Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius - Aytunç Altındal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius kimin eseri? Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius kitabının yazarı kimdir? Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius konusu ve anafikri nedir? Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius kitabı ne anlatıyor? Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius PDF indirme linki var mı? Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius kitabının yazarı Aytunç Altındal kimdir? İşte Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Aytunç Altındal
Yayın Evi: Alfa Yayınları
İSBN: 9789752976245
Sayfa Sayısı: 188
Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kilise Babaları ve Kilise Doktorları, son bin yıldır Din Bürokratlarını da yanlarına alarak Hıristiyanlığa yön vermişlerdir. Onların anlattıkları Hıristiyancılık ile Yahudi asıllı, saf ve naif ‘rabbi’ (Haham)İsa’nın –eğer yaşadıysa- söyledikleri neredeyse taban tabana zıttır. İsa’nın bırakın söyledikleri neredeyse taban tabana zıttır. İsa’nın bırakın söylemesini, düşlerinde görse ‘hayra’ yormayacağı Paganistik ve Helenistik uygulamaları, sanki İsa Mesih istemiş gibi, ‘Yeni Ahit’e koymuşlar ve inananlara kendi uydurdukları bu ‘Yeni Ahit’e koymuşlar ve inananlara kendi uydurdukları bu ‘Yeni Din’in esaslarını ‘dogma’ diye yutturarak onlardan bunları asla sorgulamamalarını istemişlerdir.
On birinci yüzyılın ortalarında Doğu Roma İmparatoru Konstantin ile Eusebius ikilisinin başlattıkları yeni dinin ilk kurbanları Yahudiler ile Paganizme ve Hermetizme bağlı Paghanlar oldu. Ama onlardan sonra gelenler de boş durmadılar. Başta Tyanalı Apollonius olmak üzere birçok ‘gerçek’ filozof ve şifacının hayatlarını ‘çalarak’ onların bilgi ve mucize kabul edilen marifetlerini, yeteneklerini yeni tanrı İsa Mesih’e atfetmekten geri durmadılar. Başına gelenleri eğer Tanrı-Babası’nın yanından izliyorsa İsa Mesih, kim bilir ne üzülüyor ve şaşırıyordur. Ve iddia edildiği gibi bir gün geri dönerse, bugün hangi Kilise’den onu içeri sokarlar, Vatikan’ın neresinden girebilir, doğrusu meraka değer!
Olayın özü şudur: İncil’in Yeni Ahit bölümünde İsa Mesih’e atfedilen birçok özellik, mucizeler de dahil ‘intihal’ izlenimini vermektedir. Bunların birçoğu, İsa’nın ağzından çıkmamış sözlerdir. Bunların birçoğu İsa Mesih tarafından yapılmış işler ve mucizeler değildir. Öyle anlaşılıyor ki, İsa da Apollonius da gerçekte Kilise Babalarının elinde oyuncak olmuşlar biri hiç aklından geçirmediği halde Tanrı yapılmış, diğeri ise yüzyıllarca unutturulmuştur.
Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius Alıntıları - Sözleri
- Aya Sofya’nın ilk resmi adı Büyük Kilise (he megale ekklesia) idi. Bu görkemli yapı, sanıldığı gibi İstanbul’un kurucusu büyük Konstantin tarafından değil onun oğlu 2. Konstantius’un (337 - 361) döneminde inşa edilmişti.
- “Zalimlerin iki yöntemi vardır. Bazıları suçlanan kişileri yargısız infaz eder, bazıları da önce mahkum eder, sonra infaza gönderir.” Tyanalı Apollonius
- On bir sayısı günahların sayısı olarak biliniyordu. Matta İncili’nde (XII.43) İsa Mesih bu sayıda gizlenen kötülük Cini’nin tarlalara ve ekinlere zarar verdiğini söylemişti. Aynı şekilde Eski Ahit’te de on bir sayısının Psalms=Mezmurlar (CVI 37) bölümünde “Siddim” olarak kötülüğün ruhu olduğu yazılıydı. Bu nedenle İbranicede doğrudan doğruya 11 sayısı yoktur. “On ve Bir” olarak Achad Osher şeklinde telaffuz edilmektedir.
- Nasıl olmuşsa 1. yy’da yaşamış olan Apollonius, 1000 yıl sonra çıkagelmiş ve Katolik Kilisesi’nin karşısına dikilivermişti. Artephius’un dediğine göre o Apollonius’un reincarnation’u (yeniden canlanmış) idi.
- "Cahil bir kişiyi hiçbir zaman onurlandırmayın. Çünkü Onur, aptallara bahş olmaz"
- Kilise bu geziler konusunda da bazı önlemler almış ve manipülasyonlar yapmıştır. Bugün bile yaygın olan bir inanca göre İsa Mesih Çarmıh’ta ölmemiş ve bugün Pakistan ve Hindistan arasında sorun olan Keşmir’e giderek yaşamış ve burada ölmüştür. Kilise, çıkarlarına uyduğu zamanlarda ve bölgelerde misyonerlik amacıyla bu masalı kullanmaktan çekinmemiştir.
- “Atalarınız iyi insanlardı, şimdiki halinize bakıp yerinebilirsiniz.”
- “Devleti ilgilendiren konularda kral gibi; kendini ilgilendiren konularda özel bir insan gibi davran.” Apollonius of Tyana
- Kral Abgar’ın yaşadığı dönemde gerçekten de yaşamış ve Apollo mabedlerinde gizli eğitimden geçerek Şifacı olarak kabul edildiği için kendisine “Apollo’nun Oğlu” denilen bir kişi vardı: Tyanalı Apollonius.
- Yarın gönüllü olarak sürgüne gitmektense bugün öldürülmeyi yeğlerim.” Phrasea Paetus1
- Zalimlerin iki yöntemi vardır. Bazıları suçlanan kişileri yargısız infaz eder, bazıları da önce mahkum eder, sonra infaza gönderir." Apollonius of Tyana
- Tevrat'ta3 şöyle yazılmıştı: "Abram yetmiş beş yaşın dayken Haran -Urfa'nın Harran kasabasıdan ayrıldı ve Tanrı'nın ona vaat ettiği Kenan iline doğru yola çıktı. Yanında karısı Sarai ve ailesi vardı. "(Gen: 12:1-5) Son 2000 yıllık tarihe damgasını vuran kişi işte bu Abram 'dır. (Tev rat'a göre Tanrı daha sonra onun adını Abraham yaptı.) Yahudiler'in Patriark=Ata, Kabile Şefi; Hıristiyanların, Aziz (Saint) ve Müslümanların da Peygamber olarak nitelendirdikleri İbrahim, iki oğlu İsmail ve İsaac nedeniyle Yahudilerin ve Müslümanların da Atası sayılmaktadır. Abaham 'm bu yolculuğu, aynı zamanda son 2000 yıllık Batı Uygarlığı'nın da başlangıcı sayılmakta ve günümüz de Judeo-Christian Batı Kültürü'nün "Dinsel Ve rilerini ve Şifre/erini" oluşturmaktadır. Nedir ki, Tevrat'ta yazdığı için tarihleme yöntemiyle -bu yolculuk İ.Ö. 1800 yıllarında yapılmıştı-bakıldığında "Tartışılmaz" bir gerçeklik gibi gözüken bu yolculuk bazı garip ipuçlarını da içinde taşımaktadır. Şöyle ki Tevrat'ta ki anlatıma göre İbrahim'in "Develeri" ve yükleri vardır.ama hayrettir ki deve, İ.Ö. 1800 yılında henüz Harran'da yoktul Develerin ilk kez evcillleştirildiklerini anlatan tarihsel metinler İ.Ö. 10. yy'a aittir Kısacası, Abraham 'ın yaşadığı (yaşadığı da kesin değil) dönemde kesin olan şu dur ki, ne Harran'da ne de Ur'da "Evcilleştirilmiş Deve" vardı, insanlar henüz "Deveyi" kullanmayı bilmiyorlardı, yaklaşık 800-850 yıl sonra öğrendiler!!!
- İsa Mesih, hiç kuşkusuz son 2000 yıldır en çok tartışılan bir karakterdir, portredir. Onun "Tanrı'nın Oğlu"ve "Tanrı" olduğunu kabul veya reddedenler ile onun peygamber olduğunu kabul edenler hiçbir şekilde uzlaşmamışlardır. Tartışmalar yüzyıllardır sürüyor, daha da sürecektir hiç kuşkusuz.
- Tevrat'ta yazıldığına göre Tanrı, Abraham ile bir anlaşma yapar ve bu anlaşma nın "Nişanı" olsun diye ondan hiç bilmediği "Yeni" bir olayı, "Sünneti" uygulamasını ister. Abraham da bu isteği yerine getirir. Tevrat'ta anlatıldığına göre bu "Yepyeni" ve hiç duyulmadık bir olaydır (Sünnet). Oysa, günümüzde yapılan arkeolojik kazılarda bu uygulamanın insanlar ta rafından en az İ.Ö. 2500'den beri bilindiği kanıtlanmıştır! İlginç olan da budur. Eğer Abraham İ.Ö. 1800'lerde yaşadıysa, "Sünnet" ilk kez onunla değil, ondan yaklaşık 700 yıl önce başlamıştı. Toparlarsak; Tevrat'taki "Anochronism" develer konusunda 800 yıl kadar, sünnet konusun da da 700 yıl kadar bir sapma göstermektedir ki, bu ne denle "Gerçek" kabul edebilmek olası değildir.
- Aya Sofya'nın ilk resmi adı Büyük Ki l i se (he megale ekklesia) idi. Bu görkemli yapı, sanıldığı gibi İstanbul'un kurucusu büyük Konstantin tarafından değil onun oğlu 2. Konstantius'un (337 - 361) döneminde inşa edilmişti. İlk hali gün üm üzde bilinen görüntüsünden çok farklıydı. Ör neğin bugün hayranlıkla seyredilen o görkemli kubbesi ve yarım kubbeleri yoktu, ahşap düz bir çatısı vardı. İçi de aynı değildi, daha k üç ük ve d üz ayak girilen basit bir ba zilika görünümündeydi. Model olarak Baba Konstantin'in 335 yılında K u d üs 'te yaptırdığı Holy Sepukhre bazilikası örnek alınmıştı.
Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hangi İsa?: Kitabı büyük bir istekle aldım ve okumaya başladım. Sanırım karmaşık bir süreçten geçtiğim için okuduğumu anlamakta baya zorlandım, aklım hep farklı şeylere kaydı. O yüzden bir süreliğine kitabı bırakıp daha doğru bir zamanda tekrar baslamak üzere rafa kaldırdım. Umarım en kısa zamanda okuyup güzel bir inceleme yazabilirim. (Birgül)
Bakış açınızı değiştirecek, Hristiyanlığın ört bas edilmeye çalışılan karanlık odalarına ışık tutacak, akıcı, yer yer bilgilendirmeye dayalı bir anlatıma sahip beğenilerek okunulacak bir eser olmuş. Kesinlikle tavsiye ederim. (havvayadabuket)
Benim için öğrenilmesi keyifli ve heyecanlı bilgilerle dolu, çoğu zaman merakla ve heyecanla okuduğum tarihsel bir kitaptı. Başta isa ile ilgili iddalar, hermenistik inancı, dinler tarihine dönemsel bir bakış ve en önemlisi de hristiyanlığın nasıl -devlet dini- olduğunu ve tarihte roma imparatoru konstantin'in 325 tarihinde iznik konseyini kullanarak hristiyanlığı ve dolayısı ile milyonlarca insanın inancını nasıl etkilediğini -yarattığını - gözler önüne sermesi açısından çok etkiliyici bir kitap. Bu aytunç altındal'ın okuduğum ilk kitabıydı ve eminimki diğer tüm kitaplarını da keyifle okuyacağım. Din tarihi ile ilgilenen tüm okurların kaçırmaması gereken bir kitap. (Aydın Nasuh)
Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius PDF indirme linki var mı?
Aytunç Altındal - Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Aytunç Altındal Kimdir?
Aytunç Altındal asıl ismi Aytun Altındal (d. 12 Ocak 1945, Bakırköy, İstanbul), tarih ve politika alanında faaliyet gösteren Çerkez asıllı Türk gazeteci, yazar ve araştırmacı. Dinler, felsefe, gizli örgütler ve sair konularda birçok makale ve kitap yazmıştır.
Öğrenimi
İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da (1956) bitirdi. Haydarpaşa, Kabataş ve Pendik liselerinde okuyarak liseyi tamamladı.
Aile Hayatı
Aytunç Altındal'ın babası Cavit Altındal, Beşiktaş kulübünde futbol oynamış aynı zamanda Haysiyet Divanı Başkanlığı yapmıştır. Annesi Fatma hanım ise ev hanımı. Aytunç Altındal, 4 kardeş içinde en küçük olanıdır.
Siyasi Hayatı ve Çalışmaları
Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7.5 yıl hapse mahkum oldu ve yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç yayınlarını kurdu. 1982'ye kadar Süreç dergisini yönetti. Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisini yönetti. Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı. 1992'de İngiltere Edinburg'da ki International Academy For European and Christian Studies kuruluşunda Project Academic Board (Akademik Proje İdari Heyeti) üyeliğine seçildi. Aynı yıl İngitere'de yayınlanan Three Faces Of Jesus(Üç İsa) adlı kitabı dünya basınında geniş yankı buldu. Daha sonra 1993'de Rusça'ya çevrildi.
1993'te International Society For The Study Of European Ideas (Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu) Bilimsel Kuruluna üye oldu. Aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl- Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen European Seculer Legacy (Avrupa'nın Laik Vasiyeti)adlı uluslararası konferansta Oturum ve Bölüm Başkanlığına seçildi.
1995'te merkezi New York'ta bulunan Carnagie Council On Ethics And International Affairs örgütüne davet edilen, ilk ve tek Türk Konuşmacı oldu.
Aynı sene, New York'ta Birleşmiş Milletler bağlantılı Global Forum Of Spiritual And Parliamentary Leaders Or Human Survival (İnsan Yaşamından Sorumlu Ruhani ve Siyasi Liderler Global Forumu)'nda Uluslararası Danışman üyesi oldu.
Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.
Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. 1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı.
Aytunç Altındal Kitapları - Eserleri
- Bilinmeyen Hitler
- Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
- Gül ve Haç Kardeşliği
- Bir Türk Casusunun Mektupları
- Üç İsa
- Kehanetler Kitabı
- Hangi İsa
- Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
- Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
- Devlet ve Kimlik
- Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi
- Tanrı Neden Fikir Değiştirdi?
- Bilinmeyen Vatikan
- Türkiye ve Ortodokslar
- Kültür Emperyalizmi
- Papa 16. Benedikt
- Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma
- Türkiye'de Kadın
- Haşhaş ve Emperyalizm
- Elvedasız
- Çağların Sorumluluğu
- Siyasal Kültür ve Yöntem
- Kültür Savaşları - II
- Elvedasız Ayrılık
- Meryem ve Hilal
Aytunç Altındal Alıntıları - Sözleri
- Cizvitler Hitler'den tutun da Kenny'nin öldürülmesine kadar sayısız '' konspirasyon teorisinde '' baş rolü oynamışlar ve oynamaya da devam etmektedirler . (Papa 16. Benedikt)
- Türkiye'de, gerçekte, "Şeriat"a bağlı bir Devlet düzeni kurabilmek hayalden de öte bir halüsinasyondur. Din'i Devlet işlerine alet edebilmek ise, öncekinden daha Zırva bir iddiadır. Siz 1990'lar Türkiyesi'nde, bir yetkilinin örneğin baştan aşağı zemzem suyuyla yıkanmış, namazında niyazında "Tam" Müslüman bir Devlet yetkilisi IMF ile, Dünya Bankasıyla, AET ile, NATO ile islami Şeriat'a uygun anlaşmalar imzalayabileceğini düşünebiliyor musunuz? Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde -İran dahil - taraflardan biri, dinsel esaslara göre hazırlanmış bir "Petrol" ya da "Teknoloji" ya da "Ticaret" anlaşması imzalatmayı isteyemez. Bu koşullar altında "Şeriat Devleti" bir aldatmaca ve umacı işlevini görmektedir, o kadar. (Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma)
- kimi niçin seveceğimi, biliyorum aştım duygusallığı, sıyrıldım düşlerden... (Elvedasız)
- Vatikan’a bağlı olan gizli örgüt OPUS DEİ (Tanrının işleri) gittiği her ülkede ilkin mesleğimde çabuk yükselmek isteyen hırslı, yerleşik, ahlaki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendileri çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avladı. Özellikle basın ve tv ile bunları destekledi. Sonra bunları kullanarak ülkelerde her istediğini yaptırır hale geldi. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
- Dünya Müslümanları bir konuda şaşmaz bir istikrara sahipler; ''şaşkınlıkta''. Müslümanlar kadar şaşırmayı seven insanlara az rastlanır doğrusu! (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
- "Öğrenebileceğin kadar öğren,fakat kimliğini hiçbir zaman açıklama..." (Bilinmeyen Hitler)
- Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlerisiniz.Yüce Yaradan alnınıza diktatörleri yazmamıştı,bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz.(23 Ağustos 1974. & Milliyet Sanat (Kültür Emperyalizmi)
- Yüzyıllar boyunca süren bu mezhepler arası kavgalar, Rus Ortodoksluğunun en belirleyici özelliği olmuştur. Birbirlerine amansızca saldıran bu mezheplerin mensupları kanlı kıyımlar yapmışlardır. Örneğin 17.yüzyılda patlak veren bir mezhepler arası savaşta geleneğe bağlı kalmak isteyen "Eski Müminler" tarikatının üyeleri, bizzat Rus Ortodoks kiliseleri tarafından suçlanmışlar ve işkence edilerek öldürülmüşlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
- İnanç, bilgiyi dışlar. Aslolan inanmaktır. "Credo quia absurdum est."(Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak birşey yok!!!) (Hangi İsa)
- Sözün özü; Türkiye'nin AB'nin tarihinde vardır ama kültüründe yoktur. (Gül ve Haç Kardeşliği)
- 1600 yılına kadar Engizisyon Mahkemesi'nin, ajanlar kullanarak yakılarak öldürttüğü insan sayısı on binlerle sayılmıştır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
- Bu mezhep ve tarikatın üyeleri o günlere kadar alışageldikleri tarzda, yani gelenekleri gereği, Haç işaretini iki parmaklarını kaldırarak yapmaktaydılar. Ama kilise bunun üç parmağın kaldırılmasıyla yapılması gerektiğini öne sürünce, "Eski Müminler" mezhebini üyeleri, işkencede ölmektense topluca intihar etmeyi yeğlemişlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
- Bir şeyi bilmenin alameti doğru soru sormaktır. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
- Her insan da doğuştan Kimlik vardır ve sonradan Kişilik oluşur.. (Devlet ve Kimlik)
- Sorunlardan ''mucizevi'' girişimlerle, olağanüstü şahısların önderliğinde -bir anlamda çağın Mesih'leri aracılığıyla- kurtulmaya şartlandırılmış olan Türkiye toplumunda... (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
- 17 temmuz 2000 de New Yorker dergisinde Hitler'in amerika'da yaşayan üvey kardeşinin ailesiyle ilgili bir inceleme yayımlandı. Yazar Timothy W. Ryback , bu aileden adını vermediği bir adamla görüştüğünü ve bu kişinin kendisine " Hitler Ailesin'de yahudi kanı vardır. Hatta bir amcamız şimdi Tel aviv'de yaşıyor dediğini aktarmıştır. (Bilinmeyen Hitler)
- Hem Tevrat hem de Torah Avrupa'da özellikle de ortaçağ boyunca daima lanetlenmiş ve yakılmıştı. Tıpkı Teocide=Tanrı Katili diye tanımlanan Yahudiler gibi! Kilise'nin dilinde Yahudi, Tanrı İsa'yı öldürmüş olan katildi. (Hangi İsa)
- Tarih boyunca kendilerinin toplum tarafından sefil bir yaşama mahkûm edilmiş oldukları duygusuna kapılmış olan birçok fahişe, intikam, nefret, garaz gibi duygularla hareket edebildikleri için düşman ülkelerin istihbarat örgütlerince elde edilebilecek ilk kişiler arasında sayılmışlardır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
- Filistin, İsa'nın yaşadığı dönemde Roma'nın egemenliği altında bir Teokrasiydi. Yahudi Şeriatı acımasız bir şekilde uygulanıyordu, bunu ihlâl en hafifinden ağır hapis veya "Dışlanma" cezasını öngörüyordu. Ve İsa, bunu göze alarak Sinagoga=Havra'ya gitti ve avluda para ticareti ve tefecilik yapan Yahudilerin masalarını devirdi, onlara faizciliğin ve tefeciliğin "Caiz" olmadığını söyledi. Oysa para ticareti ve diğer yollardan Havra her yıl büyük paralar kazanıyordu. Yazar Jim Bishop'un yaptığı hesaba göre, Filistin'deki 3 milyon Yahudi her yıl sadece "Bağış" olarak, 1959 verilerine göre, 420.000 Pound para ödüyordu. Ve bu paraların büyük kısmı da en güçlü Yahudi Ailelerinin ve Cemaat Önderlerinin arasında pay ediliyor ve Sinagog'un avlusundaki tefeciler/aracılar tarafından çoğaltılıyordu. (Hangi İsa)
- İbranice İsrael adı, "Tanrı'yla mücadele eden" anlamına gelmekteydi. (Üç İsa)