diorex
Dedas

Yurdum Benim Şahdamarım - Ahmed Arif Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yurdum Benim Şahdamarım kimin eseri? Yurdum Benim Şahdamarım kitabının yazarı kimdir? Yurdum Benim Şahdamarım konusu ve anafikri nedir? Yurdum Benim Şahdamarım kitabı ne anlatıyor? Yurdum Benim Şahdamarım kitabının yazarı Ahmed Arif kimdir? İşte Yurdum Benim Şahdamarım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.02.2022 16:00
Yurdum Benim Şahdamarım - Ahmed Arif Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmed Arif

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752891036

Sayfa Sayısı: 64

Yurdum Benim Şahdamarım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dağın pulat yüreğine işledim

Şimşeğin masmavi usturasına

Sevdanı usul - usul

Sevdanı mısra - mısra

Lo ben seni hapislerde sevmişim

Ben seni sürgünlerde

Yurdum benim

Şahdamarım

Ahmet Arif hasreti 'Yurdum Benim Şahdamarım'la bitiyor!

Usta şair Ahmet Arif'in ilk ve tek kitabı 'Hasretinden Prangalar Eskittim'de yer almayan, dergilerde kalmış gençlik şiirleri ve yayımlatamadığı son şiirleri ilk defa bir kitapta biraraya geliyor.

Uzun yıllardan sonra şairi okurlarıyla buluşturan 'Yurdum Benim Şahdamarım'da şairin el yazıları, çeşitli fotoğrafları ve Adnan Binyazar, Metin Demirtaş ve Veysel Öngören'in Ahmet Arif şiiri üzerine kaleme aldıkları yazılar da yer alıyor. Şairin birçok şiirini gün ışığına çıkaran bu önemli çalışma, şiir sevenler ve edebiyat araştırmacıları için bir başvuru kaynağı niteliğinde.

(Tanıtım Yazısı'ndan Alıntı)

Yurdum Benim Şahdamarım Alıntıları - Sözleri

  • Mağlup mu desem, mahçup mu? Ama ikisi de değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... Öyle tuhafım bu akşam üstü.
  • Mağlup mu desem mahçup mu? Ama ikisi de değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu… Öyle tuhafım bu akşam üstü,
  • "..O gemi sığındığı limanı özlediyse tüm dalgalara rağmen yine gelirdi..."
  • "Sonra boşver dersin. Bırak kim ne düşünürse düşünsün..."
  • "Vurun ulan, vurun Ben kolay ölmem."
  • "Otobüsün sol camından manzarayı seyrederken, Sağ camından kaçırdıklarımızdan ibarettir hayat..."
  • "Özgürlük kadar güzeldi gözlerin ve ben o özgürlüğü mü özledim..."
  • ¶¶ Vurun ulan Vurun Ben kolay ölmem. ¶¶
  • ".. Sonra boşver dersin. Bırak kim ne düşünürse düşünsün.."..!!
  • Bırak kim ne düşünürse düşünsün.
  • Başımıza zindan dünyamiz Biz ki, yarinıyız halkın Umudu, yüzakıyız Hincı, namusu... Şafakları, Taa şafakları Hey canım, Kalbim, dinamit kuyusu...
  • düşünme sen bu hesapsız düzeni, çiçekten kalbimiz var bizim.."
  • "Otobüsün sol camından manzarayı seyrederken, sağ camından kaçırdıklarımızdan ibarettir hayat..."
  • ¶¶ Ve Araf kokulu uzak bir yağmur Hala düşüncemde sonsuz yalnızlık. ¶¶

Yurdum Benim Şahdamarım İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şiir yazmaya çalışan biri olarak örnek aldığım ilk şairdir Ahmed Arif.. yazmadan önce tanıdım tabi özellikle bizim dilimizi yani halk arasında kullandığımız dili kullanıyordu. "Sus kimseler duymasın duymasın ölürem ha" dizesinde ki "ha" bile beni benden almıştır.. sonra merak edip okudum benim için en değerli şair oldu.. Ahmed Arif ne yaptığını bilen şairlerdendi. Şiirinin bir ayağı derin acılarda, bir ayağı 'yokluğun öbür adı olan cehennem'dedir. Bir yanda 'demir kapı', 'kör pencere'; öbür yanda yeşil soğan', 'karanfil kokan cıgara', 'dağlarına bahar gelmiş memleket'. İmgelerindeki bu incelikli denge, 'öfke' ile 'yumuşama' arasında gider gelir. Onu duyguların acı sızısıyla yüz yüze getiren bu dengedir. “İçerde" şiirinde 'Haberin var mı taş duvar? diye sorar, ardından 'Demir kapı, kör pencere, / Yastığım, ranzam, zincirim, gelir. Şiirsel sızı, Uğruna ölümlere gidip geldiği mahzun resim'dedir. Seçtiği sözcüklerlere resim çizmez, her sözcüğü bir resimdir Ahmed Arifin. (İbrahim KILIÇ)

SESSİZ VE DERİN BİR HALKIN ÇOCUĞU❀: ↴ Derin, manalı halkın içinden şiirleri.. Mısralardaki sözcüklere bakınca şöýle söylüyorsunuz kendinize buraya başka ne denilebilir ki, daha başka nasıl şekilde yazılıp çizilebilir ki diye. Evet bir yol var ama bambaşka bir taraftan çizilmiş kimsenin bilmediği kuytu, karanlık bir o kadar da aydınlık, karanlık olduğu kadar da aydınlık dolu, ümit, sevda dolu bir yol. İşte Ahmed Arif okurken böyle bir yolda yürüyorsunuz. O yolda yürümek o kadar zevkli ki durup soluk almak istiyorsunuz. Bazen mısraların arasında kaybolsanız da, yine de ulaşıyorsunuz papatya dolu satırlara.. Kitaptaki şiirlerin çoğu Ahmet Arif'in ~Hasretinden Prangalar Eskittim~ kitabında da geçiyor.. Uzun zaman önce okuduğum Hasretinden Prangalar Eskittim kitabından sonra tekrar Ahmed Arif okumak çok hoş oldu. Ne de olsa şiir okumak her zaman iyi gelir insana değil mi? Size de iyi gelecektir.. Daha başka birşey söyleme gerek yoktur herhalde, çoktan okuyacaklar listesine eklendi diye umuyorum. Tabi buraya kadar okunduysa çoğunlukla beğenip geçiliyor incelemelerim. Ama olsun tekrar söyleyeceğim.; Sen incelememi sonuna kardar okuyan sevgili okur:evet sen, sen sana diyorum. İncelememi okuduğuna dair yorum kısmına küçük bir işaret bırakırsan mutlu edersin. ↴ Şiirle kalın..❀ (GūL)

Kitabın Yazarı Ahmed Arif Kimdir?

23 Nisan 1923'te Diyarbakır'ın Hançepek semtindeki Yağcı Sokak 7 no'lu evde dünyaya geldi. Babası Rumeli'den Kerkük'e görevli gelmiş bir Türk aileye mensup gelen ve o yıllarda Osmanlı Devleti hizmetinde memur olarak çalışan Arif Hikmet, annesi Sare Hanım ise devrin ulemasından Şeyh Abdülkadir Cibrali'nin kızı olan Erbilli bir Kürt'tür. Sekiz kardeşin en küçüğü idi. Asıl adı Ahmet Hamdi Önal'dır. "Ahmed Hamdi" dedesinin adı; yazın hayatında kullandığı "Ahmed Arif" ismindeki "Arif" ise babasının ön adıdır.

Babası Arif Bey sivil hayatta en son Siverek'te nahiye müdürlüğü görevinde bulundu. Çocukluk yılları Siverek ile babasının vekaleten kaymakamlık görevinde bulunduğu Harran'da geçti. Siverek'te o sıralarda şehirde ağırlıklı olarak konuşulan dil olduğu için Zazaca'yı, Karakeçi'de çoğunlukla Kürt aşiretleri olduğu için Kürtçe'yi, Harran'da Arapça'yı öğrendi. Annesini 1929 yılında kaybetti. Onu, üvey annesi Arif Hanım büyüttü.

İlkokulu Siverek'te, ortaokulu Urfa'daki ablasının yanında okudu. Lise öğrenimine parasız yatılı öğrenci olarak Afyon Lisesi'nde devam etti. Bu okulda edebiyat bilgisini artırmak için iyi bir ortam buldu. Afyon Lisesi’nde öğrenciyken yazdığı şiirlerin ilki, Afyon Halkevi dergisi Taşpınar’ın Kasım 1942 tarihli 94'üncü sayısında yayınlandı. 1943 yılında liseden mezun oldu.

Liseyi bitirdikten sonra bir süre Uşak'ta ağabeyi Muhammed Necati'nin yanında kaldı. Babasının emekli olup Diyarbakır'a yerleşmesi üzerine Diyarbakır'a gitti. Ardından askere giden Ahmed Arif, Riva'da yedek subay olarak yaptığı askerlikten 11 Mart 1947'de terhis oldu. Yükseköğrenimi için Ankara'ya gitti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi felsefe bölümüne kaydoldu, ancak mezun olmadı. Faruk Nafiz, Ahmed Muhip, Ahmed Hamdi, Cahit Külebi, Behçet Necatigil gibi o dönemin ünlü şairlerinin etkisinde şiirler yazdı. İnkılapçı Gençlik ve Meydan dergilerinde yazdığı şiirlerle adını duyurdu. Özgün şiirsel yapısını yansıtan şiirleri 1948’de yayımlatmaya başladı. Attilâ İlhan’ın düzenlediği ve Varlık dergisinin yayımladığı Şiirler-1948 adlı antolojide yer alan Rüstemo başlıklı şiiri ilk şiiri kabul edilir.

1948 yılında Dışişleri Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazandı; ancak yurtdışında gönderileceği sırada Palmiro olarak bilinen bir şiiri nedeniyle gözaltına alındı. İtalyan komünist önder Palmiro Togliatti'nin öldürülmesi üzerine yazdığı, henüz ham durumdaki bu şiirin müsveddeleri çalınıp çoğaltılması ve nüshaların bir arkadaşının evinde bulunması; kimi arkadaşlarının yargılanmasına, Ahmed Arif'in ise karakolda ifade verip serbest bırakılmasına neden olmuştu. Ahmed Arif, bu gözaltı nedeniyle işe alınmayınca Danıştay'a başvurdu ve Merkez Bankası'nda bir işe yerleştirildi. Bir yandan memuriyete, diğer yandan da eğitimine devam etti.

Şair, 1950 yılında Hürriyet gazetesinde okuduğu bir röportaj ile 1943'te Van'da gerçekleşen ve tarihe Muğlalı Olayı olarak geçen olayı öğrenince, bu olayı konu edinen bir şiiri yazdı. Bir ağıt olarak tasarladığı, hiçbir zaman yayımlamayı düşünmediği 33 Kurşun başlıklı şiir, çok kısa zaman içerisinde elden ele dolaşarak çok bilinen bir şiir halline geldi.

1950’de Türk Ceza Kanunu'nun 141'inci maddesine aykırı davranmak savıyla, 1952’de gizli örgüt kurma savıyla iki kez tutuklandı. Tutukluluğu sırasında Ankara'dan İstanbul'a götürüldü ve Sanasaryan Han'da işkenceye maruz kaldı. 38 aylık tutuklu kaldıktan sonra yapılan yargılama sonunda iki yıl hapis ve sekiz ay Urfa’da gözetim altında tutulma cezası verildi. Bu cezayı yargılanmadan önce fazlasıyla çektiği için 7 Ekim 1954'te tahliye edildi. Sekiz ay kamu gözetimi altında tutulma cezasının Urfa yerine Diyarbakır olarak değiştirilmesini sağlayarak kız kardeşinin öğretmenlik yaptığı Diyarbakır'a gitti, bir tuğla ve kiremit fabrikasında katip olarak çalıştı. Kamu gözetimi cezasını tamamladıktan sonra Ankara'ya döndü. 1954-1959 arasında platonik aşkı Leyla Erbil'e mektuplar yazdı.

Yükseköğrenimini tamamlama imkanı bulamayan Ahmed Arif, 1956’dan itibaren Medeniyet, Öncü ve son olarak da Halkçı gazetelerinde redaktör olarak çalıştı. 1967 yılında Ankara'da tanıştığı Aynur Hanım'la evlendi, 1972 yılında oğlu Filinta dünyaya geldi. Uzun süre TKP Ankara il komitesi için çalıştı.

1960'larda Fikret Otyam'ın röportajlarına Ahmet Arif’in şiirlerinden bölümler eklemesiyle ünü yayıldı. Şiirlerinin toplandığı tek kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim 1968'de yayımlandı. Şairin tek kitabı olan bu eser, çok yoğun bir ilgiyle karşılandı; altmıştan fazla basımı yapılarak Türkiye'de en çok baskısı yapılan şiir kitapları arasına girdi. Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi sanatçılarca birçok şiiri bestelendi. Hasretinden Prangalar Eskittim'den sonra hiç şiir yayımlamadı, hatta yazmadı.

Ahmed Arif, 1977 yılında gazetecilikten emekli olduktan sonra yaşamını Ankara'da sürdürdü. Cemal Süreya, Canip Yıldırım, Cemalettin Ünlü, Muzaffer Erdost, Nedret Gürcan, Adnan Binyazar ve aile yakınları dışında kimse ile görüşmedi. Ölümünden kısa süre önce yakınlarına, ikinci bir kitap basımı için şiirlerinin hazır olduğunu, İstanbul'a giderek dikte ettireceğini ve yeni kitabının basılacağını söylediği bilinir. Fakat bu gerçekleşemedi. Yıllar boyu gazete ya da dergilere demeç vermeyen, açıklama bulunmayan Ahmet Arif, 1989'da şair ve gazeteci Refik Durbaş ile mülakat yaptı. Bu söyleşi, önce Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı, sonra kitap haline geldi. Daha önce ikinci şiir kitabının adı olacağını duyurduğu Kalbim Dinamit Kuyusu, bu söyleşi kitabının adı oldu. Şair, Ankara'daki evinde 2 Haziran 1991 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Ahmed Arif’in Cemal Süreya’ya yazdığı mektuplar, 1992 yılında kitap olarak yayımlandı. Şairin, Hasretinden Prangalar Eskittim'e almadığı şiirleri, 2003 yılında Yurdum Benim Şahdamarım başlıklı kitapta toplandı. Leyla Erbil'e yazdığı aşk mektupları, 2013 yılında Leylim Leylim başlığıyla kitaplaştırıldı.

Edebi Eleştiri

Ahmet Oktay'ın Karanfil ve Pranga (Istanbul: Metis Yayınları, 1990) adlı çalışması Ahmed Arif şiiri üzerine yapılmış en detaylı çalışma olarak kabul edilir.

Ayrıca, Muzaffer İlhan Erdost'un 'Üç Şair' adlı kitabında da, Ahmed Arif şiirinin yorum ve çözümlemeleri bulunmaktadır.

Adiloş Bebe adlı şiiri Cem Karaca , Moğollar ve Grup Kızılırmak tarafından şarkı yapılmıştır.

Şiir kitapları

Hasretinden Prangalar Eskittim. (Everest yayınları, ISBN 975-297-021-4, 57. basım, 2006);

Yurdum Benim Şahdamarım (Everest yayınları, İstanbul, Kasım 2005, 5. Basım, ISBN 9789752891036)

Hasretinden Prangalar Eskittim (1968-2008 40. Yıl Özel Basımı), İlk Basım: Mart 2008, Metis Edebiyat

Şiirlerinden bazıları

Akşam Erken İner Mahpushaneye

Anadolu

Ay Karanlık

Sen Hep Şerefinle Yaşarsın Baba

Bu Zindan Bu Kırgın Bu Can Pazarı

Diyarbekir Kalesinden notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi

Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden

Hasretinden Prangalar Eskittim

İçerde

Kara

Karanfil Sokağı

Leylim Leylim

Merhaba

Otuz Üç Kurşun

Sevdan Beni

Suskun

Unutamadığım

Uy Havar!

Vay Kurban

Yalnız Değiliz

Kara

Bestelenen şiirleri

Ay Karanlık: Ahmet Kaya - Maviye Çalar Gözleri

Ay Karanlık: Cem Karaca - Ay Karanlık

Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Cem Karaca - Adiloş Bebe

Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Grup Yorum - Adiloş Bebe

Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Kızılırmak - Adiloş Bebe

Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Moğollar - Adiloş Bebe

Hasretinden Prangalar Eskittim: Ahmet Kaya - Hasretinden Prangalar Eskittim

Hasretinden Prangalar Eskittim: Suavi - Hasretinden Prangalar Eskittim

İçerde: Rahmi Saltuk - Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin

Kara: Grup Ekin - De Be Aslan Karam

Otuzüç Kurşun: Cem Karaca - Otuzüç Kurşun

Otuzüç Kurşun: Grup Baran - Otuzüç Kurşun

Otuzüç Kurşun: Zülfü Livaneli - Kirvem

Otuzüç Kurşun: Fikret Kızılok - Vurulmuşum

Otuzüç Kurşun: Onur Akın - Otuzüç Kurşun

Sevdan Beni: Cem Karaca - Sevdan Beni

Sevdan Beni: Fikret Kızılok - Haberin Var Mı

Suskun: Fikret Kızılok - İki Parça Can

Suskun: Ahmet Kaya - Suskun

Suskun: Edip Akbayram - Suskun

Suskun: Alaaddin Us - Suskun

Unutamadığım: Cem Karaca - Unutamadığım

Unutamadığım: Grup Baran - Unutamadığım

Uy Havar!: Ahmet Kaya - Oy Havar

Vay Kurban: Cem Karaca - Vay Kurban

Vay Kurban: Grup Baran - Seni Sevmek Felsefedir

Vay Kurban: Grup Yorum - Gün Ola

Ahmed Arif Kitapları - Eserleri

  • Hasretinden Prangalar Eskittim
  • Leylim Leylim
  • Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya’ya Mektuplar

Ahmed Arif Alıntıları - Sözleri

  • Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu, namussuz bir çağ bu biliyorsunuz. (Cemal Süreya’ya Mektuplar)
  • “kendi kendinle yetinmek, dünyanın öbür adıdır” (Leylim Leylim)
  • "Vurun ulan, vurun Ben kolay ölmem." (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • Bırak kim ne düşünürse düşünsün. (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • "Gözlerin diyorum o kadar güzel ki bir şiirden alıntı gibi." (Hasretinden Prangalar Eskittim)
  • Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? (Hasretinden Prangalar Eskittim)

  • Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik, İki yitik hasret, İki parça can. (Hasretinden Prangalar Eskittim)
  • ¶¶ Ve Araf kokulu uzak bir yağmur Hala düşüncemde sonsuz yalnızlık. ¶¶ (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • Mağlup mu desem, mahçup mu? Ama ikisi de değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... Öyle tuhafım bu akşam üstü. (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • Mağlup mu desem mahçup mu? Ama ikisi de değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu… Öyle tuhafım bu akşam üstü, (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • ''Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...'' (Hasretinden Prangalar Eskittim)
  • "Otobüsün sol camından manzarayı seyrederken, Sağ camından kaçırdıklarımızdan ibarettir hayat..." (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • "Kendi kendinle yetinmek, dünyanın öbür adıdır." (Leylim Leylim)

  • "Gözlerin diyorum o kadar güzel ki bir şiirden alıntı gibi." (Hasretinden Prangalar Eskittim)
  • Sevdan ölünecek kadar güzel ..... (Hasretinden Prangalar Eskittim)
  • Biz zaten puştluklara, kahpeliklere göğüs germekte usta bir halkın çocuklarıyız. (Cemal Süreya’ya Mektuplar)
  • Seni, baharmışın gibi düşünüyorum, Seni, Diyarbekir gibi, Nelere, nelere baskın gelmez ki Seni düşünmenin tadı... (Hasretinden Prangalar Eskittim)
  • "..O gemi sığındığı limanı özlediyse tüm dalgalara rağmen yine gelirdi..." (Yurdum Benim Şahdamarım)
  • Belki de kırgınlığım kendime. (Leylim Leylim)
  • Gün ola , devran döne , umut yetişe ... (Hasretinden Prangalar Eskittim)

Yorum Yaz