tatlidede

Alain Touran’ın Kürdistan “İlgisi”

Alain Touran’ın Kürdistan “İlgisi”

Batı Aydınlarının Kürdistan’a olan “ilgilerini” 18.yy’a kadar götürebiliriz. Dünden bugüne misyoner kimliği ile de yaptıkları çalışmalar gösteriyor ki Kürt coğrafyasına olan ilgilerinin bir amacı olduğu kesin. Kimi zaman din adamı, kimi zaman bir araştırmacı, kimi zaman bir politikacı, kimi zaman da bir diplomat veya gazeteci olarak da ilgilerini görmekteyiz. Ve bu ilgilerini genel olarak bir kitap veya bir rapor olarak somutlaştırmışlardır. 

Batı aydınlarının yürüttüğü bu çalışmalar bir yönüyle Kürtlerin yararına da olmuştur. Zira Kürt toplumunun tarihinin, kültürünü yazacak Kürt araştırmacı olmamış veya bir elin parmak sayısını geçememiştir. Hal böyle olunca onların yaptıkları çalışmalar, Kürtlerin tarafından bakıldığında iyi olmuştur, denilebilir.  Buna örnek olarak Kürt toplumu üzerine sosyolojik araştırmalar, Kürt dili ve Kürt Kültürü üzerine çalışmalar, Kürt demografyası ve ekonomisi alanındaki uğraşlarını genel konular olarak ortaya koyabiliriz. İtalyan Maurizio Garzoni’nin Kürtçe Gramer çalışması bir ilktir bu alanda. Aleksander Jaba’nın da Kürt edebiyatı üzerine çalışmaları tarihsel önemdedir. Bazil Nikitin’in sosyolojik çalışmaları başta gelen çalışmalar olarak kabul edilmektedir. Kürdoloji alanında milad olarak nitelendirilen bu çalışmalar bugün hem Kürt araştırmacılar için hem de Batı aydınları için bu isimler hala tarihi referans değerindedir. Bundan hareketle batılılar günümüze değin Kürtler üzerine çalışmaları daha da derinleştirmiş ve akademik alanına taşımışlardır. Rusya’nın dahil olduğu Batı aydınları kavramının Kürdolojinin çok geniş bir koleksiyonu mevcuttur.

Aslında tarih boyunca Kürdistan hep savaş alanı olmuştur. Deyim yerindeyse hep bir boks ringi olmuştur. Emperyal güçler kendi coğrafyasını savaş alanı yapmamıştır. Hep Kürdistan’da çatışmışlardır. Eskiçağ kavimleri de dahil olmak üzere bir çok Türk kavmi ve devletleri yine bu coğrafyada savaşmışlardır. 

Hiç şüphe yok ki batı merkezliyürütülen çalışmalar, batı devletleri için genel anlamda Ortadoğu’ya ve özelde Kürdistan’a yönelik politikalarının yeniden şekillenmesinde ve dizayn edilmesinde aydınlatıcı olmuş veya olmaktadır. Başka bir anlatımla batı aydınlarının bu gibi çalışmaları bölgemize yönelik yeni stratejilerinin oluşmasında veri olarak kabul edilebilir.

Bu açılımın yapılmasına ünlü Fransız Sosyolog Alain Tourain’in Kürt TV Rudaw’a* verdiği röportaj vesile olmuştur. Türkiye’de de Modernliğin Eleştirisi ve Demokrasi Nedir? Adlı eserleri yayınlanan Prof. Touraine’yi hem siyaset dünyası hem de akademi dünyası iyi tanımaktadır. Bunun yanı sıra onlarca kitabı yayınlanan Touraine’yi bizim de “Kürt Devleti Kurulacak; Rakka da İçinde” başlıklı röportajı nedeniyle dikkatimizi çekti.

Bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını gerekli gören Touraine’nın bu açıklaması ulus bilinci taşıyan Kürtlerin sempatisiyle karşılandı. Bu kapsamda sosyal medyada röportajı çok paylaşım gördü. Devletin kurulması için Touraine, Kürtlerin öncelikle bölgelerini kontrol etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. 

İŞİD’e karşı Fransa’nın savaş açtığını belirten ünlü Fransız sosyolog, İngiliz, Fransız ve Amerika’nın Suriye’ye girmemesi ve bu anlamda galeyana gelmemelerini öğütlüyor. Zira adı geçen ülkelerin askerleri Suriye’ye girerlerse “işgalci güçler” olarak niteleneceklerini vurguluyor. Bunun için Kürtlerin İŞİD’e karşı savaşması gerektiğini belirterek “Çünkü siz Kürt’sünüz, milli ve bağımsız bir devlet kurmak üzeresiniz. Bu yüzden IŞİD mücadelesi sizin için vekalet savaşı anlamına gelmiyor. Siz bu savaşın başrolündesiniz ancak size yardım edilmesi gerekiyor.

Geçtiğimiz günlerde çok önemli zaferler elde ettiniz, daha önemlisi bölgelerinizi IŞİD’den korudunuz. Bu nedenle Avrupa ve diğer bütün ülkeler size yardım etmelidir. Ne gerekiyorsa yapmalıdır. Kendi düşüncemi söyleyeyim,  muhtemelen Rakka’yı da kendi bölgenize bağlayacaksınız.” şeklinde tahminde bulunuyor.


İstikrar için Ortadoğu’da ve Afrika’da milli devletlerin kurulmasını çözüm olarak öne süren Fransız sosyolog, “Bu bölgelerde milli devletler kurulmalı, sadece Ortadoğu’yu kastetmiyorum; bu Afrika ülkeleri için de geçerlidir. Egemenliklerini ilan etmeden istikrarı sağlamaları gerekiyor.

 Avrupa ülkeleri bence o milletlere açık bir şekilde saygı duymalıdır. Kültürlerini, dinlerini, herşeylerini olduğu gibi kabul edip değiştirme planlarından vazgeçilmelidir. Kolonyalizm dönemine geri dönme çabası varsa, bu, delilikten başka birşey değildir çünkü bunu kimse istemez.” yaklaşımıyla batılı anlayışını uyarıyor.

Kürt devletinin kurulması için henüz bir zeminin olmadığının altını çizen Fransız sosyolog, çözüm modeli olarak “Milli Devletin” Müslüman Arap ülkelerinde, İran, Türkiye hatta İsrail’de bile kurulduğunu belirterek “Biz Fransa olarak Kürtler’in bir milli devlet kurması için tüm gücümüzle destek vereceğiz. Çünkü dediğim gibi bu istikrar ve ilerleme için tek seçenek.” sanki Fransız devleti adına bir yetkili gibi Kürtlere söz veriyor!

Ancak Kürt modeli Batı’nın ilgisini çeker mi? Şeklindeki soruya anlamlı bir cevap veriyor ünlü sosyolog: 

 Birincisi, baştan söylediğim asker gönderilmemesi meselesi, orada bulunan savaşçılara yardım edilmesin anlamına gelmiyor. Aksine, ilk önce oradaki askerlerin iyi bir şekilde silahlandırılması gerekiyor. Bunların da başında Kürt güçleri geliyor.

 

2 asırlık tecrübesi olan Batı ülkeleri, dünyaya, neden dini iparatorluk olmaması gerektiğini anlatmalıdır. İnsan haklarının yaşandığı ülkeler olmalıdır. Bunun için de bence Fransa en iyi örnek. Siz de Fransa gibi olun demiyorum ama örnek alınabilir.”


Kürtlerle ilgili görüş ve tespitleri olan ünlü Fransız sosyolog Touraine, anlaşılıyor ki İŞİD belasıyla Fransa’nın daha doğrusu tüm batılı ülkelerin yüz yüze gelmesinden yana değil. Madem Kürtlerin devlete ihtiyaçları var, o halde bu belayla onların savaşmasından daha doğal olan ne olabilir?!

Belki Bay Touraine ve onun gibi aydınlar Kürtlere ve huzur için iyi niyetli olabilir; ancak tarih de gösteriyor ki Kürtler aslında içinde Fransa’nın da olduğu batılı ülkelerin çıkar oyunlarına hep kurban olmuştur.

Saygıyla…

* http://rudaw.net/turkish/interview/15122015, Renc Sengawi tarafından 15.12.2015



Yorumlar

Image
Alaattin
23.12.2015 / 10:34

sayın faraç kürt sorunu ve islamcılar panelini niye hiç haber yapmadınız. buna çok şaşırdım. daha önce özellikle üniversitede bu işi organize edenlerin öksürüğü bile burda haber oluyordu. ben her oturumu ayrı ayrı haber yaparsınız hele hele birininkini komple verirsiniz diye düşündüm beni şaşıttınız.

Yorum Yaz