matesis
dedas

ABD Suriye’den Çekilirse…?

ABD Suriye’den Çekilirse…?

Suriye’den Çekilme Sinyalini Veren ABD

ABD Başkanı Donald Trump, bir açıklama yaparak DAEŞ ile yaptıkları savaşın büyük bir oranda tamamlanması nedeniyle yakın zamanda Suriye’den çekileceğini açıkladı. Dünya medyasında flaş haber olarak verilen bu açıklamayı, ABD Dışişleri ise yaptığı açıklama ile şaşırttı: Suriye’den çekiliyormuşuz haberimiz yokmuş!

Hemen şunu söyleyelim, ABD başkanı ve dışişlerinin art arda yaptıkları açıklamanın birbirini tutmaması da bizi şaşırttı. Büyük bir devlet olan ABD’nin düştüğü hale ve bulunduğu duruma bakın?!

Daha önce yazmıştık, ABD tarihinin en zor sürecini yaşıyor. Ortadoğu’da yaptığı her hamlenin neticesiz olması ya da her hangi bir ekonomik ve politik kazanıma dönüşmemesi onu iç politikada güç duruma bırakıyor. Şu anki Trump yönetiminin bulunduğu durumu tam bir zaafiyetin ifadesi olarak yorumlamak mümkün.

Dünyanın bir numaralı emperyal ülkesi olan ABD’nin askeri gücü ve askeri kaynaklarını kullanarak yaptığı girişimlerin eskiden olduğu gibi ülkenin iç sosyal yaşamına olumlu olarak etkide bulunmaması kendisi açısından güç kaybı anlamına gelmektedir.

Nitekim Irak savaşında bizzat askeri gücünü kullanarak sahayı kullanan ABD, bu savaşta binlerce askerini kaybetti. ABD ordusunun yaşadığı bu kayıplar, iç politikada ve istihbarat birimlerinde enikonu değerlendirilmiş, deyim yerindeyse dersler çıkarmıştır.

Suriye Sahasında Aynı Hatayı Yapmak İstemedi

Amerika Birleşik Devletlerinin enerji ihtiyacı ve emperyal güç olmaktan kaynaklı hırsı onu sürekli Ortadoğu’ya müdahalede bulunmaya zorluyor. ‘Arap Baharı’yla Müslümanların yaşadığı bölgeyi cehenneme çeviren ABD, Suriye sahasında, Irak’ta yaşadıklarını yaşamak istemedi. Bu nedenle Barack Obama döneminde geliştirdikleri stratejiyi Suriye’de Trump yönetimiyle uygulamaya koydu. Emperyal amaçlarına ulaşmak için DAEŞ problemini askerlerini sahaya sürmek suretiyle sonuca gitmek istemedi. Önce ÖSU’ (Özgür Suriye Ordusu) kurarak planını uygulamak istedi. Kendince bu yapıdan sonuç alamayacağını düşünerek onu yarı yolda bıraktı ve ‘hazır, taze ve ucuz güç’ olan PYD’nin askeri kanadı olan YPG ile diyaloglara girdi, nihayetinde sosyalist-emperyalist bir ittifak doğdu. Bu ittifakın adı: PYD-ABD İttifakı…

Tez şu ABD açısından: Benim askerim ölmesin DAEŞ ile mücadelede, kim ölürse ölsün fark etmez. PYD için ise tez şu: kantonumu kurayım, müttefikim kim olursa olsun fark etmez. Açık bir ifadeyle tam bir ‘Kullandırtma’ ittifakı ABD-PYD arasında oluşturulan ‘pakt’ ve ‘ideolojilerin sonu’ anlamına gelen yep yeni bir yoldaşlık!

Kim kimi kullandı tartışması orda dursun, Türkiye’nin Afrin’e girmesiyle PYD’ye ilk kazık ABD’den geldi: Afrin bizim sorumluluk alanımız dışında denilerek ABD, müttefikini yalnız bıraktı. ABD’nin PYD’yi yalnız bırak stratejisi devam ediyor. Şimdi de Trump yaptığı açıklama ile YPG’ye yaptığı yardımları dondurdu. Bayrak yarışını Fransa aldı gibi. Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım bu duruma ‘Fransa Nöbeti devraldı’ adını verdi.

ABD Suriye’den Çekilirse…?

Trump yaptığı açıklama ile Suriye’den çekileceğini açıkladı. Peki bu PYD için ne anlama geliyor? Tam bir felaket desek abartı olmaz. Zira Afrin’de büyük bir yenilgi alan PYD, şu anda sembolik bir bitiş ötesinde bir durum yaşıyor, bu, onların uyguladıkları politikanın iflası anlamına geliyor. Sincar’ı boşaltmalı diyen ABD ve Irak hükümeti’nin bu bölgeden PKK’nın çıkması gerektiği yönündeki açıklama ve dayatmalar, adeta örgüt için çanların çalınması olarak yorumlanmaktadır. Türkiye ise Fırat’ın Doğusu’na askeri müdahalenin hazırlığını belki de bitirmiş durumda.

Öyle anlaşılıyor ki, müttefik gibi gözüken emperyal güçler, PKK’yi tamamıyla gözden çıkarmış durumda, ama tamamıyla bitmesini de istemiyor. İçerden ise PKK yöneticileri, dünyayı ve Türkiye’yi okuyamamanın sıkıntısını yaşıyor, bu sıkıntılı durumda zor süreç yaşadıklarını bnelirtebiliriz. Özellikle ABD’ye güvenme üzerinde uyguladıkları politika kendilerine pahalıya mal olmuş gibi. Oysa liderleri Abdullah Öcalan, daha Suriye’de iken basına verdiği mülakatlarda hep ‘ABD’nin ipiyle kuyuya inilmez’ şeklinde bir tespitte bulunuyordu. Ne değişti de arkadaşları bu iple kuyuya indi? Emperyal güçler, sanki PKK’nin potansiyelinden YPG’yi emperyal özgürlükçü bir güce dönüştürmüş durumda. Ortadoğu’nun tamamının özgürlüğünden PKK sorumluymuş gibi bir anlayış ve buna dayalı bir pratik ortaya konulmaktadır. Bu, ütopyanın da ötesinde bir gerçeklik aslında. Küresel güçlerin Ortadoğu’da bu imalatı tutar mı, zaman gösterecek.

Avrupa ülkelerinin şeklen verdikleri destek ve başkanlarının çeşitli zamanlarda yaptıkları lehte açıklamalar hiçbir zaman sonuç alıcı olmamış ve sahtekarca olmuştur. Son olarak Fransa Devlet Başkanı Macron’un PYD özelinde yaptığı ‘destek sözümüz var’ şeklindeki açıklamada olduğu gibi…

Türkiye’ye ve Erdoğan’a olan öfke bağlamında geliştirilen duygusal politikanın hazin sonunu yaşıyor sanki Kandil ve yöneticileri. Oysa her zaman akla dayalı politikalar sonuç verir, doğru ittifakların oluşmasına zemin hazırlar.

Saygıyla…

Yorumlar

Image
Westa'yê mezin
10.04.2018 / 12:59

Devletimiz hdp'li belediyelere haklı olarak kayyum atayarak hdp ve pkk etkisiz hale getirilmiş kayyum atandiği günden beri kepenkler kapanmiyor olaylar cikmiyor bölgede huzur ve güven hakim önumzdeki yil yerel secimlerde sonra devlet meydanı hdp ve pkkya birakmasin yine bölgede kaos cikar.hdp ve pkk etkisiz hale getirildiği günden beri sözde ozyonetim ilani Duyan var mı hendekler onurumuzdur diyen var mı hdp sus pus olmuş. Artik sesleri cikmasin

Image
Westa'yê mezin
10.04.2018 / 12:56

Devletimiz hdp'li belediyelere haklı olarak kayyum atayarak hdp ve pkk etkisiz hale getirilmiş kayyum atandiği günden beri kepenkler kapanmiyor olaylar cikmiyor bölgede huzur ve güven hakim

Yorum Yaz