diorex
sampiyon

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin - Tezer Özlü Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin kimin eseri? Yeryüzüne Dayanabilmek İçin kitabının yazarı kimdir? Yeryüzüne Dayanabilmek İçin konusu ve anafikri nedir? Yeryüzüne Dayanabilmek İçin kitabı ne anlatıyor? Yeryüzüne Dayanabilmek İçin kitabının yazarı Tezer Özlü kimdir? İşte Yeryüzüne Dayanabilmek İçin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.02.2022 18:00
Yeryüzüne Dayanabilmek İçin - Tezer Özlü Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Tezer Özlü

Derleyen: Sezer Duru

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750826917

Sayfa Sayısı: 168

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır. (Ya da kendi kendine kanıtlamak için). Çünkü, insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar.

Tezer Özlü'nün yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere yazdığı, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşan Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, yazarın iç dünyasını takip eden tutkun okurlar için yeni bir ışık sağlıyor. Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk'un yazarından yine yaşamla ve ölümle hesaplaşan yazılar...

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin Alıntıları - Sözleri

  • Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için..
  • Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için…
  • "Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için."
  • "Ben dünyama egemen olmayı edebiyatla öğrendim."
  • ...dilimin dünyası yıkıldı, çöktü.
  • Yaşama kendi dileğimizle başlamıyoruz, oysa ölümü seçmekte özgürüz. Bu kararı verdiğimden beri çok rahatladım.
  • “Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir. Bir anlamda aileyi yöneten, çocuklarını yetiştiren kadınlar da olduğuna göre, aydın Türk kadınının en büyük görevi, diğer kadınları bilinçlendirmek olmalıdır.”
  • -Ülkenizin en güncel sorunu? "Yoksulluk."
  • Düşünce özgürlüğüne kavuşturulmamış bir ülkenin kadını olarak, Türk kadınının sınıfsal çelişkisi konusunda söz söylemek oldukça güç. Çünkü, bugünün Türkiyesi hem çok sınıflı bir toplum, hem de 5. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar onbeş yüzyılı birarada yaşayan bir toplumdur. Ayrıca Batı dünyası kapsamı içinde düşünülen; askeri, siyasal, ve ekonomik yönden Batıya bağımlı... Ama bir Islam ülkesidir. Bu durum da halkı başka başka çelişkilerle karşı karşıya getirmektedir. Bu denli karmaşık ve sorunlu bir toplumda biz hangi kadından söz edeceğiz?
  • "Nerde olmak istediğimi bilmiyorum. Belki de bu yüzden hiçbir yerdeyim."
  • “İnsanların bakışlarına bile dayanamıyorum, insan düşmanı olduğumdan değil, ama insanların bakışları, çevremde bulunmaları, öylesine oturup bakmaları, bütün bunlar benim için dayanılır gibi değil." Bir Prag kahvesinden eve döndüğünde bu tümceyi yazmıştır günlüğüne. Sonra şöyle devam eder: "Sabah uykusu yerine saatlerce öksürdüm, yüzerek bu yaşamın dışına çıkmayı yeğlerdim.”
  • Halkımız televizyon izliyor, ama sinemaya gitmiyor. Sinema kültürümüz televizyonda gelişiyor.
  • "Yalnızlık, bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor.''
  • "Yalnızlık, bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor." Kafka

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sıcağı sıcağına bitirdiğim kitaba, günlük rutinimi de tamamladığıma göre, kocam işten gelene kadar bir inceleme yazmak istedim. Böyle başladığıma bakmayın, "yazmak için yazmak" değil niyetim. Bilen bilir, bunu zaten nadir yaparım. Tezer Özlü ile yanlış kitapla tanıştığım kanısındayım. Hayatı beni oldukça etkileyen bir kadın olmakla birlikte bilgi ve birikimine de oldukça hayranlık duyuyorum. Yazdıkları ve ele aldığı konular açısından da ne denli donanımlı olduğunu açıkça gösteriyor. Alaylı ve kendi kendine gelişmiş sanatçılara ayrı bir hayranlığım var benim. Tezer Özlü de tam olarak öyle biri benim nezdimde. Hayatını tekrar okurken onu, kitap/cocuklugun-soguk-geceleri--1170 ile okumaya başlamamış olmam bende derin üzüntü uyandırdı. Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, bazı yazar ve sanatçıları, bazı törenleri, bazı eserleri daha iyi tanımam açısından bana yardımcı bir kitap oldu. Andrei Tarkovski'yi, Zweig'i, Peter Weiss'i sayesinde daha yakından tanıdım ve daha çok sevdim. Fakat zaman zaman elimde bir alıntılar kitabı varmış gibi hissettim, bu da çok hoşuma gitmedi. Biyografi, inceleme ve eleştiri türünü karıştırmaya çalışmış fakat bunu, önce ele aldığı sanatçının sözlerine yer vererek, hem de uzun uzun yer vererek yaptığı için, zaman zaman sadece oraları okuma isteği uyandı içimde. Ve o isteği çok zor bastırdım. Sayın Özlü'yü çok seven insanlar bana biraz kızacaklar belki önyargılı olduğum konusunda ama dediğim gibi; yanlış kitapla başladığımı biliyorum onu okumaya. Ve hemen diğer eserlerinden birini aldım okuyacaklarıma... Tezer Özlü gibi güçlü bireyler olun, onun gibi çok sevin ve öğrenmek için her şeyi yapın. Öpücüklerimle yazdıklarıma son verirken, bol kahkaha ve bol para diliyorum size... Ha, bir de sağlık. Bir de maske, mesafe, hijyen ve aşı. (Cansu KAPUCU)

"İnsan yazarlık hastalığını -az da olsa- içinde taşır. Ben, bu hastalığa ancak dayanamayacak hale gelince, neredeyse psikoza girecek duruma geldiğimde yazabilen bir hastayım."/Tezer Özlü Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, Tezer Özlü'nün özellikle edebiyat, sinema ve festivaller üzerine yazdığı denemelerinden oluşuyor. Festivalden festivale koşturan bir yazar var karşımızda. Eser, yazarın "Yaşamla ve Ölümle Hesaplaşmak İçin Yazıyorum" isimli "yazmak" ve "niçin yazdığı" nı anlattığı bir denemesiyle başlıyor. Ardından dünya edebiyatının en büyük isimlerinden kabul edilen ve her daim yazarın da hayranlığını dile getirdiği Franz Kafka ile devam ediyor. Kafka'nın 100.doğum yılı üzerine kaleme alınan denemeler birbirini izliyor. Eserin orta ve son bölümünde ise uzun uzun festivaller, bu festivallere katılan eserler, alınan ödüller, ödüllerin değerlendirilmesi, festivallerin sosyo-kültürel etkilerinden oluşan değerlendirme yazıları yer alıyor. Özellikle sinema festivallerini takip eden okuyucular için tavsiye edilebilir. Diğerleri için ise doğrusunu söylemek gerekirse biraz sıkıcı bile diyebilirim. (Ghost)

Tezer Özlü edebiyatçılar içinde benim için özel bir yeri vardır. Bir farklı gelir bana. Uzun bir aradan sonra bir Tezer Özlü kitabı ile karşınızdayım. Doğruyu söylemek gerekirse okumaya zorlandığım ilk Tezer Özlü kitabı oldu. Zorlansam da yarıda bırakmadım. Kitabın ana konusuna gelirsek; Tezer Özlü'nün 80'li yıllarda özellikle Almanya Türkiye arasında gelişen ekonomik sosyal kültürel konuları zamanın ülkede yayınlanan bir dergisine yazdığı yazılardan oluşur. Franz Kafka hayranlığı, devamında Berlin film festivalleri, kitap fuarları, ödül alan filmlerin konuları, zamanın önde gelen insanlarıyla röportajları yer alıyor. Yazılar 80'lerle ilgili olması güncellik açısından içimi açmadı. Kitapta beğendiğim yanlarda oldu. Onlara gelirsek, Kafka, Cesare Pavese ile ilgili bölümler Tarkovski röportajını çok beğendim. Yeni başlayacaklar bu eserle başlamamalı. Zor bir eser olsa da Tezer Özlü okumayı seviyorum (Gülhan)

Kitabın Yazarı Tezer Özlü Kimdir?

Tezer Özlü (d. 10 Eylül 1943; Simav, Kütahya - ö. 18 Şubat 1986; Zürih, İsviçre), Türk yazar. Başta Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. Yazar Demir Özlü ve yazar-çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir.

Yaşamı

Simav'da doğdu. Çocukluğu anne babasının görev yaptığı Simav, Ödemiş ve Gerede'de geçti. İstanbul'a 10 yaşındayken geldi. Avusturya Kız Lisesi'ne gitti; ancak mezun olmadı. 1961'de yurt dışına çıktı. 1962 - 1963 yıllarında otostopla Avrupa'yı gezdi. Paris'te tanıştığı tiyatrocu ve yazar Güner Sümer'le 1964 yılında evlendi. Birlikte Ankara'ya yerleştiler. Sümer'in AST'ta çalıştığı bu dönemde Özlü, Almanca çevirmenlik yaptı. AST'ta 1963-64 sezonunda Sümer'in yönettiği Brendan Behan'ın Gizli Ordu oyununda oynadı. Sümer'den ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kesintili olarak 1967 - 1972 yılları arasında İstanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kaldı. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabında yazdı.

1968 yılında yönetmen Erden Kıral'la evlendi. Bu evlilikten 1973'te kızı Deniz doğdu. Bir burs alarak 1981'de Berlin'e gitti. Bu arada Kıral'dan ayrıldı. Kanada'da yaşayan İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanıştı ve 1984'te Marti'yle evlenerek Zürih'e yerleşti. Göğüs kanseri nedeniyle 18 Şubat 1986'da burada vefat etti. Mezarı Aşiyan Mezarlığı'ndadır.

Özlü, eski eşi Erden Kıral'ın Yol filminin çekimi döneminde yaşananları anlattığı filmi Yolda'da Yelda Reynaud tarafından canlandırıldı.

Eserleri

İlk kitabı 1963'ten itibaren dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan Eski Bahçe'dir. Kitap ilk kez 1978'de basıldı. 1980'de ilk romanı olan Çocukluğun Soğuk Geceleri yayımlandı. Kendisini derinden etkilemiş üç yazar olan Svevo, Kafka ve Pavese'nin izinden giderek yazdığı ikinci romanı 1983'te Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla yayımlandı. 1983 Marburg Yazın Ödülü'nü kazanan kitap, yazar tarafından Yaşamın Ucuna Yolculuk adıyla Türkçe olarak bir anlamda yeniden yazıldı ve bu hâliyle 1984'te basıldı. İlk öykü kitabı Eski Bahçe yazarın ölümünün ardından, daha sonra yazdığı öykülerle birlikte Eski Bahçe - Eski Sevgi adıyla 1987'de okurla buluştu. Gergedan Dergisi 13. sayısında yazar anısına bir "fotobiyografi" yayımladı. Günce ve anlatılarından bazı parçalar ise Kalanlar (1990) adlı küçük bir kitapçıkta bir araya getirildi. Bu kitapta yer alan çoğu Almanca yazılmış metinler, Sezer Duru tarafından Türkçeye çevrildi. Özlü'nün yayımlanmamış senaryosu Zaman Dışı Yaşam da yazarın tüm yapıtlarını yayımlayan Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından 1993'te basıldı. Bu seride, yazarın dostu Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşan Tezer Özlü’den Leyla Erbil’e Mektuplar (1995) da bulunmaktadır. Ayrıca Özlü'nün yazar arkadaşı Ferit Edgü'yle mektuplaşmalarından oluşan Her Şeyin Sonundayım adlı kitabı da 2010'da SEL Yayıncılık etiketiyle basılmıştır. Wolfgang Hildesheimer'in "Bay Walser'in Kargaları" adlı eserini Türkçeye çevirmiştir ve radyoya uyarlamıştır.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tezer_Özlü

Tezer Özlü Kitapları - Eserleri

  • Çocukluğun Soğuk Geceleri
  • Yaşamın Ucuna Yolculuk
  • Kalanlar
  • Eski Bahçe Eski Sevgi
  • Yeryüzüne Dayanabilmek İçin
  • Zaman Dışı Yaşam

Tezer Özlü Alıntıları - Sözleri

  • Eski aşklara geri dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin. (Kalanlar)
  • “Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir. Bir anlamda aileyi yöneten, çocuklarını yetiştiren kadınlar da olduğuna göre, aydın Türk kadınının en büyük görevi, diğer kadınları bilinçlendirmek olmalıdır.” (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
  • Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle. Kendi kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz. (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
  • Yaşamım, ölümün tüm yaşamı, tüm aşkları ve tüm ölümleri kapsamalı. (Zaman Dışı Yaşam)
  • Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile. (Kalanlar)
  • Büyümenin yaşlanmak demek olduğunu bilmiyordum (Yaşamın Ucuna Yolculuk)

  • • İnsanın sevgi özleminin doyurulması o denli başka bir duygu ki... • (Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar)
  • "Yalnızlık, bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor." Kafka (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
  • Her gece ölüyorum. Sonra ölümden kaçıp yeniden canlanıyorum. Her yirmi dört saat,hem yaşam,hem ölüm. Tezer Özlü (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
  • Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için… (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
  • Sevdiğim kitapları yeniden okumak, sözcükler, dünyayı sözcüklere çevirerek algılamak. Bunun dışında her birey bana çözümlenmeyecek bir dünya gibi görünüyor. (Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar)
  • Kitabın sonunda, "Ne kadar can sıkıcısınız hepiniz" diyor. (Kalanlar)
  • Kafamı yorganın altından çıkaramıyorum. Çıkarırsam düşlerim yok oluyorlar. (Eski Bahçe)

  • Çevremde, çocukluğumun geçtiği kentlerde, insanlarda bir tatsızlık, bir anlamsızlık var. (Eski Bahçe Eski Sevgi)
  • -Sensiz yaşayamam. -Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir. (Çocukluğun Soğuk Geceleri)
  • " Yitmeyen , eksilmeyen , giderek güçlenen, bizi aşan karamsarlık." (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
  • "Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır." (Eski Bahçe)
  • — Siz çocuğunuza nasıl baktınız? — Hiç dayak atmayarak, sevgi ile... (Kalanlar)
  • ''Bu günlerde sokağa çıktığımda kendimi yaşamın, çağın, kentin, insanların, her şeyin çok dışında buluyordum." (Eski Bahçe Eski Sevgi)
  • Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.. (Kalanlar)

Yorum Yaz