Yüzbaşının Oğlu - Nedim Gürsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yüzbaşının Oğlu kimin eseri? Yüzbaşının Oğlu kitabının yazarı kimdir? Yüzbaşının Oğlu konusu ve anafikri nedir? Yüzbaşının Oğlu kitabı ne anlatıyor? Yüzbaşının Oğlu PDF indirme linki var mı? Yüzbaşının Oğlu kitabının yazarı Nedim Gürsel kimdir? İşte Yüzbaşının Oğlu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Nedim Gürsel
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050918236
Sayfa Sayısı: 256
Yüzbaşının Oğlu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
27 Mayıs'ın karanlık günlerinde yasak ve imkânsız bir aşkın hikâyesi.
Ayağında yüksek ökçeli iskarpinler yok bu kez, terlik giymiş. Bana doğru dönünce göğüsleri çarpıyor gözüme. Sutyenden fışkıracakmış gibi duruyorlar…Birden ani bir kararla, neredeyse koşarcasına geliyor yanıma, koltuğa bırakıyor kendini. Yanı başımda kalbinin atışlarını duyuyorum. Genç bir kızın kalbi gibi çarpıyor diyeceğim ama emin değilim bundan. Genç bir kız kalbinin çarpışını o ana dek ne duydum ne hissettim. Peki, ne olacak şimdi? Aklında ne var? Sorular zihnimde geçit töreni yaparken elini başıma götürüp saçlarımı okşamaya başlıyor. Sonra, belki de bir şey demiş olmak için, "Saçların uzamış" diyor. Bununla da yetinmeyip, "Benimkilerden daha uzun" diye fısıldıyor kulağıma ve öbür eliyle omzumdan tutup kendine doğru çekiyor beni. Derken dudaklarımız birleşiyor.
Nedim Gürsel'in çok tartışılacak, çok ses getirecek yapıtlarından biri. Ve hiç kuşkusuz en pervasızı...
Galatasaray Lisesi'nde yatılı okuyan bir ergen. Lakabı Yüzbaşının Oğlu. Babası 27 Mayıs'ın karanlık atmosferinde ismi Asan Hasan'a çıkmış bir asker. Sıra arkadaşları Beyoğlu'nun batakhanelerinde, arka sokaklarında cinselliği keşfederken o kendini yasak bir aşkın kucağında, en yakın arkadaşının annesinin kollarında buluyor…Bu tek sesli ama çok katmanlı romanda yasak bir aşk yok yalnızca. Bir yaşlı adam geçmişiyle ve otoriteyle hesaplaşıyor. Toplumsal tabularla kurumları kökünden sarsarak. Baskıyla özgürlük ikilemi arasında sıkışıp kalmış insanın dramını anlatırken, okuru hem Anadolu'nun kışla kentlerinde hem eski Beyoğlu'nun büyülü dünyasında dolaştırıyor. Yüzbaşının Oğlu alaycı ve son derece samimi, sivri dilli bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
Yüzbaşının Oğlu Alıntıları - Sözleri
- "Burada yalnız değil, hayatımın ölüleriyle birlikte yaşadığımı söyleme gereği duymadım."
- Demek ki yalnızca anılar değil, eski fotoğraflar da naftalin kokan sandıklardan çıkarılmak için bazı yaşları bekliyorlar.
- Hiç birimiz bıraktığımız yerde, zamanda, biçimde kalamıyoruz. Gene de yazıp edenler yazdıklarıyla her an birbirinin yanında gibidir.
- "Hiçbirimiz bıraktığımız yerde, zamanda, biçimde kalmıyoruz."
- Açıkta demirlemiş gemiler vardı. Her biri umut yüklü, tayfalarını kentin bağrına salıp rahatlamış, yalnız gemiler.
- Hiçbirimiz bıraktığımız yerde, zamanda, biçimde kalmıyoruz
Yüzbaşının Oğlu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bazilari cidden yazmasin..: Bana dogru donunce gogusleri carpiyor gozume. Sutyenden fiskiracakmis gibi duruyorlar.. Genc bir kizin kalbi gibi carpiyor diyecegim ama genc bir kizin kalbinin carpisini o ana dek ne duydum ne hissettim.. Bu cumleden sonra bilmedigin, hissetmedigin seyi nasil tasvir ediyorsun yahu diyerek bos bos duvarlara iki dakika baktiktan sonra elbette hizli okuma teknigi ile kitabi bitirdim. Fiskirmak ne yahu?! 7. Baskiyi satin almisim. Vallahi bravo alti baski satmis. (Selanik)
Okuyunca isanı sarsan üslup ile karşılaştım. Etkilenmiştim. 1959'lu yıllardan alıntılarla bir okul anılarının oluşturduğu yaşamdan kesitler; küçükken sunulan yaşam tüm hayatına etki etmiş. 1960 darbesine katılmış bir albayın oğlunun galatasaray lisesininde başlayan macerasını anlatan günümüz iktidarına da göndermelerde bulunan bir roman. Klasik bir yapıt ve sanki yer yer yazar kendiyle çelişmiş. Fakat kitabı okurken adeta olayları yaşadım. Dilini çok iyi kullanmış. İyi okumalar. (Eslem Bakacak)
Nedim Gürsel'in okuduğum ilk kitabı yanlış bir tercih olmuş. Yazarın gidişli gelişli anlatımını da kullandığı dili de sevemedim. Kitaba ilk başladığım da bir otobiyagrafi zannettim. Ancak kullanılan dil çok garibime gittiği için araştırma yaptım ve kendi hayatından da bir şeyler katmış olabileceği, ancak kendinden bağımsız birinin kitabı olduğuna karar verdim. Bilenler bilmeyenlere anlatsın. Kitapta bir insanın çocukluk, ergenlik ve ihtiyarlık dönemleri karışık anlatılıyor. Bir bakıyorsunuz çocukluğunu anlatırken araya ihtiyarlığı girmiş anlattığı olaya epey süre dönmüyor vs. Bu arada kullandığı dili günümüz gençliğinin bile bu kadar fütursuzca kullandığını düşünmek istemiyorum. Dönemin siyasi olaylarına yani 27 Mayısa dair bilgilerin ve ayrıca kitabın başında ittihat ve Terakki ile ilgili bazı satırların çok objektif bir kalemle yazıldığını düşünmüyorum açıkcası. Okumasam da bir şey kaybetmezmişim dedim. Kitapla kalın efenim :) (Betül)
Yüzbaşının Oğlu PDF indirme linki var mı?
Nedim Gürsel - Yüzbaşının Oğlu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yüzbaşının Oğlu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Nedim Gürsel Kimdir?
1951 yılında Gaziantep'te doğdu. 1970'te Galatasaray Lisesi'ni, 1974'te Paris Sorbonne Üniversitesi Modern Fransız Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı yerde karşılaştırmalı edebiyat doktorası yaptı. İlk yazıları 1969'tan itibaren edebiyat dergilerinde yayınladı. Sorbonne Üniversitesi'nde Türk Edebiyatı dersleri verdi. Fransa Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'nde (CNRS) Türk Edebiyatı üzerine araştırma başkanı olarak çalıştı. Kitapları yabancı dillere çevrildi. ESERLERİ
Boğazkesen (Fatih'in Romanı)
Nedim Gürselin Boğazkesendeki Fatih Sultan Mehmet algılaması ve tasviri eleştirilere uğradı.Gürsel, tarihi bir kişiyi anlatmasına rağmen bu kişiliğin bir roman kahramanı olduğunu söyledi.
Yapıtları yalnızca Türkiye'de değil, Batı ülkelerinde de yankılar uyandıran bir yazar Nedim Gürsel. Bu kez tarihle buluşturuyor bizi, daha doğrusu, Anadoluhisarı'ndaki eski bir yalıda Fatih dönemi üzerine bir roman yazan kahramanın öyküsüne, geçmişte kalmış kişilerin öykülerini katıyor. Fatih Sultan Mehmet, Çandarlı Halil, Uluğ Bey gibi tarihsel kişilerle saray cücelerinin, içoğlanlarıyla gezgin dervişlerin, Bizans yosmalarıyla keşişlerin öykülerini birlikte anlatıyor. Ne var ki tüm varoluşunu yazdığı romana adayan kahramanın yaşamına 12 Eylül askeri darbesiyle birlikte giren genç ve güzel bir kadın altüst ediyor her şeyi. Yapıtıyla sevgilisi arasında bocalayan roman kahramanı, bir seçim yapmaya zorlanıyor. Hem tarihsel bir roman Boğazkesen, hem de bir tutkunun, bir aşkın romanı. On beşinci yüzyıl Osmanlı tarihini ve İstanbul'un fethini tüm ayrıntılarıyla, seyrine doyulmaz bir minyatür renkliliğiyle okura sunan Nedim Gürsel, iki ayrı eksende gelişen anlatıyı ustalıkla yürütüyor, okuru serüvenin iki ayrı zamanında sürükleyip götürüyor.
Sevgilim İstanbul
Nedim Gürsel, yabancı ülkelere çevrilip yayınlanan kitaplarıyla, edebiyatımızı sınırlarımızın dışına taşımış değerli bir yazarımız. Boğazkesen adlı romanı, Türkiye'de aylarca satış listelerinden inmedi. Sevgilim İstanbul adlı bu kitapta, dünyayı yapayalnız dolaşan gurbette bir yazarın aşklarını, anılarını, özlemlerini bulacaksınız. Öykülerin kahramanı, Paris, Moskova, Leningrad, Atina, Cezayir, Marakeş, New York ve İstanbul'da dolaşırken, gerçekte belleğinin derinliklerinde yol alıyor. Her gittiği ülkeye, her gördüğü kente kendi geçmişini de taşıyor çünkü. Fransız Pen Kulübü Jüri Özel Ödülü ile Haldun Taner Öykü Ödülünü alan Sevgilim İstanbul'un bu yeni basımında Nedim Gürsel'in ilk öyküleriyle birlikte bir kısa film senaryosu da yer alıyor.
Kadınlar Kitabı
Nedim Gürselin bu kitabı, 1983 yılında ilk kez yayımlanmış ve on gün sonra da toplattırılmıştı. Yazarı hakkında müstehcenlik gerekçesiyle dava açılmış, ancak sonuçta yazar aklanmış, kitap da yeniden günışığına çıkma şansı bulmuştu. Kadınlar Kitabını yeniden basarken, kitabın sonuna yazarın mahkemede yaptığı savunmayı da eklemeyi doğru bulduk. Ayrıca ünlü İspanyol yazarı Juan Goytisolo, bu kitap için bir de önsöz yazdı. Çevrilip birkaç ülkede yayımlanan bu kitabın ilgiyle okunacağına inanıyoruz. Nedim Gürsel bu kitabında bir yandan kendi kimliğini ararken, bir yandan da İstanbul kentine olağanüstü güzellikte bir aşk mektubu yazıyor. -Tahar Ben Jelloun-
Gemiler de Gitti
Yine uzak bir kıyıdan yazıyor Nedim Gürsel ve okurlarını yeni yolculuklara çağırıyor. Denize kayan kent Venedik'e, İsa'nın bile uğramadığı yoksul bir köye, naif ressam Pirosmanişvili'nin kenti Tiflis'e, güneyin seraplarıyla yıkımdan sonraki Saraybosna'ya, Saint-Nazaire' den demir alan transatlantiklerin dünyasına götürüyor. Bu yolculuğun duraklarından biri de Mevlânâ'yla Şems'in olağanüstü aşklarının tanığı Konya. Boğazkesen'in yazarı, öykü tadında okunan bu kitabıyla yeni ülkeler, benzersiz dünyalar keşfettirecek size.
Uzun Sürmüş Bir Yaz
1976 Türk Dil Kurumu Ödülünü kazanan Nedim Gürselin bu ilk kitabı, belli başlı Avrupa dillerine de çevrilmiş, ne var ki 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye'de uzun süre yasaklanmıştı. Yeni basımının genç kuşaklarca da ilgiyle karşılanacağını umuyoruz. Bir baskı döneminin, bireylerin iç dünyalarında yol açtığı sarsıntıları, işkence ve ölüm karşısındaki davranışlarını anlatırken, çocukluğun büyülü dünyasını da şiirsel bir dille yansıtan Uzun Sürmüş Bir Yaz için kitabın Fransızca çevirisine yazdığı önsözde Prof. Etiemble şöyle diyor: Önce iç sürgün, yani gizli eylem; sonra dış sürgün, yani yazmak. Özgürlük için savaşımın çetin, çok çetin olduğunu, çoğu kez şiddet eylemlerine dönüştüğünü biliyoruz? İstanbul baskı döneminin o tiksinç ve tehlikeli günlerini yaşıyor yeniden. Her önemli yapıt gibi Nedim Gürsel'in yapıtı da öylesine ince bir acıyla dokunmuş ki, çoğunluğun öyküsü öznel bir bilincin duyarlığında somutlaşıyor.
Nedim Gürsel Kitapları - Eserleri
- Boğazkesen: Fatih'in Romanı
- Allah'ın Kızları
- Şeytan, Melek ve Komünist
- Resimli Dünya
- Yüzbaşının Oğlu
- Uzun Sürmüş Bir Yaz
- Tehlikeli Sevişmeler
- Öğleden Sonra Aşk
- Sevgilim İstanbul
- Aşk ve İsyan
- İlk Kadın
- Yedi Dervişler
- Bana İtalya'yı Anlat
- Aragon
- Baba Bak Deniz
- Güneş'te Ölüm
- Mehdi'yi Beklerken
- Yaşar Kemal - Bir Geçiş Dönemi Romancısı
- İzler ve Gölgeler
- Aşk Kırgınları
- Yalnızlığın Yarattığı Yazar: Sait Faik
- Yine Bana Döneceksin
- Son Fasıl
- Kadınlar Kitabı
- Kırk Kısa Şiir
- Paris Yazıları
- Hatırla Barbara
- Gemiler de Gitti
- Bozkırdaki Yabancı
- Son Tramvay
- Pasifik Kıyısında
- Bir Avuç Dünya
- Başkaldıran Edebiyat
- Acı Hayatlar
- Sağ Salim Kavuşsak
- Derin Anadolu
- Cicipapa
- Dünya Şairi Nazım Hikmet
- Piramitlerin Gölgesinde
- Yüzyıl Biterken
- Şeyh Bedrettin Destanı Üzerine
- Sorguda
- Seyir Defteri
- Balkanlara Dönüş
- Söz Uçar
- Çıplak Berlin
- Yeryüzünde Bir Yolcu
- Türkiye Yaşlı Avrupa'ya Genç Damat
- Son Yolcu
- Yerel Kültürlerden Evrensele
Nedim Gürsel Alıntıları - Sözleri
- Karnım tok sırtım pek çok şükür, ama yine de bir şey eksik hayatımda. (Şeytan, Melek ve Komünist)
- Yasak nedir bilir misin sen diye sordu biri Öteki: Bu kâfir yasaktan değil, dayaktan anlar, diyerek yıktı yere saf oğlanı. Bu Türkler de ne tuhaf diye düşündü candide, ya savaştalar, ya namazdalar (Aşk ve İsyan)
- Uygarlık kuzeye doğru çekilirken Akdeniz kıyılarına iki nöbetçi dikti Güneşi bir de şiiri Cemal Süreya (Yine Bana Döneceksin)
- Çıkmayan candan umut kesilmez, peki ya çıkmayan sesten? (Şeytan, Melek ve Komünist)
- ''Bir yerde herşey Pompei'nin son günleri'' (Bana İtalya'yı Anlat)
- Boğa güreşçisi bir sanat yapıtı gerçekleştirir ve ölümle oynar. Boynuzun ucunda hissettiği ölümü her defasında biraz daha kendine yaklaştırır. Böylece ölümsüz olduğu izlenimini uyandırır seyircilerde. Siz de onu izlerken kendinizi ölümsüz hissedersiniz. Ancak bundan sonradır ki, boğaya kılıcını saplayarak, kendi ölümsüzlüğünü gözünüzün önünde kanıtlar. (Güneş'te Ölüm)
- “Görülecek ne güzel yerler, nice günbatımları var daha. Gümdoğumları, denizler, yeni ağaçlarla yepyeni kentler, insanlar var. Evet, insanlar. Doğru, ömür biter yol bitmez. Yeter ki bir menzile erişelim bu kez.” (Pasifik Kıyısında)
- Demek ki yalnızca anılar değil, eski fotoğraflar da naftalin kokan sandıklardan çıkarılmak için bazı yaşları bekliyorlar. (Yüzbaşının Oğlu)
- Gece yeterince gece değil miydi henüz? (İzler ve Gölgeler)
- Insanoğlunun ömrü dünyanın tüm duvarlarınkinden daha kısa. (Şeytan, Melek ve Komünist)
- Her ölümden sonra bir doğum olması iyi de, gidenlerin bir daha hiç gelmemesi, yeniden doğmamaları kötü. (Baba Bak Deniz)
- Ölülerin büsbütün ölmeden Resimlerine bakamam (İzler ve Gölgeler)
- ... bir insanın hayatı belki hiçbir şeydir, ama hiçbir şey o insanın hayatından daha değerli ya da önemli değildir. (Şeytan, Melek ve Komünist)
- Öncesiz ve sonrasız bir zamandaydın. (Yine Bana Döneceksin)
- Gidecek bir yerin, kış uykusuna yatacak bir inin yoksa, şehvet içini kemiriyorsa geceleyin, günboyu yatakta zaman tükenmek bilmiyorsa, eski günlere gidersin sen de. (Şeytan, Melek ve Komünist)
- Açıkta demirlemiş gemiler vardı. Her biri umut yüklü, tayfalarını kentin bağrına salıp rahatlamış, yalnız gemiler. (Yüzbaşının Oğlu)
- yankısız bir derin kuyu yokluğun (Kırk Kısa Şiir)
- Roma,Bizans,Osmanlı...Hiçbirinden haberim yoktu bunların.Seni sevmeyi yavaş yavaş öğrendim.Önceleri korkarak,çekinerek,sonraları coşkuyla.Yıllar geçti tadına varmam,güzelliğini,çekiciliğini kabullenebilmek için.Seni yavaş yavaş tanıdım. (İlk Kadın)
- boşlukta el eleyiz. düşerken (Kırk Kısa Şiir)
- Kalbim paramparça her şey kırık dökük (Aragon)