matesis
dedas

Artuklu Üniversitesi halkını fişlerken

Artuklu Üniversitesi halkını fişlerken

Bizim zamanımızda üniversite öğrencilerini fişlerdi. Bazıları belki biraz ileri gidip öğrencinin ailevi durumunu da fişlere ekliyorlarsa da genelde kendilerinde kayıtlı olan öğrencilerin dışına taşmazlardı. En azından ben öğrenciyken üniversitem sadece içerdekileri fişlerdi. Yoldan geçen birilerini fişlemek akıllarından geçmezdi. Sokaktaki adamı fişlemek birazcık polisiye işidir, üniversite işi değildir.

Üniversite dediğin kampusunun kapısının önünden geçenleri veya hasbelkader o kapıdan içeri girenleri fişler. Onları gerekirse ikna odalarına alır ve orada onları ikna ederlerdi. Bunun dışına taşılmazdı. Lakin Mardin Artuklu Üniversitesi bir ilke imza atıp halkın arasına katılıp yerinde fişlemeye çalıştı.

Devlet bile sormaktan hayâ duyduğu soruları bir anketmişçesine halka yöneltmek ve onları fişlemek cesaret isteyen bir iştir. Her ne kadar anket “Mardin’de yaşayan Arap, Kürt ve Süryanilerin ‘etnik, dini, sosyal ve kültürel farklılıklarıyla değer algıları’nın belirlenmesi amacını taşıyor” ise de sorulan sorular öyle kolay sindirilecek cinsten değil. Ankette bir taraftan katılımcının ırkı, dini ve dili tespit edilirken diğer tarafta diğer dinlere, dillere ve ırklara tavrı irdeleniyor.

Katılımcının dinini tespit ettikten sonra onun diğerlerine karşı tavrı ne tür bilimsel bir anket olabilir? Hele katılımcıya “çevrenizdeki insanları kendinize göre nasıl tanımlarsınız?” sorusuna Süryani Milliyetçisi veya Arap Milliyetçisi gibi absürt şıklar sunmak bilimsellik değildir. Bunun yanında her ne kadar halkın tepkisi üzerine üstü siyah kalemle çizilen “Gavur, Gayri Müslim” gibi tehlikeli şıklar sunmak, bilimsellik bir yana bölücülüktür. Farklı dinden yakın dostlar bile "gavur" benzetmesinden hayâ duyarken, üniversitenin bunu bir ankete dahil etmesi halkı kaygılandırıyor.  

Böyle bir ankette Mardin yönetimine dair “Mardin şehri için sizce hangisi en önemlidir?” şeklinde bir soru sormak insanın aklına bu çalışmanın bilimden çok belediyeyle alakasını akla getiriyor. Hele cevap şıklarına Arapları, Kürtleri, Türkleri, Süryanileri, Müslümanları ve Hıristiyanları vermek bilimsellikten çok siyaset kokuyor.

Elde edilen bu tehlikeli bilgilerin yarın bir gün bu insanların fişlenmesine yaramayacağını ve kullanılmayacağını kim garanti edebilir? Tabiî ki hiç kimse. Bu anketlerden elde edilen bilgilerden kimlik tespiti yapmak zor iş değil ve bu bilgilerin kötüye kullanılması muhtemeldir. Daha yakın geçmişte başka şehirlerde Alevi-Bektaşi vatandaşlarının evleri işaretlendi. Sırf farklı değerlere sahip insanlar hala hor görülürken, bu farkı körüklemek bölücü bir çalışmadır. Böylesi bir çalışma yapmak Mardin’e huzura ve bilime değil bilakis tehlikeye davetiye çıkartır.

Yorum Yaz