diorex
Dedas

Yaşama Sevinci - Emile Zola Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaşama Sevinci kimin eseri? Yaşama Sevinci kitabının yazarı kimdir? Yaşama Sevinci konusu ve anafikri nedir? Yaşama Sevinci kitabı ne anlatıyor? Yaşama Sevinci kitabının yazarı Emile Zola kimdir? İşte Yaşama Sevinci kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.02.2022 06:00
Yaşama Sevinci - Emile Zola Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Emile Zola

Çevirmen: Bertan Onaran

Orijinal Adı: La Joie de Vivre

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053608257

Sayfa Sayısı: 392

Yaşama Sevinci Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı. 1864'de ilk öykü kitabı Ninon'a Öyküler yayımlandı. 1865'de kendi yaşamından izler taşıyan Claude'un İtirafları çıktı. Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneyden geçirirken, duygusal ve toplumsal olguları bir kimyacı gibi işlemesi gerektiğini savundu. 1867'de yayımlanan Thérèse Raquin'den başlayarak tüm romanlarını aynı görüşle yazdı. Meyhane (1877), Nana (1880), Yaşama Sevinci (1884), Germinal (1885) ve Toprak (1887) en tanınmış romanları arasında yer alır. 

Zola Yaşama Sevinci'nde karşılaştığı zorluklara, çektiği acılara rağmen yaşama sevincini ve olağanüstü saflığını asla kaybetmeyen fedakâr Pauline'in hikâyesini tüm yalınlığıyla ustaca aktarır.

Yaşama Sevinci Alıntıları - Sözleri

  • İnsan bu dünyaya acı çekmek için gelirdi ve bunda duygulanıp telaşlanacak bir şey yoktu.
  • Bu ne korkunç dünyaydı !
  • Dinlenmekten, çalışmaktan, her şeyden çok da kendinden sıkılıyordu.
  • Hey ulu Tanrım; artık sevilmemek, sevdiği tarafından sırtından bıçaklanmak, küçümsenmiş, ayağa kalkmış bir insan olarak tek başına kalmak! Yeniden açılan yarası kanıyordu.
  • İnsan kendi gönlüne yalan söyleyebilir, dolu dolu sevdikten sonra günün birinde sevmez olabilir miydi?
  • Değişir mi insan?
  • Yalnız var olmak yetmiyor mu? Sevinç, eylemin kendisindedir..
  • …bilsen nasıl yüreğimi yaralıyorsun…
  • Üstelik ister burada ister başka yerde yaşayın, insan hep acı çekiyor.
  • Olacak şey mi ? İnsan evden bu kadar uzak kalır mı?
  • Bütün bu acılar, haksızlıklar sonunda beni hasta edecek !
  • Herhangi bir şeyi değiştirememenin verdiği güçsüzlük duygusu dışında , yaşamın çöküşüne bırakmıştı kendini.
  • İnsan acıya da alışıyor…
  • Ah Tanrım, nasıl da acı çekiyorum!

Yaşama Sevinci İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok keyifle okuduğum bir klasik oldu.Saflık derecesinde iyi niyetli olan Pauline'nin, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen yaşama sevinci ile dolu olması beni çok etkiledi. (Leyla Subaşı)

Emile Zola çok merak ettiğim yazarlardan biriydi özellikle Germinal kitabını çoğu kişinin önerdiğini görmüştüm. Yazara bu kitabıyla başlamak istemiştim ama hiç doğru bir seçim yapmamış olduğumu ve büyük ihtimal yazardan başka bir kitap da okumayacağımı söyleyebilirim. Ebeveynlerinin vefatıyla vasiyet üzerine ailesinin kuzeni Chanteu’ların yanında yaşamaya başlayan 10 yaşındaki Pauline karşılaştığı zorluklara, çektiği acılara rağmen yaşama sevincini ve saflığını yitirmez. Kitabın ilk 50 sayfasını okurken aslında konunun başarılı olma potansiyeli var gibi gelmişti ama sadece bu ilk 50 sayfayla kaldı geriye kalan yaklaşık 350 sayfa gerçekten korkunçtu. Bunun en büyük sebebi Pauline’in çocukluk dönemini okuduğumuz bölümlerde yazarın ergenliği bir kız çocuğu üzerinden bu kadar cinselleştirerek anlatmasıydı. Yok kalçaları belirginleşiyor yok göğüsleri büyüyor, hassaslaşıyor diye başlayıp ergenliği sanki cinselliğin başlaması gereken nokta gibi gösterip 13-14 yaşındaki bir ÇOCUĞU kendisinden yaşça büyük kuzeniyle birbirlerinden etkilendirmeye kadar işi ileri götürmesiydi. Kadınları bu kadar cinsel bir obje gibi görmesi ayrıca beni rahatsız etti. Açıkçası bunları okuduktan sonra da kitabı objektif okuyamadım, abarttığımı da düşünmüyorum. Yazarın yalın bir dili vardı, betimlemeler diğer klasiklere göre gerçekten az. Bu yüzden okumakta zorlanmayacağınızı düşünebilirsiniz ama bir süre sonra her şey birbirini tekrarladığı ve karakterler yıllar geçmesine rağmen bir gram bile gelişmediği için ben cidden okumakta çok zorlandım. Eğer okumak için kendimi zorlamasaydım büyük ihtimalle 1 ay daha bu kitabı okurdum. Bitirdiğimde ise üzerimden bir yük kalkmış gibi hissettim. Olay örgüsünün içinde ölüm korkusu, yaşama sevinci, din, fedakarlık, aşk gibi konular işlenmek istense de yazar maalesef bunu fazla başaramamış. Karakterlerin olayların içerisinde aniden felsefik konulara girmeye başlaması yapay durmuş. Kitabın sonu da tam bitmemiş gibiydi, üzerine düşünülmüş ama sadece taslak olarak karalanmış gibi geldi bana. Gelelim karakterlere. Pauline arka kapakta yazdığı gibi fedakar ya da saf değildi. Açıkçası salaktı. Zeki, her gördüğünü anlayabilen biri olarak lanse edilmeye çalışılan birinin yıllar geçse de akıllanmadan kendisine yapılanları ısrarla kabullenip önüne çıkan fırsatları değerlendirmemesine ben iyi kalplilik değil geri zekalılık derim. Tek isteği insanlara yardım etmiş olmanın ve onların ona ihtiyacı olmasının verdiği tatmindi. Lazare ise maymun iştahlı, atıldığı işte becerikli olamayan sinir bozucu bir tipti. Tıp, müzik, bilim insanlığı(?), finans, edebiyat derken dokunmadık branş bırakmadı. Madam Chanteau’ya da ayrı sinir oldum bize yardım ediyorsun ayağına kızın tüm parasını harcadılar. Emile Zola’dan okuduğum ilk kitap olan Yaşama Sevinci benim de yaşama sevincimi elimden almış gibi hissediyorum. Ön yargılı olmak istemiyorum ama yazardan okuduğum son kitap da bu olucak büyük ihtimalle. Sizlere de hiç tavsiye etmiyorum şahsen ben okumasaydım daha mutlu olurdum. (Sıla)

Kitabın Yazarı Emile Zola Kimdir?

Émile François Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), Fransada natüralizm akımının öncüsü olan ünlü bir yazardır. Zolanın edebiyat dışındaki şöhreti ise, Dreyfus Davasında takındığı aydın tavrından kaynaklanmaktadır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa devlet başkanına hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı Fransayı terkedip bir süre Londrada yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davasının yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Émile Zola, 1902 sonbaharında,kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü. “Nana”, “Germinal” ve “Meyhane” en tanınmış romanlarıdır.Tüm romanlarında,doğal ve gerçekçi bir tarzla,hayatın zorluklarından bahsedilir.Örneğin Nana adlı romanda yokluktan dolayı batağa sürüklenen bir genç kızın dramı,büyük bir gerçekçilik ve dramla anlatılır.

Emile Zola Kitapları - Eserleri

  • Paris Yıldızı
  • Nana
  • Meyhane
  • Yaşama Sevinci
  • Therese Raquin
  • Hulya

  • Suçluyorum
  • Bir Aşk Sayfası
  • Gerçek
  • Emek (1 Cilt)
  • Döl Bereketi - 1
  • Döl Bereketi - 2
  • Apartman

  • Germinal
  • İtiraf
  • Hayvanlaşan İnsan
  • Paris'in Karnı
  • Toprak 1
  • Rahip Mouret'nin Günahı
  • Sel

  • Bir Gecelik Aşk Uğruna
  • Doktor Paskal
  • Para
  • Plassans Papazı
  • Marsilya'nın Gizemleri
  • Medan Geceleri
  • Aşk Bitmesin

  • Toprak 2
  • Emek 2. Cilt
  • Deneysel Roman
  • Değirmene Hücum
  • Canlı Ölü
  • Başyapıt
  • Germinal

  • Nana
  • Captain Burle
  • Yıkılış
  • Döl Bereketi 3
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Nasıl Ölünür
  • Meyhane (II. Cilt)

  • Rougon'ların Yükselişi
  • Rougon'ların Yükselişi 2.Cilt
  • Bir Aşk Sayfası 2
  • Aşkların En Güzeli
  • Bir Aşk Gecesi
  • Beşerdeki İfrit

Emile Zola Alıntıları - Sözleri

  • Bu adamlar sevmiyorlar, sevmekten âciz insanlar, bunlar! Para, iktidar, ihtiras, zevk, evet, bunlar ellerinden gelir, fakat aşk onların kârı değil! (Döl Bereketi - 1)
  • Sonra, tek bir sözcükle sürükledi Pauline'i içeri: "Gel, pis çocuk." (Paris'in Karnı)
  • Elindeki minik demeti, büyük bir hazla kokladı. Evet! İşte kardeşlik bağının getirdiği iyilik, bir başına mutluluk yaratan sevgi, evreni kurtararak, yeni baştan kuracak olan aşk! (Emek (1 Cilt))
  • ''Bu acının tesellisi yok. Yardım istemiyorum.'' (Sel)
  • "Evlendirin; eğer onlar aileleriyle böyle çekişmeye, bütün engelleri aşmaya yönelten büyük bir aşkla birbirlerini seviyorlarsa evlendirin. Mutluluğu ancak sevgi sağlar." (Emek (1 Cilt))
  • Bütün ihtilaller burjuvalar için yapılıyor. (Paris'in Karnı)

  • Gene hasta sandı kendini, sağlığının tama­men yerine gelmesi için son bir şeye gereksinimi vardı: Nerede arayacağını, nerede bulabileceğini bilmediği bir bütünlük gereksinimi, eksiksiz bir doyum gereksinimiy­di bu. (Rahip Mouret'nin Günahı)
  • Therese'nin odasındaydı ve bu içini mutlulukla doldurdu. Sonra bir anda, bir adamın cesedinin de orada olduğu, nişin oyuğundaki perdelerin tenine dediği aklına geldi. Tüyleri ürperdi, bayılacak gibiydi. Therese bu ufak tefek adamı sevmişti, Aman Tanrım! Bu mümkün müydü? Adamı öldürdüğü için kızı affedebilirdi; asıl kanını kaynatan şey , Colombel'in çıplak ayaklarının dantelli yatak örtülerinin ortasında uzanıyor oluşuydu. (Bir Gecelik Aşk Uğruna)
  • ... sonunda sahidende pis bir hal alıyor bu iş. Ben peşleri sıra bir sürü çocuk sürükleyen insanlar gördüğüm zaman sarhoş bir aile görmüş gibi tiksiniyorum. Ondan hiç farkı yok, hatta daha pis. (Döl Bereketi - 1)
  • -İstemiyorum! Kimse gelmesin! (Apartman)
  • Boşa harcanan paradan söz edildiğini ne zaman duysa acı çekiyor, bu konuda yapılan şakaları bile anlamıyordu. (Medan Geceleri)
  • Savunma artık savaşı,savaştan kirli bir şey yok bu dünyada ! (Yıkılış)
  • insan güçlü olmadığı zaman akıllı olmak zorundadır. (Germinal)

  • İnsan tehlikenin gözüne bakarsa ona meydan okur. Kahramanlık denen şey de budur, bundan daha gizemli ya da daha fazla bir şey değil. (Yıkılış)
  • Fakat insanlar gerçekleri bildikleri halde, bunu itiraf etmek istemezler. Bu nedenle suçu daima talihe yüklüyorlar, Tanrı 'nın gazabına uğradıklarını ileri sürüyorlardı. (Meyhane)
  • Kentleri ateşe verin, insanları kırıp geçirin, her şeyi kökünden kazıyın, bu çürümüş dünyadan hiçbir şey kalmadığı zaman yerine daha iyisi biter belki. (Germinal)
  • İşte böyle… Tutku denen şey kaçınılmazdı… (Bir Aşk Sayfası)
  • Ben sözcükleri sevmem... İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir. (Apartman)
  • "Beni olduğum gibi kabul etmelisin." (Nana)
  • Evet, modern konuyu ele alıyorlar. Aydınlık renklerle boyuyorlar, fakat bayağı ve düzgün resim tarzını, herkesin yaptığı göze hoş görünür tertibi, hasılı, beri tarafta burjuvalar beğensin diye öğrenilen formülü muhafaza ediyorlar... Sonra işin kolayına bakıyorlar, tahtadan oyuncak boyar gibi çırpıştırma iş görüyorlar. Bu el çabukluğu, bu rahat iş görme tarzı başarı kazandırıyor. Halbu ki kürek cezasına layık görülmeli... Anlıyor musunuz? (Başyapıt)

Yorum Yaz