Yürekte Bukağı - Tomris Uyar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yürekte Bukağı kimin eseri? Yürekte Bukağı kitabının yazarı kimdir? Yürekte Bukağı konusu ve anafikri nedir? Yürekte Bukağı kitabı ne anlatıyor? Yürekte Bukağı kitabının yazarı Tomris Uyar kimdir? İşte Yürekte Bukağı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Tomris Uyar
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750807561
Sayfa Sayısı: 96
Yürekte Bukağı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bukağı, bir ağır ceza yükümlüsünün kaçıp kurtulmasını engellemek için ayağına vurulmuş pranganın ucundaki demir halka da olabilir, yırtıcı bir kuşun evcilleştirilmesi için ayaklarına bağlanmış ipeksi bir mendil de... Ama bukağı yüreğe vurulursa ne olur?
Tomris Uyar'ın 1979 yılında Sait Faik Öykü Armanağı kazanan kitabı Yürekte Bukağı, sıkıyönetim döneminde yaşamın her alanında yüreklerine bukağı vurulmuş kişileri ele alıyor.
"Savaşlar, kırımlar, hep başka yerlerde, dışarda geçmiş. Gelip gidenlerden böyle birkaç iz kalmış. Bu toprak eski, yorgun cansızlıktan. Deniz, artık vereceği bir şey kalmamışçasına yorgun vuruyor kıyıya.
Radyoda fasıl: Sensiz ey şuh... Saat beşbuçuk demek. Yorgunum. Verebileceklerimden, veremediklerimden yorgunum. Biriktirdiklerimden. Bir alsalardı, o yürekliliği gösterselerdi."
Yürekte Bukağı Alıntıları - Sözleri
- Yüreğim seninle, biliyorsun.
- "Yaşam, bir çatlayıp dağılma işlemidir zaten...''
- ...ben güzel şeyler duymak istiyorum demedim ki sesini duymak istiyorum o kadar.
- ''...ben güzel şeyler duymak istiyorum demedim ki, sesini duymak istiyorum o kadar.''
- Kimsenin renkleri gördüğü yoktu.
- ''...akılda kalacak bir hikaye kişisiydi. Hikayesi, daha yokken bile.''
- Böyle güzelliği gözleri yaşartan havalar sıkıyönetim ilanına uygun değildir.
- Kimsenin renkleri gördüğü yoktu.
- Yorgunum. Verebileceklerimden, veremediklerimden yorgunum. Biriktirdiklerimden.
- Konuşmak da tehlikelidir. İçte biriken sözcükleri boşaltmak. Hele konuşmayı bi kere unutmuşsan.
- Bir hüzün çöküyor içine. Hüzünlenmek için türkü söylenir mi hiç? Ama hep böyle olur.
- İstemeye hakkım var mı bilmem, ama seni yürekten ilgilendiren şeyleri, başkalarına anlatmaktan kaçınacağın şeyleri duymak isterdim. Anlat bana...
- “Bitimsiz alacakaranlıkta, çiçek sanıyorlardı ellerindeki yükü.”
- Yalnız ben güzel şeyler duymak istiyorum demedim ki, sesini duymak istiyorum dedim o kadar.
Yürekte Bukağı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tomris Uyar'ın okuduğum 3. Kitabıydı. Yürekte Bukağı 10 tane hikayede oluşuyor. Hikayeler kısa ama dikkatli okumak gerekir. Hatta biraz okuması zor hikayeleri. On hikayeden en çok Süt Payı ve Yürekte Bukağı kitabını beğendim (Gülhan)
10 tane öyküden oluşan bir kitap. Her gün bir tane okumaya çalıştım. Böyle yapınca günümün daha verimli geçtiğini hissettim. Tomris Uyar'ın kalemiyle bu kitap sayesinde tanıştım. Bu öyküler bir sonuca bağlanmıyor. Durum öyküsü deniliyor bunlara. Yani okurken size hissettirdikleri önemli. Her cümle kılı kırk yararak yazılmış sanki. Eh işte diyebilirim puanlamaya gelince. Eğer yaşanmışlık var ise okurken daha çok keyif alırsınız. (Ahmet TEMEL)
Modernizmin belirlediği kurallarla çepeçevre sarılmış, kıskaç altına alınmış dünyamızda kaybolup giden duygularımızın sesine kulak veren harika bir uzun hikaye. Durgun anlatımı olsa da çok güzel dersler çıkaracaksınız. Neden bilmiyorum ama kitabın sonlarına doğru, okurken aklıma Sezen Aksu'nun Sarı Odalar şarkısı geldi. (Radikalizmin Mistik Önderi)
Kitabın Yazarı Tomris Uyar Kimdir?
Tomris Uyar (d. 15 Mart 1941 - ö. 4 Temmuz 2003) Türk öykü yazarı ve çevirmen. İngiliz Kız Ortaokulunda, Arnavutköy Amerikan Kız Kolejinde eğitim gördü (1961). İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine bağlı Gazetecilik Enstitüsünü bitirdi (1963). Papirüs dergisi kurucularından olan Uyar’ın deneme, eleştiri ve kitap tanıtma yazıları Yeni Dergi, Soyut, Varlık gibi dönemin belli başlı dergilerinde yayımlandı. On öykü derlemesinden Yürekte Bukağı ile 1979, Yaza Yolculuk ile 1986 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. 60’ı aşkın çevirisi kitaplaşan Uyar’ın günlükleri, “Gündökümü” genel başlığı altında, yayımlandı. Yürekte Bukağı ve Yaza Yolculuk öykü kitapları ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı aldı. Tomris Uyar, şair Turgut Uyar ile evlidir ve Hayri Turgut Uyar isimli, İTÜde öğretim görevlisi bir oğulları vardır. 2003 yılında kanser nedeniyle vefat eden yazarın kabri Zincirlikuyu Mezarlığındadır.
Tomris Uyar Kitapları - Eserleri
- Dizboyu Papatyalar
- Aramızdaki Şey
- Yaza Yolculuk
- Otuzların Kadını
- Metal Yorgunluğu
- Yürekte Bukağı
- Gecegezen Kızlar
- Yaz Düşleri Düş Kışları
- İpek ve Bakır
- Sekizinci Günah
- Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 1
- Ödeşmeler ve Şahmeran Hikâyesi
- Güzel Yazı Defteri
- Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 2
- Bütün Öyküleri
- Aşkın Yıpranma Payı
- Kitapla Direniş
- Günlerin Tortusu
- Yüzleşmeler
- Sesler, Yüzler, Sokaklar
- Rus Ruleti
- Yazılı Günler (1985-1988)
- Bütün Yazıları
- Dön Geri Bak
- Tanışma Günleri/ Anları
- İki Yaka İki Uç
- Gündökümü 75
- Ödeşmeler
- Otuzların Kadını
- Amerikan Hikayeleri Antolojisi
Tomris Uyar Alıntıları - Sözleri
- Susarsam bir boşluk çünkü, konuştukça bir eksilme. (Bütün Öyküleri)
- En güvenilir devrimci kadrolar, ellerine olanak geçtiğinde neden en katı bürokrasiyi oluşturuyorlar ? (Günlerin Tortusu)
- Edebiyayçılarla yazarlar arasındaki farkı sık sık konuşuyoruz Füsun Altıok'la. Keskin tanımlar yapmadık daha, değer sınıflandırmasından da kaçınıyoruz, yalnız yazması gerektiği ya da yazılması gereken şeyleri yazanlara "yazar", bir tür aşkla, tutkuyla tazanlara, yazmayı bir ikame olarak kullanmayanlara edebiyatçı diyebiliriz. (Sesler, Yüzler, Sokaklar)
- "..Kim aldırır benim yorgunluğuma? Saat kaç? diyeceğime kendi bileğime bakıyorum. İncelmiş. Çok sıcak bir yaz ikindisinin 3'ü gibi geçmek bilmiyor zaman, hep sürüncemede. Gelmeyenler öylesine kalabalıklaştı ki koltuklar hep boş. Yine de yerlerini sık sık değiştiriyorum ki hiç kimse başkasının eski yerine oturmasın." (Sekizinci Günah)
- Bu halkın okumadığını, hele siyasetle ilgilenmediğini görmüyorlar mı? Televizyonla gazete yetiyor da artıyor bile onlara. (Güzel Yazı Defteri)
- Ev, bir çeşit kabuk oldu bana. (Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 1)
- En sıcak yaz günlerinde bile, yüreğimize buz gibi çöken o yoklukları, yoksunlukları, kara kışı unutamadık. (Aşkın Yıpranma Payı)
- Akla yakın bir yorum bulunca, yanlış da olsa, dört elle sarılıyoruz. Karşımızda, hep gölgeleriyle korkutan, karanlıkta sallanan şeyler var da ondan. (Rus Ruleti)
- Gülümsüyor, aramızda olabilir bir uzaklığı kapatmak için.. (Dizboyu Papatyalar)
- Bu evden artan neyim varsa kesmek, budamak isterdim. Kanasa da. Yeter ki bir erinç: ödün değil bu, düpedüz yaşama uyma. (İpek ve Bakır)
- Onun gülüşlerine benzemiyor. Her zamanki gülüşlerini çok iyi bilirim. Sevinç, ansızın değil usul usul açılır onun yüzünde.. (İpek ve Bakır)
- Kendi hikayemi kendime anlatmaktan, durmaksızın aklımdan geçirmekten bıktım Lin bey oğlum. Artık içimde eskiyor. Dışa vuracak sözcükleri bulamıyorum. (Metal Yorgunluğu)
- Sevilmemeyi rahatça kaldırabiliyorsun da sevilmek zor geliyor sana, sen de bunu anlamıyorsun. (Bütün Öyküleri)
- Derin kazın, diyordum kendi kendime, derin kazın. Şu gözlerimden akan yaşları, bu yetmezlikleri, katılıkları, artık gereksiz olan bu hüzünleri, kavrayamadığımız güzel aşkları derin gömün. Hepsi altında kalsın toprağın. (Ödeşmeler ve Şahmeran Hikâyesi)
- Nasıl karşı konulabilir kültürlü kültürsüzlüğe? (Aşkın Yıpranma Payı)
- Ah ne yapsam ne yapsam Ne yapsam da bu kente tertemiz bir düş bulsam... (Bütün Öyküleri)
- Şimdiyse aralarında kaskatı, birbirlerine değseler ürpertecek kadar soğuktu suskunluk. (Otuzların Kadını)
- Edebiyata neden tutkun olduğumu sorarsanız, okura ve yazara bir tek insan yaşamının sınırlarına sığmayacak binlerce dünya ve kişilikte yaşama olanağını tanımasından ötürü derim. (Gündökümü - Bir Uyumsuzun Notları 2)
- Diyorum ki kişinin doğum tarihi pek önemli değil aslında, dünyaya gözlerini açmak daha önemli. (Metal Yorgunluğu)
- Yaşadığı anı bilerek, tadına vararak yaşayan bir çocuk ya da bir genç göremiyorum ortalıkta. Acaba bu duygu bir güvensizlik, yarına, bir an sonraya güvenememe duygusundan mı çıkıyor, yoksa o anı, o yarını, o kitabı hep elde bir sayma doygunluğundan mı? (Sesler, Yüzler, Sokaklar)
Editör: Nasrettin Güneş