Yukarıda Ses Yok - Gerbrand Bakker Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yukarıda Ses Yok kimin eseri? Yukarıda Ses Yok kitabının yazarı kimdir? Yukarıda Ses Yok konusu ve anafikri nedir? Yukarıda Ses Yok kitabı ne anlatıyor? Yukarıda Ses Yok PDF indirme linki var mı? Yukarıda Ses Yok kitabının yazarı Gerbrand Bakker kimdir? İşte Yukarıda Ses Yok kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Gerbrand Bakker
Çevirmen: Türkay Yalnız
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753428255
Sayfa Sayısı: 240
Yukarıda Ses Yok Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hollandalı yazar Gerbrand Bakker'ın ilk romanı olan Yukarıda Ses Yok, aile çiftliğinde yatalak babasıyla birlikte yaşayan elli beş yaşındaki Helmer'ın hayatından bir kesit sunuyor bize. İlk bakışta son derece sakin ve olaysız görünen bu hayat aslında trajik bir geçmiş üzerine inşa edilmiştir, zira Helmer'ın ikiz kardeşi on dokuz yaşındayken bir araba kazasında ölmüş ve Helmer yoluna "yarım" bir adam olarak devam etmek zorunda kalmıştır. İşin içine, ölen ikizi her daim üstün tutan bir baba ve üstlenilmesi gereken çiftlik işleri de girince, Helmer'ın hayatı hiç istemediği bir istikamette ilerlemiştir.
Derken bir gün, ölen kardeşinin sevgilisinden gelen bir mektup Helmer'ın durgun hayatında beklenmedik bir çalkantı yaratır ve zaten hiçbir zaman tam kapanmamış olan eski defterler tekrar açılır.
Bakker'ın ustalıklı bir dille kaleme aldığı Yukarıda Ses Yok, geçmişe takılıp kalmış kırgın bir adamın bocalamalarla dolu iç dünyası üzerinden varoluşun temel meselelerini sorgulayan, gücünü yalınlığından alan etkileyici bir roman.
Yukarıda Ses Yok Alıntıları - Sözleri
- İnsan bir şeyin varlığından haberdar olmayınca, yokluğunun farkına bile varmaz.
- Yıllardır yarım yapıyorum her şeyi. Yıllardır bedenim yarım. Ne omuz omuzayım ne göğüs göğüse; ne de yanyana olabilmenin doğallığı var yıllardır. Birazdan sağıma gideceğim. Yarın sabah gene gideceğim sağıma. Haftanın geri kalan günlerinde de tabii ve gelecek hafta da. Ama artık yeter, her şeyin olacağına varması için başımı ineklerin altına sokmaya devam edemem artık. Budala gibi.
- Kapının önünde tek bir ördek var. Ötekini araba çiğnemiş, hâla sıcak olan ölüsünden buğular yükseliyor. Hayat işte, bir dakika evvel yaşam dolusun, bir parça ekmek için can atıyorsun, dakikasına kalmıyor, ölüveriyorsun.
- İnsanlar gelecekte bakılsın diye mi fotoğraf çektirir, artık kendilerinin olmadığı zaman için?
- Görmeyecek olursam, var olmayacaktır da...
- Yıllardır yarım yapıyorum her şeyi. Yıllardır bedenim yarım. Ne omuz omuzayım ne göğüs göğüse; ne de yan yana olabilmenin doğallığı var yıllardır.
- Birinin kalbinin atışını duyarken onun kendi kalbin olduğunu düşünmek: Birine ancak bu kadar yakın olabilir insan.
Yukarıda Ses Yok İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu yaz Hollanda ,Belçika ,Avusturya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinden okumalar yaptım.Hepsi böyle sakin akan koşuşturmacası olmayan kitaplardı.Bence bunda coğrafyanın çok etkisi var. Çok büyük dertleri olmayan, çevreyi koruyabilmiş, doğanın içinde yaşayan insanlar bunlar. Doğal olarak bu durum edebiyatlarına da etki etmiş. Yukarıda Ses Yok da böyle bir kitap.Hollanda'nin kırsalında yaşayan dört kişilik bir ailenin hayatından kesitler sunan böyle sakin,tatlı bir eser. 55 yaşındaki Helmer'in ikiz kardeşi 19 yaşında bir kazada ölür. Helmer bu kayıpla yarim kaldığını düşünür çünkü ikisi birlikte tek vücut gibi tek bir kişi gibi hissetmektedirler.Babasının zoru ile okulu bırakır ve çiftlikte çalışmaya başlar. Bu durumu hiç istememesine rağmen asla sorgulamaz ve itiraz etmez. Ancak hayatı artık bir robot gibi tekdüze hale gelmiştir. Belki de düşünmemek icin bu kadar çok çalışır. Zira fazla düşünmek bir hastalıktır. Ancak bir gün ikiz kardeşinin eski sevgilisi bir mektup gönderir ve derine gömülmüş duygular ve düşünceler yeniden su üstüne çıkar.... (Nazan Türk)
Yukarı'sı zihnimizin çatı katıdır. Çatı katı ise; iç dünyamızın irinli, pis iltihabıdır. Çatı katına çıkarıp köşeye sessizliğin içine bıraktığımız ebeveynse bir bakımdan geç kalmış benliğimizin zamansız tavrına yakalanmıştır. Günlük konuşma dilinin özgün yanıyla kurulan cümleler eşliğinde kurgu boyunca bir hareket bekliyor, metnin bir ivme kazanmasını isteyerek okumak farklı bir okuma deneyimi sunuyor. Gerbrand Bakker'ın bir şeyleri kanıtlamak ya da karakterlerinin kendisini açıklamasına ön ayak olmak gibi bir kaygısı yok. Bu kaygısızlığın metne yansıyan durağanlığı, kurgu boyunca yanı başımda soluk aldığı için ana karakterin açıklamaları göze batmıyordu. İkizini 19 yaşındayken kaybeden 55 yaşındaki Helmer'in yatalak babasıyla birlikte çiftliklerinde sürdürdükleri yaşamda ve bu yaşamın bir mektupla çözülen sıradanlığında ben de yaşıyormuşum hissi vardı. Fakat bu basit yaşamın sıradanlığının altında yatan öyle farklı sebepler gün yüzüne çıkıyor ki okurken endişe etmekten kendimi alamamıştım. Oysa anlatılanlar geçmişe dayalı gerçeklerdi. Değiştiremezdik, baba ile oğul arasındaki ilişkiyi düzeltemezdik. Sadece kabullenişin sancısı, insanı kıskıvrak ele geçiriyor ya orada çaresiz kalınıyor. Ölen ikiz kardeşinin gölgesinde kalan Helmer, çocukluğundan beri ötekileştirilen, önem verilmeyen, geleceğine bakılmayan diğer kardeştir. Kendince ölmesi gereken aslında kendisiydi. Çiftlik bu kadar boş kalmaz, yukarıya çıkarılan babanın gördüğü değer ve saygı devam eder, çiftlikte canlı bir yaşam olurdu. İşte bu sebeplerden dolayı iç dünyasındaki monologlarını, kimsenin uğramadığı o evin duvarları sahiplenir. Yukarı kata çıkardığı babanın durumunu kimse bilmez, konu komşunun eve girmesine izin verilmez. Çünkü bu evde garip bir yaşantı vardır. Adeta Helmer, babasından geçmişin intikamını alır gibidir. Zamanında söz sahibi olmamıştır ama artık onun yönetimine geçtiğine göre bütün düzen kendi isteğine göre kurulur. Eşyalardan da kurtulmaya başlar. Hesaplaşmalar, kuru diyaloglar, geçmişin içi boşaltılmamış irini, ruh tahlillerinin yalınlığı, derdi sağlam bir kitabı okumam için güzel sebepler. Bakker'ın kalemi, benim ilgi alanım! ️ (Esengül Ersoy)
Gerbrand Bakker sözü yormadan deşiyor insanın içini. Ucuz melankolik ve uçsuz bucaksız cümlelerden eser yok. Karakter anlatımını da çok beğendim. En çok Teun ve Ronald kardeşleri sevdim :) Kesinlikle tavsiye ederim. (Ömert)
Yukarıda Ses Yok PDF indirme linki var mı?
Gerbrand Bakker - Yukarıda Ses Yok kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yukarıda Ses Yok PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Gerbrand Bakker Kimdir?
1962 yılında, yedi çocuklu bir çiftçi ailesinin üçüncü oğlu olarak dünyaya geldi. Amsterdam Üniversitesi'nde Hollanda Dili ve Edebiyatı okudu. Bir süre doğa filmleri için altyazı çevirmenliği yaptı. 2003-2006 yılları arasında Clusius College'da bahçıvanlık eğitimi alarak profesyonel bahçıvan oldu. Çocuklar için bir etimoloji sözlüğü derledi. 2006 yılında yayımlanan Yukarıda Ses Yok adlı romanıyla Uluslararası IMPAC Dublin Edebiyat Ödülü'nü kazanan ilk Hollandalı yazar oldu. Bakker Dolambaç ile de 2013 Independent Yabancı Kurgu Ödülü’nün sahibi oldu. Halen Hollanda'da yaşıyor.
Gerbrand Bakker Kitapları - Eserleri
- Yukarıda Ses Yok
- Dolambaç
Gerbrand Bakker Alıntıları - Sözleri
- " Kitap istifinin arasından The Wind in the Willows'u çekip, porsukların ne kadar huysuz ve yalnız olabildiklerini yeniden keşfetti: 'toplumdan nefret eden bir hayvan.' " (Dolambaç)
- Hiçbir şey "düşünce ve tutku" kadar gerçek olmadığına göre, insan hakikatinin özünü eylemlerimiz değil fantazilerimiz ifade eder. (Dolambaç)
- " Sayfaları lekeli, şömizi yırtık bu kitap çok uzun yıllardır kendisindeydi ama şimdi ilk kez görüyordu LOVE bölümünün ne denli kısa, son bölüm TIME AND ETERNITY'nin ne kadar uzun olduğunu.Ağlamaya başladı. " (Dolambaç)
- Kapının önünde tek bir ördek var. Ötekini araba çiğnemiş, hâla sıcak olan ölüsünden buğular yükseliyor. Hayat işte, bir dakika evvel yaşam dolusun, bir parça ekmek için can atıyorsun, dakikasına kalmıyor, ölüveriyorsun. (Yukarıda Ses Yok)
- Birinin kalbinin atışını duyarken onun kendi kalbin olduğunu düşünmek: Birine ancak bu kadar yakın olabilir insan. (Yukarıda Ses Yok)
- Yıllardır yarım yapıyorum her şeyi. Yıllardır bedenim yarım. Ne omuz omuzayım ne göğüs göğüse; ne de yanyana olabilmenin doğallığı var yıllardır. Birazdan sağıma gideceğim. Yarın sabah gene gideceğim sağıma. Haftanın geri kalan günlerinde de tabii ve gelecek hafta da. Ama artık yeter, her şeyin olacağına varması için başımı ineklerin altına sokmaya devam edemem artık. Budala gibi. (Yukarıda Ses Yok)
- Yıllardır yarım yapıyorum her şeyi. Yıllardır bedenim yarım. Ne omuz omuzayım ne göğüs göğüse; ne de yan yana olabilmenin doğallığı var yıllardır. (Yukarıda Ses Yok)
- İnsan bir şeyin varlığından haberdar olmayınca, yokluğunun farkına bile varmaz. (Yukarıda Ses Yok)
- “Gittiğimi haber vermek için aradım. Endişelenmeyin. Hakikaten.” O hakikaten şimdi canımı sıkıyordu, hiç gereği yoktu eklemenin. Özlem kimi zaman zevkli bir şeydi ama her zaman da değil. Bazen insanın gücünü kuvvetini kesiyor, beş beton basamağı elli basamakmış gibi hissettiriyordu. (Dolambaç)
- Görmeyecek olursam, var olmayacaktır da... (Yukarıda Ses Yok)
- " Geçip giden zamanı ölçmenin güzel bir yolu: bir anda epeyce kayıvermiş, ufka yakın bir güneş, diğer gölgeler, kendi hallerinde sessiz sedasız yer değiştirivermiş bir inek sürüsü.Bunu ilk kez görüyordu. " (Dolambaç)
- İnsanlar gelecekte bakılsın diye mi fotoğraf çektirir, artık kendilerinin olmadığı zaman için? (Yukarıda Ses Yok)
- " Özlem kimi zaman zevkli bir şeydi ama her zaman da değil.Bazen insanın gücünü kuvvetini kesiyor, beş beton basamağı elli basamakmış gibi hissettiriyordu." (Dolambaç)