diorex
life
Dedas

Zaman Zaman İçinde - Pertev Naili Boratav Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Zaman Zaman İçinde kimin eseri? Zaman Zaman İçinde kitabının yazarı kimdir? Zaman Zaman İçinde konusu ve anafikri nedir? Zaman Zaman İçinde kitabı ne anlatıyor? Zaman Zaman İçinde PDF indirme linki var mı? Zaman Zaman İçinde kitabının yazarı Pertev Naili Boratav kimdir? İşte Zaman Zaman İçinde kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.04.2022 14:00
Zaman Zaman İçinde - Pertev Naili Boratav Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Pertev Naili Boratav

Yayın Evi: İmge Kitabevi

İSBN: 9789755334905

Sayfa Sayısı: 271

Zaman Zaman İçinde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Masal her çeşit insanın ‘örnek edilmeye değeni’ ile ‘kaçınılması, şerrinden korunulması gerekeni’ni dinleyicinin karşısına çıkaracaktır. Boy ölçüşen iki zıt güçten olumlunun, sonunda üstünlüğü alması masalın kanunundandır; çünkü masal iyimserdir. Kusurları büyütmemek, cezalar üzerinde fazla durmamak, ürpertici ayrıntılardan kaçınmak, kötüleri korkunç olmaktan çok gülünç göstermek … gibi yollarla bizim masallarımızda bu iyimserlik ve hoşgörürlük daha da çok belirtilmiştir."

Pertev Naili Boratav 1928’de başladığı masal derlemelerinin sayısını zamanla üç bine ulaştırmış; bu derlemeleri inceleyerek 378 tür altında sınıfladığı masal kataloğunu ise 1953’te yayımlamıştır. Bu incelemenin bilim dünyasında gördüğü ilgi üzerine 1955’te Fransızca olarak hazırladığı Türk masalları seçkisi; ardından da her türden bir masal yayımlama rüyasının gerçekleştirilmesinde ikinci bir adım olarak Zaman Zaman İçinde yayı›mlanmıştır.

Bu derleme, masalların bütün canlılığıyla yaşadığı bir dönemde Pertev Naili Boratav’ın “masal ataları”ndan derlediği, sözlü geleneğin en güzel örneklerinden yirmi bir tekerleme ve yirmi iki masala yer veren kapsamlı bir eserdir. Boratav’ın masal ve tekerlemelerin özelliklerini ayrıntılı olarak incelediği bir önsözün yanı sıra sözlü kaynakların listelerine de yer verdiği Zaman Zaman İçinde, akademik çalışmalar için zengin bir başvuru kaynağı olma özelliği de taşımaktadır.

Zaman Zaman İçinde Alıntıları - Sözleri

  • Bir varmış, bir yokmuş Allahın deli deli kulları pek çokmuş Bizden daha delisi hiç yokmuş Çok demesi pek günahmış... Azdan çoktan Hoppala hoptan Sana mintan yaptırayım çörden çöpten İlikleri karpuz kabuğundan, düğmeleri turptan
  • Anam eşikte iken Babam beşikte iken Anam ağlar anamı sallardım, babam ağlar babamı sallardım. Derken Babam düştü beşikten Ben hopladım eşikten Anam kaptı maşayı Dolandırdılar bana dört köşeyi...
  • İnsan çeşit çeşit, yer damar damar.
  • Paranin tuncu İnsanin piçi... Hepsi mi ama? İyisi de var...
  • Ya devlet başa, ya kuzgun leşe...
  • Tanrım, yaşamak için ne kötü bir zaman!

Zaman Zaman İçinde İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Zaman Zaman İçinde PDF indirme linki var mı?

Pertev Naili Boratav - Zaman Zaman İçinde kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zaman Zaman İçinde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Pertev Naili Boratav Kimdir?

Pertev Naili Boratav (asıl adı Mustafa Pertev, d. 2 Eylül 1907, Darıdere [bugün Zlatograd, Bulgaristan] - ö. 16 Mart 1998, Paris, Fransa), Türk halkbilimcisi, halk edebiyatı ve folklor araştırmacısı.

Darıdere'de 1907'de doğdu. 1927'de İstanbul Erkek Lisesi'ni, 1930'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. 1931-1932'de Fuad Köprülü'nün asistanlığını yaptı.

1941'de Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciliği teziyle doçent oldu, 1948'de profesörlüğe yükseldi. 1948'de başkanı olduğu Halk Edebiyatı Kürsüsü CHP iktidarınca komünizmi yaydığı gerekçesiyle kapatıldıktan sonra yurtdışına gitti.

ABD, Almanya ve Fransa'da çalıştı. 1940'lı yıllarda Behice Boran'ın Yurt ve Dünya dergisini yönetti. Stanford Üniversitesi Türkiye bölümünü kurdu. Paris'te ölümüne kadar CNRS (Centre National de la Recherche Scientifique)'de çalıştı. 1998'de Paris'te öldü.

Türk halk edebiyatı araştırmaları öncüsü Pertev Naili Boratav 2000 masal, 40 halk hikâyesi, çocuk oyunları, türküler, tiyatrolar, şarkılar, fıkralar, şiirlerden meydana gelen zengin bir arşiv kurdu. CNRS, Sedat Simavi, TC Kültür Bakanlığı ödülleri almıştır.

Pertev Naili Boratav, Türk kültürünün kaynakları arasında en başta halk edebiyatının geldiğine inanıyordu. Anadolu halk kültürü araştırmalarına, aşık geleneğine yöneldi.

Pertev Naili Boratav Kitapları - Eserleri

  • Az Gittik Uz Gittik
  • Türk Mitolojisi
  • 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı
  • Köroğlu Destanı
  • Zaman Zaman İçinde
  • 100 Soruda Türk Folkloru
  • Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciliği
  • Pir Sultan Abdal 
  • Nasreddin Hoca
  • Nasreddin Hoca
  • Pir Sultan Abdal
  • İzahlı Halk Şiiri Antolojisi
  • Tekerleme
  • Folklor ve Edebiyat 1
  • Anadolu Destanları
  • Halk Edebiyatı Dersleri
  • Folklor ve Edebiyat
  • Nasreddin Hoca

Pertev Naili Boratav Alıntıları - Sözleri

  • Nasraddin Hoca'ya meğer günlerde bir gün bir kimesne gelüp: "Hoca! lutf edüp var, fülan kimesnenün kızını bana dileyüver." demiş. Hoca dahı varup kızı kendüye dilemiş. Ba'dehu ol kimesne gelüp Hoca'ya demiş ki: "Niçe oldı? Kız bize verürler mi?" Hoca dahı demiş ki: "Vallahi'l-'azim! Bürazer! Bana dahı gücile verdiler." demiş. (Nasreddin Hoca)
  • Ya devlet başa, ya kuzgun leşe... (Zaman Zaman İçinde)
  • Hoca'nın kadılığı esnasında birisi gelüp: "Efendi! Kırda sığır yayılırken bir alaca inek, gaaliba sizin olmalı, bizim ineği karnından kakup öldürmüş. Buna ne lazım gelir?" diyince Hoca: "Bunda sahibinin ne kabahatı var? Hayvandan kan da'vası edilmez a!.." demiş. Bu sefer herif: "Ben yanlış söyledim. Bizim inek sizinkini öldürmüş." diyince Hoca: "Ha!.. O vakıt mes'ele çatallaştı. Bana, şu raftaki kara kaplı kitabı indiriverin, bakayım!" demiştir. (Nasreddin Hoca)
  • Toplumun törelerine ve ahlâk, edep kurallarına aykırı görüldüğü için Nasreddin Hoca'ya yakıştırılmayan hikayelere, derleyicilerin ve araştırıcıların gösterdikleri tepkilere örnekler pek çoktur. Bu türden davranışlara, eski yazmalarda ve sözlü gelenekte değil de, çağdaş yayınlarda rastlıyoruz. Çağdaş yayıncılar, yazmalardan ve sözlü gelenekten derledikleri Nasreddin Hoca fıkralarını yayınlamaya girişince, onlardan 'edep dışı' gördüklerini tümüyle atmak ya da içeriklerindeki bu türden kelime ve anıştırmaları ‘edepli' biçime sokmak yoluna gidiyorlar. Eski yazmaları meydana getirenlerin ve Batılı çağdaş araştırmacıların bu konuda hiç de titizlik göstermemelerine karşılık, Nasreddin geleneğinin beşiği olan ülkelerdeki yayıncılar, hatta bilim çalışmaları çerçevesine giren yayınlarda bile edep' ve 'haya' ölçülerine çok dikkat ediyorlar. (Nasreddin Hoca)
  • «Ya mübarek ırmak! diyor adam. Bu yılan ateşte yanıyordu, ben bunu kurtardım. Şimdi beni sokmak istiyor. Bu, beni sokmalı mı? Sokmamalı mı?» «Tabii sokmalı, diyor ırmak. İnsanoğluna iyilik yaramaz. Sebep? Çamaşırını, her şeyini bende temizler, kendi de bende yıkandığı, benim suyumu içtiği halde, elini yüzünü yıkar da bir de yüzüme doğru tükürür.» (Az Gittik Uz Gittik)
  • Nasraddin Hoca'ya meğer günlerde bir gün bir kimesne gelüp: "Hoca! lutf edüp var, fülan kimesnenün kızını bana dileyüver." demiş. Hoca dahı varup kızı kendüye dilemiş. Ba'dehu ol kimesne gelüp Hoca'ya demiş ki: "Niçe oldı? Kız bize verürler mi?" Hoca dahı demiş ki: "Vallahi'l-'azim! Bürazer! Bana dahı gücile verdiler." demiş. (Nasreddin Hoca)
  • Dün gece seyrimde coştuydu dağlar Seyrim ağlar ağlar Pir Sultan deyü Gündüz hayalimde gece düşümde Düş de ağlar ağlar Pir Sultan deyü Uzundu usuldü dedemin boyu Yıldız'dır yaylası Banaz'dır köyü Yaz bahar ayında bulanır suyu Sular ağlar çağlar Pir Sultan deyü. Pir Sultan kızıydım ben de Banazda Kanlı yaş akıttım baharda güzde Dedemi astılar kanlı Sivas'ta Dar ağacı ağlar Pir Sultan deyü. (Pir Sultan Abdal)
  • Aziz Nesin, Nasreddin Hoca üzerine yazdigı bir incelemede Goethe'nin bir sözünü aktarıyor; Alman şairi demiş ki : «Kendi kendisiyle alay edemeyen, olgun insan olamaz. (Az Gittik Uz Gittik)
  • "Köroğlu'nda zulme ve haksızlığa, Kerem'de sevgilerin önüne dikilen din bağnazlığına, Garip'te yıllar boyu gurbeti vatan edinmenin kahredici zorunluğuna baş kaldıran, ya da yanıp yakınan insanlar kendilerini bulurlar." (100 Soruda Türk Halk Edebiyatı)
  • Al-Bastı. Al-Karısı, Al-Anası, Al-Kızı veya kısaca Al da denir. Türk cinciliğinin bir figürü olan Al-Bastı, doğaüstü bir kadın yaratık olarak tasvir edilir. Özellikle loğusa kadınlara musallat olur, onlarda loğusa sıtması çıkarır ve hastaların ölümünü sağlayabilir; bu hastalık çoğunlukla al-bastı ifadesiyle, "Al'ın eziyeti" anlamında kullanılır. (Türk Mitolojisi)
  • Toprak. Kastamonu'daki (Kuzeybatı Anadolu) bir inanışa göre, toprak temiz bir maddedir çünkü pisliklerinden temizlenmek için her gece yedi kez çalkalanır. Bu düşünce, Müslümanlıktaki su olmayan ortamlarda abdest yerine geçen toprak veya kumla abdest almayı saklayan teyemmüm ilkesine uygun düşmektedir. (Türk Mitolojisi)
  • "Benim uzun boylu serv-i çınarım Yüreğime bir od düştü yanarım Kıblem sensin yüzüm sana dönerim Mihrabımdır kaşlarının arası" (Pir Sultan Abdal )
  • Kimi atasözlerinin ve atasözü değerinde deyimlerin Nasreddin Hoca fikralarına bağlanması onun ‘halk bilgesi' kişiliğini belgeleyen bir olgudur. (Nasreddin Hoca)
  • Delikli demir çıktı mertlik bozuldu Gitti dünya merd elinden kaldı namerd ortada (Köroğlu Destanı)
  • «Al, bu elmanın yarısını sen ye, yarisını karın yesin. Allah size bir oğlan evlat verir.» demiş. (Az Gittik Uz Gittik)
  • Hoca'ya Temürlenk demiş ki: "Hoca ! Bilirsin ki Hulefay-ı 'Abbasiyyeden her birinin unvanı: kimi Muvaffak -Billah, kimi Müteekkil-Alellah, kimi Mu'tesim Billah, hep bu yolda idi. Ben de onların meyanında gelseydim, benim 'unvanım ne olurdu?" Hoca derhal demiş ki: " Ey sahib-kıran! Hiç şüphe etmeyiniz ki sizinki muhakkak surette Ne'uzi-billah olurdu." (Nasreddin Hoca)
  • Tevfik Fikret'in bir şiirinden şu parça : Benim siyah bir bacım var: Adı Leylâ, gözü şehlâ, Kollarında, ellerinde, Saçlarının tellerinde Pullar, inciler parıldar. 1946’da, Antalya Sanat Okulu öğrencilerinden derlenmiş bilmeceler arasında yer almıştı; çözümü: gece idi. (100 Soruda Türk Folkloru)
  • “Al Allah kulunu, zapt et delini!” (Az Gittik Uz Gittik)
  • Yat, baş ucunda bul; kalk, ayak ucunda bul! (Yani; her istediğini kolayca elde etmeni dilerim Tanrıdan.) Bayrağın dikili, esvabın kesili kalsın! (Düğün hazırlıkları yaparken ölesin, anlamında; düğün göreneklerine anıştırma.) (100 Soruda Türk Halk Edebiyatı)
  • Toplumun törelerine ve ahlâk, edep kurallarına aykırı görüldüğü için Nasreddin Hoca'ya yakıştırılmayan hikayelere, derleyicilerin ve araştırıcıların gösterdikleri tepkilere örnekler pek çoktur. Bu türden davranışlara, eski yazmalarda ve sözlü gelenekte değil de, çağdaş yayınlarda rastlıyoruz. Çağdaş yayıncılar, yazmalardan ve sözlü gelenekten derledikleri Nasreddin Hoca fıkralarını yayınlamaya girişince, onlardan 'edep dışı' gördüklerini tümüyle atmak ya da içeriklerindeki bu türden kelime ve anıştırmaları ‘edepli' biçime sokmak yoluna gidiyorlar. Eski yazmaları meydana getirenlerin ve Batılı çağdaş araştırmacıların bu konuda hiç de titizlik göstermemelerine karşılık, Nasreddin geleneğinin beşiği olan ülkelerdeki yayıncılar, hatta bilim çalışmaları çerçevesine giren yayınlarda bile edep' ve 'haya' ölçülerine çok dikkat ediyorlar. (Nasreddin Hoca)

Yorum Yaz