matesis
dedas

Akil Adam Bilmecesi

Akil Adam Bilmecesi

Akil Adam Furyası

“Akil adam” uygulaması, bundan bir süre önce de kamuoyunda konuşulmuş, Soros patentli Amerikan ataması olabileceği gerekçesi ile temkinli davrananlar dahi olmuştu. Türkiye’de benzer bir çalışma, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan gelişmelere bir yaklaşım geliştirmek üzere Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü İbrahim Kalın tarafından “Akil Adamlar Konferansları” adı altında yaklaşık iki yıldır devam etmekte…

Bölgesel çözüme yönelik olarak “Akil adam” önerisi geçtiğimiz aylarda CHP tarafından gündeme getirilmiş ve Kürt sorununun çözümü için Meclis’te Mutabakat Komisyonu, Meclis dışında “Akil Adamlar Grubu” kurulması önerilmişti. CHP’nin bu önerisinin Öcalan’ın “Akil adamlar” grubuyla benzerlik gösterdiği yönünde basında birtakım haberler çıkmış, MHP bunu 2. PKK açılımı olarak nitelendirmişti.

Yine, BDP tarafından benzer bir öneri getirilmiş, PKK’nın da içerisinde yer bulacağı ve tüm taraflarla görüşme yetkisi ve gücü olan “Kürt Akil Adamlar” konseyinin kurulması halinde, hükümetin doğrudan PKK ile masaya oturmuş olacağı görüntüsünün oluşmayacağı belirtilmişti.

Bu hafta sonunda “Akil Adamlar” girişimlerine bir yenisi eklendi. Başbakan Erdoğan'ın çözüm yolunda destek sözü verdiği son "Akil Adamlar" girişimi, Diyarbakır Barosu ile Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği'nin öncülüğünde İstanbul'da toplandı.

            Nedir Akil Adam?

Arapçada “Kaf” harfi ile yazıldığında akıllı, olgun anlamına gelen Akil kelimesi, “Kef” harfiyle yazıldığında ise yiyici, aşırıcı anlamına gelmektedir.

Pratik kullanımda, batı’daki “ombudsmanlık”la eşanlamlı olan “Akil adamlar” kavramını İslam literatüründe “Şura Meclisi”ne benzetmek mümkündür.  Osmanlı’da bu kavram “aksakallılar” olarak kullanılmıştır.

Hasan Celal Güzel, sipariş üzere toplatılan akil adamları sıralarken,“Akil adam sayılabilmek için, geçmişte hızlı Marksist, bugün ise hızlı Liberal olan “sosyoliberaller”, bunlar kadar olmasa da matlûba muvafık sayılan ve perde gerisinde alay edip cahil ilân ettikleri İslamcı geçinen liberaller, bir araba lâf edip, sütunlar dolusu yazmasına rağmen 'cahil'(!) halkın onları anlayamadığı, anlamlı bir şekilde gülümseyerek konuşan ve kurulmuş bebekler misâli, hep aynı şeyi tekrarlayanlar, belli bir fikri olmayıp, Nasrettin Hoca'nın 'Sen de haklısın hanım!' deyişi gibi herkese hoş görünmeye çalışanlar” şeklinde imalı bir şekilde dört gruba ayırıyor..

Kim Kimin Akil Adamı?

Gündemdeki “Akil adamlar” girişimine dahil olan şahsiyetlere baktığımızda, her birisi saygın, birikimli ve değerli insanlar.. Elbette, bölgesel çözüm yolunda atılacak iyi niyetli her adımın desteklenmesi gerekiyor. Elbette kardeş kanını durdurmaya, barış ve huzur tesis etmeye yönelik elini taşın altına samimice koyacak herkesin ve herkesimin desteklenmesi gerekiyor.

Lakin doğusu ve batısı ile bu milletin özünü, ruhunu okumadan yapılacak girişimlerin her seferinde başarısızlığa uğradığı da bir gerçek..

Denemeler, Denemeler, Denemeler..!

Ne denenirse denensin, kimler “Akil Adam” olarak toplanırsa toplansın, içerisinde bu ülkenin doğusu ve batısı ile kardeşlik hamurunun yoğrulduğu, bazılarının cumhuriyet tarihi boyunca öcü şeklinde tehdit unsuru olarak kullandığı İslami hassasiyetleri çözümün en önemli ayağı olarak ele alınmadığı takdirde başarı sağlanamaz.

Son 30 yıldır çoğu tekrar olmak üzere onlarca yol denendi. Bu denemelerde İslami çözüm anlamında herhangi bir resmi adım atılmadığı için her birisi ayrı bir çözümsüzlüğe dönüştü. Oysa ki cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan sürece rağmen bu millet hala kutsalını önemsemekte, bu şekildeki bir yaklaşım, sadece doğu insanına yönelik değil, aynı zamanda batıdaki vatandaşlarca da makul ve kabul edilebilir bir yaklaşım olacaktır.

 Evrensel barışı sağlamaya yeten, dil ve renklerdeki farklılıkların Allah’ın ayetlerinden olduğunu söyleyen, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi içinde istemedikçe iman etmiş olmayacağını ifade eden, insan olarak herkesin Adem’den olma kardeş olduğunu, Müslümanların ise tıpkı bir tarağın dişleri gibi olduklarını ve hiçbir kişi veya ırkın başka bir kişi veya ırka üstünlüğü olmadığını, üstünlüğün ancak takvada olduğunu beyan eden bize ait her zaman ve mekana hitap eden “İslami çözüm” gibi bir hazinemiz var.

Bu hazineyi kendisine şiar edinmiş saygın âlimlerimiz, kanaat önderlerimiz, cemaat veya tarikat liderlerimiz, alevi dedelerimiz, hatta cumhuriyet tarihi boyunca gericilik şeklinde lanse edilmeye çalışılan ve üzerinde alaycı filimler bile düzülmek suretiyle yıpratılarak bireylerinin başıbozuk bir şekilde bir yerlere dağıtıldığı aşiret reislerimiz ve sözü hala dinlenen adil ağalar,  

Bu Gün ve Sonrası İçin…

Dün toplanan ve sınırlı tutulacağı söylenen “Akil Adamlar” adına açıklamada bulunan GÜNSİAD Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu sürece tarafsız ve objektif yaklaşabilmek için sağ, sol her görüşten isimler yer almakla birlikte, heyette siyasi parti ve organizasyonlarla ilişkisi olan hiç kimsenin yer almayacağını söylerken, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar da, kamuoyunun yakından tanıdığı, her iki tarafından da destek vereceği isimler olmasına özen göstereceklerini söyledi.

Yaşar Kemal, Şerafettin Elçi, Adalet Ağaoğlu, Kemal Burkay, Güler Sabancı, Sezen Aksu, Fehmi Koru, Yılmaz Ensarioğlu, Emel Kurma, Orhan Miroğlu, İshak Alaton, Rober Koptaş, Şivan Perver, İhsan Arslan, Dengir Mir Mehmet Fırat, Rakel Dink, Ahmet Türk, Leyla Zana, Murathan Mungan, Orhan Pamuk, İhsan Dağı…

İyiniyetli olduğundan kuşku duyulmayan bu son girişimin eskilerinde olduğu gibi en önemli ayağı eksik kalmamalıdır. Mardin’den Mehmet Timurağaoğlu gibi kanaat önderleri, Şanlıurfa’dan Abdulkadir Badıllı gibi dini liderler, Seydalar, alimler sürece etkin bir şekilde katılmadıkça çözümün en önemli ayağı sürekli eksik kalacaktır.

Eşitlikten ziyade adalet ve hakkaniyet ilkelerini düstur edinmiş, anne veya babası, zengin veya fakir de olsa, Allah için tanıklık eden, zalim mazlum kavramlarının ne anlama geldiğini çok iyi bilen ve anlatan,  en önemlisi toplumun hassasiyetlerini ifade edebilecek, toplum tarafından hala en saygın şahsiyetler olarak kabul edilen kanaat önderlerinin bu sürece etkin bir şekilde dahil edilmesi başarı oranını arttıracaktır.

Elbette Türkiye Cumhuriyetinin şeyhler, dervişler, müritler, memleketi olamayacağının millete en başından vaaz edildiğinin farkındayız. Ama unutmayalım ki, Anadolu,  Alpaslan’ların, Selahaddin-i Eyyübi’lerin kendilerine şiar edindiği bu öğretileri sayesinde hala ayakta kalmaya devam etmektedir.

Bizden söylemesi.

Sağlıcakla kalın..

Kaynak: USTAD  03.08.2012

Yorumlar

Image
h.aslan
09.09.2012 / 23:53

ağzına sağlık ahmet usta

Yorum Yaz