Zalim Prens - Holly Black Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Zalim Prens kimin eseri? Zalim Prens kitabının yazarı kimdir? Zalim Prens konusu ve anafikri nedir? Zalim Prens kitabı ne anlatıyor? Zalim Prens PDF indirme linki var mı? Zalim Prens kitabının yazarı Holly Black kimdir? İşte Zalim Prens kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Holly Black
Çevirmen: Kerem Sanatel
Yayın Evi: DEX
İSBN: 9786050952988
Sayfa Sayısı: 412
Zalim Prens Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Anne babası bir peri general tarafından vahşice öldürüldüğünde Jude yedi yaşındaydı. Kız kardeşleriyle Periler Diyarı’na sürüklendi ve şimdi burada yaşamak zorunda.
Jude, ait olmadığı bu dünyaya kendini kabul ettirmek için saray hanesinden biri olmalı. Diyar’daki taç giyme töreni kendini kanıtlaması için iyi bir fırsat. Fakat önce acımasız prens Cardan’dan anne babasını öldüren gaddar Madoc’a, birçok engelle başa çıkmalı
Jude iyi dövüşürse şövalye, güzel yalanlar söylerse casus olacak.
Peki ya ikisini de yapamazsa?
Peri Halkı serisinin ilk kitabı Zalim Prens, çoksatan yazar Holly Black’ten bambaşka bir peri masalı.
Tinker Bell sandığınız kadar sevimli olmayabilir!
“Leziz, tehlikeli ve karanlık bir kitap.” - Leigh Bardugo
“Perileri, hayal gücünü ve lise dramasını baştan çıkarıcı şekilde bir araya getiriyor.” -
- Kirkus Reviews-
(Tanıtım Bülteninden)
Zalim Prens Alıntıları - Sözleri
- "Ne yaptın sen?" "Seni zehirledim. Endişelenme. Küçük bir doz verdim. Yaşayacaksın." "Şarap kadehleri," diyor. "Ama hangisini seçeceğimi nereden bildin?" "Bilmiyordum, ikisine de zehir kattım."
- yalnızca ahmaklar, korkunç şeylerden korkmazlar
- Beni bileğimden yakalıyor. Sıcak tenini tenimde hissedince şoke oluyorum. "Kendine dikkat et," dedikten sonra gülümsüyor. "Gidip kendini öldürtürsen bütün gün burada oturmak çok sıkıcı olur." "Sıkıntıdan ölmen aklımdan geçen en son şey," diyorum.
- Dosdoğru gözlerinin içine bakarak kılıcımı kınına sokuyorum. “Baba, ben senin eserinim. Senin kızın olarak büyüdüm sonuçta.”
- "Ya seni gene de vurursam?" "Mümkün," diyor, buruk. "Ama vurmayacağına söz vermeni isterim." "Sözümün pek değeri yoktur," diye anımsatıyorum. "Hep böyle diyorsun." Kaşlarını kaldırıyor. "İçimi rahatlatmıyor, söyleyeyim." Boş bulunup gülüyorum.
- Gel gör ki şu anda pişman değilim. Uçurumun kenarına kadar geldim, düşmek istiyorum.
- "Hep aptalca şeyler isteriz zaten, isteklerimize ulaşmamız gerektiği anlamına gelmez."
- "Fani ne demektir bilir misin? Ölmeye yazgılı demektir. Ölmeye layık demektir. Sen busun işte ,seni tanımlayan bu ölüyorsun. Yine de içten içe çürümüyormuşsun gibi karşıma geçip bana ısrarla kafa tutuyorsun ,sen gidi soysuz, kemirgen ,fani yaratık. Ne hakla söylesene .Sahiden bana üstün çıkacağını mı sanıyorsun? bir Periler Diyarı prensine?
- “Şimdi bilmediğim bir şeyi öğrendiğimi nasıl anlayacağım?” diye soruyor. Sorusu bulmaca gibi. “Geri dönmek kolay değil de zor geldiği zaman anlayacaksın,” diyorum sonunda.
- “Arkamdan gözyaşı dökecek kadar seviyor musun beni?” Bu sözleri boynuma sarf ediyor. Nefesini hissediyorum, ensem gıdıklanıyor, ihtiras ve huzursuzlukla karışık ürperiyorum. “Yani canın yanarsa mı?” “Yani canını yakarsam.” Tüylerim diken diken oluyor. Hoşuma gitmiyor. En azından altında kalmıyorum. “Canımı yakarsan ağlamam. Ben de senin canını yakarım.”
- “İçimde iyilik az,” diyor Madoc. “Ama sana bir vicdan borcum var, kendi tarzımda en iyi şekilde ödemeye ant içtim.”
- Kaybedecek bir şey daima vardır.
- “Yalnızca ahmaklar korkunç şeylerden korkmazlar.”
- "Hepsinden öte, senden nefret ediyorum çünkü aklımdan çıkmıyorsun. Sürekli. İğrenç ve engel olamıyorum." Nutkum tutuluyor. "Galiba beni vurmalısın," diyor, yüzünü uzun parmaklı tek eliyle örterek. "Benimle kafa buluyorsun," diyorum.
Zalim Prens İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Zalim Prens, özellikle yurt dışında aşırı derecede popüler olan ve her yerde ana karakterlerin "fanart"larını görebileceğiniz birkaç fantastik seriden biri. Şahsen ben Türkiye'de bir türlü çevrilip basılmadığı için devam kitapları falan ve ünlü de bir seri olduğundan en azından birkaç yıl daha önce yazıldığını sanıyordum ama gayet de yakın bir zamanda yazılmış. E, yorumum da ona göre olacak. Öncelikle Dex'in fahiş fiyatları, kötü çevirileri ve kalitesiz baskıları sağ olsun yayınevi, popüler yazarları ve onların kitaplarını acımasızca katlettiğinden çoğu kişi orijinal dilinden serileri okumaya yönelmişti. Şahsen sadece Felsefe Taşı'nı orijinalinden okuyan biri olarak ne kadar istesem de orijinalinden okuyup da bir şey anlamamak beni korkutuyordu, bu kitabıysa orijinalinden okuyanlar dilinin fazlasıyla basit olduğunu söyleyince bir cesaret başladım. Size şunu söyleyebilirim ki İngilizceniz az buz varsa gayet rahat anlayabileceğiniz bir kitap. Şimdiki-geniş zamanda yazıldığından fazla gramer bilmek gerekmiyor ve dili sizi okurken zorlamıyor. Yazar neredeyse hiç deyim, atasözü kullanmamış ya da uzun betimlemelere, karışık benzetmelere yer vermemiş. Tabii bu durum İngilizcesini okuyan için hoş bir durumken kitabın çevirisini okusam dilini sevmeyeceğime eminim. Bana fazla basit ve yalın gelirdi diye düşünüyorum. Ayrıca şimdiki zamanla yazılmış kitaplar ne yazık ki alışana kadar beni yoruyor. Dili dışında içerik ve kurgusuna, karakterlerine gelecek olursam. Daha ilk kitap olduğu için yazar tüm kartlarını açık etmemiş olabilir o yüzden çok derinlere inmek istemiyorum ama şimdilik Cam Şato'yu okumayı yeni bitiren benim için yazarın dünyasının altyapısı yetersiz. İnsanlar ve periler aynı dünyada, günümüz zamanında yaşıyorlar ama farklı yerlerde. Ana karakterimiz olan Jude, kitabın başında anne ve babasının, ablasının gerçek babası olan bir peri tarafından ölüdürülüşüyle ve ikizi ve ablasıyla peri diyarına taşınmasıyla başlıyor. Daha doğrusu bu 10 yıl öncesi falan olan bir şeymiş. Bu kısımdan sonrası birazcık spoiler olabilir uyarıyorum, isteyen okumayı bırakabilir. Anladığım kadarıyla ablası, Jude ve ikizi gibi insan değil de peri olduğundan onları insan diyarına getirebiliyor hatta alış verişe götürüyor ve onlara gelin kaçalım, diyor ama onlar istemiyorlar. Neymiş efendim artık kurulu düzene alışmışlar. Ebeveynlerini katleden adam bunlara garip bir şekilde iyi davranıyor sırf eskiden sevdiği kadının başka bir adamdan çocukları olduğu için. Ve kendisi de önemli birisi diyarda. Ayrıca burada bizdeki lise gibi bir okul var. Diğer bir önemli karakterimiz olan Prens Cardan ve onun yakın arkadaşları aynı zamanda da Jude ve ikizi Taryn bu okula gidiyorlar. Normalde bu diyarda insanlar köle olarak çalıştırılıyor ve büyüleniyorlarken bunlar boyunlarına böğürtlen falan takıyor yanlarında büyüyü engellemek için tuz taşıyorlar. Ki Dikenler ve Güller Sarayı'nı anımsatarak başlayan peri olayı da buradan itibaren başkalaşıyor. Tabii züppe prensimiz ve kötü arkadaşları ölümsüz ve güçlü periler olmalarına aldırmayıp ilkokul çocukları gibi Jude ve kardeşiyle alay edip onları kandırıyorlar her fırsatta. Jude da tabii onlardan az değil. Açıkçası kitapta bana göre dişe dokunur hiçbir karakter yoktu. Herkesin bayıldığı Cardan en azından bu kitapta garip, ciddi anlamda züppe, pek bir özelliği olmayan öylesine bir prensti. Tabii ultra yakışıklığını saymazsak. Klasik... Jude, başlı başına garipti. Tek isteği güçsüz adledildiği diyarda güç sahibi olmak. Kitap boyunca bunun için çabalıyor. Yazar onu güçlü bir karakter yapmaya çalışsa da bana biraz zorlama geldiğini söylemeden geçemeyeceğim. Taryn garip, Cardan'ın arkadaşları garip. Herkeste bir haller var. Ölümsüz periler bıçaklandıkları anda ölüveriyorlar ve güçleri de öyle ahım şahım değil. Sadece insanların zihinlerini kontrol edebiliyorlar, o da engellenebiliyor. Ben onların daha bir atraksiyonları olsun isterdim. Ama en sevdiğim kısım perilerin yanında başka yaratıkların da olması ve perilerin sadece kulağı sivri insanlar olmamasıydı. Kiminin saçları garip renklerde, kiminin gözleri, kiminin kuyruğu var, kiminin boynuzu, kimi tüylü, kimi kanatlı. Bence bunlar hoş detaylardı. Kitap ilk yarısında yavaş akıyordu ama sonradan açıldı. Yine de karakterleri sevemediğim için kendimi dünyanın içinde hissedemedim. Sonu iyi bitti. Devam kitaplarından daha umutluyum. Ama bilmiyorum, seri hakkında konuşmak için erken ama çerezlik olarak düşünülebilecek fantastik kitaplardan. Okuması keyifli ama şaşırtıcı veya etkileyici değil, ya çok seversiniz ya hiç sevmezsiniz gibime geliyor. Ama en azından abartıldığı kadar yok diyebilirim. Fantastiğe yeni başlayanlar, okuma güçlüğü çekenler bu sıralar ve kitap okuma alışkanlığı kazanmak isteyenler için ideal bir seçenek olabilir. Diğerleri için vakit geçirmelik diyebilirim. İngilizcenizi geliştirmek için ise iyi bir seçenek, tavsiye ederim... (Sude Özer)
güç için, güç kazanmaya çalışan diğerlerine karşı güç kullanmak? yazım dili, kurgusunun temelsizliği beklentimi yerle bir etmeye yetti. bu kadar çok beğenildiğini duyduktan sonra okumaya başlamazsam olmazdı ama bu kadar hayal kırıklığına da uğramasam olurdu. bir sürü farklı yaratık, bir yanda insanlar ama aynı dünyada yaşıyorlar; ailesinin katiliyle yaşamak; zorbalık gördüğü yeri yuvası bellemek; güç için her şeyi ama her şeyi yapması; şimdiki zamanla yazılması; cümlelerin birbirini asla tamamlamaması ve hep yarım kalması.. kitabın daha ne eksik yönünü yazayım. gerçekten çok başlangıç bir kitaptı, yani eğer daha önce fantastik bir kitap okumadıysanız bi şans verebilirsiniz onun dışında benim gibi zaten fantastik kitapların müptelasıysanız pek de bayılacağınızı düşünmüyorum. kitapta benim için sonu bir tık şaşırtıcı oldu ve onun dışında sadece Cardan karakterini sevdim. (ayşegül)
Puanım 5/5 (10/10) #kitapyorumu Merhabalarrr.Okumak için sabırsızlandığım Zalim Prens serisine sonunda başladım ve ilk kitaba gerçekten aşık oldum.Jude karakterine bu öyle bağlandım ki onunla ağladım onunla güldüm gerçekten.. Çok uzatmadan kısaca kitabın konusundan bahsedecek olursam, kızımız Jude ikiz kardeşi Taryn ve ablası Vivi ile ailesini öldüren bir peri generalinin yanında yıllardır peri diyarında yaşamaktadır.İnsan olduğu için periler tarafından sürekli alay, işkence vs gibi zorbalıklara katlanarak büyüse de artık bunlara katlanmak istemez.. İşte bu yüzden perilerin kendilerine dokunamayacağı kadar güçlü bir pozisyona -şövalyelik- gelmek istemektedir.Tam bu düşünceler içindeyken kraliyet casusu olması için gizli bir teklif alan Jude ; güzel dövüşürse şövalye, güzel yalanlar söylerse casus olacaktır. Peki ya ikisini de yapamazsa o zaman ne olacak ? Ahh bu kitabı gerçekten sarıp sarmalamak istiyorum.Okurken resmen duygudan duyguya geçiş yaptım.Jude'un güçlü olmak için çabalaması, aşırı hırslı olması,asla pes etmemesi.. Ne diyebilirim ki bu kız bir şeyi yapmayı kafaya koyduysa eğer kesinlikle yapar! Kitaplar da güçlü kadın karakterleri okumayı seviyorum ama Jude'un yeri bende ayrı olacak.Seri boyunca ne kadar güçleneceğini nasıl bir ilerleme kaydedecegini okumak için sabırsızlanıyorum.Erkek karakterimiz Cardan ise kitabın başından beri tam bir pislik gibi davranıyor.Umarim bu durum ilerde değişir çünkü Cardan'a nefret beslemek istemiyorum. Kısaca bol bol entrika, ihanet, hırs dolu içinde az biraz aşk olan bir kitap okumayı seviyorsanız bu seriyi kesinlikle öneririm.Simdiden favori serilerim arasında yerini aldı bileee!! Sevgiyle kalın.. (İlknur Çetinsağ)
Zalim Prens PDF indirme linki var mı?
Holly Black - Zalim Prens kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zalim Prens PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Holly Black Kimdir?
Holly Black 1971 yılının Kasım ayında, New Jersey’de doğdu. Resimler ve oyuncak bebekler yapan annesi, onun hayalet ve perilerle dolu kitaplarına ilham kaynağı oldu. Holly, karanlıktan da korkuyordu. Kız kardeşi Heidi ile birlikte hayali cadı kazanları kaynatan Holly, her şeye rağmen mutlu bir çocukluk geçirdi.
Ergenlik dönemini; Zindanlar ve Ejderhalar oynayarak, punk rock dinleyerek ve geceleri geç saatlere kadar kitap okuyarak geçirdi. Bu sürede, Holly, birçok şiir, bir tiyatro oyunu ve KNIGHTS OF THE SILVER SUN adında bir roman yazdı. Aynı zamanda, özel okula giden bir ressam olan Theo Black ile tanıştı. Birlikte Filedelfiya’ya taşındılar ve üniversiteye başladılar.
Mezuniyetin ardından, oyun dergisi “d8”de geceleri çalışmaya başlayan Holly, daha sonra New York’ta bir iş buldu. d8 dergisi sayesinde, çok sevdiği yazar Steve Berman ve çizer Tony DiTerlizzi ile tanıştı. Yine bu zamanlarda, ‘TITHE: A Modern Faery Tale’ isimli, fantastik romanını yazmaya başladı.
Holly, şu anda, 1999 yılında evlendiği Theo ile birlikte, West Long Branch, New Jersey’de yaşıyor.
Holly Black Kitapları - Eserleri
- Zalim Prens
- Lanetli Kral
- Esrarengiz Köşk
- The Queen of Nothing
- Buzkentin En Soğuk Kızı
- Büyülü Taş
- Lucinda'nın Sırrı
- Gecenin Karanlığında
- Yutanhoyrat'ın Gazabı
- The Wicked King
- Beyaz Kedi
- Nixie'nin Şarkısı
- Devleşen Sorunlar
- Ejderha Kral
- Kırmızı Eldiven
- Kara Yürek
- How the King of Elfhame Learned to Hate Stories
- Zehir Yiyenler
- The Lost Sisters
- Ormanın En Karanlık Köşesi
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Lucifer
- Doll Bones
- Tithe
- The Spiderwick Chronicles, The Complete Series
- A Flight of Angels
- The Modern Faerie Tales: Tithe - Valiant - Ironside
- Heart of the Moors
Holly Black Alıntıları - Sözleri
- "Ölüm neden yaş ve gençlik arasında ayrım yapar diye mi soruyorsun? Dedi Gavriel sakince." Ölümün de herkes gibi kendine göre beğenileri,favorileri var. Ölümün sevdikleri ölmez." (Buzkentin En Soğuk Kızı)
- I like him better than I’ve ever liked anyone and that of all the things he’s ever done to me, making me like him so much is by far the worst. (The Wicked King)
- Villains were wonderful. They got to be cruel and selfish, to preen in front of mirrors and poison apples, and trap girls on mountains of glass. They indulged all their worst impulses, revenged themselves for the least offense, and took every last thing they wanted. And sure, they wound up in barrels studded with nails, or dancing in iron shoes heated by fire, not just dead, but disgraced and screaming. But before they got what was coming to them, they got to be the fairest in all the land. (How the King of Elfhame Learned to Hate Stories)
- “İnsan yavrusu benzer bir yılana. İnanmak kolay değil sözünü tutacağına.” (Büyülü Taş)
- Not a heart of stone, but a heart of fire. (How the King of Elfhame Learned to Hate Stories)
- “Arkamdan gözyaşı dökecek kadar seviyor musun beni?” Bu sözleri boynuma sarf ediyor. Nefesini hissediyorum, ensem gıdıklanıyor, ihtiras ve huzursuzlukla karışık ürperiyorum. “Yani canın yanarsa mı?” “Yani canını yakarsam.” Tüylerim diken diken oluyor. Hoşuma gitmiyor. En azından altında kalmıyorum. “Canımı yakarsan ağlamam. Ben de senin canını yakarım.” (Zalim Prens)
- Kiss me until I am sick of it. (The Wicked King)
- “Bir adamın gövdesi çıkacak karşına Benim gizim bütün insanoğluna Ne zaman ki sahte ve gerçek aynı olur Çok geçmez ünüm sana da ulaşır Yukarı ve bir daha yukarı çıkacaksın Sevgili dostum, bol olsun şansın” (Esrarengiz Köşk)
- “Whatever you do to me,” I say, too angry to stay quiet, “I can do worse to you.” “Oh,” he says, fingers tight on mine. “Do not think I forget that for a moment.” “Then why?” I demand. “You believe I planned your humiliation?” He laughs. “Me? That sounds like work.” (The Wicked King)
- “If you’re the sickness, I suppose you can’t also be the cure.” (Lanetli Kral)
- “You think you’ve made your story long enough for the sun to rise and catch me unawares, but you’re wrong. And it will take only a few moments to kill you, kingling.” “And you think it was sunrise I was waiting for and not my queen. (How the King of Elfhame Learned to Hate Stories)
- “Kendi benliğinden asla kopamazsın.” (Gecenin Karanlığında)
- İşte sana aile. Onlarla da olmuyor onları öldürerek de... (Kara Yürek)
- You must be strong enough to strike and strike and strike again without tiring. The first lesson is to make yourself that strong. (The Wicked King)
- Suçluluk duygusu insani delirtmez mi? Bir iltihap gibi içinizde büyür. (Beyaz Kedi)
- Hasret zayıf tutkuları söndürür, güçlü olanları harlatır. (Beyaz Kedi)
- "Hepsinden öte, senden nefret ediyorum çünkü aklımdan çıkmıyorsun. Sürekli. İğrenç ve engel olamıyorum." Nutkum tutuluyor. "Galiba beni vurmalısın," diyor, yüzünü uzun parmaklı tek eliyle örterek. "Benimle kafa buluyorsun," diyorum. (Zalim Prens)
- What was she thinking? Why wasn’t she yelling? He found himself wishing that she was mad—at least that he would understand. Her quiet sadness was more frightening. It was like this was all she expected of him. (Gecenin Karanlığında)
- Be good, but not too good. Be pretty, but not too pretty. Be honest, but not too honest. Maybe no one got lucky. Maybe it was too hard. (The Lost Sisters)
- "Tatlı Jude. Sen benim en güzel cezamsın." (Lanetli Kral)