Yazlık - Gülse Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yazlık kimin eseri? Yazlık kitabının yazarı kimdir? Yazlık konusu ve anafikri nedir? Yazlık kitabı ne anlatıyor? Yazlık PDF indirme linki var mı? Yazlık kitabının yazarı Gülse Birsel kimdir? İşte Yazlık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Gülse Birsel
Yayın Evi: Turkuvaz Kitap
İSBN: 9786054505043
Sayfa Sayısı: 176
Yazlık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Zor bir yıldı, kabul edin. Dünyanın başına gelmedik kalmadı.
Doğal afet, siyasi skandallar, kavga dövüş, ayaklanma, gerim gerim gerildik...
Güneşi, aydınlığı özledik...
Karamsarlık adamı hasta eder, dert, tasa ülser yapar, hüzün cildi kırıştırır, "Of"layıp durmak çevreyi kirletir!
Bir ara verin. Tatil yapın. Beyninizi gezmeye çıkartın.
Bu kitap, ister yazın okuyun, ister başka mevsim, "yazlık" havasında. Yani gevşek, sakin, neşeli...
Bir kumsalda, şezlonga uzanmış, karpuz yiyerek okuduğunuzu hayal edin.
Ve içinizi aydınlık tutun!
(Tanıtım Bülteninden)
Yazlık Alıntıları - Sözleri
- Ortada bir kitap duruyorsa birileri okur, yiyecek varsa birileri tırtıklar ve ortada bir silah varsa eninde sonunda illa ki patlar!
- zararlı gofretlerin tadı nasıl elmadan güzelse, renkli lensler orijinal gözlerden etkileyiciyse, 3 boyutlu filmlerin sunduğu görüntü de hakiki hayattan daha gösterişli!
- Yani para mutluluk getirmiyor denemez ama parayla satın alınan mallar mutluluk getirmiyor!
- Çünkü bu şehir kendinden üç boyutlu bir fantastik komedi filmi bana kalırsa!
- Günümüzün nazlı organı ise hiç şüphesiz sinir sistemi! Hayat hızlandı, dünya daha sert ve 21. yüzyıl insanının sinirleri laçka!
- Bir gün tüm dünya aynı kıyafetleri giyen, aynı yiyecekleri tüketen, aynı ilaçları alan, aynı kahveleri içip, aynı inşaat şirketlerinin yaptığı bir örnek evlerde oturan, aynı sokaklarda yürüyen, seçeneksiz, mutsuz ve sıkıcı insanlardan mı oluşacak, bilmiyorum.
- Savura savura, satın ala ala, aynı bu çılgınlığın zirveye çıktığı 80’lerde popüler olan bilgisayar oyunu “pacman” gibi önüne ne gelirse yuta yuta yaşayıp gitti bizim nesil.
- Sonra, “Biz büyüdük ve kirlendi dünya.”
- Türkler artık mümkün olduğu kadar çok malı, mümkün olduğu kadar çabuk alıp evlerine götürmek için yaşıyorlar! Müzeye gidip ressam olmayı hayal eden pek az. Hayat amaçlarımız genelde “Bazı ürünleri edinmek” üzerine kurulu.
Yazlık İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bundan 5-6 yıl önce tabletten bir kitabını okumaya çalıştığım Bilse Gürsel’in kitapları geçti elime. Yazlık ile başladım. Televizyon dizilerinden ve senaristliğinden tanıdığım ve beğendiğim Gülse Hanım, yazarlıkta da nevi şahsına münhasır bir üslup ve kurgu ile mükemmel bir eser çıkarmış ortaya. Tek kelimeyle bayıldım. Kendi özelinden güncel meselelere mizahi ve ironik yaklaşımı çok hoşuma gitti. Deneme türünden bir eser ama tv dizileri gibi çok eğlenceli.. Yazlık tadında, yazlıkçı havasında bir kitap olmuş. Mutlaka okuyun.. (Hüsamettin Çalışkan)
Kitap 2011 yılında basılmış ve o tarihlerdeki köşe yazılarının toplanmasıyla oluşan bir kitap. Yazılar zaman aşımına uğramamış hala güncelliğini koruyor ki zaten öyle günlük gündem yazılar değil. Gayet akıcı, sade ve anlaşılır bir dil kullanmış. Kitapta her konuya ait bir yazı bulmak neredeyse mümkün. Kitap ilk sayfalarıyla sizi içine çekiyor, kendinizi bir anda kahakaha atarken bulabilirsiniz. Güldürürken düşündürüyor da. E bir komedi yazarından da bu beklenirdi doğrusu. Bazı yazıları sıkıcı gelmedi değil neyseki yazılar çok uzun değil ve o sıkıcılık yerini başka komik bir yazıyla kendini unutturuveriyor bile. Kitap içinde ufak bilgi kırıntılarıda mevcut. Okumak isteyenlere tavsiye ederim. Keyifli okumalar... (Seyda Sarı Simsek)
Gülse Birsel’in gazete yazılarından denemelerinden oluşan kısa kısa farklı konularda yazdığı, gülümseten anekdotlardan bir kesit. Kafa dağıtmak için okunabilir kısa bir kitap. (Samed Zengin)
Yazlık PDF indirme linki var mı?
Gülse Birsel - Yazlık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yazlık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Gülse Birsel Kimdir?
Gülse Şener Birsel (11 Mart 1971, İstanbul), Türk gazeteci, yazar, oyuncu, sunucu, senarist ve yapımcı.
Yaşam öyküsü
Eğitimi
Liseyi, Beyoğlu Anadolu Lisesi'nde okuyan Gülse Şener Birsel, lise son sınıfın yaz tatilinde üç aylığına İsviçre'de leydi okuluna gitmiştir. 'Normalde iki sene boyunca yemek yapmaktan çiçek aranjmanına, "Batı Avrupa prensine nasıl hitap edilir?"den, "Ortadoğu prensi nasıl karşılanır?"a kadar hayatta karşılaşmayacağın birçok şeyi öğrendiğin bir yer orası.' diye tanımladığı okula Orta doğu'dan, Avrupa'dan, Güney Amerika'dan genç kızlar gelmektedir.
Lisans eğitimine Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde devam etmiştir. Üniversitenin ikinci yılında gazeteciliğe merak sarmış ve Aktüel dergisinde muhabir olarak çalışmaya başlamıştır.Üniversiteden mezun olduktan sonra 1994-1996 yılları arasında ABD, New York, Columbia Üniversitesi 'nde sinema üzerine yüksek lisansını tamamlamıştır.
Meslek yaşamı
Basın-yayın
1996'da Türkiye'ye dönen Gülse Şener Birsel, üç ay boyunca ATV'de kahvaltı bülteninin dış haberlerini yazmıştır. Ardından bir yıl boyunca Esquire dergisinin yayın yönetmenliğini yapmıştır. Buradan Harper's Bazaar dergisinin yayın yönetmenliğine geçmiştir. Aynı zamanda Bazaar Gelin ve Orange dergilerinde görev yapmıştır. 2001 ve 2002 yıllarında 'Harper's Bazaar', FHM, 'House Beautiful' ve Gezi dergilerinin yayın danışmanlığını yürütmüştür. Aralık 2001'de, Sabah gazetesinde köşe yazarlığına başlamıştır.Şu an Hürriyet gazetesind köşe yazarlığı yapıyor.
Mart 2003'te köşe yazıları ve bazı g.a.g. metinlerinden olusan "Gayet Ciddiyim" adlı ilk kitabını yayımlayan Gülse Şener Birsel'in şu ana kadar yayımlanmış beş eseri vardır. Genellikle mizah duygusu yüklü, eğlenceli, hicivli kolay okunabilen kitaplar yazmaktadır. Kitaplarını nasıl yazdığını 'Geceleri beynin muhabbeti gündüzden daha eğlenceli oluyor. Kendi akışına bırakıyorum, çenesi açılınca ben sadece tuşlara basıyorum. Aslında herkesin aklına gelen şeyler bunlar ama benim farkım oturup yazmak galiba!' sözleriyle açıklamıştır.
Genelde yazmayı konuşmaya tercih etmesini 'Yazmayı bin kere tercih ederim. Aslında çekingen biriyim. Çok sevdiğim, güvendiğim insanların yanında rahat konuşup komik olabilirim. Onun dışında mesafeliyim. Ama yazarken daha güvende hissediyorum kendimi.' sözleriyle açıklayan Gülse Şener Birsel, röportajlarını bile yazılı sunmak istemektedir.
Televizyon-sinema
Gülse Şener Birsel'in televizyon ekranlarında ilk kez yer alması Mart 2002'de Atv'de yayınlanan g.a.g. reklam-eleştiri-komedi programının metin yazarlığını ve sunuculuğunu yapmasıyla olmuştur.
Şubat 2004'te atv'de yayınlanmaya başlamış olan Avrupa Yakası adlı dizinin yazarı ve oyuncusu olmuştur. 190 bölüm [4] çekilen dizi Haziran 2009'da sona ermiştir. Bu dizide başarılı bir oyunculuk sergilemiştir. Türkiye'de izlenme rekorları kıran dizi birçok hedef kitleye yayılmıştır.[6] Ayrıca Turkcell, Whirlpool ve TTnet gibi birçok markanın reklam yüzü olarak TV reklemlarında da rol almıştır.
Yer aldığı ilk sinema filmi projesi olan 2005 yılında gösterime giren "Hırsız Var" adlı sinema filminde Binnur rolünde oynamıştır. Ayrıca 2009 yapımı Yedi Kocalı Hürmüz filminde "Safinaz" karakterini canlandırmıştır.
2012 yılında, oyuncu kadrosunu bizzat seçtiği, Altan Erkekli, Beyazıt Öztürk, Olgun Şimşek gibi oyuncularla beraber oynadığı ve senaristliğini yaptığı Yalan Dünya adlı diziyle ekranlara tekrar dönüş yapmıştır. 4. Sezon başlangıcında beklenmedik şekilde 90. Bölümü ile dizi final yaparak ekrana veda etmiştir.
Mart 2013'te Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığına başladı. 2015'te TV8'de ekrana gelen Komedi Türkiye adlı yarışma programında jüri üyeliği yaptı. Altıncı kitabı Memleketi Ben Kurtaracağım! Kasım 2015'te piyasaya çıktı.
Senaryosunu yazdığı ilk sinema filmi olan ve aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı "Aile Arasında", Aralık 2017'de vizyona girdi. 18 Şubat 2018'de Star TV'de, ardından TV8'de, onun ardından internet platformu Puhutv'de ve tekrar Star TV'de yayınlanan Jet Sosyete dizisinin senaryosunu yazdı ve başrolünde yer aldı. Dizide Cengiz Bozkurt, Ayşenil Şamlıoğlu, Sarp Apak, Çağlar Çorumlu ve Derya Karadaş gibi isimler de eşlik etmiştir. Ayrıca 2020'de Türkiye'de COVID-19 pandemisi sebebiyle dünyada evde çekilen ilk dizi de olmuştur ve dünya basınında da yer almıştır. Evde çekilen 2. bölümde toplamda 59. bölümle dizi sona ermiştir.
Ekim 2019'da Hürriyet gazetesinden istifa ettiğini kendi resmî sosyal medya hesabından duyurdu.
Özel hayatı ile gündeme gelmek istemeyen oyuncunun özel hayatı hakkında çok fazla bilgi yoktur. Kendisinden 15 yaş büyük bir ağabeyi, 13 yaş büyük bir ablası olan Gülse Şener Birsel en küçük çocuktur. Babasının adı Gültekin annesinin adı Semiha olan senaristin adını annesi ve babasının isimlerinin ilk heceleriyle oluşmuştur. Gülse Şener Birsel bu konuda 'Son çocuk olunca yaratıcılığımızı kullanalım demişler' der. Cannes'da Ayşe Arman 'ın tanıştırdığı, gazeteci ve televizyoncu Murat Birsel ile 1999 yılında evlenmiştir. Karakterine uymadığı ve anne olmaya uygun olmadığı görüşüyle çocuk sahibi olmaya sıcak bakmamaktadır. Nişantaşı'nda yaşamaktadır ve Nişantaşı'nda yaşamaktan memnun olmadığını Bu Nişantaşı Beni Bitirecek! yazısıyla Yolculuk Nereye Hemşerim? kitabında belirtmiştir. Olimpiyat oyunlarının meşale taşıma geleneğini gerçekleştirmek üzere, 2008 Pekin Olimpiyatları meşalesini İstanbul Şişli'de taşıma görevi kendisine verilmiştir.
Gülse Birsel Kitapları - Eserleri
- Gayet Ciddiyim
- Hala Ciddiyim
- Yolculuk Nereye Hemşerim
- Memleketi Ben Kurtaracağım!
- Yazlık
- Velev Ki Ciddiyim!
Gülse Birsel Alıntıları - Sözleri
- Telefonla iletişimde en eski ve en yeni görgü kuralları nelerdir? Bu yazımda da bunu irdeledim! Sonuç: Beni aramayın, bana mesaj çekmeyin, kendi hâlime bırakın. (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- Hayat sigortası kavramı bana uzak bir kere. Sigorta nedir? Başına bir iş gelir, zarara uğrarsın, sigorta maddi kaybını karşılar. Hastalanırsın, tedavi parasını alırsın, evini su basar, tadilat parasını alırsın, değil mi? Ölünce bana ne gibi bir servis vermeyi taahhüt ediyorlar? Buzlu limonata, klima falan mı tedarik edecekler ben cayır cayır yanarken. (Hayır ters davranıyorum ya arayan sigortacı arkadaşlara, onların beddualarıyla cehenneme gideceğimi farz ediyoruz!) Olay şu: Ben öldükten sonra, geride kalanlar para alsın diye sigortaya çatır çatır taksit ödeyeceğim. Yok ya? Ölen ölür, kalan sağlar çalışsın kazansın kardeşim! (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- ...vampirlerden de bahsetmek lazım. Bence biraz haksızlık ediliyor. Yani zannediliyor ki, adamların soluk tenli olması, pelerin giymesi falan, ürkünçlüğün altını çizmek için. Şimdi efendim, adam gece çalışıyor, gündüz uyuyor. Güneş görmüyor. Yoksa istemez mi bronzlaşmak? işten güçten vakit mi var? Ayrıca tabii pelerin giyecek, gece kıyafeti, abiye. Bunun soğuğu var, karı var, Transilvanya kışı var. Mesleğinin gereği. Eşofman mı giysin? Bana sorarsanız, tercih ettiğim bir mesai saati yok. Neden derseniz, saatle hiçbir problemim olamaz, ben mesaiye kılım! (Gayet Ciddiyim)
- O kadar okul, o kadar yüksek lisans.. Hala bazı çok temel bilgilerim nanay. Türkiye coğrafyam nanay bile değil, hopçikibumbum mesela! (Velev Ki Ciddiyim!)
- Bedenim, bebekliğimden beri, gece ikiden önce uykuya dalınmasını, sabah ondan, hatta on birden önce kalkılmasını manasız buluyor! (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- “Acaba artık ilgilenmiyor muyuz politikayla? Umurumuzda mı değil? Yoksa tedirgin mi oluyoruz hâlâ, 'sağcı, solcu' gibi lafların kullanılmasından bile. Bireysellik, kendi yolunu çizmek, işine gücüne bakmak şahane de, bir hayat görüşü sahibi olmaya engel değil ki! Hatta bu fikirsizlik' de, maalesef daha çok mesleksizlik, vizyonsuzluk ve amaçsızlıkla birlikte var oluyor.” (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- Dekorasyonla uğraşmayın. Evi kendi haline bırakın, o tarzını bulur! (Gayet Ciddiyim)
- Zira son elli yılda milletçe en bilinen icadımız jetonlu telefonlara jeton şeklinde buz kalıbı atıp bedava yurtdışıyla konuşmak. (Velev Ki Ciddiyim!)
- Ben hem anadiline bu kadar yabancı sözcük sokan, günlük hayatta Amerikan kültürüne bu denli yakın olan, hem de hâlâ yabancı dil öğrenme konusunda bu kadar başarısız başka bir ülke bilmiyorum! (Gayet Ciddiyim)
- Ekim-nisan ayları arasında dondurulmak istiyorum! Bahar geldiğinde, güneş açtığında çözüverecekler. Zaten hesaplamalarıma göre bütçem de ancak buna müsait. Takdir edersiniz ki kriyobiyoloji maliyetli bir dal. Bir süredir bunun hayaliyle yaşıyorum. Ancak bu yazıyı yazarken aklıma küçük bir pürüz takıldı. Kriyobiyolojiye göre, insan sadece bir kere dondurulup eritiliyor. Sebebi de bana göre çok açık. Hani derin dondurucuya koyduğun et, milföy hamuru falan da bir kere çözüldükten sonra bir daha dondurulmaz, bozulup kokar ya... Her sene dondur çöz, dondur çöz, aynı şey bana da olmasın? Ben yine sıcak bir yere tatile mi gitsem bayramda nedir? (Hala Ciddiyim)
- Toplantı odasına geç girdiğinizde, sadece patronunuz ve rakipleriniz değil, geçen ay acıyıp işe aldığınız, fotokopi makinesini bile tam olarak çözememiş asistan dahi, size sinirli ve ukala bakışlar atma hakkını kendinde bulur! Benim tavsiyem, bu durumlarda klasik bahanelerden kaçınmaktır. Yakınların hastalığı, trafik, hafif soğuk algınlığı, çocuklarınızla ilgili bahaneler, unutmayın ki, 1800'lerden beri kullanılmaktadır. Size tavsiyem, uydurma olamayacak kadar imkânsız bir açıklama bulmanızdır! Ekmekten zehirlenmek, bir sokak kedisi tarafından ısırılıp kuduz aşısı yaptırmak, bindiğiniz taksinin bir mafya babasının cipiyle çar-pışması gibi, hikâyesinin enteresanlığı gecikmeyi unutturacak bahaneler, her zaman en iyileridir. Toplantı bitip patron gittikten sonra, inanan arkadaşlarla dalga geçmekse ekstra eğlence sağlar. (Gayet Ciddiyim)
- Kadın deniz gibidir, bir dalgalı bir durgun (Memleketi Ben Kurtaracağım!)
- Bugün hâlâ, kitaplar heyecan kaynağıdır benim için. (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- Yani para mutluluk getirmiyor denemez ama parayla satın alınan mallar mutluluk getirmiyor! (Yazlık)
- “İnanın "Oha falan oldum" demekle bozulmaz Türkçeleri. Ama kitap okumazlarsa, o zaman toptan yandık!” (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- “Bir İngiliz, Bir Fransız, Bir de Türk uçağa binmişler..." diye başlayan bir hikâyeye gülmeyeli ne kadar zaman oldu?” (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- "Ev" çok güçlü bir şeydir. Sıcaktır, yumuşaktır, güzel kokar... Tanıdıktır, güvenlidir, yapışkandır, şirindir. Size çok âşık, pek işi gücü de olmayan bir sevgili gibidir. Aranızdaki ilişkiyi belli bir mesafede tutmazsanız 24 saati sizinle geçirmek ister! Uyuşturucu özelliği vardır. Alışır gidersiniz. Bütün vaktinizi birlikte harcamaya başlarsınız. Bir de bakarsınız, kuralları o koymaya başlamış. (Gayet Ciddiyim)
- Ama belki dünyadaki herkesin, kim olursa olsun, neyi savunursa savunsun, kendi liderine, karar vericilere sorması gereken bir soru çıkıyor ortaya: "Şşş, hooop, yolculuk nereye hemşerim?" Çünkü her ne kadar "Hayat bir varış yeri değil, bir yolculuktur" deseler de, görünen o ki, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete! Tüm kalbimle "hayırlı yolculuklar" diliyorum! (Yolculuk Nereye Hemşerim)
- Günümüzün nazlı organı ise hiç şüphesiz sinir sistemi! Hayat hızlandı, dünya daha sert ve 21. yüzyıl insanının sinirleri laçka! (Yazlık)
- Mesela aklı başında bir insan, niye hayatının baharında, yaşadığı en büyük acının konser bileti bulamamak, saçta kepek veya bıyığının çıkmaması olduğu, tasasız bir dönemde, kendisini 24 saat odasına kilitleyip bunalım müzikler dinler? Veya normal IQ'ya sahip bir genç kız, niye kız okulunda teneffüslerde eteğini kısaltarak gezer? Bunları sormayacaksın! He deyip geçeceksin! (Velev Ki Ciddiyim!)