matesis
dedas

Asker Kaputu ( 2 ) ..., Sekiz Ay Sonra Topa Tutmuş

Asker Kaputu ( 2 ) ..., Sekiz Ay Sonra Topa Tutmuş

    İŞGAL ETTİĞİNİZ SOKAKLARIMIZDAN ÇIKIN !..    
                                                   
    Her ne hikmetse bu ülkede ve Mardin'de on yıllardır altyapı adına hepimizi rahatlatacak projelerin beklentisindeyken;ihalelerin yapılıp ilk kazım ve ilk harcın atılacağı günlerde hummalı çalışmalar memnuniyet verici düzeyde başlarken;birden yerel kültürümüzün tanımı ile :

    ''İşvey işvey eyş ciri a'leyk?''
         (Azar azar ne oldu sana?)

    İfade edilmeye başlandı bile.

    Ulucami Mahallesin'de başlanırken mahalle sakinlerini bilgilendirmeden mütahide 'başla' denmiş.

    Mütahit kırmış,başkan seyirci bile olamamış.

    Mütahit kazmış,başkan susuz kalan halkı görememiş.

    Mütahit boru döşemiş başkan kalite kontrol yapmadan istihkaklara dur! diyememiş.

    Mardin halkı önce 'Olacak,düzelecek.' diye beklerken gözü başkanı aramış.

    Beklenen başkan yerel sayfalarda günah çıkarmaya başlayıp, mütahit firmayı yaklaşık sekiz ay geçtikten sonra topa tutmuş.

    Ulucami Mahalle sakinlerinin haftalarca suları kesilirken,sokaklar lağım sularına terk edilmiş;Eylül ayında okula giden öğrencilere 'hendekten atlatma' kalmış.

    Mardin'li dönüp:

    ''Hédi hédi a'le mehlik/mehlek.''
     (Yavaş yavaş kendini incitmeden.)  

    Mesajları anlaşılmamış,çalışmalar doğuda Sınsel Camisi'ne batıda ise eski müzeye kadar dayanıp aylarca 'alternatif geçişlere' adımlık yol bırakmadan yüz seksen yedi gün ''Ibbarıt Beyt Yücesoy'dan'' Teker Mahallesi kaldırımından 'Ayn Teht Il-Sor/Sur Çeşmesi' bedenine kadar Mardin'linin kadim yakıştırmalarıyla:

    ''Zebok ıb-zebok,şefşik şefşik.'' 
   (Sokak sokak,lastik geçire geçire)

    Pijamanın beline lastik geçiren,kendini usta sanan çırakların çengelli iğneye rağmen başarılamayan bu beceriksizliklerine yapılan yakıştırmalarıdır Kadim Mardin Kültüründe yapılan işe.

    Duyarlılıklar artınca firmanın kazıcı aygıtları ve asgari ücretli zavallı kanalizasyon işçileri verilen taktikler doğrultusunda işin ehli olmadıkları,ellerinden gelenini yapıyor olmasına rağmen dilekçeler sonrasında kırıcılı/kepçeli makine neden 27 gündür 59.sokakta yığın halinde,11.02.2012 tarihine kadar hareketsiz kalır doğrusu anlamış değilim?

    Yoksa belediye başkanı için hayırlı olmayan bir haber mi?

    Anlaşılan başkanımızın bu haberlerle başını kaşıyacak zamana ve işgal ettiği Antik Kentin sokaklarından çıkacak kararlığa sahip görünmüyor.
 
    Bir dönem öncesi yine AKP Belediyesi Mardin'e havacılar karşısında seçim malzemesi vitrinlik şelalede deşifre olurken;yeni kanalizasyon altyapı projesinin de kabul edilebilir ve gözle görülebilir inandırıcılığının kalmadığını görebiliyor ve yaşıyoruz.
 
   Vakit geç olmadan;
 
    İstifa edip işgal ettiğiniz sokaklarımızdan çıkın!..

    Lağımı,çamuru ve bir damla suya hasreti 'Mardin'liye layık' görenlere lağımı da çamuru da iade ediyoruz... 
 
    NOT : Teker Mahallesi 59. sokak/beden mevkii için verdiğim iki dilekçenin gereğinin yapılıp-yapılmadığıyla ilgili telefonu İbrahim Beyden 22.02.2012 tarihinde aldım ama;
 
    Evet zarar verilen boru onarılmış,şahsıma su geldiğini İstanbul'da bulunduğum oğlumun ameliyatında öğrendim.
 
    Ne var ki komşularıma telefonla ulaştığımda;
 
    ''Camiye giden yol da çarşıya çıkan yolun da kapalı olduğu''
 
    ''58 ve 59.sokakların çamur-lağım sularından kurtulamadığını''
 
    ''Haci Mustafa ve Haci Ferhan'ın duvarlara yaslattıkları merdivenlerle sadece komşuluklara gididiği''
 
    Ve hepsinden önemlisinin,kanalizasyonun bedendeki son noktasının üç kez döşenip tekrardan yağan yağmurlarla patladığını tek tek öğrenince İbrahim bey ve İsmail beylerden ne diye teşekkür edeyim ki?
 
    Sorunlarının farkında olup telefonda seslerini duyduğum mahalle halkına teşekkür etmek ise boynumun borcu. 
 
    DİLDE  DERİN YASAKLAR 

    Tarihte olayların ya da gelişmelerin seyrini değiştiren o kadar hata veya yanılgı olmuştur ki,bugün için ''Keşke olmasaydı.'' dedirtecek kadar düzeltilmesi zor olaylar.

    Bulundukları coğrafyada taraf değiştirip güç dengesini başlarda lehine görüp tarihin seyrini değiştiren Kürtler,ister Bizans'a karşı ağırlığını Alparslan'la ister Yavuz Sultan Selim'in,Şah İsmail'le yapılan savaş sonrasında Mısır'ın Osmanlı'ya bağlanmasının kolaylaştığı savaşlarda tıpkı Yemen ve Filistin'in savunmalarında olduğu gibi Osmanlı İngiliz ittifakının geride bıraktığı yüz binlerce can'la ödetilmeye başlanmış ve tarihin seyri hep sömürgeci devletlerin yerliyi/yereli toprağından ve sevdalı olduğu dillerinden etmiştir yüz yıllarca Mezopotamya ve Ceziret ül-Arap'ta.
 
     Yerleşik toplumu ilk yakalayıp tanımlayan coğrafyanın hiç kuşkusuz Mezopotamya olduğu bir gerçek;bir gerçek daha var ki farklı değerlerden etkilenip değişen/dönüşen,yaptıkları hamlelerle aydınlanmayı yaşayıp,paylaşan özgür toplumların değer ve deneyimlerini miras alıp geliştirmek için kollektif mücadelenin tadına vararak özgürlüklerine sahip olmaları geleceğin inşası anlamına geleceği de bir başka gerçek. 
 
     Güneşin doğuşu ve batışı arasındaki her yerleşim biriminde tüm dillerin üzerine örtülen ''Türkçülüğün Esaslarını''
 
     ''Köyü köyüme.''
 
     ''Dini dinime.''
 
     ''Dili dilime.''
 
     Türkçe'den başka din,dil ve kültür farklılığının özgürlüğünü tanımayan zihniyetlerin adından ve eserlerinden gerile gerile söz edenlerin bugün için geldikleri noktanın acılarla dolu olduğunu; ''Güneş-Dil Teorisi'' ile ifade etmeleri ya da aynı bayrak altında ''Turancılığın'' genleriyle hortlatılması ilkel ulusculuk/ulusalcılık değil mi?
 
     Cumhuriyetin inşasında yurdun doğusunda-Güneydoğu'sunda kongre öncesi ve sonrasında yerel din adamlarıyla,ileri gelen akil adamlarla/mirlerle görüşmeler-müzakereler üst düzey devlet erkaniyle devam ettirilip kurulan meclisle noktalanırken;birden Kürt insanına ve diline saldırılar başlıyor beklenmezken.
 
     Devletin zirvesindeki bir devlet başkanının bir Fransıza,Kürt Dilinin araştırılması için başta olumlu karşılanan bir arayışın dile geniş/serbesti alan kazandıracağı için yapıldığı sanılırken;ümit edilen hakkın kötüye kullanılarak ''Sekiz-on bin kelimeyle...''
 
    ''Yarısı Farsça-Arapça''
 
    ''Üç bin-dört bin kelimeyle yetersiz olduğu''
 
     Anlayışı tüm Kürtleri sabote etmeye yeterdi;dilsiz/lal bırakılacağının dayanağı olmuştu Fransıza yaptırılan araştırmanın raporu Cumhuriyet'in ilk yıllarında.
 
    Kürt aydını,kültürel değerlerin üstüne özellikle Kürt Dili'nin üzerine örtülmek istenen kaputun ne denli asimlenmeye yönelik olduğunun ipuçlarını yırtmacından açıkça görüyor;Atatürk'e yazdığı mektupla da haykırıyordu Mir Celadet Ali Bedirxan.
 
    Mektubunda ''Tek başıma birkaç yörede aynı lehçede 80 bin kelimeyi derlememe rağmen Kürtçe bilmeyen Fransızın Kürt Dili hakkında yazdığı raporun geçersiz olduğu...''
 
    Gerçeğini sürgün edilerek de olsa anadillerinden vazgeçmeyen onurlu aydın ve onurlu halk olmanın gururunu duyup bedelini ödemişlerdir.
 
    Ya bundan sonrası için güvenceler var mı?
 
               

Yorumlar

Image
Burak Yıldırım
27.02.2012 / 20:38

Şuna Eminim Mehmet Beşir Ayanoğlu Akp'den Aday Olsa Halkımız Bu Koltuk İşgalcilerine Ve Bunların Peşkeşçieri Olan Taşeron Firmalarına Doğrudan Oy Verecektir...<br>Sayın Kendini Hizmet Eden Başkan Sanan M.Beşir Ayanoğlu Size Mardin Halkı Adına Soruyorum...<br>--Bir Sokağı 4 Kere Kazmak Ve Kazı Alanındaki Su Borularının Kırılıp Koparılması Ve Bunu Müteakiben Kırık Boruların Gömülmesi Hoşgörülecek Yada Normal Sayılacak Bir Durum mudur ?<br>--Alt Yapı Çalışmalarında Çalışmalarla İlgili Mühendis Ve Yetkili Personelin Bulunmaması Doğru mudur ??<br>--Böyle Zor Zahmetli Ve Bir O Kadarda Önemli Bir Çalışmanın Sadece Amelelerin Eline Bırakılması Doğru mudur ??<br>--Taşeron Firmaların Denetlenmemesi İş Kontrolünün Yapılmaması Kalite Kontrol Aşamalarının Gerçekleştirilmemesi Doğru mudur ??<br>--İhale Şartnamesine Uygun Olarak Çalışma Yürüten Taşeron Firmanın Fesh İşleminin Yapılmaması Doğru mudur??<br>--Tüm Bunları Yapan Bir Taşeron Firmaya İstihkak İmzalamak Ödenek Çıkarmak Doğru mudur ??<br><br>---Böyle Zor Zahmetli Ve Önemli Bir Çalışmada Vatandaşlarının Sorunlarını Gidermeyen Belediye Belediye midir ??<br>---Telefon Mail Dilekçe V.b Yollarla İrtibata Geçilen Belediye Personelinin İlgisizliği Ve Baştan Salmacılığı Yadırganacak Bir Durum mudur ??<br><br>Bu Memlekete Oturduğu Koltuğu Hak Edecek Belediye Başkanı Gelmedi Gelmeyecekte..<br>Kafasına Kuş Pislediğinde Şans Oyunu Oynayan Bir Milletin<br> Ağzına Pisleyene Oy Vermesi Gayet Normal Bir Durumdur..

Image
A.Vahap Omuzlar
25.02.2012 / 15:20

DEMOKRATİK TEPKİ sizin de değindiğiniz gibi haklarını arayan ve soran toplumların bir bakıma duyarlı olmanın gereğidir.<br><br>Coğrafyamızda yönetenin/devletin güven veremeyişinin bir sonucu olmalı ki,haklı bir türlü hak arayışında bulunamıyor ya da üzerindeki korkularını atamıyor olmalı ki Ebu Ömer;sana hak vermemek mümkün değil.<br><br>''Külli şey me y'ule a'le hak ıl- insen.''

Image
ebu ömer
24.02.2012 / 16:53

arapçada bir laf vardır hocam;<br>nihni it a'vvedne deymen...(biz alıştık her zaman)<br>ama çok merak ediyorum acaba bu seyretme alışkanlığımız ne zaman bitecek? Ne zaman halkımız demokratik tepki vermeye başlayacak?<br>Siz ce?

Yorum Yaz