Yedi Gece - Jorge Luis Borges Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yedi Gece kimin eseri? Yedi Gece kitabının yazarı kimdir? Yedi Gece konusu ve anafikri nedir? Yedi Gece kitabı ne anlatıyor? Yedi Gece PDF indirme linki var mı? Yedi Gece kitabının yazarı Jorge Luis Borges kimdir? İşte Yedi Gece kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jorge Luis Borges
Çevirmen: Celal Üster
Orijinal Adı: Siete Noches
Yayın Evi: İletişim Yayınevi
İSBN: 9789750516375
Sayfa Sayısı: 168
Yedi Gece Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Celâl Üster çevirisi,James Woodall'un önsözü,Yazar ve dönem kronolojisiyle.Yedi Gece, düşlerin ve söylencelerin yazarı Borges'in bellek külliyatından eşsiz bir edebiyat armağanı.
Borges'in 1977 yılının Haziran ila Ağustos ayları arasında Buenos Aires'te yaptığı yedi konuşmadan oluşan Yedi Gece'nin ilk baskısı, konuşmaların üstünden üç yıl geçtikten sonra 1980'de yayımlandı. Borges külliyatının en önemli eserlerinden olan kitap, İlahi Komedya'dan Binbir Gece Masalları'na, Budizm'den Kabala'ya eski çağların, söylencelerin, hayalî kahramanların atlasında bizleri renkli bir yolculuğa çıkarıyor. Borges zor konuları en anlaşılır biçimde ele aldığı rahat ve samimi üslubuyla, hayal kurmak ile yazı yazmanın buluştuğu ve ayrıştığı noktalar üzerinde duruyor. Hayal ile gerçeğin devamlılığı ve iç içeliği üzerine kafa yorarken, "gerçek hayat" dediğimiz şeyin, belki de "başka birilerinin rüyası"nda yaşadıklarımız olduğunu söylüyor.
"Borges, kuralsız, harika, hassas, zayıf, büyük, muzaffer, tehlikeli, dehşet verici, arızalı, görkemli, sefil, kısıtlı ve ölümsüz bir çocuk."
-ERNESTO SABATO-
(Tanıtım Bülteninden)
Yedi Gece Alıntıları - Sözleri
- İnsan Doğu’yu (aslında var olmayan gerçek Doğuyu değil) nasıl tanımlar? Bana öyle geliyor ki, Doğu ve Batı kavramları bir genellemedir, ama hiç kimse kendini Doğulu olarak göremez. Sanırım, insan kendini İranlı, Hindistanlı ya da Malezyalı olarak görür, Doğulu olarak değil. Hiç kimse kendini Latin Amerikalı olarak da görmez...Peki, Doğu nedir öyleyse? Her şeyden önce, insanların ya çok mutlu ya da çok mutsuz, ya çok zengin ya da çok yoksul oldukları bir aşırı uçlar dünyası.
- “Yaşam bir düştür." Shakespeare ise renkli bir imgeyle dile getirmişti: “Bizler, düşlerle aynı kumaştanız.”
- “Zaman nedir? Sormazsanız, biliyorum; sorarsanız, bilmiyorum.”
- Cenneti her zaman bir kitaplık olarak düşlemiştim. Oysa herkes Cenneti bir bahçe ya da saray olarak düşünür.
- Gerçi hep görüntülerle ilgileniriz, ama düşlerde önemli olan gördüklerimiz değildir. Önemli olan, Coleridge’in dediği gibi, düşün bizde yarattığı izlenimdir. Gördüklerimiz önemsizdir, birer sonuçtur yalnızca.
- Her şeyi bilinçdışında uydururuz, her şeyin gerçekte olmayan bir canlılığı vardır. Bazılarının düşleri cansız ve bulanıktır ya da en azından düşlerini iyi anımsamazlar ve belli belirsiz anlatırlar. Ama benim düşlerim çok canlıdır.
- “Tarih uyanmaya çalıştığım bir karabasandır."
- Doğu'yu bizler gibi duyumsayıp duyumsamadığını kim bilebilir? Ama bana kalırsa bizim gibi duyumsuyordu. Doğu, Batılıların gözünde her zaman bir büyüleyicilik taşımıştır.
- Dünya ne kadar şaşırtıcı, her şey bir birine ne kadar bağlı.
- İnsanlara tanınan altı yazgı -insan iblis olabilir, bitki olabilir, hayvan olabilir- arasında en zoru insan olmaktır ve kendimizi kurtarmak için insan olmaya çalışmamız gerekir.
- Uyanıkken korkunç anlarla dolu bir yaşam süreriz; hepimiz biliriz ki, gerçeklik zaman zaman dayanılmaz olur.
- Yaşamımı düşümde mi gördüm, yoksa gerçek mi?
- Büyüleyicilik bir yazarda bulunması gereken özel niteliklerden biridir. Büyülemiyorsa beş para etmez.
- Binbir Gece Masalları adında başka bir güzellik daha var. Sanırım, bizim için bin sözcüğünün sonsuz sözcüğüyle neredeyse eşanlamlı olmasından doğuyor bu güzellik. Bin gece demek, sonsuz sayıda gece, sayısız gece demek gibi bir şey.
- Yetmişinden sonra her şeyin İngilizlerin deyişiyle iç karartıcı olduğu düşünülür; her şey hüzün ve kaygı verir insana.
Yedi Gece İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Jorge Luis Borges'in İlahi Komedya, Karabasanlar, Bin bir Gece Masalları,Budacılık, Şiir, Kabala ve Körlük adında 7 bölümden oluşan deneme kitabı. Jorge Luis Borges ile tanışma kitabım oldu. Oldukça samimi bir dil, okuyucunun okuma yelpazesine yeni bir tat olacak türde yetkin bir kitaptan söz edebiliriz. Düşüncelerini o kadar net ifade etmiş, dili o kadar başarılı kullanmış ki. Ben özellikle Ilahi Komedya bölümüne bayıldım. Yazarın bu unutulmaz eserle ilgili görüşleri Dante'nin bu ölümsüz eserini neden hala okumadım diye hayıflanmama neden oldu. Bunun yanı sıra yine klasiklerden oluşan Bin bir Gece Masalları bölümü de oldukça ilgimi çekti. Neden 1001 olduğuna dair bile yazardan enteresan bilgilerle dolu,güzel yaklaşımı ile bu bölüm de zihnimde yer edindi. Ve Karabasanlar da diğerlerine nazaran yine ilgimi çeken bölümlerden biriydi. Genel itibariyle özellikle deneme türüne ilgi duyan ve yazarı tanımak isteyenlere önerebileceğim başarılı bir kitap. Keyifli okumalar. (Sercan Yıldız)
Borges...vauuvvv diyorum ve saygıyla selamlıyorum seni! Bir iletişim yayinlari klasiği olarak çok güzel bir önsoz ile başlıyor kitap. Kitaplara olan düşkünlüğünu, yaşı ilerledikçe kör olmasını okuyunca, Cemil Meric geliyor insanın aklına. Sonra Borges başlıyor anlatmaya! Aslinda konuşmaları yazıya dökülmüş, bu nasıl bir bilgi birikimi bu nasıl bir donanım? 7 gecelik bu konuşmalar 7 ayri konudan oluşuyor. İlahi Komedya, Binbir gece Masalları, Budizm, Kabala, Karabasanlar, Şiir, Körlük! Belki bircok kişi bana katılmayacak ama bence Borges'in bu kitap için dili de Cemil Meriç'i anımsatıyor. Ben kitabi Borges'i tanımak isteyen herkese ısrarla tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim. (Öylesine bir okur)
Nihayetinde bir BORGES okuyucusu oldum. Yedi Gece eseriyle başladığım bu yolculuk şimdiden çok keyifli olacağa benziyor. Borges’in 1977 yılında Arjantin’de yaptığı 7 ayrı konuşmanın derlenmiş halinden oluşmaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere, kitap yedi bölümden, yani Borges’in yedi ayrı edebiyat konulu konuşmalarından oluşmaktadır. 1.İlahi Komedya 2.Karabasanlar 3.Binbir Gece Masalları 4.Budacılık 5.Şiir 6.Kabala 7.Körlük Şiiri pek duyumsayamayan insanlar vardır, bunlar kendilerini daha çok şiiri öğretmeye adamışlardır. Bense şiirin duyumsanmasına inanıyorum, öğretilmesine inanmıyorum. Okulda belirli metinleri nasıl sevileceğini, öğretmedim; öğrencilerimi hep edebiyatın nasıl sevileceğini edebiyatın nasıl bir mutluluk biçimi olarak görüleceğini öğrettim. Kitap itabında aklımızın birçok şeye ermesinden bu yana duyduğumuz hatta az çok bilgimizle yorum getirdiğimiz konulara tatmin edici açıklamalarda bulunmuş. . . Bizim eğitim sistemimizin temel yanlışı sevdirmeden öğretmek. Sevmek ne mutlu bir şey;dünyanın, hayatın sırrı tek bir kelimede saklı. Sevmek güzelliklerin, mutluğun anahtarı. Birbirimizi sevebilmeyi, bir çiçeği sevebilmek ne büyük bir mutluluk. Borges, gözlerin dünyanın güzelliklerini görmedi ama onu hayata bağlayam, hala sevebileceği mutlulukların olduğunu bilmesi; onu hayata bağladı. Evet; Borges edebiyata, yazmaya, okumaya olan sevdasıyla mutluğu kendine haa bir yaşam olarak sağladı. . . Tanrı bir toprak alır( Âdem, kızıl toprak demek), toprağa üfleyerek yaşam verir.... Kelimelerin anlamı ve etimolojisine inerek okuyucusunu entellektüel olarak yeniden donatır. Kabala(kabul, gelenek demektir) çok sık konuşmalarda kullandığımız ve duyduğumuz kelime anlamı olarak ne anlama geldiğini öğrenmek belki de çoğumuzun aklına bile gelmemiştir. Bir çok dili ileri seviyede bilen Borges’in, özellikle karabasan sözcüğünü (nightmare, pesadilla, ephialdes, incubus, cauchemar) etimolojik olarak ele alıp incelemesi ile şaşırtıcı sonuçlar elde etmenizi sağlıyor. Binbir Gece Masalları’nı yorumlayışı, Budacılık hakkındaki görüşleri, şiirler üzerine olan konuşması ve Kabala’ya bakışıyla sadece Latin edebiyatı değil, batı ve doğu edebiyatı hakkındaki uçsuz bucaksız bilgi birikimine hayran olmamak elde değil. (birkitapbirilktir)
Yedi Gece PDF indirme linki var mı?
Jorge Luis Borges - Yedi Gece kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yedi Gece PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jorge Luis Borges Kimdir?
Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo veya bilinen adıyla Jorge Luis Borges (d. 24 Ağustos 1899 - ö. 14 Haziran 1986), Arjantinli öykü ve deneme yazarı, şair ve çevirmen. Büyülü gerçekçilik akımının önde gelen isimlerindendir ve gerçeküstücülük konusunda yazdığı denemeleri ile ünlüdür.
Borges, 24 Ağustos 1899 tarihinde Buenos Aires'te doğdu. Babasının annesi İngiliz olduğu ve evde iki lisan birden konuşulduğu için daha çocukken her iki lisanı da çok güzel konuşabiliyordu. Oğluna satranç tahtasında Zeno'nun paradoksunu öğreten Jorge Guillermo Borges avukat ve psikoloji öğretmeniydi. Evlerinde Borges'in muhayyilesini sürekli olarak işgal edecek bir bahçe ve kütüphane vardı.
Babasının görme yetisinin azalması üzerine, aile tedavi için I. Dünya Savaşı'ndan önce (1914) Cenevre'ye taşındı. Burada kaldıkları süre boyunca Borges Calvin Koleji'ne devam ederek, Lâtince, Fransızca ve Almanca öğrendi. Sembolizm akımının örneklerinden Verlaine, Rimbaud ve Mallarmé'in eserleriyle bu sırada tanıştı. Schopenhauer'a olan sevgisi ve Walt Whitman'ı keşfetmesi de Cenevre'deyken başladı.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ailesiyle birlikte İspanya'ya taşındı. Borges artık yazar olmaya karar vermişti, babasına 1870'lerde geçen bir roman yazmaya yardım ediyordu. Birkaç edebi gruba girme çalışmasından sonra, kendine akıl hocası buldu: Endülüslü şair Rafael Cansinos-Asséns. Onun etkisiyle kendisini "ultraistler" grubundan saymaya başladı ama kısa zamanda aidiyet hissinden sıkılarak kimseye bağlı olmadan birşeyler yapmaya çalıştı. Denemelerle ve şiirle pasifizm, anarşi, Rus devrimi gibi bâzı şeyleri övdüğü, genel düşüncelerini dile getirdiği iki kitap yazdı. Ama sonra yazdıklarından utanarak, her iki kitabı da İspanya'dan ayrılmadan önce imha etti.
1921'de ailesiyle Buenos Aires'e geri dönmesinden sonra, babasının arkadaşı Macedonio Fernandéz'in düşüncelerinden etkilenmesi, düşüncenin yeni yollarına yönelmesine neden oldu. Fernandez'in düşünceleri Schopenhauer, Berkeley ve Hume'ün bir yansıması idi. Edebi stili ekzantrik ve düşünce tarzı karmaşıktı. Borges'e en büyük etkisi her şeye kuşkuculukla bakmasını sağlamasıdır.
1923'te ilk kitabı olan Buenos Aires Tutkusu (Ferver de Buenos Aires)'i çıkardı. 1924-1933 arası Borges için oldukça heyecan verici bir zamandı. Bu dönemde pek çok yazısı ve şiiri basıldı. Luna de Enfrente 1925'te, San Martin Defteri (Cuaderno San Martin) 1929'da basıldı. 1933-1934 yıllarında Critica'da Alçaklığın Evrensel Tarihi (Historia universal de la infamia) yayımlandı. Bu öykü dizisi, önceden basılmış bâzı hikâyelerden alınan karakterler ve fikirler üzerine yeniden hikâye yazmakla oluşmuştu. Gerçeği ve hikâyeyi harmanladığı bu hikâyeler gerçeküstü bir otantizm taşıyorlardı. Daha sonraları bu tarz "büyülü gerçekçilik"in ilk örneklerinden sayılacaktı. Ama onun asıl kariyeri 1935'te yazdığı "Borges stili"nin ilk örneği denilen, hayâli bir romanı eleştirdiği Al-Motasim'e Bir Bakış isimli öyküsüdür. 1936'da denemelerini topladığı "Sonsuzluğun Tarihi Historia de la Eternidad" basıldı. Bu sırada maddi sıkıntılar çekiyordu, bu nedenle 1937'de Belediye Kütüphânesi'nde çalışmaya başladı. Kütüphânedeki işi hafif olan yazar, iş günlerinin kalanını klâsikleri okuyarak ve modern edebiyatın uluslar arası örneklerini İspanyolca'ya çevirerek geçirmiştir. Virginia Woolf'un ve William Faulkner'ın kitapları İspanyolcaya ilk kez bu dönemde Borges tarafından kazandırılmıştır. Yaratıcılığını kaybetmekten korkan Borges, eşşiz bir eser yazmak istedi ve Pierre Menard, Don Quixote'un Yazarı'nı kaleme aldı. Ardından da Tlön, Uqbar, Orbis Tertius geldi. Her iki hikâye Victoria Ocampo'nun Sur edebiyat dergisinde yayınlandı. Bunların başarısının verdiği motivasyonla Babil Kütüphanesi'nin çalışmalarına başladı. 1941'de bu öykülerin toplandığı Yolları Çatallanan Bahçe basıldı. Aynı hikâyeler toparlanarak Artifices'e eklendi ve ve 1944'de Ficciones adıyla yeniden basıldı. 1942'de "Bustos Domecq" takma adı altında Adolfo Bioy Casares ile birlikte polisiye hikâyeler dizisi olan Don İsidro İçin Altı Problem'i yazdılar. Felsefe, gerçekler, fantazi ve gizemleri harmanladığı bu yeni öykülerin yanında, El Hogar'da anti-semitizmi, faşizmi ve nazizmi eşeltiren politik makaleler de yazıyordu. Bu makalelerle oldukça tanındı. 1946'da Juan Peron'un iktidara gelişiyle, kütüphânedeki işinden atıldı. Bu işten atılma onun için bir tür kurtuluş olmuştu, çünkü hem Arjantin'den Uruguay'a kadar pek çok yeri gezip, Budizm'den Blake'e kadar pek çok konuda seminerler veriyor, hem de iyi para kazanıyordu. Ama ailesi Peron'un baskıcı rejiminde zor günler geçirdi, annesi ve kız kardeşi hapse girdi. 1949'da ikinci önemli kısa hikâyeler kitabı Alef (El Alef)basıldı.
1955'de Peron devrilince Borges hayâlindeki meslek olan Arjantin Ulusal Kütüphânesi Müdürlüğü'ne getirildi. Ailesinden gelen hastalık nedeniyle görme bozukluğu çeken Borges bu dönemde görme yetisini tamamen kaybetti. "Bana aynı anda hem 800,000 kitabı hem de karanlığı veren Tanrı'nın muhteşem ironisi" diyerek bu gerçeği kabullenmiştir. (Umberto Eco unutulmaz romanı Gülün Adı'nda yer alan ana karakterlerden kör kütüphaneciyi Borges'ten esinlenerek oluşturmuştur.) 1956'da Buenos Aires Üniversitesi'nde İngiliz ve Amerikan edebiyatı profesörlüğüne atandı ve 12 yıl bu görevi yürüttü. 1961'de Samuel Beckett'le birlikte Uluslararası Yayımcılar Ödülü'nü (Formentor Ödülü) kazandı. Bu ödül ona gecikmiş bir uluslararası ün kazandırdı. Gözlerinin görmeyişini şiire yönelerek telâfi etmeye çalıştı. 1970'li yıllarda ABD'de çeşitli üniversitelerde dersler verdi. 1973'te Peron geri dönünce, görevinden istifa etti. Ders vererek ve yolculuk yaparak geçirdiği zamanın meyvesi 1975'te basılan toplama hikâyelerin olduğu Kum Kitabı (El libro de arena) oldu. Dünya gezilerinin sonucu ona eşlik eden Maria Kodama'nın resimlerini çektiği yazılarını ise kendi yazdığı Atlas(1984)'la sonuçlandı.
Zannedilenin aksine, Nobel ödülünü alamadan 87 yaşında, 14 Haziran 1986'da Cenevre'de karaciğer kanserinden hayatını kaybetti.
Jorge Luis Borges Kitapları - Eserleri
- Kum Kitabı
- Alçaklığın Evrensel Tarihi
- Sonsuz Gül
- Alef
- Ficciones
- 25 Ağustos 1983 ve Diğer Öyküler
- Ölüm ve Pusula
- Brodie Raporu
- Yedi Gece
- Atlas
- Düşsel Varlıklar Kitabı
- Yolları Çatallanan Bahçe
- Sonsuzluğun Tarihi
- Yaratan
- Şifre
- Rüyalar Kitabı
- Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği
- Olağanüstü Masallar
- Borges Sekseninde - Sohbetler
- Öteki Soruşturmalar
- Borges ve Ben
- Şu Şiir İşçiliği
- İngiliz Edebiyatına Giriş
- Gölgeye Övgü
- Tartışmalar
- Evaristo Carriego
- Don Isidro Parodi'ye Altı Bilmece
- Altın ve Gölge
- Xewn ü Xeyal
- Bustos Domecq Vakayinameleri
- The Story from Rosendo Juarez
- The South
- Alef
Jorge Luis Borges Alıntıları - Sözleri
- Hayat ölümsüz olmayacak kadar fakirdir aslında. (Sonsuzluğun Tarihi)
- Xew dûrketina ji dinyayê bû. (Xewn ü Xeyal)
- mantık denen şey bir deliliktir.. (25 Ağustos 1983 ve Diğer Öyküler)
- ... beni derinden ilgilendiriyor, ama -nasıl söyleyeyim?- vazgeçilmez gelmiyor bana. (Ficciones)
- ...Sonsuzluk daha bereketli 1icattır. Akla mantığa sığmaz oluşu doğrudur ancak sıradan zamanın akışı da öyle değil midir zaten? Sonsuzluğu inkar etmek, şehirlerle, nehirlerle, şenliklerle yüklenmiş yılların topyekün ortadan kalktığını farz etmek, onların topyekûn kurtarıldığını hayal etmek kadar, hatta ondan daha az inandırıcıdır... (Sonsuzluğun Tarihi)
- Müslüman inanışına göre, Allah akıl melekesine sahip üç tür varlık yarattı: Nurdan yaratılmış Melekler; ateşten yaratılmış Cinler (tekil hali 'Jinnee' ya da 'Genie') ve topraktan yaratılmış İnsanlar. Cinler, Adem'den binlerce yıl önce, siyah, dumansız bir ateşten yaratıldılar; beş sınıfa ayrılırlar. Bunların arasında iyi ve kötü Cinler ile erkek ve dişi Cinler'i görüyoruz. Evrenbilimci El-Kasvini, "cinler şeffaf bedenli hava hayvanlarıdır, kılıktan kılığa girebilirler" diyor. Kendilerini ilk önce bulut ya da kocaman sütunlar olarak gösterebilirler; ama biçimleri yoğunlaştığında, belki bir insan, bir çakal, bir kurt, bir aslan, bir akrep ya da bir yılan biçiminde görünür olurlar. Bazıları gerçek mümin, diğerleriyse sapkın ya da dinsizdirler. (Düşsel Varlıklar Kitabı)
- Biri dedi ki: Sen uyanıklığa değil, önceki bir düşe uyanmışsın. O düş, bir başka düşle sarmallıdır, o da bir başkasıyla ve bu böyle sonsuza kadar gider, sonsuz da kum tanelerinin sayısıdır. Geriye dönerken izlemen gereken yolun sonu yoktur ve sen bir daha gerçekten uyanmadan öleceksin. (Ölüm ve Pusula)
- Yalnızlık bana acı vermiyor, insanın kendisine ve kendi huylarına katlanmasıyla hayat zaten yeterince zor. (Kum Kitabı)
- "Hiç aklımda olmadan, böyle bir şeyin başıma geleceğini hiç düşünmeden, inzivaya çekildim. Bir tutukluya dönüştüm, bir hücreye kapandım, ve şimdi anahtarı bulamıyorum; kapı açık da olsa çıkmaya korkacağım." (Öteki Soruşturmalar)
- Belki de yoksul, ilkel yaşamlarının tek serveti kindi ve bu yüzden kinlerini biriktiriyorlardı. Hiç farkında olmadan birbirlerinin kölesi olup çıktılar (Brodie Raporu)
- . Şimdi istediğim şey barış, düşüncenin ve dostluğun hazzı. Ve çok hırslı görünse de sevme ve sevilme duygusu. ... (Borges ve Ben)
- ... ne bir söz, ne bir özlem, ne de bir anı, hiçbir şey bize dokunmadığında biz çoktan ölmüşüzdür. Ben ölü olmadığımı biliyorum. (Altın ve Gölge)
- Oscar Wilde, insanın, hayatının her anında, olmuş olduğu her şey ve olacağı her şey olduğunu yazar. (Atlas)
- . Bir kitap, fiziksel nesneler dünyasında fiziksel bir nesnedir. Bu bir dizi ölü semboldür. Ve sonra doğru okuyucu gelir ve kelimeler daha doğrusu kelimelerin ardındaki şiir, çünkü kelimelerin kendisi sadece semboldür, canlanır ve kelimenin yeniden dirilişini yaşarız. ... (Şu Şiir İşçiliği)
- ...ilahi iyilik kötülüğü tüketti, sonsuz hayat ölümü, güzellik sefaleti eritti içinde... (Sonsuzluğun Tarihi)
- "Dante, bir tanrı bilimci, inançlı, erdemli bir insan olarak günahkarları mahkûm ediyor ama duygusal olarak ne mahkûm ediyor ne de bağışlıyor" (La poesia di Dante, 78) (Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği)
- Kipling'in yazdığı herhangi bir sayfada ki onun eserlerinde tüm Hindistan ve bir şekilde tüm yerküresinin özeti bulunduğundan... (25 Ağustos 1983 ve Diğer Öyküler)
- Bradley, şimdiki anın, bize doğru akmakta olan geleceğin, geçmişin bağrında parçalanıp dağıldığı an olduğuna inanır; başka bir deyişle, var olmak, yok olup gitmekte olan bir var oluştur; ya da Boileau’nun özleme kapılmadan dediği gibi: ‘Le moment où je parle est deja loin de moi.’ [Konuşmaya başladığım an, daha şimdiden uzak benden.] (Atlas)
- "Yaşadığımız dünya bir yanılgı, gülünç bir yanılsamaydı." (Alçaklığın Evrensel Tarihi)
- Geçmişimin maskelerinden kurtulacağım, ölüp tamamen unutulunca. (Atlas)