Yeni Şiirler (1951 - 1959) - Nazım Hikmet Ran Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yeni Şiirler (1951 - 1959) kimin eseri? Yeni Şiirler (1951 - 1959) kitabının yazarı kimdir? Yeni Şiirler (1951 - 1959) konusu ve anafikri nedir? Yeni Şiirler (1951 - 1959) kitabı ne anlatıyor? Yeni Şiirler (1951 - 1959) kitabının yazarı Nazım Hikmet Ran kimdir? İşte Yeni Şiirler (1951 - 1959) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Nazım Hikmet Ran
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750803789
Sayfa Sayısı: 195
Yeni Şiirler (1951 - 1959) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"...
Yeni Şiirler (1951 - 1959) Alıntıları - Sözleri
- Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın. Kubbeli, çınarlı mavi bir liman. Beni o limana çıkaramazsın...
- Nihayet şehrine gelebildim, ama geç geldim, Samet, görüşemedik, bir ölüm boyu geç geldim. Teypteki sesini dinlemek istemedim Samet, ölülerin, büsbütün ölmeden, resimlerine bakmam. Ama, gün gelecek seni de senden büsbütün ayıracağım Samet. Saygılı hatıralar dünyasına gireceksin. Kabrine çiçek de koyabileceğim gözüm yaşarmadan...
- İlk balkonlara güneşi taşıyor kuşlar kanatlarında.
- Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
- Ölen ölene doğan doğana ağaç yıldız insan virüs falan filan bir telâş bir kıyamet umut keder hasret doğan doğana ölen ölene.
- Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak.
- Dünyada kiracı gibi değil, yazlığına gelmiş gibi de değil, yaşa dünyada babanın eviymiş gibi.. Tohuma, toprağa, denize inan, insana hepsinden önce. Bulutu, makinayı, kitabı sev, insanı hepsinden önce.
- unutmak,inanmak istiyorum inanmak aldanmamak şartıyla.
- İnsanına, nimetine, hayaline, hürriyetine, şairine, şarabına doyum olmuyor.
- Su serin, çınar ulu, ben şiir yazıyorum, kedi uyukluyor, güneş sıcak, çok şükür yaşıyoruz.
- Ne güzel şey külümüzün okyanusa savrulması. Ama, ben, çam tahtasından bir tabutta Anadolu yaylasına gömüleyim istiyorum.
- Gözlerin gözlerin gözlerin, ister hapisaneme, ister hastaneme gel.
- gözler vardı ümittiler eller vardı komünisttiler
- Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak.
- Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi? Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin.
Yeni Şiirler (1951 - 1959) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Notasız kalmaktır zaman içinde yaşam ve bilmemektir argümanını gurbet... "Sen bir köysün. Anadolu'da bir dağ başında. Sen şehrimsin En güzel ve en acılı Sen bir imdat çığlığısın, yani memleketimsin, Sana doğru koşan adımlar - benim." Kaçak dolaşmaktır türkülerde ve her ezgisinde bırakmaktır hasreti, cânı ve hatta bir kokuyu. "Seni düşünüyorum anne. Büsbütün indi mi perde gözlerine? Karanlıkta mısın?" Kim bilir belkide, özlemini çelik sözlerine sığdırmasının tek sebebidir; yalnızlığını gidermek. "Bırakın, doktor, Yürek bu, Bakın nasıl çarpıyor. Çatlayacaksa öfkeden Kederden, Sevinçten, Varsın çatlasın..." Belki bir ölüm sabahına, Paris'e, Pırağ'a, Varşova'ya ve Moskova'ya... Kaybetmişken bu kadar, bir de anlatmak tüm yaşanmamış eksik duyguları, en yüksek sesle şiirlerinde. "Yarayı açan ne, doktor? Neşter mi? Yoksa hasretlik mi? Acı sözler mi? Bir ağlayanı var mı, arkasından?" İşte bütün bunların anlatıldığı eserlere gelirsek; Nâzım bastığı her adımda, gittiği her yerde, kaybettiği her anında bir şiir bırakmış ardında. Kaçtığı yılların, duyduğu özlemin, kokusunu kazımış ve yaşatmıştır. "İnsanlar tanıdım ömrüm boyunca, Asfalt, taş, toprak, Yağmurlu, güneşli, geniş, dar, Birbirinden uzak, ama çok uzak Sokaklardandılar. Başka başka ağaçların gölgesinde dinlenmişlerdi." Şiirlerin büyük çoğunluğunda gezdiği yerler, yasadığı yerler ve memleketi arasında bir bağıntı kurmaya çalışmış. Sevdiğine, oğluna, memleketinde olduğu dönemlerde yaşadığı türlü olaylardan dem vurup, hasretini bağırmış iç sesiyle. Siyasal, sosyal yaşantıları anlatıp ve bunlar üzerinden fikrini belirtmiş. Nâzım'ı anlamak açısından mutlaka okunması gereken bir eser. Kaçak yıllarının en güzel meyvesini sunmuş şiirlerinde ve bir çırpıda okunacak kadar muhteşem, kendine has diliyle... "Şu gurbetlik zor zanaat zor..." Yaşanması bu kadar zor iken, en güzel haliyle anlatmış Nâzım, mutlaka okuyunuz. Gel gelelim; benim bu kitapla yolumu birleştiren ve bana doğum günümde hediye eden, değerli arkadaşım Leonunsaksicicegi 'e çok teşekkür ederim. İlk defa doğum günümde bir kitap hediye edilmiş oldu ve çok güzel bir hatıra bırakmış oldu bana, tekrar teşekkür ediyorum. (Mehmet Kılıç)
Nazım Hikmet'in on iki yıl hapis yattıktan sonra Rusya'ya kaçışı ve Türk vatandaşlığından çıkarıldığı yıllarda vatanından uzakta 1951-1959 yılları arasında yazdığı şiirleri içeren kitaptır. "Memleketim, memleketim, memleketim, ne kasketim kaldı senin ora işi, ne yollarını taşımış ayakkabım, son mintanın da sırtımda paralandı çoktan, Şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında, enfaktında yüreğimin, alnımın çizgilerindesin memleketin, memleketim, memleketim...." (ihtiyar)
Türk şiirinin çizgisini değiştirmişi çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş külliyatı vermiş olduğu mesajlar ve anlam yüklü sözcüklerle yepyeni bir bakış açısı kazandırıyor. (Yusuf)
Kitabın Yazarı Nazım Hikmet Ran Kimdir?
Nâzım Hikmet Ran ya da Türkiye'den ayrıldıktan sonraki soyadı ile Nâzım Hikmet Borzecki (15 Ocak 1902; Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - 3 Haziran 1963; Moskova, SSCB), Türk şair ve yazardır.
Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.
Komünist siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiş; Türkiye'de 11 ayrı davadan yargılanarak İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre hapis yatmıştır. 1951 yılında Türkiye'den ayrılması sonrasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış; bu karar ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihinde iptal edilmiştir.
1963 yılında Moskova'da kalp krizinden hayatını kaybetmiştir. Mezarı Moskova'dadır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nâzım_Hikmet
Nazım Hikmet Ran Kitapları - Eserleri
- Büyük İnsanlık
- Nazım İle Piraye
- 835 Satır
- Benerci Kendini Niçin Öldürdü?
- Yatar Bursa Kalesinde
- Kuvâyi Milliye
- Memleketimden İnsan Manzaraları
- Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar
- Piraye'ye Mektuplar
- Bütün Şiirleri
- Yazılar 1
- Yazılar 3
- Kan Konuşmaz
- Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni
- Yeşil Elmalar
- Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
- Henüz Vakit Varken Gülüm
- İlk Şiirler
- Son Şiirleri
- Demokles'in Kılıcı
- Bir Ölü Evi & Ocak Başında
- Enayi
- Sanat Ve Edebiyat Üstüne
- Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
- Şehrime Ulaşamadan Bitirirken Yolumu...
- Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden
- Yazılar 2
- Sevdalı Bulut Masalı
- Ferhad ile Şirin
- Kuvayi Milliye (Çizgi Roman)
- Nazım Hikmet Şiirleri 2: Mapusluk Zor Zanaat
- Yaşamak Seni Sevmek Gibi
- Nazım Hikmet Şiirleri 4: Gurbet Ölümden Beter
- Nazım Hikmet Şiirleri 3: Sevda Ateşten Gömlek
- Nazım Hikmet Şiirleri 6 : Herkes Kendi Payına Ölür
- Nazım Hikmet Şiirleri 5: Bir Hazin Hürriyet
- Sana Tütün ve Tespih Yolluyorum
- Yazılar 4
- Yazılar 5
- Hikayeler
- Kadınların İsyanı
- Yusuf İle Menofis
- Masallar
- La Fontaine'den Masallar
- Çeviri Hikayeler
- Yazılar 6
- Yeni Şiirler (1951 - 1959)
- Tavı Gelmişti Demirin
- Fatma, Ali ve Diğerleri
- Üç Şiir
- İt Ürür Kervan Yürür
- Seçme Şiirler
- Sarayda
- Şeyh Bedrettin Destanı
- Sabahat
- Das schönste Meer ist das noch nicht befahrene Liebesgedichte
- Kuvayi Milliye: Abidin Dino'nun Desenleriyle
- Taranta Babu'ya Mektuplar
- Öteki Defterler
- Beyazıt Meydanındaki Ölü
- Unutulan Adam
- Sonuna Kadar Kavga
- Nazım Hikmet ve Tosca'sı Semiha Berksoy
- Tüm Eserleri 1 - Şiirler 1
- Tüm Eserleri 2 - Şiirler 2
- Tüm Eserleri 3 - Şiirler 3
- Tüm Eserleri 4 - Şiirler 4
- Tüm Eserleri 5 - Şiirler 5
- Tüm Eserleri 6 - Şiirler 6
- Kuvayi Milliye Destanı
- Keloğlan
- Tüm Eserleri 7 - Şiirler 7
- Hasretle - Nazım Hikmet Mektupları
- Memleketimden İnsan Manzaraları 1
- Memleketimden İnsan Manzaraları 2
- Memleketimden İnsan Manzaraları 3
- Memleketimden İnsan Manzaraları 4
- Kurtuluş Savaşı Destanı
- Memleketimden İnsan Manzaraları 5
- Dört Hapishaneden
- Rubailer
- Sürekli Bir Bahar
- Güzel Günler Göreceğiz
- Kafatası
- Yel Üfürdü Su Götürdü
- Bursa Cezaevinden Va-Nu'lara Mektuplar
- Yaylamıza Kiraz Vakti
- Kuvayi Milliye
- İnek
- Kerem Gibi
- Nazım Hikmet’in Açlık Grevi (Tıpkı Basım İçerikler)
- El Yazmalarında ve Basılı Kitaplarda Saman Sarısı
- Sovyet Demokrasisi
- Jokond ile Si - Ya - U
- Alman Faşizmi ve Irkçılığı
- Gece Gelen Telgraf
- 1 + 1= Bir
- Nazım Hikmet Şiirleri: 1
- Şu 1941 Yılında
- Yaşamaya Dair
- Saat 21-22 Şiirleri
- Orman Cücelerinin Sergüzeşti
- Büyük Taarruz
- Aydınlıkçı şair, aydınlıkçı yazar Nazım Hikmet
- Faşizm Sınıflar ve Emperyalizm
- Seçilmiş Əsərləri
- Güneşi İçenlerin Türküsü
Nazım Hikmet Ran Alıntıları - Sözleri
- Bizim İstiklal Marşın'da aksayan bir taraf var, Bilmem ki, nasıl anlatsam, Akif inanmış adam, Fakat onun, ben, İnandıklarının hepsine inanmıyorum. Mesela, bakın: "Gelecektir sana vadettiği günler Hakk'ın" Hayır, Gelecek günler için Gökten ayet inmedi bize. Bir şarkı istiyorum Zaferden sonrasına dair. Kim bilir belki yarın (Kuvayi Milliye Destanı)
- Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne, allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.. (Güzel Günler Göreceğiz)
- "Kim bilir ; Masalınızın kahramanı, başka bir hikayenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. (Yaşamak Seni Sevmek Gibi)
- Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim... (Kuvayi Milliye: Abidin Dino'nun Desenleriyle)
- Büyümez ölü çocuklar... (Henüz Vakit Varken Gülüm)
- "Sen daha çok hikâyeler dinlersin ama, artık sana hikâye anlatacak bulursan!.." (Ferhad ile Şirin)
- " Bırak ay gitsin sen kal bu gece... " (Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden)
- Yolunda pusuya yattıklarını arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek… Yürümek yürekten gülerek yürümek… (Yazılar 6)
- ...yolsuzluğun da türlü türlüsü vardır. (Yazılar 3)
- İnsanların başlarında kalpak, yüreklerinde keder, yüreklerinde müthiş bir ümit vardı. (Kuvayi Milliye Destanı)
- Bir insan bir vazife alırsa, bu vazife küçük ve ehemmiyetsiz de olsa, onunla öteki vazifeler arasındaki bağı unutmamalı ve ben işimi yapıyorum ya, işimden gayrisi beni alakadar etmez, banane dememelidir. Çünkü her iş, başka işle bağlıdır. (Hikayeler)
- Bulut mu olsam, gemi mi yoksa, balık mı olsam, yosun mu yoksa? .. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla. (Büyük İnsanlık)
- Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin (demeğe de dilim varmıyor ama) kabahatın çoğu senin canım kardeşim. (Nazım Hikmet Şiirleri: 1)
- Fotoğrafınızı pek yakında beklerim. Sıhhatiniz nasıldır ? Ateşiniz devam ediyor mu ? Oraları çok mu soğuk ? Herhalde odanızda soba vardır. Burada havalar birkaç gündür lodos. Denizde beyaz köpükler... ağaçlarda beyaz çiçekler... (S. Berksoy) (Nazım Hikmet ve Tosca'sı Semiha Berksoy)
- Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı. (Nazım Hikmet Şiirleri 5: Bir Hazin Hürriyet)
- Hem anlatsana bana: nasıl oluyor da çıldırmıyoruz öleceğimizi bildiğimiz halde? Yoksa ben ölmem gibi mi geliyor insana. (Yatar Bursa Kalesinde)
- -Mayakovski’nin kitaplarından en çok hoşunuza gidenler hangileridir? + Sevgilinin gözlerini mi, yoksa burnunu mu seviyorsun sorusunu nasıl yanıtlamalı? Mayakovski’yi tepeden tırnağa severim ben. (Yazılar 6)
- “Onlar paranın sahibi değil, para onların sahibi. “ (Memleketimden İnsan Manzaraları)
- "Yaşamak güzel şey be kardeşim." (Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim)
- Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. Bakış açım belli oldu yine. Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde. (Tüm Eserleri 2 - Şiirler 2)