diorex

Yaz Ortasında Ölüm - Yukio Mişima Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaz Ortasında Ölüm kimin eseri? Yaz Ortasında Ölüm kitabının yazarı kimdir? Yaz Ortasında Ölüm konusu ve anafikri nedir? Yaz Ortasında Ölüm kitabı ne anlatıyor? Yaz Ortasında Ölüm PDF indirme linki var mı? Yaz Ortasında Ölüm kitabının yazarı Yukio Mişima kimdir? İşte Yaz Ortasında Ölüm kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.05.2022 06:00
Yaz Ortasında Ölüm - Yukio Mişima Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yukio Mişima

Çevirmen: Hüseyin Can Erkin

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750713453

Sayfa Sayısı: 256

Yaz Ortasında Ölüm Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yukio Mişima, XX. yüzyıl Japon edebiyatının hırçın çocuğuydu. Nobel Ödülü adayları arasında sık sık adı geçtiği halde aşırı milliyetçi, narsist, anti-humanist nitelemeleriyle suçlandı. Ancak bu eleştirilerin temelinde, yazarın gereğince anlaşılamamış olması vardır. Mişima, İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'nın yaşadığı dramatik yıkım sırasında yitip giden bir kuşağın haykıran sesidir. Yazarın yaşamı, bu kayıp kuşağın kendini yeniden keşfetmesinin öyküsüdür.

Mişima, Japon savaşçı sınıfının "hiçlik"e dayalı felsefesi ile yazarlığını ustalıkla birleştirir. 25 Kasım 1970 günü canlı yayın yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle karnını deşerek intihar etmesi de, aynı zamanda usta bir oyun yazarı olan Mişima'nın yaşamını canlı sahne performansı ile sonlandırdığı şeklinde değerlendirilebili.

(Tanıtım Bülteninden)

Yaz Ortasında Ölüm Alıntıları - Sözleri

  • Gençlik yıllarımı bir türlü eğlenceli, güzel yıllar olarak anımsamayı beceremiyorum. “Her yere düşerken güneş ışıkları,” diyor Baudelaire, “Tükendi gençliğim zifiri karanlık fırtınalarda.”
  • … "Ayrılalım," sözünü söyleyebilmişti. Tek başına mavi gökyüzünü ikiye ayırmaya yetecek bir söz. …
  • "Ayrılalım," sözünü söyleyebilmişti. Tek başına mavi gökyüzünü ikiye ayırmaya yetecek bir söz.
  • Genç olduğumda ben önce dostluk dedikleri şeye inanmakta güçlük çektim. Arkadaşım diyebildiğim insanlar hep aptallardı ve onlara karşı sabır gösteremezdim. Okul… Bu aptal örgütlenme türü, bizi gündüzleri orada yaşamak, bize lütfedilen onlarca aynı sınıf öğrencisi içerisinden arkadaş seçmek zorunda bırakır. …
  • Ölüm, yaz mevsiminin görkemli saltanatında daha derinden etkiliyor bizi.
  • ... Ani olayların bir insanın zihnine girmesi sonrasında taşlar yerine oturana kadar tuhaf bir süreç yaşanır. Beklenmedik bir olayın insanın bilincine işleme süreci çok garip ve ustalıklıdır.
  • Böyle anlarda, normalde uzak durmaya çalıştığımız mutsuzluk bizden intikam alır. Mutlulukla hep sarmaş dolaş haldeyizdir ama bu böyle anlarda hiçbir işe yaramaz. Uzun bir aradan sonra karşımıza çıkıveren mutsuzluğu görmezden gelmeye çalışırız.
  • Eski zamanlarda hükümdarın yerine kellesinden olanlar vardır. Filmlerde ise dublörler. Aralarında hiçbir bağ olmadığı halde birbirlerine benzeyen insanlar çıkar.
  • … insanların ihtirasları arasında en sivri olanın, yani mutluluğun başkalarıyla aynı olma isteği olduğunu anlamaya başlamıştım.
  • birkez daha çevresine baktı... her şey çok açık, çok netti. bu yalın ve acımasız yaşamın tadı, insanın içinde kaybolup gidebileceği ölçüde huzur yüklüydü.
  • Nasıl bir ölüm olursa olsun, ölüm bir dizi bürokratik işlem gerektirir.
  • Miyo nihayet aydınlık caddeye ulaştı. Göğsü gevşemiş, içini gülme isteği kaplamıştı. "Herkesle aynıyım. Hiçbir farkım yok. Artık sırtımda hiçbir şey yok."
  • "Farkında olmadan inleyivermiştim. Dönüp bana baktınız. Fakat o an içimde kopan fırtınayı hiçbiriniz anlayamadı..."
  • Yaşamımız yalnızca uyarıcı şeylerle kuşatılmış değildir. Yaşam bazen insanı uyutuverir. İyi yaşamayı başarabilen insanlar sürekli uyanık olanlar değildir. Arada sırada kararlılıkla uyuyabilen insanlardır.
  • Tükendi gençliğim zifiri karanlık fırtınalarda.

Yaz Ortasında Ölüm İncelemesi - Şahsi Yorumlar

| yaz ortasında ölüm |: yukio mişima'nın efsanelerinden biri. kitap 11 öyküden oluşuyor ve öyküler birbirinden bağımsız insanların bağımsız yaşamlarından kesitler barındırıyor içinde. sıradan yaşantılar gibi görünseler de yukio mişima'nın yaratıcı kalemine herbir öyküde rastlamak mümkün. kitapta yer olan öyküleri okudukça bazen tatlı bazen acı hüzünlerle doldum. daha önce de bazı öykülerini okuyan biri olarak şunu anladım: mişima bunu gerçekten başarabiliyor, öykülerini okurken kimliksizleşebiliyor ve asıl karakterlerin kimliklerine bürünebiliyorum. betimlemeler olsun, karakterlerin ruh hallerindeki dalgalanmalar olsun. öyle güzel yansıtabilmiş ki, kendimden geçtim ben. yaz ortasında kışı yaşadım ve üşüdüm, kışın geçen bir öyküsünü okurken yukio mişima'nın. kitabın ismini alan 'yaz ortasındaki ölüm' öyküsünden bahsetmek istiyorum, her halükarda minik spoiler içeren bir kısmı okumak üzeresiniz. 'yaz ortasında ölüm' bölümünü okurken aslında ana karakter Tomoko oldum ben. acısını, boşluk hissini, sevincini yaşadım. ölüm korkusunu, ölümle yüzleşememeyi, ölümü inkârı, yas sürecini ve ölümle barışma sürecini Tomoko ile beraber tekrar yaşadım. insanoğlu için karmakarışık olabilecek şu süreç öyle güzel yansıtılmıştı ki, bölümü tamamlasam da çıkamadım etkisinden. psikolojik sağlığım için iyi mi oldu kötü mü bilemeyeceğim şu anlık ancak şundan eminim ki yukio mişima'nın büyülü bir kalemi var. kitapla ilgili şu tarz beklentileriniz olmasın: japon kültürü hakkında bilgi beklemeyin, mutlu sonlar beklemeyin, aslında 'sonlar' beklemeyin. öyküler açık uçlu. tamamlamak veya tamamlamamak size kalmış. son olarak: kitabı bir duyguyla anlatacak olsam bu hüzün olurdu. tatlı bir hüzün veya acı bir hüzün. kitabın bir müziği olsaydı stephan moccio'dan Whitby olurdu. kitabın bir zamanı olsa bu da yağmurlu bir sonbahar mevsiminin akşamüstü vakitleri olurdu. abartmayacağım :) Yaz Ortasında Ölüm'e verilen ort. 7,2 puana aldırmadan okumanızı tavsiye ederim. benim aracılığımla kitaba başlayanların yorumlarını merakla bekliyor olacağım. iyi geceler, verimli okumalar ~ (w • ラテ)

İçinde birkaç güzel söz dışında aslında belki çok sıradan durumların herhangi bir yere varmayan birçok kısa öykünün olduğu bir kitap.. Japon kültürünü yansıtıyor mu? Bilemiyorum sanırım benim beklentim çok fazla oldu. Ama zaman zaman çok sıradan olayların, bazı eşyaların, bazı olayların insanın içinde yarattığı bazı hisleri anlattığı kesin o hislerden gün içinde çok hissederim düşününce. Ufak bir düzensizlik, başa gelen basit bir olaydan dolayı cerrah gibi keser biçerim hayatımı didik didik ederim... Ancak sonra unuturum o hisleri onlar uzun sürmezler kısa anlık bazen yabani hisler.. Bu kitabın öyküleri ve öykülerin yine bana hissettirdiği şeyler böyle şeylerdi. Bunların bana birşey kattığına inanmıyorum, belki biraz farkındalık ama üstünü örtmek istediğimiz şeyleri de neden fark edelim ki? (Gülden Güney)

Mişima’nın hayatı ve öyküleriyle alakalı uzun uzun analizlere gerek yok. Yourcenar müthiş bir tespit yapıyor Mişima için; “İnce, bıçak ağzı gibi dondurucu bir kusursuzlukta.” (Ezgi)

Yaz Ortasında Ölüm PDF indirme linki var mı?

Yukio Mişima - Yaz Ortasında Ölüm kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaz Ortasında Ölüm PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yukio Mişima Kimdir?

Yukio Mishima (Japonca: 三島 由紀夫, aslı adı: Kimitake Hiraoka 平岡 公威; d. 14 Ocak 1925 Yotsuya / Tōkyō - ö. 25 Kasım 1970 Ichigaya / Tōkyō), Japon romancı ve oyun yazarı. Milliyetçi örgütü Tate no Kai 盾の会 (Kalkan Cemiyeti) başkanı.

Mişima'nın çocukluğunun ilk dönemi onu yakın çevresinden uzak büyüten büyükannesi Natsu'nun gölgesi altında geçmiştir. Büyükannesi Mişima'nın diğer erkek çocuklarıyla oynamasına müsaade etmiyor, sadece kız kuzenleri ve bebekleriyle oynamasını istiyordu.

Natsu, Tokugava dönemi samuraylarıyla ilişkili bir aileden gelmekteydi ve Mişima'nın büyükbabası ile evlendikten sonra bile ailenin aristokratik geleneklerini sürdürmeye devam etmişti. Büyükbabası bir bürokrattı ve işleri sömürge döneminde açılmıştı.

Mişima ailesinin yanına ancak 12 yaşında dönebilmiş ve annesiyle yakın ilişkisi biyografisini yazan kimi yazarlar tarafından ensestliğe yakın bir ilişki olarak tasvir edilmişti. Babası askeri disiplinden keyif alan sert bir adamdı.

Mişima Japonya'nın modernleşmesi ve geleneksel değerlerini yitirmesine karşı sert bir muhalefet tavrı gösterdi ve samuray değerlerini savundu.

25 Kasım 1970'te Mişima ve beraberindeki Tatenokai üyelerinden dördü Japonya Silahlı Kuvvetlerinin Tōkyō'daki Ichigaya Kampını ziyaret etmişler, komutanı sandalyesine bağlamışlar ve İmparatorluğun haklarının yeniden tesis edilmesi için hazırladıkları manifestoyu ve taleplerini okuduktan sonra Mişima seppuku (geleneksel Japon intihar biçimi) yaparak intihar etmiş, Tatenokai üyelerinden Hiroyasu Koga ise intiharın tamamlanması için Mişima'nın başını kılıçla kesmiştir.

Mişima intiharını bir yıl öncesinden hazırlamış Tatenokai üyeleri dışında hiç kimse yazarın intihar hazırlığından haberdar olmamıştı. Mişima'nın kendisi intiharı sırasında hazır bulunacak Tatenokai üyelerinin mahkemedeki kendilerini savunmak zorunda kalacaklarını önceden bilerek onlar için geride nakit bırakmıştı.

Yazarlığı

Mişima ilk romanı Tōzoku'ya (Hırsızlar) 1946 yılında başlamış ve 1948'de yayınlamıştı. Bu eserini Kamen no Kokuhaku (Bir Maskenin İtirafları) adlı otobiyografik çalışması izlemişti. Roman büyük bir başarı kazanmış ve 24 yaşındaki Mişima'ya büyük bir ün kazandırmıştı.

Mişima velud bir yazardı. Romanları haricinde, popüler dizi romanlar, kısa hikâyeler, edebi denemeler, Kabuki tiyatro oyunları, geleneksel Noh drama tiyatrosunun modern versiyonlarıyla ilgili oyunlar kaleme almıştı.

Eserleri dünya çapında üne kavuşmuş ve İngilizce'ye çevirilmiştir. Üç kez (1963,1964,1965) Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmiş ancak 1968 yılında yakın arkadaşı Yasunari Kavabata ödülü kazanmıştı.

Türkçede Mişima

Bereket Denizi (豊饒の海 Hōjō no Umi) serisi

Bahar Karları (Japonca: 春の雪 Haru no Yuki)

Kaçak Atlar (Japonca: 奔馬 Honba)

Şafak Tapınağı (Japonca: 暁の寺 Akatsuki no Tera)

Meleğin Çürüyüşü (Japonca: 天人五衰 Tennin Gosui)

Dalgaların Sesi (Japonca: 潮騒 Shiosai)

Bir Maskenin İtirafları (Japonca: 仮面の告白 Kamen no Kokuhaku)

Yaz Ortasında Ölüm (Japonca: 真夏の死 Manatsu no Shi)

Denizi Yitiren Denizci (Japonca: 午後の曳航 Gogo no Eikô)

Aşka Susamış (Japonca: 愛の渇き Ai no Kawaki)

Yıldız (Japonca: スタア Sutā)

Altı Çağdaş Nô Oyunu

Altın Köşk Tapınağı (Japonca: 金閣寺 Kinkaku-ji)

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yukio_Mishima

Yukio Mişima Kitapları - Eserleri

  • Denizi Yitiren Denizci
  • Dalgaların Sesi
  • Bir Maskenin İtirafları
  • Bahar Karları
  • Yaz Ortasında Ölüm
  • Aşka Susamış
  • Altın Köşk Tapınağı
  • Kaçak Atlar
  • Yıldız
  • Meleğin Çürüyüşü
  • Şafak Tapınağı
  • Altı Çağdaş Nô Oyunu
  • Patriotism
  • Death in Midsummer and Other Stories
  • Hagakure Samuray'ın Yolu
  • Şölenden Sonra
  • Dojoji et Autres Nouvelles

Yukio Mişima Alıntıları - Sözleri

  • Mutluluğun kocaman bir fransız ekmeğiymişçesine herkese eşit oranda dağıtılması gerektiği türünden, incelikten yoksun bir inancı vardı. Birinin mutluluğunun, öteki için mutsuzluk demek olduğuna ilişkin sayısal ilkeyi anlayamıyordu. (Meleğin Çürüyüşü)
  • Bize kalan, o ufacık aralıktan taze yaprak kokularıyla dolu gece havasını koklamak ancak. (Yıldız)
  • "Aşk olmasa insanlar iyi anlaşabilirlerdi. Aşk olmasa... (Aşka Susamış)
  • Sessiz sorularına anlayışla karşılık verecek olan denizdir gibi geliyordu ona. (Denizi Yitiren Denizci)
  • Benim ölümümü kolaylaştıracak şey böyle keskin bir tiksinme olmalı,rahatlık değil!. (Yıldız)
  • ''İzlenme''nin ne demek olduğunu sıradan insanlara anlatmayı ne kadar denesem de faydasız. Çünkü ''izlenme'' denen şeyin çıkış noktası, bizi sıradan insanların arasından çekip sıra dışı kılmasına dayanıyor. (Yıldız)
  • İnsanın istediği hiçbir şeyi elde edemediği, kararlılığının boşa çıktığı öyle çok duruma tanık olmuştu ki. Bu ka­dar şiddetle istenmeseydi belki ele geçirilebilirdi, denecek şeyler bile salt çok istendiği için insanın elinden kayıp gide­biliyordu. (Şafak Tapınağı)
  • Ne var ki bizler ümit ettiğimiz şeyler tarafından ihanete uğramanın aksine, hor görmeye çalıştığımız şeyler tarafından ihanete uğrayınca derinden inciniyorduk. (Aşka Susamış)
  • Geçmiş bizi sadece geçmişe çekip götürmez . Geçmişteki hatıraların sayıları az da olsa baZılarının güçlü çelik telleri vardır ve bugünde yaşayan bizler onlara dokununca bu teller bir anda sımsıkı gerilip bizi geleceğe fırlatırlar . (Altın Köşk Tapınağı)
  • Kensuke ve karısının, tüm sıkıcı insanlarda olduğu gibi, hastalığa eşdeğer bir cana yakınlıkları vardı. Dedikoducu ve saldırgan bir cana yakınlık: Bu iki özellik, onlar farkında bile olmadan, Kensuke'yle karısına işlemişti bile. Diğer bir deyişle, eleştiri ve öğüt verme denilen üst sınıf kamuflajina. (Aşka Susamış)
  • YAŞLI KADlN: Bundan seksen yıl sonra ... dünya biraz da­ha gelişmiş olur, değil mi? ŞAİR: Değişikliğe uğrayacak olan sadece insansı şeylerdir. Bir gül seksen yıl sonra da yine aynı güldür. (Altı Çağdaş Nô Oyunu)
  • Onun ülküsü, bembeyaz bir kâğıdın üzerine taze, siyah mürekkeple yazılmıştı. (Kaçak Atlar)
  • İnsanlar kendi hayallerini diledikleri gibi anlatabiliyorlar fakat herkesin ulaşmak istediği o hayal kişinin kendisi olunca, bu hissi münasip bir biçimde anlatması kesinlikle mümkün değil. (Yıldız)
  • İnsan, zamanın çeşitli noktalarına dikilmiş olan cam duvarların geri­sini yalnızca eyleme geçerek görebilirdi. (Şafak Tapınağı)
  • "Bellek, düşsel bir ayna gibidir. Bazen şeyleri görüle­meyecek kadar uzakta, bazen de yanı başımızdaymış gi­bi gösterir." (Meleğin Çürüyüşü)
  • Gözlerime bakmış olsaydı, ona duyduğum sevginin ne garip, ne anlatılmaz bir şey olduğunu muhakkak anlardı. (Denizi Yitiren Denizci)
  • Daldığı düşten ayılmadan, ılık çayı başına dikti. Çay buruktu. Bilirsiniz, buruk olur tadı yüceliğin. (Denizi Yitiren Denizci)
  • Ta boğazına kadar ken­disiyle dolu bir küvetin içindeydi. (Meleğin Çürüyüşü)
  • Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır. Fakat varoluşu her an aslında olduğu düzensiz haline çözümleyip ortaya çıkan endişeden hareketle, her an ilk kargaşayı yeniden yaratmaya çalışan kaçık bir eylemdir yaşamak. (Denizi Yitiren Denizci)
  • “Ben bir fotoğrafın negatifiydim, o ise aydınlık tarafıydı. Bir kez onun yüreği tarafından süzülmeye görsün, karanlık duygularım, geride tek bir tane bile kalmayacak şekilde, parıldayan duygulara dönüşüyordu, defalarca şaşırarak görmüştüm bunu!” (Altın Köşk Tapınağı)

Yorum Yaz