Yunan Mezalimi - Kadir Mısıroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yunan Mezalimi kimin eseri? Yunan Mezalimi kitabının yazarı kimdir? Yunan Mezalimi konusu ve anafikri nedir? Yunan Mezalimi kitabı ne anlatıyor? Yunan Mezalimi PDF indirme linki var mı? Yunan Mezalimi kitabının yazarı Kadir Mısıroğlu kimdir? İşte Yunan Mezalimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Kadir Mısıroğlu
Yayın Evi: Sebil Yayınevi
İSBN: 9789757480105
Sayfa Sayısı: 405
Yunan Mezalimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Türk'ün Siyah Kitabı (Yunan Mezalimi) adıyla ilk defa 1966 yılında umumi efkara sunulmuş bulunan bu eserin muhtevasındaki acı gerçekler, derhal müthiş bir heyecan ve alaka uyandırmıştı. Çünkü, yıllardan beri unutulmuş ve üzerine çok defa resmi ellerce sünger çekilmiş bulunan bu Yunun sekavet ve mezalimini hatırlayıp ders ve ibret almanın tam zamanı idi. Gerçekten vaktiyle Anadolu' da icra edilen hailevi cinayetler ve tatbik mevkiine konulan korkunç imha programı kırk yıl sonra aynı düşman tarafından bu defa Kıbrıs Türklüğü' ne karşı sahneye yeniden çıkarılmış bulunuyordu.
Yunan Mezalimi Alıntıları - Sözleri
- Bu zulüm ve faciaları ibret ve dehşetle oku ki bizde birlik ve beraberlik olmayınca düşman ne büyük bir fırsat elde edebilirmiş hakkiyla anlayasın...!
- İznik Başpiskoposu Vasilyos:" Katliam az oldu. Ben bütün Türklerin kesilmesini isterim"dedi
- Bizi, en büyük zaafımız affetmek ve unutmak bu hale getirmiştir. Şahıslarımız için bu bir meziyet olabilir. Gerçekten de öyledir. Fakat millet olarak gördüğümüz fenalıkları affedip unutmak, yenilerine imkan hazırlamaktır.
- Eğer bir mukayese yapılsa Balkan veya Kurtuluş Savaşlarındaki ırz düşmanı, hırsız, çocuk ve kadın demeden kesen canavar Yunan palikaryası ile Kıbrıs Rum eşkiyasının hiç bir farkı olmadığı görülür. Demek ki; düşman hep aynı düşmandır!. Ama biz unutmak ve afvetmek yüzünden ona sayısız fırsatlar vermekteyiz. Bu felaketlerden korunmak için ilk hareket olarak tam milli şuur uyanıklığı ve fikri hazırlık şarttır. Bunun da her şeyden evvel düşmanı tanımaya bağlı olduğunu söylemeye hacet yoktur.
- Bu zulüm ve faciaları ibret ve dehşet ile oku ki, bizde birlik ve beraberlik olmayınca düşman ne büyük bir fırsat elde edebilirimiş hakkıyle anlayasın!...
- Geçmişten ders almayışımız yüzünden Kıbrıs'ta ayni palikaryaların zulüm ve vahşetine masum dindaş ve kandaşlarımızın necip hatırlarına!...
- Şunu iyi bellemek gerekir ki; düşman asla unutmamakta ve affetmemektedir. "Megalo idea" nın şifa bulmaz hastası olan Yunan palikaryaları hâlâ İstanbul surlanının dibinde can veren Bizans askerlerini anmaktadırlar.
- Bizi, en büyük zaafımız afvetmek ve unutmak bu hale getirmiştir. Şahıslarımız için bu bir meziyet olabilir. Gerçekten de öyledir. Fakat millet olarak gördüğümüz fenâlıklari affedip unutmak, yenilerine imkan hazırlamaktır. Millete karşı işlenmiş hıyanetleri affetmeye, milletten başka kimsenin hakkı olamaz!..
- Namık Kemal: "Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salâh! "
- Irkına, vatanına, tarihine ihanet etmiş olan efrad ve akvamın hiçbirini unutma. UNUTMA VE AFFETME!
- Kıbrıs'ta cereyan eden Rum vahşeti 1920'lerde Yunan askerlerinin Anadolu'da yaptıklarının aynıdır.
- İTHAF Geçmişten ders almayışımız yüzünden Kıbrıs'ta aynı palikaryaların zulüm ve vahşetine kurban giden mâsum dindâş ve kandaşlarımızın necip hâtıralarına!...
- Petro zamanından beri sıcak deniz hayâlini an'anevi bir siyaset haline getiren Rusya'nın bu iş için pek müessir bahâneleri vardı: 1771'de elde ettiği temsil hakkına istinaden Türkiye dahilindeki Rum Ortodokslarıni "Himâye !.." etmek!.. Rusya bu bahâneyi pek çok defa Boğazlar üzerinde köpüren ihtiraslarını tatmin gayesiyle bol bol kullanmak imkânını bulmuştur.
- Ey Vietnam için manzumeler yazan Türkiye çocuğu, biraz da şu Rumeli'nin arkasından ağlamaz mısın?
Yunan Mezalimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kadir Mısıroğlu / Yunan Mezalimi (Türk'ün Siyah Kitabı): Çok eski zamanlarda okuduğum bir kitabın incelemesiyle daha sizlerleyim. Bu kitap için de sizden ricam, sol görüşlü yazar/Oral-Calislar 'ın eserinde olduğu gibi veya sağ görüşlü yazar/necmettin-hacieminoglu 'nun eserinde olduğu gibi; siyasi ve sosyal görüşlerinizi bir kenara bırakarak sadece eserde anlatılanları göz önüne almanız... Keza bilenler bilir, Kadir Mısıroğlu Osmanlıcı, İslamcı düşünceleri; Atatürk karşıtı ve ideolojik propogandalarıyla bazı kesimlerim kendine yakın hissedip sevdiği, bazı kesimlerinse ciddi manada tepki gösterdiği bir isim. Bana soracak olursanız, ben şahsen pek kendisinden haz etmesem de çok kez işittiğimiz "Batı'nın iyi yanlarını alıcan, kötü yanlarından uzak durucan!" söylemlerine benzer bir tutumla hareket etmekteyim Zira her görüşü bilmek hem bakış açımızı genişletir, hem empati kurabilmemize olanak sağlar... Zira KKTC Eski Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Rauf Denktaş'ın bile okuyup teşekkür mektubu yazdığı bir kitapla karşı karşıyayız. Ki Rauf Denktaş'ın da siyasi düşüncelerinin, yaşam biçiminin, söylemlerinin vs Kadir Mısıroğlu ile örtüşmediğini, aksine zıt olduğunu düşünürsek, bu kitabı önyargısız bir şekilde okumak gerektiğini de daha iyi özümsemiş oluruz. Kadir Mısıroğlu isminin yaratabileceği önyargıyı biraz olsun hafifletebildiğimi umarak, kitapla ilgili detaylara geçiyorum. Kitap ne günümüzü ne de günümüzde ki siyasi olayları ele alıyor. İlk baskısı 1966 yılında yayınlanmış olan bu kitap, 1976 yılı baskısı ile güncellenmiş olup, milli mücadele yıllarında ve Kıbrıs Harekâtı dönemlerinde Yunanlar'ın Türkler'e yaptığı zulümleri ve o zulümlere dair belgeleri içeriyor. Kitap anlatım bakımından akıcı ve coşkulu bir anlatıma sahip... Fakat kitapta Arapça ve Farsça'dan dilimize geçen birçok kelime kullanıldığı için bazı cümleleri tam manası ile anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Bunun dışında kitapla ilgili olumsuz gördüğüm bir nokta, doğrudan başka bir milleti bu denli sert bir dille ele alıyor olması. Bu cümleme tepki gösterenleriniz olacaktır ancak hiçbir millet -hele ki günümüzde, olaylarla alakası olmayan nesilleri-, doğrudan doğruya hedef alınmamalıdır. Yunanlar'ın sebep olduğu şeyler tabii ki de kitap haline getirilebilir ancak bunu yaparken cümlelerde seçici olmak ve bütün bir milleti zan altında bırakmamak gerektiğini düşünüyorum. Bu tarz kitapları sevenler için güzel gelebilir ancak birçoğunuzun okurken ara ara sıkılabileceğini düşünüyorum. Ama okunmaya değer bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Herkese iyi okumalar! * Bahsini ettiğim Oral Çalışlar ve Necmettin Hacıeminoğlu'nun kitapları için yaptığım incelemelere sırasıyla oral-calislar-liderler-hapishanesi-12-eylul-gunluk--415226 prof-dr-necmettin-hacieminoglu-milliyetcilik-ulkuc--418322 bu bağlantılardan ulaşabilirsiniz. (Recep KAYABAŞI)
Köy köy ilçe ilçe Yunanlıların yaptığı mezalimi ele alan kitap, bu mezalimin olması için yapılan hazırlıkları ve bizim gafletimizi de işlemiş. Milli kinimiz için her zaman hatırımız da kalması açısından önemli bir kitap. (Muhammet Çelik)
Sekiz bölüm halinde olan bu kitapta ; Yunanlıların işgal sürecinde yaptıkları ( bir insanın okumaya dahi tiksindiği...) zulümleri,itirafları,ihanetleri,mektupları okuyabilirsiniz... Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim. (Ekrem Özkara)
Yunan Mezalimi PDF indirme linki var mı?
Kadir Mısıroğlu - Yunan Mezalimi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yunan Mezalimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kadir Mısıroğlu Kimdir?
Türk tarih araştırmacısı, yazar, şair, hukukçu ve eski gazeteci. Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı mütevelli heyeti başkanı ve Sebil Yayınevi kurucusu.
1933 yılında Trabzon'un Akçaabat İlçesi'nde doğdu.İlk ve orta tahsilini Akçaabat'ta, liseyi Trabzon'da tamamladı. 1954 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Öğrenciliği müddetince birçok yurt açıp çalıştıran Mısıroğlu, fakülte yıllarından itibaren hukukçuluktan çok tarihçiliğe meylederek yakın tarih ile alakalı araştırmalara başladı. Mısıroğlu, 1964 yılında, ilk eseri olan Lozan; Zafer mi, Hezimet mi?! kitabının birinci cildini kaleme aldı ve aynı sene Sebil Yayınevini kurdu. 1970 Yılının ocak ayında Milli Türk Talebe Birliği'nde Harf Inkılabı ile alakalı verdiği bir konferansı hakkında yargılandı ve Eskişehir Örfi İdare Mahkemesi'nce mahkumiyet kararı verildi. 1976 yılı başından itibaren İslami bir dergi olan Sebil Dergisi'ni çıkarmaya başladı. Bu dergideki birtakım yazılarından dolayı kısa bir müddet sonra hakkında 163. maddeye istinaden davalar açıldı. 1980 ihtilali ile Mısıroğlu'nun da aralarında bulunduğu MSP Merkezi Umumi Heyeti hakkında tevkif kararı verilince yurt dışına kaçtı. 1991 yılında Türkiye'ye geri dönen Kadir Mısıroğlu, çalışmalarına devam etti.
Acıbadem Altunizade Hastanesi'nde 5 Mayıs 2019'da 86 yaşında hayatını kaybetti. Çamlıca Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Üsküdar'daki Nasuhi Mehmet Efendi Camii haziresine defnedildi.
Ödülleri
Mısıroğlu Macar İhtilali isimli kitabı üzerine Hür Macar Yazarlar Birliği'nin en büyük ödüllerinden olan Gümüş Madalya ile taltif edilmiştir. Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başkanlığını yaptığı Türkiye Milli Kültür Vakfı tarafından Osmanoğullarının Dramı isimli eserinden dolayı Jüri Özel Ödülüne layık görülmüştür.
Kadir Mısıroğlu Kitapları - Eserleri
- Lozan - Zafer mi, Hezimet mi? 1
- Hayat Felsefesi Yahud Yaşamak Sanatı
- Doğru Türkçe Rehberi
- İslâmcı Gençliğin El Kitabı
- Filistin Dramı'nın Düşündürdükleri
- Sultan II. Abdülhamid Han
- Yunan Mezalimi
- Üstad Necip Fazıl'a Dair
- Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1
- Sultan Vahideddin
- Kanlı Düğün
- Lozan - Zafer mi, Hezimet mi? - 2
- Kurtuluş Savaşında Sarıklı Mücahidler
- Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 3
- Geçmis Günü Elerken - 1
- Barbaros Hayreddin Paşa
- İslam Yazısı'na Dair
- Moskof Mezalimi
- İslam Dünya Görüşü
- Mimar Koca Sinan
- Kırık Kılıç
- Osmanoğulları'nın Dramı
- CHP'nin Günah Galerisinden Sayfalar
- Uzunca Sevindik
- Sultan Abdülaziz
- Muhtasar İslâm Tarihi 1
- Düzmece Mustafa
- Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 2
- Geçmiş Günü Elerken 2
- Lozan - Zafer mi, Hezimet mi? - 3
- İthaflı Fıkralar
- Geçmişi ve Geleceği ile Hilafet
- Zağanos Paşa
- Kavuklu İhtilalci
- Piri Reis
- Cemre
- Veli Bayezid'in Bedduası
- Amerika'da Zenci Müslümanlık Hareketi
- Cem Sultanın Papağanı
- Asrın İhaneti
- Aşıklar Ölmez
- Trabzon Meb'usu Şehid-i Muazzez Ali Şükrü Bey
- Osmanlı Tarihi 1.Cilt
- Tarihten Günümüze Ermeni Meselesi ve Zulümler
- Sokollu Mehmed Paşa
- Zoraki Asi
- Musul Meselesi ve Irak Türkleri
- Makbul Ve Maktul İbrahim Paşa
- Benden Tarihe Haberler
- Malkoçoğlu Kardeşler
- Muhtasar İslâm Tarihi 2
- Özlü Sözler
- Hicret
- Osmanlı Tarihi 2.Cilt
- Muhtasar İslâm Tarihi 3
- Macar İhtilali
- Osmanlı Tarihi 3. Cilt
- Of Lala
- Üç Hilafetçi Şahsiyet
- Zaferden Zafere
- Perili Köşk
Kadir Mısıroğlu Alıntıları - Sözleri
- Bu nazariyeye göre; Eskiden Dünya hakimiyetinin merkezi Roma şehri idi. Bütün Dünya'ya hükmedenler orada otururlardı. Sonra bu merkezilik Bizans'a yani İstanbul'a geçmiştir.Bu süretle İstanbul '' ikinci Roma '' ya varis olan Moskova, '' Üçüncü Roma '' adıyla yad olunmaya değer bir ehemmiyet kazanmıştır. O halde Moskova'yı Hıristiyanlığın en kuvvetli merkezi olması dolayısıyla '' Üçüncü Roma '' kabul etmek zatureti vardır. Artık Dünya'nın kaderine Moskova'dan hükmedilecektir !... (Moskof Mezalimi)
- Bugün Dünya'nın özleyip de bir türlü gerçekleştiremediği, farklılıklara tahammül ve karşılıklı saygı, o devletin temel bir idârî prensibiydi. (Sokollu Mehmed Paşa)
- Olacakları evvelden bilmenin faydadan çok zararı olmalı ki, Allah kaderi meçhul kılmıştır!.. (Kırık Kılıç)
- "Türkiye arabaların kanunlarından kurtulacaktır" (İleri, 28 Şubat 1340) (Hilafet Risâleleri, İsmail Kara, sh. 541) (CHP'nin Günah Galerisinden Sayfalar)
- İSLAM DAVASI İÇİN ÇALIŞMAYAN ALNINI SECDEDE KALDIRMASA BİLE MESULDÜR!.. (Özlü Sözler)
- Bütün lise hayatım boyunca iki dindar hocayla karşılaşabilmiştim. Bunlar coğrafya muallimi merhum İsmail Hakkı Berkmen ile halen hayatta olan Ahmed Saka Bey'lerdi. İdare ve müdürümüz dindarlık ve milliyetçiliğe haşin bir sûrette karşıydı. Bundan dolayı pek çok kereler disiplin kuruluna girip çıkmak mecbûriyetinde kalmışımdır. Bu arada binbir güçlükle temin edebildiğimiz namaz odasına asılmış olan bir takvimin kartonundaki M. Kemal Paşa resmini yırtma sebebiyle üç gün "tard-ı muvakkat" cezasına çarptırılışım zikre değer. Bilahare büyütülen bu hâdise yüzünden, mezuniyet imtihanlarından sonra olgunluk imtihanlarının ikisini vermiştim ki mektepten tamamen uzaklaştırılma cezasına çarptırıldım. Ayrıca, güya beni himaye etmiş olmak töhmetiyle o zamanın başmuâvini İsmail Hakkı Berkmen ve edebiyat muallimi Kaya Bilgegil (sonradan profesör) de altı ay Vekâlet emrinde kalmak sûretiyle iz'ac olunmuşlardır. Ben de müteakip iki imtihan için Giresun'a gittim. O zaman olgunluk imtihanı dört dersten yapılırdı. Sualler bakanlıktan gelirdi. Yolda imtihanların birini kaçırmıştım. Diğerini de Giresun'da vermiştim. Kaçırdığım imtihan için 1954 Ekimi'nde Erzurum'a gittim. Bu dersin imtihanını da Erzurum Lisesi'nde vererek nihâyet lise mezunu olabildim. (Hicret)
- Maksadım yazıma başlarken belirttiğim gibi bu mes'elenin ilmi cihetlerini sâdece bir fihrist kabilinden beyan etmektir. Gâyem, böyle büyük bir işe girişmezden evvel yapacağımız işin doğru olup olmadığının hissî ve siyâsî olmaktan ziyade ilmi bir sûrette münakaşa edilmesinin ehemmiyetini belirtmektir. Temas ettiğim mes'elelerin her biri ayrı bir ilim dalıdır. (İslam Yazısı'na Dair)
- Bir parkta bulunmuş bir çocuğa, babalık veya analık iddia eden iki insan mevcud olsa, deliller de, ortada olsa, bunlardan biri müslim, diğeri gayri müslim olsa fakat müslim köle olsa, kadı, çocuğu gayri muslim fakat hür olan insana verir. Çünkü bu taktirde çocuk gayri müslim fakat <
> olacaktır. ->Tek başına sırf şu misal bile, İslam'da hürriyete atfedilen ehemmiyeti göstermeye kâfidir. (Amerika'da Zenci Müslümanlık Hareketi) - "--- Râsulullah (s.a.v.)in fitne hakkında olan sözü hanginizin hatırındadır?" deyû sormuş, içlerinden Huzeyfe: ---Ya emirelmü'minin!.. Resûl-i Ekrem'in fitne hakkında olan sözü ayniyle benim hatırımdadır ki, kişinin ıyâl(çocuklar) ve mal ve evlâdından ve komşusundan dolayı fitneye dûçar olmasıdır.Bu misullû günahlara savm ve salât ve emr-i bilma'ruf ve nehy-i anil munker kefaret olur deyu vermiş. Hz.Ömer: "--- Muradım o değil, deniz gibi temevvüç edecek fitneyi soruyorum." dedikde Huzeyfe: "---Ya emirelmü'minin!.. Senin için onda bir beis yok.Senin zamanınla onun arasında kapalı kapı var!.."demiş Hz.Ömer: "---Bu kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?" dedikte Huzeyfe: "---Kırılacak!.. demekle Hz.Ömer: "--- Öyleyse artık kapanmaz!.." deyip izhar-ı teessüf etmiş." (Geçmişi ve Geleceği ile Hilafet)
- Ağaçlar ayakta ölür!.. (Geçmis Günü Elerken - 1)
- Sultan Selim Han, bu suale cevap verip vermemek arasında tereddüdde idi. Paşa'yı uzun uzun süzdükten sonra:"-Paşa! Siz sır tutarsınız. O'nun için size söyleyebilirim. Şehre girmesine elbet gireceğiz, ama karanlık bastırdıktan sonra!.."dedi. (Veli Bayezid'in Bedduası)
- M.Kemal Paşa'nın evvelce, İngilizler'le "Hilâfet'i yıkmak" esası üzerine anlaşmış olmasına rağmen, zaferden sonra bu vaadinden vazgeçerek "halife" olmak istediği kat'idir.Ancak bu dinî bir zaruret ve inanıştan ziyade âlemşumûl bir şahsi otorite sağlamak maksadının eseri idi. (Geçmişi ve Geleceği ile Hilafet)
- Bugün memleketimizin bir numaralı mes’elesi Güneydoğu Anadolu’daki anarşi değildir!.. Kıbrıs’ın kaybedilmek üzere olması da değildir!.. Bütün bunların hepsinden daha ehemmiyetli olan, lisânımızdaki korkunç tahrîbattır!.. (Doğru Türkçe Rehberi)
- Risale-i Nur, harf inkılabından sonra İslam harfleri davasını siyasi bir mesele olmaktan ziyade bir "ibadet" , "Sevap" ve "kültür" mevzu olarak ele almış ve talebeleri bütün gayretlerini bu sahaya hasretmişlerdir.. (İslam Yazısı'na Dair)
- Ben tahta değil, bir yangının kızgın külleri üzerine oturdum ! Sultan Vahideddin Merhum (Sultan Vahideddin)
- Büyük ve alemşümul İslam nizâmının iman şuur ve vecdini kaybeden bir insan için bayram birkaç dost ziyaretinden başka nedir? Lakin kim kime dostluğuyla, kelimenin hakiki manasıyla yar olup da, onu düştüğü esfel-i safilinden ala illiyyine doğru çekebilir? Ve kimde böyle bir cazibeye kapılmak istidada kaldıki? Günlük meşgalelerin basit ikliminde bunalmış, ruhen ve bedenen yorgun asrımız insanını kurtaracak, gerçek cehd ve gayret olmadan, kendi kendine sırf günlerin arka arkaya sıralanması sebebi ile gelen ve sadece bir şiarı İslam diye ismen ve şeklen devam eden bayramlar, kime ne verebilir ki? (Aşıklar Ölmez)
- Kader geçmişte malum, gelecek içinse meçhuldür (Malkoçoğlu Kardeşler)
- Bu itibarla bizde hari değişikliği aynı zamanda ve evveliyetle dini bir mes'ele teşkil etmekte olduğu halde, bugüne kadar mes'elenin bu vechesi üzerinde gerektiği şekilde du rulmamıştır Tarih boyunca milletler iki sebeple allabe değiştirmişlerdir. a-Din değiştirme, b-Esåret. (İslam Yazısı'na Dair)
- Aziz gençler!.. Unutmayınız ki, devletinizi, âlemşümul bir imparatorluktan mânâ ve maddede küçük bir Türkiye hâline getiren dâhili ve hârici düşman faaliyetlerine cevaz, meşrüiyyet ve hattâ itibar bahşeden Lozan'dır!.. Yeniden büyük devlet olma imkân ve ümitlerimizin yegâne kaynağı olan gençler!.. Unutmayınız ki, Lozan'ı yırtıp çiğnemedikçe "Büyük Türkiye" nin şafağı sökmeyecektir. Kadir MISIROĞLU 27 Ramazan 1390/ 26 Teşrinisani 1970 Serencebey/İstanbul (Lozan - Zafer mi, Hezimet mi? 1)
- Sultan Abdülaziz merhumu hal' eden devlet içâli arasında birinci derecede rol oynayan dört kişidir. Bunlara “Erkân-ı Erbaa” veyahud da “Hal'erkânı” denilmektedir. Bunlar; Hüseyin Avni paşa, Midhat Paşa, Rüşdü Paşa ve Hasan Hayrulâh Efendi'dir. Bunların terceme-i hâlleri evvelce tafsil edilmiş olduğu üzere, burada ayrıca izah edilecek değildir. Ancak karakter ve niyetleri itibariyle onlar hakkında birkaç cümlelik bir izahatla kısa bir hatırlatma yapmakta fayda görmekteyiz. Bunlardan bir numaralı ele başı Hüseyin Avni Paşa'dır. Evvelce kaynaklara istinâden nakledilmiş olduğu Üzere ahlâksız, sarhoş, muhteris, diktatör ruhlu, kindar ve rüşvetçi bir adamdır. Bu işe karışmaktaki gâyesi, sadece ve sadece saray kadınlarına karşı çirkin bir hareketinden dolayı sürgüne gönderilmiş olması sebebiyle Sultan Abdülaziz'e karşı duyduğu kin ve nefret ile ondan intikam almak ve diktatör olmak heveslerinden ibarettir. (Sultan Abdülaziz)