insanın fıtratında mı vardır? Anlatmazsak ne olur? Asırlar boyu anlatılan hikayeler evrilerek günümüze geldik. Ama bir roman düşünün ki anlatıcısı “anlatmayalım,” diyerek başlıyor anlatmaya. Daha ilk sayfadan biz de başlıyoruz neyin bu kadar anlatılmaması gerektiğini ve yine de anlatıldığını merak etmeye. Çelişkilerin en güzel yazarı Javier Marías’ın külliyatındaki yolculuğuma uzuuun zamandır merak ettiğim Yarınki Yüzün üçlemesinin ilk cildiyle ile devam ettim: Ateş ve Mızrak. Aslında tek bir eser olarak değerlendirilmesi çok daha uygun ve serinin Yarınki Yüzün isminin geldiği yer çok nefis (söylemem). Yazarın yazdığı şekliyle yedi kitaptan (ilki Ateş, ikincisi Mızrak) ama yayınlandığı haliyle üç ciltten oluşan seri, en kolay anlaşılır şekliyle tarif edilirse bilinmezlerin içinden çiçek gibi açılan bir kurguya sahip (evet, bu en anlaşılır tarifi) Edebî anlamda yüksek bir doyum sağlayan bu yolculuğuma ikinci cilt ile devam edeceğim ve şu ana kadar neler olduğuna dair daha fazlasını burada anlatmayacağım. Siz de benim gibi merak ediyorsanız bu eseri, sabır gerektiren bu okuma için anlatıcı Jamie’ye (ya da Jacobo, veya Jack, yahut Jacques’a) kulak verin, o size anlatsın. Her ne kadar anlatmaması gerektiğini düşünse de... (Nur)
Yazarın seçtiği kelimeler, kurduğu cümleler ve bakış açısı çok güzeldi. Farklıydı. Dönüp dönüp okuduğum yerler oldu; anlamak, sindirmek için. Zenginleştim (Zhk T)
Javier Marias uzun zamandır özlemini çektiğim bir anlatımla buluşturdu beni. İnsan doğasına yönelik çıkarımları, açıklamaları her ne kadar büyük oranda genellemeler içerse de bütünüyle baktığımızda çocukluk travmalarımızdan bağımsız insan türünün her bireyinde görülen ince psikolojik tespitlerin hepsi olmasa da bir çoğunu zaten kendi bilincime taşımış olduğumu farkettirdi bana. Bu açıdan bakıldığında önemli bir farkındalık kitabı, adını koyamadığımız bir çok davranışı anlamlandırabilmek için büyük bir fırsat. Diğer yandan anlatımdaki olaylara bakıldığında II. Dünya Savaşı dönemini anlamak isteyenler için önemli bir rehber olmuş. Kitapla II. Dünya Savaşı'nın adeta bir provası olan İspanya İç Savaşı'nın içine giriveriyorsunuz. George Orwell'den, Stalin'e, Troçki'den MI6 ve Ian Fleming'e doğru tüm bağlantıları tekrar kurmaya başlıyorsunuz. Dünya Savaşları ne kadar incelenmeliyse Franco öncesi İspanya İç savaşı da bir o kadar incelenmeli. Stefan Zweig'ın iki dünya savaşı öncesi Avrupa'yı anlattığı Dünün Dünyası'nda en ilgimi çeken yorumlarından biri yazarın İngiltere'ye gittiğinde futbol ve politikadan başka hiç bir şeye ilgi duymayan İngilizlerin arasında entellektüel birikimini paylaşabileceği dost bulamamasından şikayet etmesi olmuştu. O cümleleri okurken evet İngilizlerin doğruyu yanlış hale getirebilecek ve beni hayrete düşüren politik bakış açılarını Zweig bizzat doğrulamıştı. Bir ispanyol olarak benzer doğrulamayı Javier Marias da yaptı benim için. Kahramanın içinde bulunduğu ortamda yani Oxford'dan casusluğa uzanan yolculuğu MI5 ve MI6 nedir arkadaş, yenir mi içilir mi, tüm bunların niyeti nedir diye hiç olmadığı kadar zihniniz açılıveriyor ve kendinizi önemli bir arşivin içinde buluyorsunuz. Yoğun okumaları seven, okuduklarında tarih, psikoloji, strateji olsun diyenler için muhakkak öneriyorum. (İlknur Kırbaş Çökdü)
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak PDF indirme linki var mı?
Javier Marias - Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Javier Marias Kimdir?
İspanyol romancı, deneme yazarı, çevirmen. 1951'de Madrid'de doğdu. Çocukluğunun bir kısmını babası düşünür Julián Marías'ın çeşitli üniversitelerde ders verdiği ABD'de geçirdi. Yazarlık hayatına on yedi yaşında yazdığı Los dominios del lobo (Kurdun Toprakları) ile atılan Marías, Madrid Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı eğitimi gördü ve okuldan mezun olduktan sonra bir süre çevirmenliğe ağırlık verdi. Çevirdiği yazarlar arasında Hardy, Conrad, Nabokov, Faulkner, Kipling, James, Stevenson, Browne ve Shakespeare sayılabilir. 1980'ler boyunca Madrid, Oxford ve Venedik'teki çeşitli üniversitelerde, ayrıca Boston'daki Wellesley College'da ders verdi. Halen Reino de Redonda adlı küçük bir yayınevinin başında olan Marías, bunun yanı sıra El País gazetesinde köşe yazıları yazıyor.Eserleri otuzun üstünde dile çevrilmiş olan Marías'ın Türkçede yayımlanmış kitapları şunlar: Beyaz Kalp (Gendaş Kültür, 1999), Yarın Savaşta Beni Düşün (Sistem, 1999), Ufkun Öte Yanı (Everest, 2000), Yazınsal Yaşamlar (Can, 2008), Duygusal Adam (Sel, 2009).
Javier Marias Kitapları - Eserleri
- Karasevdalılar
- Beyaz Kalp
- Yarın Savaşta Beni Düşün
- Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak
- Duygusal Adam
- Acı Bir Başlangıç Bu
- Yazınsal Yaşamlar
- Yarınki Yüzün Cilt: 2 Dans ve Rüya
- Tüm Ruhlar
- Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda
- Berta Isla
- Kötü Niyet Öyküleri
- Ufkun Öte Yanı
- Zamanın Karanlık Yüzü
Javier Marias Alıntıları - Sözleri
- Ortak bir dili tek paylaşmayalar, canlılarla ölülerdir Jacobo (Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak)
- "Unutma kapasitemiz için yeterli bir süre geçmemişti, ayrıca her şey fazlasıyla uzun süre açık bir yara gibiydi, rejim öyle olmasını sağlıyordu. Hiçbir zaman zihin temizliği yapılmadı, ruhları yatıştırmak için de birşey yapmadılar; rejimin yardım etme konusundaki ihmali sürekliydi ve diğer her şey gibi totaliterdi, çünkü hayatın bütün alanlarında ve aşamalarında geçerliydi, elle tutulmayan konularda bile." (Yarınki Yüzün Cilt: 2 Dans ve Rüya)
- Her kariyer aslen yitirdiklerimizi, heder ettiklerimizi, noksanlarımızı, tamamlanmamış arzularımızı, bir kenara bıraktıklarımızı, seçmediklerimizi, başaramadıklarımızı, çoğu gerçekleşmeyen sayısız imkanı, tereddütlerimizi, hayallerimizi, hayal kırıklığıyla sonuçlanan projelerimizi, yanlış yahut ilgisiz hasretlerimizi, kaskatı kesilmemize neden olan korkularımızı, geride bıraktıklarımızı ve bizi geride bırakanları da içinde barındırır. Kısacası biz insanların mayasını olduklarımız kadar olmadıklarımız; kanıtlanabilir, sayılabilir, hatırlanabilir olanlar kadar asılsız, belirsiz ve bulanık olanlar da oluşturur; belki olanlarla eşit oranda olabilecek olanlardır özümüzü oluşturan. (Yarın Savaşta Beni Düşün)
- "Öyle ya, hiç değilse sırtında ütülü giysilerle ölmeli insan." (Duygusal Adam)
- Dünya piç oldukları bilinmeyen ve onları pehdahlamış olmayan kimselerin servetlerini ya da sefaletlerini devralan piçlerle doludur. (Tüm Ruhlar)
- Ve kendimden nefret ettim. (Kötü Niyet Öyküleri)
- Anlatmak en çok öldüren ve en fazla defneden, yüzümüzü profilimizi ya da ensemizi sabitleştiren ve dondurup öylece bırakan şeydir. (Zamanın Karanlık Yüzü)
- Bizim için yaşamsal önemde ne çok insan bizi yarı yolda bırakmıştır. (Karasevdalılar)
- Hep sanırız ki bugün ve dün olan ve akıp giden şeyin durdurulabileceği bir yarın vardır, biz farkına varmaksızın o hal bir yeni rutine dönüşür, o da günlerimizi ve gecelerimizi eşitler, öyle ki sonunda barındırdıkları şeylerden hiçbiri olmaksızın düşünülemez olurlar, böylece gecelerin ve günlerin en azından özünde birbirinin tıpkısı olmaları gerekir, vazgeçişler de özveriler de, onları isteyen de güçbela tahammül eden de olmasın diye. (Kötü Niyet Öyküleri)
- ...hep sanırız ki bugün ve dün olan ve akıp giden şeyin durdurulabileceği bir yarın vardır, biz farkına varmaksızın o hal yeni bir rutine dönüşür, o da günlerimizi ve gecelerimizi eşitler, öyle ki sonunda barındırdıkları şeylerden hiçbiri olmaksızın düşünülemez olurlar... (Kötü Niyet Öyküleri)
- Dedim ki gerçekten son noktayı koyan şey son değildir, o sonun ve önceki gelişimin anlatısıdır. (Zamanın Karanlık Yüzü)
- Herkesin kendi hayatı vardır, bir tanecik hayatı, kimse onun arzularına göre gerçekleştiğini görmekten vazgeçmeye razı olmaz, arzuları olmayanlar dışında ki onlar aslında çoğunlukta. (Kötü Niyet Öyküleri)
- Eğer insan ne pahasına olursa olsun vicdanını rahatlatmak istiyorsa ya da buna ihtiyaç duyuyorsa, kendi vicdanına kendini bağışlatmak çoğunlukla zor değildir; hele vicdanı daha büyük, kolektif bir vicdanın, hatta yığınların vicdanının bir parçasıysa, işi daha kolaydır: "Bir tek ben değildim, ben canavar değildim, başkalarından farklı değildim, göze batmadım; hayatta kalmak zorundaydım, neredeyse herkes aynı şeyi yaptı, o sırada hayatta olsa herkes yapardı." Belki dindar olanların işi herkesten daha kolaydır, özellikle de Katoliklerin; rahipler en yüce ve mahrem konularda onları temize çıkarmaya hazırdır. (Yarınki Yüzün Cilt: 2 Dans ve Rüya)
- Yalanı iş edinmiş çok sayıda insan müthiş bir güçtür, etkisiz hale getirilmesi imkansızdır. Her savaşta çok sayıda yalan vardır, yalanlar savaşın temel unsurlarından biri, bazen başlıca unsurudur. İşin kötüsü, hiçbir şey asla kesin olarak yalanlanamaz. Aradan kaç yıl geçerse geçsin, aldatmacayı sürdürmeye hazır insanlar vardır her zaman; herhangi bir aldatmacayı, en gerçeğe aykırı, en çılgınca olanları bile. (Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda)
- Gül ey saf çelişki bütün gözkapaklarının altında hiç kimsenin uykusu olamamanın sevinci. Rilke (Yazınsal Yaşamlar)
- Onunki iktidarsız ve sonuç vermeyecek, engellenmiş bir nefretti, panik ya da korkuyla karışıktı; belki de çocuklarınki gibi bir nefretti, çocuklar fazlasıyla uzun süre aykırı çocuk bedenlerinde kalmaya, kendilerini zıvanadan çıkaran fuzuli bir bekleyişe mahkum olduklarını bilirler, oysa nihayet büyüdüklerinde o nefreti hatırlamayacaklardır bile. (Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda)
- Sen benim yaşamımsın, yaşamımın anlamısın ve sen benim yaşamım olduğun için öldüğümde yanımda senden başkası olsun istemiyorum. (Duygusal Adam)
- Mutlak kesinlikle yaşamanın sıkıcı olduğunu, bunun insanı bir tek yaşam sürmeye ya da aynı yaşamı hem gerçek hem hayali olmaya mahkum ettiğini keşfetmişti ve hiç kimse bu sonuncusundan tümüyle kaçınamaz. (Berta Isla)
- İnsanı aşırı utançtan fazla lekeleyen şey yoktur. (Kötü Niyet Öyküleri)
- Ama insanlar tek yönlü değildir dedim. Koşullara, karşılarına çıkan durumlara bağımlıdırlar, ayrıca değişirler, bozulur, düzelirler ya da sağlamlaşırlar. (Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak)