Yaz Geçer - Murathan Mungan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaz Geçer kimin eseri? Yaz Geçer kitabının yazarı kimdir? Yaz Geçer konusu ve anafikri nedir? Yaz Geçer kitabı ne anlatıyor? Yaz Geçer kitabının yazarı Murathan Mungan kimdir? İşte Yaz Geçer kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Murathan Mungan
Yayın Evi: Metis Yayınları
İSBN: 9789753420037
Sayfa Sayısı: 96
Yaz Geçer Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İlk kez yayımlandığı 1992'den bu yana birçok yaz mevsimi geçti ama Yaz Geçer'e okurun ilgisi sönmedi, tersine giderek büyüdü. Yaz Geçer, Mungan'ın 1986-1992 yılları arasında yazdığı ve üç alt bölümde topladığı, farklı uzunluklarda 10 şiirden oluşuyor. İşte şairin, "Yaz geçer iyi gelir sözcükler" diyerek açtığı kitabından 1991 tarihli "Sandık Odası".
Sandık Odası gün ışığıyla yıkanmış küskün bir yıldız gibi akıp geçtin sessizliğimizin üstünden oyalanacak bir şey bile bırakmadın tozlanmış, dalgın bakışlarımıza ne zaman, nerede bir şey yitirsek burada bulacağımızı sanırdık bu sandık odasında mümkünmüş gibi balkonda unuttuğumuz nice yazlardan sonra...
Ludwigshafen - İstanbul, 1991
Yaz Geçer Alıntıları - Sözleri
- Bir düşte karşılaşmıştık, bir düşte kaybolduk. Hadi birimiz uyandırsın artık ötekini, Birbirinin karanlığına kapatılmış..
- “Çünkü âşıktık, kararlıydık, haklıydık..”
- Kaybolmuş kelimeler Sen yoksun, Ben de yokum, Kutuplar kadar yalnızız ikimiz de..
- “Bir daha hiç dağılmadı karanlığım..”
- Kış başlıyor sevgilim, Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan Oysa yapacak ne çok şey vardı..
- Gittin.. Şimdi bir mevsim değil, Koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, Ne de ben kapıyı açabilirim sana..
- Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında kendime bir yer bulsam..
- Daha o gün anlamalıydım ''Benim sana erken, Senin bana geç kaldığını''
- Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
- Meyve bile dalına güvenir, Meyve kadar hükmüm yoğ imiş
- Kış başlıyor sevgilim hosnutsuzluğumun kışı başlıyor ... oysa yapacak ne çok şey vardı... ***
- Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana...
- ... sen yoksun ben de yokum kutuplar kadar yalnızız ikimiz de
- Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonradan değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Herşeye iyi gelen Zaman sizi kanatır
Yaz Geçer İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları ahşap pancurları... yaz bitti." Yaz Geçer, yazın bitişiyle biten bir ilişkinin ardından kaleme alınmış şiirlerden oluşuyor. Yazın ardından gelen sonbaharla birlikte dökülen yapraklar, kışın soğukluğu ve ağırlığı bir ilişkinin bitmesiyle yaşanan acılara benzetiliyor. Yani bu üç bölümden oluşan şiir kitabımız ayrılık ve yalnızlık teması üzerinden ilerliyor. Dili ve anlatım şekline bakarsak Murathan Mungan'ın kendine has bir tarzı olduğunu ilk kitabından bile anlarsınız. Kendine has tarzıyla önce bir olay anlatıp daha sonra olayın içinde şiirle duyguları ve imgeleri anlatıyor. Aslında düz yazıya benziyor fakat serbest şekilde yazdığı için düz yazılar şiirlerin içine harmanlanmış. Çok hoş, çok güzel bir anlatım tarzı olmuş bence. Ama kitabı beğendim mi beğenmedim mi kısmına gelirsek dili beni bu konuda çok muallakta bırakıyor. Dilini zaman zaman çok ağdalı ve ağır buldum. Şiirler fazlaca uzun geldiği için sanki anlatımda kopukluk olmuş gibi geldi bu ağdalı dil yüzünden. Bu özellikleriyle sevemesemde bazı şiirleri de beni yakaladı ve anlatım tarzını da beğendim. Beğendiğim ve beğenmediğim taraflarıyla beni kararsız bırakan bu kitabı herkesin kendisinin tecrübe etmesi ve kendilerinden duygular da yakalayacaklarına inandığım için tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar herkese... (Nisan)
“Bir düşte karşılaşmıştık,bir düşte kaybolduk“ Murathan Mungan’ın Yaz Geçer’den elimde kalan son dize… Aşk ve onun çetrefilli yollarında yorulmuş her aşkzedenin kendine rastlayacağı bir şiir kitabı.Bazen şair okuruna uzun uzun anlatmak ister bilse de ne kadar yazarsa yazsın içindeki acısına denk gelen bir kelime olmayacağını.Murathan Mungan bazı sayfalara mektup gibi yazmış acısını.Aşk acısına yazılan acı reçete var ya “Zaman’”öyle güzel tarif etmiş ki.Acının tam göbeğinde tam yangının içindeyken zaman denilen şeyin fayda etmeyeceğini dahası o yangında kül olmak isteyeceğini.Sonrasında yazmış yine acı da olsa iyi geldiğini.Yeniden gülündüğünü,yeniden eski kitapları okuduğunu aynı keyifle ama hatırlanan ân’ın güzelliğine de “iyi ki “demiş.Çok severek ve bazı dizelerine kendimi gömmek isteyerek okuduğum bir kitap oldu.Tam da zaten sevmediğim pazar günlerini bir kere daha sevmeme gerekçesi eklenen bir pazar gününde seni okumak güzeldi.Bazı insanları davranışından,bazılarını sevişinden,bazılarını sırf yanımızda diye severiz.Seni aşk acından seviyorum Murathan Mungan,senin kaleminde bildiğim bir hüzün var geçtiğim bir yol,geçemediğim bir yâr var. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden… (Piraye)
Sevgili Murathan Mungan ile ilk tanismamiz beni kitabın başlangıç şiirinin ilk dizesi ile vurdu "ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim" soluklanmak için güzel bir şair... açık bir dil kullanmış baya akıcıydı. Keyifli okumalar diliyorum. ️ (Dilanovski)
Kitabın Yazarı Murathan Mungan Kimdir?
Murathan Mungan, 21 Nisan 1955'te İstanbul'da doğdu.
Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin'de geçti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü bitirdi. Aynı bölümde master'ını tamamladı.
Ankara'da Devlet Tiyatroları'nda ve Istanbul'da Şehir Tiyatroları'nda 'Dramaturg' olarak çalıştı. 1987'de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde,'Kültür-Sanat Sayfası' editörlüğü yaptı.
1988'ten beri serbest yazar olarak çalışmakta ve halen Istanbul'da yaşamaktadır.
1991'de Remzi Kitabevi'ne 'Çilek' amblemli kırk kitaplık özel bir koleksiyon dizisi hazırlayarak bu diziyi yönetti.
Mungan, çeşitli dergi ve gazetelerde şiirler, öyküler, metinler, deneme, eleştiri ve incelemeler yayımlayarak adını duyurdu.
İlk kitabı 1980'de yayımlandı. Aynı zamanda ilk oyunuydu bu:Mahmud ile Yezida.
Şehir Tiyatroları'nda çalışırken, 'Gençlik Günleri' adını verdiği daha sonra her yıl tekrarlanacak olan kapsamlı bir şenliğin yöneticiliğini yaptı; programlar sundu, yönetti.
Murathan Mungan'ın sahnelenen ilk oyunu, Orhan Veli'nin şiirlerinden kurgulayarak oyunlaştırdığı Bir Garip Orhan Veli'dir. İlk kez 1981'de sahnelenen bu oyun, yirmi küsur yıl boyunca sahnelendi ve 1993'te kitap olarak basıldı.
Yazarın Mezopotamya Üçlemesi adını verdiği ve üç oyundan oluşan üçlemesinin ilk oyunu Mahmud ile Yezida yurtiçinde ve yurtdışında birçok topluluk tarafından sahnelendikten sonra, profesyonel olarak ilk kez 1993'te Ankara Devlet Tiyatroları tarafından oynandı. Üçlemenin ikinci halkası olan Taziye ise, ilk olarak 1984'te Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenmiştir. 1992'de, halkanın üçüncü oyunu olan Geyikler Lanetler' in tamamlanmasıyla birlikte, Metis Yayınları, üçlemeyi oluşturan bu oyunları, üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlamıştır. 1994'te bu üç oyun bir yıl boyunca Devlet Tiyatroları tarihinde ilk kez olmak üzere arka arkaya Antalya Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmiş, gene aynı yıl Istanbul Uluslararası Tiyatro Festivali'nde, üç oyun ardı ardına tam 'on bir saat süren bir gösteri' olarak iki kez tekrarlanmıştır. 1999 yılında Ankara Devlet Tiyatroları yapımı Geyikler Lanetler, aynı yıl Berlin'de, uluslararası bir tiyatro şenliği olan 'Theater der Welt'e çağrılmış ve Schaubühne'de gösterilmiştir. Aynı oyun 2003 yılında Yunanistan'da Selanik Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.
Geyikler Lanetler oyununa kaynaklık eden yazarın Cenk Hikayelerikitabındaki 'Kasım ile Nasır' adlı öyküsü, 1994'te İtalya'da 'La Mamma Umbria'da sahnelenmiştir. Aynı öykü 2004'te farklı bir yorumla Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından sahnelenmiştir. Gene aynı kitapta yer alan 'Şahmeran'ın Bacakları' adlı uzun hikayesi, çeşitli topluluklar tarafından sahneye uyarlanmıştır.
Yazarın Lal Masallar adlı öykü kitabındaki 'Muradhan ile Selvihan ya da Bir Billur Köşk Masalı' adlı öyküsü, 1987'de, ilkin Fransa'da, Lulu Menase yönetiminde Théater Des Arts de Cergy-Pontoıse'da, ardından Nurhan Karadağ yönetiminde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Sahnesi'nde sahnelenmiştir. Aynı öykü, Amerika'da Penguen Books'un 'Dünya Hikayeleri Antolojisi'ne seçilmiştir. Bosna-Hersek'te yayımlanan Türk öykücülerini içeren bir seçkideyse bu öykünün Boşnakça çevirisi yer almıştır.
Yazarın gene Cenk Hikayeleri kitabında yer alan'Binali ile Temir' adlı bir diğer öyküsü, 1991'de Ankara Deneme Sahnesi tarafından, 1999'da ise Adana Tiyatro Atölyesi tarafından sahnelenmiştir.
2000'de yazarın bir öyküsü daha sahneye aktarılmış, bu kez de Beşinci Sokak Tiyatrosu, 'Dumrul ile Azrail'i, İstanbul Festivali'nden sonra, dünyanın önemli tiyatro festivallerinde, Avusturya, Almanya ve Tunus'un yanı sıra Hollanda'nın çeşitli kentlerinde sahnelemiştir.
2003 yılında Kopenhag'daki 'Bette Nansen Theater'da, yazarın 'Sayfadaki Gibi'adlı kısa oyunu, bazı Doğulu yazarları bir araya getiren ortak bir proje olan 'Bin Bir Gece' içinde yer almış, aynı oyun 2005 yılında İngiltere'de '1001 Nights now' adıyla Nottingham Playhouse'da sahnelemiştir.
Murathan Mungan 1989'da, İngiliz yazar Nell Dunn'ın 'Steamin' adlı oyununu 'Kadınlar Hamamı' sahneye koymuştur.
Mungan'ın döneminde Ankara İl Radyosu'nca seslendirilen iki tane de radyo oyunu vardır: Dört Kişilik Bahçe ve Öümburnu.
Mungan bir tanesi filme alınan üç tane de film senaryosu yazmıştır. 1984'te Atıf Yılmaz tarafından filme alınan Dağınık Yatak'ın yanı sıra Dört Kişilik Bahçe ve Başkasının Hayatı adlı iki senaryosu daha vardır. Bu üç senaryo 1997'de üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlanmıştır.
Gazete ve dergilerde İlk yazıları 1975'de yayımlanan Mungan, yirmi yıllık yazı serüveninin çeşitli ürünlerinden yaptığı bir derlemeyi kırkıncı yaşı nedeniyle Murathan'95 adlı bir kitapta toplamıştır.
Bu kitapla birlikte başlayan özel toplama kitapları, şiirlerinden kendinin yaptığı özel bir seçmeyi içeren numaralanmış tek baskı olarak yayımlanmış Doğduğum Yüzyıla Veda ile sürmüş, bunu,13+1'de şiirlerini, 7 mühür'de kimi öykülerini bir kutu içinde bir araya getirdiği toplamlar ve Türk şiirinde şimdiden bir 'kült kitap' olmuş olan Yaz Geçer'in onuncu yılı nedeniyle yapılan büyük boy özel baskı izlemiştir. Ellinci yaşı için hazırladığı ve yalnızca 2005'te yayımlanıp baskısı bir kez daha tekrarlanmayacak Elli Parça kitabı da bu özel kitaplardandır.
Beş bölümden oluşan ve her bölümü ayrı bir yazar tarafından kaleme alınan bir Bülent Erkmen projesi olarak 2004'te yayımlanan 5 peşe romanında da yer almıştır.
Murathan Mungan, bu arada yabancı yazarların öykülerinden ve yazılarından oluşan çeşitli seçkiler yayımlamayı sürdürmektedir. İlk öykü seçkisi Ressamın Sözleşmesi'ni, daha sonra Çocuklar ve Büyükleri, Yazıhane, Yabancı Hayvanlar, Erkeklerin Hikayeleri ve Kadınlığın 21 Hikayesi adlı öykü ve yazı seçkileri izlemiştir.
Bütünüyle özyaşamöyküsel bir malzemeden yola çıkan ilk anlatı kitabı Paranın Cinleri'ni 1997'de yayımlamıştır.
Şiir ve öykü arası bir dil ve kıvam tutturduğu yazınsal metinlerini bir araya topladığı Metinler Kitabı ise, 1998'de yayımlanmıştır.
Mungan'ın kimi şiirlerinin Kürtçeye çevirisinden yapılan bir toplam Li Rojhilate Dile Min (Kalbimin Doğusunda) adıyla 1996'da yayımlanmıştır.
Mungan, bugüne değin çoğu 'Yeni Türkü' topluluğu tarafından seslendirilmiş olan şarkı sözleri yazmıştır. Yazdığı şarkıların Türkiye'nin önemli şarkıcıları, toplulukları tarafından yeniden seslendirilmesiyle oluşan ve 'tribute' sayılabilecek Söz vermiş şarkılar adlı 'cover' albümü 2004'te yayınlanmıştır.
2006'da bugüne dek yazdığı tüm şarkı sözlerini gene aynı ad altında bir araya getirerek kitaplaştırmıştır.
Yazıları, şiirleri ve kimi kitapları bugüne değin İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İsveççe, Norveççe, Yunanca, Fince, Boşnakça, Bulgarca, Farsça, Kürtçe ve Hollanda diline çevrilerek çeşitli dergi, gazete ve antolojilerde yayımlanmıştır.
Murathan Mungan, 1985'ten bu yana İstanbul'da yaşamaktadır.
İlk kitapları farklı yayınevleri tarafından yayımlandıktan sonra, 1986'da Remzi Kitabevi'ne, 1992'de de Metis Yayınları'na geçmiştir. Halen aynı yayınevindedir.
Murathan Mungan Kitapları - Eserleri
- Aşkın Cep Defteri
- 227 Sayfa
- Bazı Yazlar Uzaktan Geçer
- Başkasının Hayatı
- Yüksek Topuklar
- Üç Aynalı Kırk Oda
- Paranın Cinleri
- Kaf Dağının Önü
- Kadından Kentler
- Yaz Geçer
- Şairin Romanı
- Mahmud ile Yezida
- Lal Masallar
- Kırk Oda
- Bir Garip Orhan Veli
- Tuğla
- Meskalin 60 Draje
- Kibrit Çöpleri
- Erkekler İçin Divan
- Elli Parça
- Çador
- Eldivenler, Hikâyeler
- Mırıldandıklarım
- Geyikler Lanetler
- Cenk Hikayeleri
- Eski 45'likler
- 189 Sayfa
- Mutfak
- Doğu Sarayı
- Doğduğum Yüzyıla Veda
- Yedi Kapılı Kırk Oda
- İskambil Destesi
- Kullanılmış Biletler
- Başkalarının Gecesi
- Dağ
- Stüdyo Kayıtları
- Dağınık Yatak
- Dört Kişilik Bahçe
- Metal
- Oda, Poster ve Şeylerin Kederi
- Son İstanbul
- Timsah Sokak Şiirleri
- Mezopotamya Üçlemesi
- Kum Saati
- Omayra
- Yazıhane
- Eteğimdeki Taşlar
- Soğuk Büfe
- Güne Söylediklerim
- Gelecek
- Harita Metod Defteri
- Metinler Kitabı
- Söz Vermiş Şarkılar
- Yaz Sinemaları
- Balgifa Mar - Yılan Yastığı
- Mürekkep Balığı
- Solak Defterler
- Bir Kutu Daha
- Hayat Atölyesi
- İkinci Hayvan
- Oyunlar, İntiharlar, Şarkılar
- Küre
- Sahtiyan
- Taziye
- Kağıt Taş Kumaş
- Aşk İçin Ne Yazdıysam
- Dokuz Anahtarlı Kırk Oda
- Li Rojhilatê Dilê Min - Kalbimin Doğusunda
- 7 Mühür
- Şahmeran'ın Bacakları
- Ulak ile Sadrazam
- Makas
- Kağıttan Kaplanlar Masalı
- Aynalı Pastane
- Kapan Metin
- Dumrul ile Azrail
- Osmanlı'ya Dair Hikayat
- Murathan'95
- Çağ Geçitleri
- Hamamname
- Aile Albümü
- Ressamın Sözleşmesi
- Kum Saati
- Devam Ağacı
- Erkekler Yalnızlıklar
Murathan Mungan Alıntıları - Sözleri
- ben çoktan geldim, o varmış mıdır? (Bazı Yazlar Uzaktan Geçer)
- İnsan dediğin kainatın her söylediğinin pek azını duyar, birazını sezer, sezdiğininse çoğunu anlamaz. Alıp da o sözü dünyadaki yerine koyamaz. (Hamamname)
- ve son bir uyarı sana: Ait olmadığın her iki dünyadan da Bir sentez yapmaya kalkma makas değiştirmez son trenler (Metal)
- Kalbi katildir bazılarının Kimseyi öldürmeseler de... (Solak Defterler)
- Güzellik, başlı başına bir faşizmdi; Dünyanın en adaletsiz dağıtılan şeylerinden biriydi. (Murathan'95)
- Durup Baktığında Azalmış zaman demlenmiş kıymet Günde kimi gördün, elde neyi sevdin Ne kaldı sende, neye geçit verdin (Çağ Geçitleri)
- "Kentlerde,kasabalarda,her yerde,yazarlar yalnız kişilerdir.Her yerde ve her zaman,öyle olmuşlardır." (Yazıhane)
- “Yitirerek kazanırsın. Kazanmanın başka yolu yoktur.” (Makas)
- Dünya bir kaybetme yeridir. Her birinin zamanı diğerinin elinde tükenmiştir. (Dokuz Anahtarlı Kırk Oda)
- Sanki yaşamım durmuş, ancak anımsadıklarımla yaşamamı sürdürebiliyordum. Parçalanmış bir dünya karşısında yüreğimin duyduğu korkuları hiçbir yere sığdıramıyordum. Hiç kimseye anlatamıyordum. Nesnelerin büyütülmüş dünyasında yaşıyordum. (Kırk Oda)
- ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum her zaman yalnızdım, bunu biliyorum (Timsah Sokak Şiirleri)
- kimsenin kimsesi yok ki herkesin elmasında kendi diş izleri... (Oda, Poster ve Şeylerin Kederi)
- "İnsan bilmediği şeye el uzatmamalı, el uzatıyorsa bilmeyi göze almalı, bilmeyi göze almak zordur İlyas." (Şahmeran'ın Bacakları)
- Konuşamıyordum, hiç kimseyle konuşmamıştım. Hiçbir şeyimi, hiç kimseyle... (Son İstanbul)
- yaşarken ve yazarken yarım kalmış şiirler yarım kaldılar (Mırıldandıklarım)
- "Ben,mimarlığın gündelik hayatın içinde bir güzellik değeri olarak, bizi ağlatacak kadar hayatımıza sızmasını istiyorum. Sonuçta, hepimiz evlerden çocukluğumuzu geri isteriz." (Soğuk Büfe)
- "Hafızayı diri tutan adalettir. " (Hayat Atölyesi)
- "Gelecek", ümidimiz, sanımız olabilir, ama gerçeğimiz olamaz. (Küre)
- her ülkenin anaları vardır. bunlar ki esirgeyendir, koruyandır. dağlardır. mardin kal'asının alnına düşen leke, -dağlardan izinsiz, nurdan murakıp- güneşten hükümsüz dört kanadını salıp dört yöne ve arsız dönüp duran dev bir çelik aygıt bakıp utancından ışımayan geceye kini usul bir mayın gibi bırakıp çekilirse, yanlıştır hüzün. yanlıştır yas. (Balgifa Mar - Yılan Yastığı)
- Hayat, bazılarına mutsuz olmakla, duygusuz olmak arasında bir tercih hakkı tanır, daha fazlasını değil. (Yüksek Topuklar)