Yazılamamış Destanlar - Mehmed Niyazi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yazılamamış Destanlar kimin eseri? Yazılamamış Destanlar kitabının yazarı kimdir? Yazılamamış Destanlar konusu ve anafikri nedir? Yazılamamış Destanlar kitabı ne anlatıyor? Yazılamamış Destanlar kitabının yazarı Mehmed Niyazi kimdir? İşte Yazılamamış Destanlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Niyazi
Çizer: Zafer Yılmaz
Yayın Evi: Ötüken Neşriyat Yayınevi
İSBN: 9789754370478
Sayfa Sayısı: 247
Yazılamamış Destanlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Rusya Balkanlar'da savaş çıkmayacağına dair garanti verince, Rumeli'deki yüz yirmi taburumuzu terhis etmiştik. Akabinde bizden alacakları toprakların bölüşülmesinde doğabilecek anlaşmazlıkları Rus Çarı'nın hakemliğiyle çözebileceklerinde anlaşan dört Balkan devletinin hücumuna uğradık. Ordumuz yenildi ve Büyükçekmece Gölü yakınındaki Muratlı Tepelerine çekildi. Alman Kayseri'nin estirdiği hava ile Bulgarlar İstanbul'a girmenin hazırlığını yaşıyorlardı. İstanbul'u bir hücumla işgal edebileceklerinden ve hatta onları Anadolu'nun herhangi bir yerinde de durduramayacağımızdan endişe eden Hükümetimiz ve paşalarımız, Enez-Midye hattının ilerisini bırakıp andlaşma istiyorlardı.. Böyle bir ortamda bir avuç gönüllü devreye girdi. Bunlar hem Bulgar ordusu ve çeteleriyle, hem de bizim resmî makamlarımızla boğuşarak, hiçbir milletin evlâtlarına nasip olmayan bir destan yazdılar. "Yazılamamış Destanlar" işte bu çelik yüreklilerin hikâyesidir."
Yazılamamış Destanlar Alıntıları - Sözleri
- sarhoşluk uçmaksa eğer, uçuyorum ben, şaraptan mı, aşktan mı bilmem!
- Bu milleti bir tek kendi evlatları mağlup eder.
- Ölmesini bilmeyen milletlerin başları eğik kalmaya mahkumdur.
- "Birlik dirliktir" deriz, birlik isteriz; fakat hepimiz de bu birliğin kendi başkanlığımıza gerçekleşmesinin peşindeyiz. Kıyamet de buradan kopuyor.
- Süleyman Askeri, Selim Sami, Cihangiroğlu İbrahim için bu bir galiplerin mağlubiyetiydi, hazmedilmesi güçtü.
- Ne çare ki her zaman insanın beyni yüreğine hakim olamıyor.
- "Bu milleti bir tek kendi evlatları mağlup eder."
- Aziz üstadım, bu millet mâğlûp olmaz .
- Mağlubiyet kaderleri değildi;milletlerinin zafer yıldızı ebediyyen kararmamıştı;sadece kendisine layık evlatlarını bekliyordu...
- Şehit olan yalnız Süleyman'ı değildi. Nice Süleymanlar aynı kaderi paylaşmış ve paylaşacaktı!.. Onlar şehit olmasa bu milletin hali ne olurdu!..
- Said Nursî, Van gönüllülerine seslendi: -Mazlumun duası makbuldür. Âmin deyin.
- "Gidin evlatlarım; burası devletimizin kolu bacağıdır;koparsa gene yaşar; ama İstanbul kalbidir,elden giderse tamamıyla kaybolur"
- Savaşlarda galibiyet ve mağlubiyet de vardı; elden gelen yapılmalıydı. Vatan parçası savaşsız verilemezdi.
- Derin bir sessizlik sisler arasında hedefe ilerlerken yüzlerini okşayan rüzgar değişik duyguların insanları olmalarına sebep oluyordu. Zafere inanmış insanların kimisi uçsuz bucaksız dünyada kendini yalnız hissediyor; kimisi gönüllü olarak iştirak etmekte iyi mi kötü mü yaptığının kararına varmaya çalışıyor; bazısı da göğüs göğüse çarpışmanın sabırsızlığını duyuyordu.
Yazılamamış Destanlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın kapağını aralar aralamaz 1900’lü yılların başlarına, Osmanlı’nın çöküş yıllarına, Balkanlar’daki Türklerin acı dolu devrinin başlangıcına gidiyorsunuz. Teşkilatı Mahsusa’nın ve İttihat ve Terakkinin efsane isimleriyle bir araya gelip kimi zaman coşku kimi zaman hüzünle doluyorsunuz. Mehmet Niyazi yazılamamış destanlarımıza ve kahramanlarımıza yer verdiği eserinde birçok değerli isimi tanımamıza ön ayak oluyor. İsmini bile duymadığımız , ismini duysakta fedakarlıklarından bihaber yaşadığımız kahramanlarımızla bir Anadolu köyünden başlayarak önce İstanbula ordan da Balkanlar’a giden bir serüven. Batı Trakya Cumhuriyetinin binbir emek binbir zahmetle kuruluşu. Bu kitapta neden Osmanlı’ya bağlı bir Trakya değil de bağımsız bir hükümetin kurulduğunu tabiri caizse yaşayarak öğreniyoruz. Zenci Musalar, Mamaka Mustafalar, Selim Samiler, Enver Paşa, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Süleyman Askeri ve daha ismini sayamadığım niceleri . Ruhlarınınız şad mekanlarınız cennet olsun. Torunlarınız size minnettar . (Çağrı Yiğit)
Fıtrat Değişmez Dünya Değişti Diye: Çaresizlikten devlet kurmuş bir milletin tarihini anlatmaktadır. Ne milletler var, her imkanı olmasına rağmen devlet kuramaz, bir de Türk milleti var her imkanda devlet kurar. Devlet kurmak derken, bir toprak üzerinde basit bir yapılanmayı kasdetmiyorum, ütopyalardan da bahsetmiyorum. Bahsettiğim, vatan toprağına ekilen fikir ve ahlak tohumlarının filizlenmesi için verilen mücadelelerdir. Ahlaken ve fikren verilen mücadeleler. Savaşta dahi verdiğimiz ahlak ve fikir mücadeleleri dünyada bilinmektedir. (Yasir'den)
Okurken kitabın içinde bir kahraman oluyorsunuz. Kimi zaman bir komutan kimi zaman o asil komutanların gönüllü askerleri oluyorsunuz. Onlarca duygu karmaşası içinde kalıp gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Kitapta adı geçen her komutana büyük saygı duyacaksınız ancak ben Selim Sami'yi kalbimde çok başka yere koydum. Edirne için Trakya için verilen mücadeleyi gördükçe damarlarınızdaki asil kanı hissedeceksiniz. Çok güzel bir tarihi roman tavsiye ederim. (Kübra)
Yazılamamış Destanlar PDF indirme linki var mı?
Mehmed Niyazi - Yazılamamış Destanlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yazılamamış Destanlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mehmed Niyazi Kimdir?
İlk ve orta okulu Akyazı'da okudu. Liseyi İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi. Sonra Hukuk Fakültesi'ne girdi; 1967de oradan mezun oldu. O zamanlar da hukuk fakültesinde takıntısız olarak üçüncü sınıfa geçenler, dekanlığa müracaat edip, izin alarak edebiyat fakültesinin herhangi bir bölümüne devam edebiliyorlardı. Bu imkândan faydalanarak Edebiyat Fakültesinin Felsefe bölümünden de sertifika aldı. Mezuniyetini takiben devlet felsefesi sahasında doktora yapmak için Almanya'ya gitti. Brilon'daki Goethe Enstitüsü'nde Almanca öğrendi. Marburg Üniversitesi'ne intisap ederek burada Prof. Dr. Ditrich Pirson'un yanında "Türk Devletlerinde Temel Hürriyetler"konulu doktorasına başladı. Uzun yıllar Almanyada oturdu. 1988 yılından beri Türkiyede ikamet etmektedir. Tercüman ve Zaman gazetelerinde yazdı. 1987'den beri de ilk başta haftada üç gün, sonraları haftada bir gün Zaman gazetesinde yazmaktadır. Ayrıca; Genç Akademi, Nizâm-ı Âlem, Türk Yurdu, Ufuk Çizgisi gibi dergilerde makalelerini de zaman zaman Batı dergilerinde yayınlatmaya çalışıyor. Mehmet Niyazi Özdemir, tezli romanlarıyla tanınan bir yazar ve düşünürdür. Eserlerinde millî konuları işlemeyi şiar edinmiştir. Fikrî eserlerinde ise Türkiye`nin sosyal yapısı üzerine görüşlerini açıklar.
Mehmed Niyazi Kitapları - Eserleri
- Çanakkale Mahşeri
- Yemen! Ah Yemen!
- İki Dünya Arasında
- Dahiler Ve Deliler
- Plevne
- Varolmak Kavgası
- Ölüm Daha Güzeldi
- Kanije
- Yazılamamış Destanlar
- Türk Devlet Felsefesi
- Doğunun Ölümsüz Çocuğu
- Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği
- Millet ve Türk Milliyetçiliği
- Bayram Hediyesi
- İslam Devlet Felsefesi
- Türk Tarih Felsefesi
- Daha Dün Yaşadılar
- Türk Tarih Felsefesi
- Dahiler Ve Deliler
- Plevne
- Bayram Hediyesi
- İki Dünya Arasında
- Türkiye'nin Meseleleri
Mehmed Niyazi Alıntıları - Sözleri
- "Sevgililerin gömüldüğü, acı ve tatlı anıların yaşandığı, emeklerin döküldüğü toprak parçası ayaklar altında çiğnenen bir nesne olmaktan çıkıp, uğruna şehadet şerbetleri içilen "vatan" olmaya başlıyor ve onda doğup batan kanlı, hıçkırıklı günlerde toplum ortak bir bilince varıyordu." (Millet ve Türk Milliyetçiliği)
- Bir milletin medeniyeti sarsıldı mı, bu sarsıntının ilk görüleceği yer devletidir; çünkü medeniyetin sarsılması demek, medeniyetin taşıyıcısı olan insanın bazı değerlerini yitirmesi demektir. Bilindiği gibi devlet çarkını döndüren, devlete ruh veren insandır. O yara aldı mı, milletin bünyesinde en uygun sistemler işlemez olurlar, en adil kanunlar kağıt üzerinde kalırlar. (Türk Devlet Felsefesi)
- Hayat bir rüyadır, ölürsen uyanırsın. (Kanije)
- "Türk hakan çadırlarının kubbeli olması göğün yerdeki sembolü kabul edilmiştir. Eski Türklerde gök kubbesi devletin, çadır ise ailelerin örtüsü olarak düşünülmüştür. Birinin altında devlet diğerinin altında aile kurulmuştur.” (Türk Devlet Felsefesi)
- Yorgunluk dinlenince geçer. Fakat insanın canı sıkkın olunca, pişmanlık duyabileceği işler yapıyor. (Bayram Hediyesi)
- Servet yüktür; omuzlarımın onu taşıyacak kudreti yok. (Kanije)
- Deha çok şey kader her şey. Dünyaya, insanın sözü ve niyeti yön verir (Dahiler Ve Deliler)
- Süper güç olmayan diktatörlükler, dış güçlere dayanırlar. dolayısıyla onların menfaatini korumak durumunda kalırlar. kitlelere mal olmayan fikirler, iktidara gelseler bile,ancak diktatörlükle orada kalabilirler. (Dahiler Ve Deliler)
- Ne çare ki her zaman insanın beyni yüreğine hakim olamıyor. (Yazılamamış Destanlar)
- Diğer milletlerin teslim oldukları noktada Türklerin savunması başlar. Helmuth Karl Bernhard von Moltke (Plevne)
- İmansızlığı ilim sanan beyinsizler, ilme gözlerini kapamış hurafeciler silinip gidecektir. (Varolmak Kavgası)
- “ Kadınlara yalan söylemekten çekinme; yeterki onlar için söylediklerini bilsinler. “ (Doğunun Ölümsüz Çocuğu)
- Türkler'in yılmaması ise dikkat çekiciydi; darbeler onları saracağı yerde sanki sağlamlaştırıyordu. (Çanakkale Mahşeri)
- Ah para ve menfaat! İnsanları nasıl da değiştiriyor; onlarda ne din, ne millet, ne de vatan sevgisi bırakıyor.. (Kanije)
- Eğer insan yaşanabilir bir dünyada ömür sürmek istiyorsa, mutlaka ilahi denetime tabi olduğunun şuurunu taşımalıdır. (Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği)
- Halbuki hayat ırmağı çok değişik kıvrımlarla akar; bir merceğe sığabilecek cinsten değildir. (Türk Tarih Felsefesi)
- Billahi Tuna, sen de biliyorsun ki, böyle onurlu bir savaş dünyanın bir başka yeri için verilmedi.İdrakler sınırlı, sevgiler sınırsız olduğundan Plevne'de yaşananları hiçbir milletin hayali almadı çünkü hiçbir millet seni bizim kadar sevmedi, sana türküler yakmadı, çocuklarına adını vermedi, onları yoluna kurban etmedi. (Plevne)
- Sanat ancak millî bir ruhla yoğrulur, insanlığa da millî ruhla açılır. (Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği)
- "Zulüm her yerde saltanatını kurmuş; ama hiçbir yerde uzun ömürlü olmamıştır." (Ölüm Daha Güzeldi)
- Her şeye ad takıyoruz; fakat hiçbir şeyin aslını öğrenemiyoruz. (Yemen! Ah Yemen!)
Editör: Nasrettin Güneş