matesis
dedas

Asker Kaputu ( 1 )

Asker Kaputu ( 1 )
                              MARDİN'DE SOKAKLAR İŞGAL ALTINDA 

    Üç sokağın altyapı kazım,boru döşeme,birleştirip kapatma ve bedenin son noktasıyla bütünleştiren işlevin koşulları aileleri hazırlıksız yakalayıp her birini varsa yakın akrabalarına birkaç haftalığına davetsiz misafir konumuna sokabiliyor Mardin'de altyapı çalışmalarının başıboşluğu,değer tanımazlığı.

    Lağım çamuruna dönüştürülen sokaklarımızın çalışma sırasında kırılan boru ya da aylarca akmayan suyun bağlanması için Mardin Belediyesi'ne yapılan dilekçeli başvurunun işleme konması,kendini ifade ederken galiba alınan emirler doğrultusunda :

    '' İhale bakanlıkça yapılmış,dilekçeye 'muhatap' ihaleyi alan Metal Şirketi'dir.''

    Cevabını veren,hakkını vermek gerekiyorsa sizleri dinleyip;Mardin Valiliği ile şirket arasında yapay çözümler üretmeye şartlandırılmış 'efendi' diyebileceğimiz insanlar bir bakıma emir kulu.

    Alternatif geçiş sokakları bırakmadan baskın kanallar açıp aylarca yüzüstü bırakıp hala bitirilemeyen bitirilmesi için ciddi bir 'denetleme mekanizmasına' sahip olmayan bir yerel yönetimle karşı karşıyayız.

    Bunun da ''Antik Mardin'de kalmak yasak!'' anlamına geldiği anlaşılıyor yerel halklar için.

 Bu yasak sarmalında sokakların haline bakmayı düşünmeyen,rahatından,sıcacık konforundan taviz vermek istemeyen anlayışlarla bunca trilyonların 'hizmet karşılığı' olur beklentisinin denetimden yoksun,susuzluğa mahkum eden;her bir sokağı hallaç pamuğuna dönüştürülen elek misali delik-deşik şehiriçi-Yeniyol asfaltı ve devam edeceği sanılan etrafı açılan hendeklerle muhasara altında yasaklardan geçilemeyen bir şehir. O'nu da sizlerden,harcadığınız her kuruştan işkence çektirmeden 'çağdaş standartlarda' hizmeti hak ettiğimizi belirtirken her daim gözümüz üstünüzde,nefesimiz ensenizde olacak.

    Kadim Mardin'de insana değer veren köklü kültürden nasibini alamayanların kulakları çekilirken (mesaj verilirken) yatırımları yapanlara 'kulağında küpe' olsun diye :

                                   '' Fetteyt iltezzeyt;/Ğemezt felest.''
                     (Ekmeği doğrarsan lezzetini;/ Banarsan iflasını yaşarsın.)

    Ekmek doğramaktaki amaç 'yatırımı' doğru-dürüst sahiplenerek yapanların halkı hoşnut edeceğinden,yapılanlardan tad alınacağını;yok her sokaktan bir parça kazıp yüzüstü bırakarak sahiplenmeden trilyonlarla yapılan yatırımı kepçeyi toprağa adeta banarak da yapsan;iflasına davetiye çıkarırsın Kadim Mardin kültür değerlerine göre. 
 
                                     KİTAPLAR VE DERİN YASAKLAR         
 
    Olup-biteni,gerçekleri araştırıp öğrenmek/paylaşmak ve sorgulamak iktidarların tüm vaadlerine rağmen bunca yasak ve sansür alabildiğine sorun olmaya ve muhalif siyasetin sesini,düşünü,kitaplarını ve şiirlerini hedef almaya devam ediyor olması ister istemez bizleri biraz geçmişin egemenlerine ve yasaklarına yöneltiyor.
 
    M.Ö.220 Çin'de kral Ş.Huang ülkesinde halkın bilgilenmesini,karşısına dikilip hak aramasını,verilmeyince de isyan edeceğini önceden sezip baskı uygulamaya,mevcut kitapları 'yasak!' ilan edip toplamaya ve meydanlardaki halkın gözleri önünde yakmaya çalışması ne anlama geliyorsa;
 
    Mısır/İskenderiye'deki bir kütüphaneden bir milyona yakın kitabın arasındaki felsefe,fizik,matematik gibi bilimsel kitapları bile M.S.390 larda bir kilise piskoposu egemenin ateşinden kurtulamıyor bunca kitap ve Teo döneminde kutsal Tevrat haketmediğini alıyor yasakçı zihniyetlerden.
 
    Dili olsa da Moğolların 1729'da koca bir uygarlığı/geçmişi içeren 20-30 kütüphanenin param-parça edilen kitap sayfalarının boğulmasının çığlığını duyardık ta derinliklerinden Dicle'nin 'lal' dilinden.
 
    Roma'nın hemen hemen her döneminde İmparator,devlet/iktidar ve kilise düşüncesine muhalif ya da eleştiren/aykırı düşünülen kütüphanelerin kitapları meydanarda hem yakıldı hem de külleri savruldu derin yasaklarla.        
 
    Resmi tarihte hep geri kalmamızın nedenini matbaanın Osmanlı'ya sallana sallana geç gelişine bağlandığını okuduk/okuttuk-durduk.
 
    Dile kolay dört yüz yıllık hükümranlık Arapçayı kutsallaştırıp kitap basımının fetvalarda yasaklanmış olması Arap Dili ve Edebiyatına neler kaybettiğinin farkında mıyız?
 
    Osmanlının yasakları ile yalnızca Mısır değil tüm Arap halklarının dil ve edebiyatı yerinde saymak şöyle dursun,hep düşüşe geçmiş;İspanya'dan gelen sığınmacılarla taşınan teknolojiyle İbrahim Müteferrika'dan önce İstanbul 8-10 matbaaya kavuşturmuştu bile.  
 
    Buna rağmen ilk Türkçe kitabın İbrahim tarafından 1727'de basımının yapıldığını görüyoruz Osmanlı Devleti Aliyesi'nde ayrımcılık yaparak.
 
    Daha yakın bir tarihte Nazım Hikmet'in beş kitabından 835 satırı yasaklı olurken;bir başka kitabı ''Sesini Kaybeden Şehir'' da/den payını almış oluyor yasaklar zihniyetinden.
 
    1940'lı yıllarda Rıfat Ilgaz'ın şiir kitabına ad olacak 'sınıf ' sözcüğü ve birçok sözcük ''Halkçıyım!,laikim.'' diyen iktidarların çok yönlü saldırılarına hedef olurken;kitap kapağının rengi kırmızı olunca da altı ay mahkum oluyor Rıfat Ilgaz.
 
    Mektubunda iktidar ve Reis-i cumhur'u 'Sırça Köşk'ünü' eleştirdiği için ''Devlete başkaldırı!'' diye sınırda başına örülmedik çorap bırakılmayan Sabahattin Ali'ye,hayatıyla ödetiliyor.
 
    Ya Sait Faik Abasıyanık,o da ''Medar-ı Maişet'' romanındaki kahramanına dikkatinizi çekerim,roman kahramanına ''Eski asker kaputu giydirilmiş.'' diye 1944 lerde yasaklı oluyor. 

    Tarihte halkçı görünüp,günümüzde gelenekselleştirildiği için ülkemizde kimin iktidar olması pek de önemli görünmemekte;yasaklar tutuklama ve zindanlar doldurulup muktedir olmanın kompleksleri mi? diye düşündürmüyor değil.

    Yasakların gerekçeleri alt alta konulduğunda her yasağın birkaç mizah dergisi oluşturabilecek kadar komik kalıyor hafızalarda.

    Hatırlayabildiklerimizden :

    '' Bir zümrenin başka zümreler üzerinde hakimiyetini temin etmek gayesiyle halkı suça teşvik etmek.''

    '' Anayasa'yı tağyir,tebdil ve ilga etmek.''

     Anayasa'yı dama atıp kutsadıkları meclisi kapatarak,demokrasiyi rafa kaldıranların bu gerekçelerle hakkında göstermelik soruşturmalar yapılırken;demokrasi mücadelesinde yol aldığı için,düşünüp yazdığı ve çözüm ürettikleri için binlerce yazar/gazeteci/sendikacı tutuklanırken onlarcasının idamı ya da on binlercesinin 'faili bellide' ortadan kaldırıldığına tanık olmak,insan vicdanı/yüreği taşıyanlar için kolay olmasa gerek. 

   Devamında buluşmak üzere... 

              

Yorumlar

Image
A.Vahap Omuzlar
01.02.2012 / 23:24

Duyarlılıkların için teşekkürler Mazlum...

Image
mazlum
31.01.2012 / 14:41

hocam yazınız için sizleri tebrik ediyorum<br>belediyemiz gerçekten hem sokaklarımızı hem de caddelerimiz işgal etmiş<br>bu yazınızdan dolayı teşekkrülerimi usnuyorum..

Yorum Yaz