Yavuz Sultan Selim Ağlıyor - Feridun Fazıl Tülbentçi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kimin eseri? Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kitabının yazarı kimdir? Yavuz Sultan Selim Ağlıyor konusu ve anafikri nedir? Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kitabı ne anlatıyor? Yavuz Sultan Selim Ağlıyor PDF indirme linki var mı? Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kitabının yazarı Feridun Fazıl Tülbentçi kimdir? İşte Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Feridun Fazıl Tülbentçi
Yayın Evi: İnkilâp Kitabevi
İSBN: 9789751030214
Sayfa Sayısı: 472
Yavuz Sultan Selim Ağlıyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Feridun Fazıl Tülbentçi şimdiye kadar hep farklı yönleriyle tanıtılan Yavuz Sultan Selim'i hiç bilmediğimiz bir başka yüzüyle sunuyor okurlarına. Şiirin ışığıyla yanan insan yanını, çaresizliğin
ve iktidar hırsının sarmalında tutuşan gölgelerin büyüttüğü insanlık trajedisinin ağlayan suretini açığa çıkartıyor. Tarihin o bilinmez karanlığına ışık tutan sürükleyici bir macera okuyucusunu bekliyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Yavuz Sultan Selim Ağlıyor Alıntıları - Sözleri
- Baka oğlum Selim Han.Biz otuz yıldır saltanat sürdük.Allah şahittir ki adaletten ayrılmadık.Sevap işlersen yarın huzuru Rabbülalemine yüzün akı ile çıkarsın.Bu devran kimseye vefa etmez.
- İşte diyordu,geçilmesi imkansız gibi görülen Tih Sahrası’nı bir nefeste geçtik.Zapt edilmez denilen Kahire’ye dövüşerek girdik.Şimdi Mısır ayaklarımızın altına serilmiştir.
- Selim yalnız kalınca biraderi Korkut’un acıklı vedanamesini okumaya başladı.Her mısraında teessürü bir kat daha artıyordu.Sedire oturdu.Hiçbir zor karşısında eğilmeyen başını elleri arasına aldı. Yavuz Sultan Selim Han ağlıyordu.
- Efendimiz,beni belki de unutmuşsunuzdur.Fakat ben,Trabzon ‘u,Trabzon’un güzel şehzadesini hiç unutmadım.Rumcada bir söz vardır:Bazı sevgiler mezara kadar götürülürmüş.Ben de ölünceye kadar seveceğim.
- İnsan galiba hayatında bir defa seviyor.
- Yıllar her şeyi değiştirir. Fakat gözler, gözler hiç değişmez…
- Dünya sanıldığından belki daha küçüktür.Fakat ömrümüz zannettiğimiz kadar uzun değil.Harem dairesinde geçirecek zamanı yoktu.Kendisini büyük fetihler bekliyordu.
- Yavuz’un bir usulü vardı.Maiyeti bir suç işlerse onlara müsamaha eden amirleri cezalandırırdı.
- Ömrü insan baki değildir. Akıbet biter, fena bulur.
- Ne hayaller kurmuştuk, nelerle karşılaştık. İnsanoğlu ıstırapsız olmuyor.
Yavuz Sultan Selim Ağlıyor İncelemesi - Şahsi Yorumlar
YAVUZ SULTAN SELİM AĞLIYOR -Okudum bitti,kitap 471 sayfa ve satışı şu an yok.Tarihi bir roman. Kitap Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’daki şehzadeliğinden başlayarak tahtı babasının elinden zorla almasını anlatan tarihi bir roman.Bilimsel bir tarih kitabı değil,bazı yerleri hayale bağlı ama padişahlık yolunda ve savaş meydanlarında özellikle Çaldıran,Mercidabık,Ridaniye Savaşları ve diğer fetihler gerçeklere ve belgelere göre yazılmıştır. Bu kitap,Yavuz Selim Han’ın padişahlık için gösterdiği hırs ve azmi,ilk aşkı Rum kızı Aspasiya’ya duyduğu derin aşk,taht uğruna yaşanan şehzade kavgaları ve ölümleri,babası II.Bayezid’in kendisinden sonra tahtın varisi olarak Şehzade Ahmet’i görmesi ama Şehzade Korkut’un da taht için neleri göze aldığını,asıl Yavuz’un ince hesaplarla yıllarca Trabzon ‘da şehzadelik yaparak tahtı nasıl ısrarla ve azimle ele geçirdiğini anlatıyor. Akıcı bir dille yazılmış olmasına rağmen ara ara bazı yerlerde yoğun kullanılan eski Türkçe kitabın yine de hızlı okunmasını sağlıyor.Benim gibi tarihi romanları sevenler “o kadar kusur kadı kızında da olur” atasözünü söyleyebilir. Kafasına koyduğunu yapan,hiç bir savaştan kaçmayan,bu uğurda itiraz eden vezirlerinin bile kellesini alan Yavuz Sultan Selim Han,Mısır ve Filistin arasında bulunan,geçilmez denen Tih Sahrası’nı geçerek Ridaniye Savaşı ile Mısır’ı Türk topraklarına katmıştır.Hiçbir kahraman,hiçbir hükümdar ve fatih Tih Sahrası’nı Yavuz Sultan Selim gibi geçmemiştir.İşte diyordu “geçilmesi imkansız gibi görülen Tih Sahrası’nı bir nefeste geçtik.Zapt edilemez denilen Kahire ‘ye dövüşerek girdik.Şimdi Mısır ayaklarımızın altına serilmiştir.” Böylece halifelik Osman Oğullarına geçmiş oldu. Bu kadar dik başlı,bu kadar savaşçı ve o kadar da cesur,katı yürekli mağrur bir cihangir,bir kahraman olarak tanınan Sultan Selim bir o kadar da çok hassas bir şairdi.İlk aşkı,deliler gibi sevdiği Aspasiya’sı onun hasretiyle yanıp yataklara düşüp öldüğünde çok üzülmüş gözleri dolu dolu olmuştu.Ridaniye,Mercidabık.Çaldıran Meydan Savaşlarını kazanan,düşmana kök söktüren ve Avrupa’ya açılmayı kafasına koyan koskoca padişah Yavuz Sultan Selim Hanı’ın ölümü cenk meydanlarında değil,adı Aslanpençesi çıbanı olan Şirpençe hastalığı sebep olmuş,İstanbul’dan Edirne’ye giderken babasıyla muhabere ettiği Sırt köyüne geldiğinde fenalaşmış,kurulan ordugahta günlerce hasta yattıktan ve askerlerinin kendisini görmek istemeleri üzerine çektiği tüm acıları unutarak ordusunun karşısına geçip son kez onları izlemiş ve sonsuzluğa göç etmiştir. Kitaptan alıntılar; Baka oğlum Selim Han.Biz otuz yıldır saltanat sürdük.Allah şahittir ki adaletten ayrılmadık.Sevap işlersen yarın huzuru rabbülalemine yüzün akı ile çıkarsın.Bu devran kimseye vefa etmez. Yavuz ,artık savaştan başka bir şey düşünmüyordu.Ne saf bir sevgi ile bağlandığı ve gerçek bir aşkla sevdiği Aspasiya’yı,ne de ihtiras dolu geceler geçirdiği Donna’yı görecek zamanı vardı. Yavuz’un bir usulü vardı.Maiyeti bir suç işlerse onlara müsamaha eden amirleri cezalandırırdı. Dünya sanıldığından belki daha küçüktür.Fakat ömrümüz zannettiğimiz kadar uzun değil.Harem dairesinde geçirecek zamanı yoktur.Kendisini büyük fetihler bekliyordu. Selim yalnız kalınca biraderi Korkut’un acıklı vedanamesini okumaya başladı.Her mısraında teessürü bir kat daha artıyordu.Sedire oturdu.Hiçbir zor karşısında eğilmeyen başını elleri arasına aldı. Yavuz Sultan Selim Han ağlıyordu. içime ateş düştü Yakup,dedi.Istırap çekerim.Ben de insanım.Fakat günah yalnız benim mi?Devlet üç değil,hatta iki kardeş arasında bile taksim edilmezmiş.Hayatımızın ne kıymeti var.Muradımız,devletin bekası ve itilası değil mi?Allah taksiratımızı affetsin. (banu sezer)
Yavuz Sultan Selim'in yaşamını, bilinmeyen yönlerini anlatan çok güzel bir tarihi roman. Akıcı bir dille yazılmış,çok severek okudum. Tarihi roman severlere tavsiye ederim. (Güler Bilkay Aygün)
Yavuz Sultan Selim Ağlıyor PDF indirme linki var mı?
Feridun Fazıl Tülbentçi - Yavuz Sultan Selim Ağlıyor kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yavuz Sultan Selim Ağlıyor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Feridun Fazıl Tülbentçi Kimdir?
Feridun Fazıl Tülbentçi, (1912 - 6 Ağustos 1982): Yazar. İstanbul'da doğdu. Babası Yüzbaşı Hasan Fazıl Bey Çanakkale Savaşında şehit düştü. Vefa Lisesini, Yüksek Ticaret Mektebini bitirdi. Basın yayın Genel Müdürlüğünde (1943-1949), Ulus, Vatan, Cumhuriyet, Hürriyet gazetelerinde (1949-1959) çalıştı. Ankara Radyosunda tarih programları hazırladı. İstanbul Radyosunda danışmanlık ve program müdürlüğü yaptı. İstanbul'da öldü.
Tülbentçi önce şiir yazdı; şiirlerinin çoğu Varlık dergisinde çıktı (1933-1935). Sonra tarihî romanlara yöneldi.
Feridun Fazıl Tülbentçi Kitapları - Eserleri
- Barbaros Hayreddin Geliyor
- Turgut Reis
- Yavuz Sultan Selim Ağlıyor
- 1453 İstanbul'un Fethi
- Osmanoğulları
- Hürrem Sultan
- Türk Tarihinden Sayfalar
- Cem Sultan
- Tarihe Şan Veren Türk
- Şah İsmail
- Türk Büyükleri Türk Kahramanları
- Büyük Türk Zaferleri
- Sultanların Aşkı
- Sultan Yıldırım Bayezid
- Şehitler
- Kahramanlar Geçiyor 3
- Sultan Yıldırım Bayezid
- Kanuni Sultan Süleyman
- Türk Atasözleri ve Deyimleri
- Kahramanlar Geçiyor 2
- Geçmişte Bugün 1.Cilt
Feridun Fazıl Tülbentçi Alıntıları - Sözleri
- Yâvuz Sultân Selim Hân,kızgın bir güneş altında yanan Mercidabık ovasını gururla seyrediyordu. (Büyük Türk Zaferleri)
- Yavuz’un bir usulü vardı.Maiyeti bir suç işlerse onlara müsamaha eden amirleri cezalandırırdı. (Yavuz Sultan Selim Ağlıyor)
- Balkan dağlarının yol vermez geçitlerinde kan ve ateş içinde boğuşurken yalnız seni düşündüm. Ecel gelmedi çünkü biraz da senin için yaşıyordum. (Sultan Yıldırım Bayezid)
- Çok şeyler ümit ettiği ve: –Bizim yapamadığımızı bir gün gelip oğlumuz Sultan Mehmet Han yapacaktır.... (1453 İstanbul'un Fethi)
- Her subay ve her asker unutmamalıdır ki, savaş meydanı fedakârlık meydanıdır. Orada hangi asker daha ileri atılır,hangi asker sebat ederse,o asker mutlaka kazanır. Tarih şahittir ki, Türk askerinden şanlı,Türk askerlerinden fedakâr hiç bir asker yoktur. Şanlı babalarımızın ruhları başlarımızın ucunda bizim ne yapacağımıza bakıyorlar. Eğer onların gerçek evlatları olduğumuzu göstermek, bizden sonra geleceklerin lânetlerine müstahak olmak istemiyorsak, çalışalım (Büyük Türk Zaferleri)
- Ömrü insan baki değildir. Akıbet biter, fena bulur. (Yavuz Sultan Selim Ağlıyor)
- Deniz tarihinin en büyük mesuliyetini kendi omuzlarına alıyordu. Bir tek emirle ya tarihin en muazzam deniz cengini kazanacak ve yahut donanması ile beraber mahvolup gidecekti. Ellerini semaya kaldırmış, Ulu Tanrıya dua ediyordu: - Ya Rabbim, diyordu. Bizi muzaffer, küffarı zebun eyle. Beni padişahımın huzuruna yüzaklığı ile çıkar! (Turgut Reis)
- Baka oğlum Selim Han.Biz otuz yıldır saltanat sürdük.Allah şahittir ki adaletten ayrılmadık.Sevap işlersen yarın huzuru Rabbülalemine yüzün akı ile çıkarsın.Bu devran kimseye vefa etmez. (Yavuz Sultan Selim Ağlıyor)
- Alın yazısını kullar değiştiremez. (Cem Sultan)
- Anadolu'da harekât yapan emirlerin en güçlüsü ve en başarılısı Kutalmışoğlu Süleyman Şâhtır. Anadolu Selçuklu devletini o kurmuştur. Fakat bu devleti düşman saldırısından,istilâsından kurtaran Sultan 1.Kılıç Arslan'dır. (Büyük Türk Zaferleri)
- Sofi mezhebimin nesin sorarsın Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Gözlüye gizli yok ya sen ne dersin Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz (Şah İsmail)
- Gür ve erkek ses,Niğbolu"nun duvarlarında akisler yapıyordu. -Bre Doğan, bre doğan! Bu ses tarihe hükmeden sesti. Bu ses Sultan Yıldırım Bâyezid Hân'ın sesiydi. Surlara çıkarak aşağıya doğru baktılar. Karanlıkta kır bir at üzerinde heybetli bir süvarinin gölgesini gördüler. Doğan Bey,cevap verdi: -Kimsiniz,nereden gelip nereye gidersiniz? Kır atlı süvari kendisini tanıttı: -Biz,Sultan Murat Han oğlu Sultan Bayezid Han'ız! Doğan Bey ve silâh arkadaşları sevinç ve şaşkınlıktan kendilerini az daha surlardan aşağıya atıyorlardı. (Büyük Türk Zaferleri)
- Aşk başka şey imiş. (Cem Sultan)
- Eğnimize kırmızılar giyeriz Halimizce her manadan duyarız Katarda İmam Cafer’e uyarız Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Her kimin ki çerağını Hak yakar Mümin olanları katara çeker Aslımız On İki İmama çıkar Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz (Şah İsmail)
- Bu mukaddes Vatan için hepimiz ölebiliriz. (Kahramanlar Geçiyor 3)
- Türkün demirden çemberi daraldıkça daralıyordu. Panik baş gösterdi. Kılıçtan kaçanlar, bataklıklarda ve nehirde boğuluyorlardı. Bunların arasında Kral Layoş'da vardı. Tarihin en büyük meydan savaşlarından biri olan Mohaç Savaşı iki saat sürmüş, koskoca zırhlı bir ordu iki saatte imha edilmişti. Hava karardığı zaman savaşın sonu tamamiyle alınmıştı. Osmanlı Ordusu bayram yapıyor, muzaffer sancaklar yükseliyor,çadırların önünde meşaleler yanıyordu. Fırtına durmuş,yağmur dinmişti. Mehterhane zafer havasını vuruyor, Mohaç sahrasını inletiyordu. (Büyük Türk Zaferleri)
- Sana benzer bulamadım, Şu cihan-ı vahdette Göster mah-ı cemalini, Kalmayayım hasrette İsmini zikreden kullar, Mahrum kalmaz ahrette Alemin nuru Muhammed, Mürvet ya Ali mürvet (Şah İsmail)
- Güzel insanların kalpleri de güzel olurmuş. (Cem Sultan)
- Vezirin ısrarı üzerine babasına ikinci kez müracaat etmişti: "Saltanatı cihandan" kendisine ait ise düşmanı karşılamak farzdır. Yok eğer bu canibe ait ise, emrimize itaat şarttır." (1453 İstanbul'un Fethi)
- Gönül şahinini saldım havaya Akıl sefinesin vermişim zaya Yüzüm süregeldim men hak-i paya Server Muhammed'e Selman'a geldim (Şah İsmail)