diorex

12 Eylül Darbesinin 32.Yıldönümü Anılmasın Artık..

12 Eylül Darbesinin 32.Yıldönümü Anılmasın Artık..

Tarih: 12 Eylül 1980..

Sabahın dördünde  radyosunun başında olanlar, önce İstiklal Marşı, ardından Harbiye Marşını dinlemişti.

Org. Kenan Evren’in bildirisi: “Türk Silahlı Kuvvetleri, emir ve komuta zinciri içerisinde, ülke yönetimine el koymuştur.”

Bildiri okunduktan sonra Rumeli türküleri devreye girdi.

Bu durum, gün boyu sürmüştü.

O günlerde müstakil bahçeli bir evde otururduk.

Her sabah erkenden kalkar, babamla birlikte, bahçemizdeki iki sevimli kuzumuza yemlerini verdikten sonra, kuzuların peşinden, bahçenin bir ucundan diğer ucuna koştururdum.

12 aylül 1980 sabahı uyandığımda, , alışılmadık bir biçimde, ellerinde silahlarla askerlerin evimizin etrafı ve sokağın başında beklediğini farkettik.

            Babam, hiç birşey olmamış gibi kulubeye girip yem çuvalına yönelince sert bir şekilde “dur” uyarısı ile karşılaşmıştı.

Durumu anlatmasına rağmen ikna olamayan askerler,babamı aradıktan sonra eve girmesini istemişlerdi.

Kulubede bulunan tüm çuvalları dökerek ortalığı darmadağın etmiş, kuzuların gün boyu susuzluk ve açlıktan melemelerinie sebep omuşlardı.

            O gün, evin penceresinden kuzuların çaresizliğini gün boyu izlemek zorunda kalmıştım. Çocuk gözüyle 12 eylül, kuzulara yapılmış acımasız bir darbe olarak iz bırakmıştı bende..

            Aradan zaman geçtikçe, 12 eylül darbesinin sadece benim kuzularıma değil, memleketin masum, İdealleri uğruna sokakalara dök(tür)ülen binlerce kuzusuna, kendisini ülkenin gerçek sahibi gören zihniyetin vurduğu en acı darbelerden birisi olduğunu anlamıştım.

            Bugün, 12 Eylül 2011…

Kenan Evren öncülüğünde gerçekleştirilen darbenin 31. Yıldönümü..

Kan dolu, işkence dolu askerî  darbelerin sonuncusu..

ABD, İsrail ve Batı dünyasının, yönetmenliğini dışarıdan yürüttüğü bir darbe..

            Sancısı 30 yıldır süregelen anayasanın hazırlandığı bir darbe..

Veya  zaten var olan askeri vesayet rejiminin iyice perçinlendiği bir darbe..

Son birkaç yıldır, 12 eylül dönemi idamları, cinayetleri, acımasız işkenceleri ve insan hakları ihlallerini konuşur olduk.

Özellikle, geçen yıl aynı günde yapılan ve büyük çoğunluğun “Evet” dediği referandumda, darbecilerin yargılanması gerektiği daha güçlü bir şekilde dillendirilmişti.

            Dileğim odur ki; o dönemle ilgili olarak sorgulanması ve yargılanması gereken ne varsa bir an önce başlanmalı, sadece darbecilerin yargılanması ile kalmamalı, şunlarda  ihmal edilmemelidir.

Nasıl ki alaşağı edilen diktatörlerin mal varlıkları donduruluyor veya el konuyorsa, aynı şekilde o dönem kuvvet komutanlarının ve kendilerinden sonra gelen evlatlarının mal varlıkları da sorgulanmalı, haksızca elde edilmiş mal varlıklarına el konularak, dönemin darbe  mağdurlarına tazminat olarak pay edilmesi sağlanmalıdır diye düşünüyorum.

Yine; o dönemde devletle yaptığı işlerden dolayı palazlanan şirket veya şahıslar var ise, bunların yolsuzlukları da mercek altına alınmalıdır.

Yine; 12 Eylül sonrası bu ülkede yetiştirilmeye çalışılan, fast foodçu, dans müzik ve eğlenceyi hayatın ana gayesi sayan gençliğin yetiştirilmesini sağlayan senaristler teşhir edilmelidir.

Yine; darbeyi zorunlu olmamasına rağmen öven kesimler, yazarlar deşifre edilmelidir.

Sorgulanmadık, yargılanmadık  hiçbir açısı bırakılmamalıdır 12 eylül darbesinin..

Temennim o dur ki; halkın verdiği referandum desteği ve hemen ardından yetkilendirdiği bu meclis, bir an önce yeni bir anayasayı yürürlüğe sokarak, gelecek yıl darbenin 32. Yılını anacak bir durum bırakmasın.

Sağlıcakla kalın..

http://twitter.com/#!/Ustad_2011

Kaynak: www.ustad.org.tr

Yorumlar

Image
Ahmed
13.09.2011 / 16:20

Dileklerininze katılıyorum. Acılar urtada Evren Bey ise evinde keyif çatıyor..

Yorum Yaz