tatlidede

Aslında Kovuyorlar (1)

Aslında Kovuyorlar (1)
"Öznelerin liderlerini takip etmeleri yetmez, aktif bir şekilde onu sevmeleri de gerekir.”    (Slavoj Zizec)     

“Onlar uyuşturucu bağımlısı sıçanlardır.”

...

Cicilerini giyinmiş, Cervantes’in kahramanı edasıyla tahta kılıcını salladığı ABD’nin tahrip ettiği  ‘meydan okuma anıtı’ önünde esip gürlüyor, had bildiriyor, hizaya getiriyor…

Halkın özgürlük ve onurunu çiğnemişliğine bağlı şekilde, haklarını isteyen özgürlükçü isyancılara da isim yakıştırmaktan kendini alamıyor.

Ve tanımlıyor:

“Uyuşturucu bağımlısı sıçanlar.”



Tarihin ne garip cilvesi ki!

Bugünlerde,

Kırk iki yıldır iktidar bağımlısı bu zat, adını tensip buyurduğu kemirgenin doğasına inanılmaz benzerlik gösteren bir şekilde saklanıyor. Kovalandığını hissediyor. Köşe bucak kaçıyor.

Yalnız bırakılmış, öfkeli… Belli ki çok da korkuyor.

 Saklandığı yerden mücadeleye devam edeceği fısıltısını, zulüm ikizinin ulusal kanalından dolaşıma sokması; hayatta olduğuna dair elimizde ki tek işaret.

“Libya’dayım ve savaşmaya devam edeceğim”

Ses var görüntü yok…

 Ormanı kapatan ağaç misali gözümüze soktuğu bedevi çadırının kapattığı saraylarda dikkat çekmeden yaşamanın kazandırdığı kemirgenlik yeteneği de bu olsa gerek…

Siz de benim gibi merak ettiniz değil mi?

Muktedirlerin sofralarında hep görmeye aşina olduğumuz, en okkalısından tirana tapınma eyleminde ‘önemli olmak’ ile ‘erk’ e yakın durmak arasında ki matematiksel oranı ortaya koyan, ”canımızla, kanımızla seninleyiz” cileri nasıl oluyor da aniden görünmez oluverdiler?

Neden Zeynel Abidin’in uçağında, Mübarek’in ‘kafes’inde, Ali Abdullah Salih’in hasta yatağında, Şeyh Ahmet Bin İsa’nın dökülen sarayında… Onları göremiyoruz?

Şimdiye kadar “sulta” sahiplerinin iktidar şehvetini körükleyenler, nasıl oluyor da arkalarını dönüp, kendileriyle yemeğini bölüştüren efendilerini yalnız bıraktılar?

 “Vazgeçilmezsiniz” sıvazlamalarıyla bu şehveti azdıran ve bunun sayesinde hayatını idame ettiren bir zamanların yakın menzil önemlileri neden ‘sahip ‘ten vaz geçtiler?

Belki de;

 “Arap Baharı” nın, hükmetmenin yönetmek anlamına gelmediği, eşitsizlik, baskı ve sömürü üzerine kurulu sistemlerin sandığımız kadar güçlü ve kusursuz olmadığı derslerinden daha da önemli bir noktaya dikkatimizi çekmeliyiz:

İktidar ve onun sayesinde önemlileşenler arasında ki symbosis (1) ilişkiyi belirleyen bileşik kaplar yasasının sofra adabı…

Hayata bir şeyler katmak için “değerli olmak” kaygısını yaşatmadan,” önemli kalmak” için, ‘ne şekilde olursa olsun elde etmek’ ve ‘iktidardan beslenmek’ üzerine kurulu ilişki…

Değersiz Önemli

 Üniversiteli yıllarıma ait canlı kalmış anılardan birisi de, “Karşılaştırmalı Dış Politikalar” dersinde hocanın:

“Dünyaya hükmedecek kudrette olsaydınız nasıl bir dünya siyasi haritası şekillendirirdiniz?“ sorusuna; birlikte eğitim gördüğüm, dönemin Libya Kültür Ataşesi’ nin hiç tereddüt etmeden:

 “Ulu lider Kaddafi’nin dünyayı yönetmesi” şeklinde ki cevabı olmuştur.

Şaşkınlığımı taltif için olsa gerek, kulağıma eğilerek: “Elbette… O’nun sayesinde diplomatik dokunulmazlığım, bu derslikte bulunanların hayal edemeyeceği maaşım, konforlu evim ve arabam var.” diye de fısıldamıştı.

Üst basamakta durmakla pahalandığını sanan bu önemli(!) sıra arkadaşıma, akademik birikimine hayranlık duyduğum hocam: “Önemli görünmeye çalışırken, değerli kalmayı da ihmal etme.” cümlesiyle; Çetin Altan tadında bir karşılık vermişti.

Şaşırmalı mıyım bilmiyorum.

Bu önemli(!) yönetim müridi birkaç gün önce tesadüfen açtığım haber kanalında, isyancıların alkış desteği eşliğinde, zalim iktidarların er ya da geç yıkılmaya mahkûm olduğuna benzer bir şeyleri söylerken buldum.

O da sırtını dönmüş demek ki…

Yeniden kazançlı bir yatırım yapmış olmanın rahatlığı içinde çok da mutlu görünüyordu.

Değerli mi önemli mi?

Beden ve ruhtan müteşekkil insanoğlu, yaşamı boyunca  ‘değerli olmak’ ın mutlaklığı ile ‘önemli olmak’ ın göreceliği arasında savrulur durur.

Bu ‘gel-git’ lerde şahsiyet; ya aklın ve izanın katma değeriyle,  ya da patlamaya hazır egonun dayattığı ihtiyaçlar tarafından hiç durmaksızın şekillenir.

İlkinde hayata anlam ve güzellik katma sorumluluğu içinde değerlenmenin yalın hali yaşanırken, diğerinde ise hayatın merkezinde kendini ‘mükemmel özne’ ve ‘vazgeçilmez önemli’ olarak konumlandırmanın karmaşası bulunur.

(Devamı gelecek)

(1)-Symbosis: İki insan arasında aşırı bağımlılık ve karşılıklı birbirini kullanmayla ya da taraflardan birisinin yaşamak için asalakça diğerine tutunmasıyla tanımlanan patolojik bir ilişki.

Yorumlar

Image
Ahmet Usta
27.09.2011 / 17:16

Şimdiye kadar “sulta” sahiplerinin iktidar şehvetini körükleyenler, nasıl oluyor da arkalarını dönüp, kendileriyle yemeğini bölüştüren efendilerini yalnız bıraktılar? çünkü sofranın yeri, şekli ve yeme adabı değişti. güzel bir yazı.. devamını bekleriz kaleminize sağlık.

Image
didem
27.09.2011 / 14:35

Yazının devamı nerde kaldı.Bekliyoruz.

Image
Shwan
27.09.2011 / 06:56

Roja,<br>Olaylara makul bakıyorum. Bir asırdır nasıl zulümlere maruz kaldığımızı gayet iyi biliyorum. Dışkı ..., köy yakmalar, koruculuk sistemi, dersim, bingöl ve daha bir sürü olay... Hata mardin'e bağlı olupta geçmişte yakılan bir köy var, araştırın, öğrenin, Mardinlisiniz ne de olsa. Çocuk öldümlerinin ne demek olduğunu, biz çok iyibiliyoruz. Çünkü bizim çocuklarımız öldürülüyorlar. Bize haklarımızı vermeyenleri savunalar şarlatandırlar, vicdansızdırlar ve hata ... Neyse daha fazla yazmayayım. Dilimi, varlığımı inkar edenlerin her şeyinden şüphe ederim. Ve hata inkar edenlere destek olanlarında her şeyinden şüphe ederim. Dilim, kültürüm, varlığım en büyük değer. Varlığımı, her sabah varlğımı inkar eden bir ırkın varlığına armağan etmem sana göre bir değerdir! Geçin bunları. Yazacaksanızda salyalı yazmayın. Adabınızla yazın... Yoksa yazmayın. Hakaret etmek, küfür etmek kolay. Nede olsa takma ad kullanıyoruz. <br>Antiterör,<br>Evet, benim ırkımın inkar edilmesi, yok sayılması herşeyden önemlidir. Beni inkar edenler, beni yaratanıda inkar ediyorlar, bilmeni isterim! Ben kürt yaratıldım, kürtlüğüm inkar ediliyor. Beni inklar edenin her şeyinden şüphe duyarım. Erkenekon zihniyeti veya şu anki iktidar zihniyeti, benim için fark etmiyor. Oy verdiklerim yaka paça tutuklanıyor. On binlerce çocuk hapiste. Daha ne olsun. Bir asırdır zulme maruz kalıyoruz. Bize semer vurmadan bize iyilik yapan bir iktidar, bir parti, bir zihniyet olmadı bugüne kadar ülkede. Katillerimiz terfi edildi bu hükümet döneminde, daha ne olsun? Ana dilimde eğitim yapamıyorum. Anadilimde hastanede hastayım diyemiyorum. Varlığımı her sabah türk varlığına armağan etmek zorundayım. Arabın 21 devleti var, allah bölmeden parçalamadan sayısını artırsın inşallah. Lazlar: kendi hallerinden memnun, Türkler: ülkenin sahipleri. Ve tabi en demokrat olanları, varlığımı varlıklarına kurban etmeme ses çıkarmıyorlar. Söyleyeceklerim bunlar... Hak verirsiniz vermezsiniz o sizin bileceğiniz iş... Hakaret etmeyin, küfür etmeyin...

Image
ANTİTERÖR
26.09.2011 / 22:32

Shwan'ın ırkı herşeyden daha önemliymiş.Bu Dünya'da insanların ırkçı olma özgürlüğü de var kendi haline bırakıyorum seni.Bir de şu Kürtçü Faşistlerin ne istediklerini bir anlasam.Geçmişte toplumun her kesimine uygulanan baskı rejiminden sözetmiyorum.Ergenekon zihniyeti kendi dışındaki herkesi buldozer gibi ezdi.Bunu herkes kabul ediyor.Ama söylermisin şu an şimdi- Türkün-Arabın-Lazın-Çerkesin-faydalanıp ta Kürdün faydalanmadığı ne var bu ülkede.Bir şey söyle sana hak verelim.Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için sana destek verelim.

Image
Roja
26.09.2011 / 09:11

Shwan adlı yorumcu..Ne zaman kendinizi acındırma edebiyatından vazgeçip olaylara makul ve vicdan projoktöründen bakacaksınız.Ne zamana kadar Hiç bir değer ölçüsü taşımadan sağda solda ağlamaklı dolaşıp hak kazanma şarlatanlığını sürdüreceksiniz.Herkesin kullandığı ve sümüklü mendil gibi attığı örgütün savunulacak hangi değerinden bahsediyorsun.Bebekleri öldüren,gencecik insanları kandıran,işine giden masum sivilleri katleden siz değil misiniz?Sivilleri öldürmek için filistin örgütlerine bağlı bazı kamplarda eğitim gördünüz bu doğru...Ama Filistin mücadelesi için değil...Zaten o inanç olgunluğuna sahip değilsiniz ki.Siz salya sümük ağlayarak halkı kullanıp devletin bütün imkanlarından faydalanın sonrada üç beş kuruşluk değerlerden bahsedin..Hangi değer?

Image
shwan
26.09.2011 / 05:22

Dili yasak, kimliği yasak, yaşadığı coğrafyanın adı yasak olan birileri nasıl faşist olabilir? merak ediyorum. Solcular eskiden faşist dedikleri, ezilen, hakları gasp edilen, çocukları öldürülen kürtlere faşist diyorlar bu sılarlar. Taptığınız ortadoğunun şişirilmiş balonu ve ortadoğu projesinin eş başkanı Stalinin ırkdaşı. Yani Stalinle aynı ırka mensup. Stalinden bir şeyler geçmiş olabilir, dikkat edin. Öldürülen kürtler hakkında tek kelime etmeyen, gözyaşı dökmeyenler isterlerse evliya olsunlar, beş kuruş etmezler benim nazarımda. Tutturmuşsunuz taşaron taşaron diye, dediğiniz gibi taşaron olsaydı siz Filistinin nereye düştüğünü bilmeden, taşaron dedikleriniz filistinlerle birlikte savaşmazlardı? Geçeceksiniz modası geçmiş, kokuşmuş tabirleri kullanmaktan. Kürtlüğü inkar edilen bir kürdün başka bahanelerle mücadele verenleri karalamasını anlamıyorum, anlamam da mumkun değil. Herşeyden önce, ama her şeyden önce kimliğim gelir, ırkımın adı gelir. Kimliğimi kabul etmeyenlerin inancından, vicdanlı olabileceğinden şüphe duyarım. Büyük insanlık görevi, Uğur'ların, Ceylan'ların katillerini serbest bırakmak, terfi etmektir size göre ve oy verip desteklediklerinize göre. Katilleri koruyup kollamaktır. Geçeceksiniz. Kimliğini, dilini savunmayanın yarıbeline kadar el pençe durmamaları imkansız! Malum şahsiyet, şahsına münhasır zat, tapılan büyük liderin zevcesinin önünde yerlere kadar eğildi daha geçenlerde. Eğilin, belinize zeval gelmesin, eğilin, yerlere kadar eğilin ve bozuk şivenizle af, af edilmeyi dileyin sizi yoksayanlardan...

Image
POKEMON
25.09.2011 / 16:41

Stanilist toplum yapılanması ideali taşıyan marksist/leninist ve de faşist ve ırkçılar Tayyip Erdoğan'ı bu konuda en son suçlayacak kesimdir.İlah gibi taptığınız Kürtçülük ideolojisiyle bölgeyi ateşe verdiniz canlara kıydınız.öldünüz öldürdünüz.Ne uğruna faşist ırkçı bir ideoloji uğruna.Kin nefret ve şiddet dışında ürettiğiniz bir şey var mı? İdeolojiniz -kirli ve pis taşeron örgütünüz en azından bu konuda konuşmasın.Allah'a Kitaba iman etmeyen ateist ve komünist Türklere nasıl karşıysam aynı ideolojiyi savunan Kürtçü faşistlere karşı durmak en büyük insanlık görevidir.Bu görevi seve seve de yapacağız.

Image
Shwan
25.09.2011 / 10:26

Eteği öpülesi, yarıbeline kadar önünde el pençe divan durulası şahsiyet, ortadoğunu parlayan yıldızı/lideri insan hakları ödülü almıştı sıçan gibi saklanan zatın elinden. Ve iade de etmedi bildiğim kadarıyla ödülü ortadoğunun merhametli, şevkatlı, laik, demokrat ve tabii müslüman yegane lideri. Ülke dışında, kürt olmayanlara, yapılan zulümlere, öldürülen çocuklara nohut büyüklüğünde gözyaşı döken hanımefendinin biricik eşi. Yandaş medyanın gelmiş geçmiş yegane ve takdire şayan lider ilan ettikleri. Sıçana benzettiğiniz zatın adıyla verilen insan hakları ödülünü almıştı. Sahi, ne oldu Ceylan Onkol'u öldürenler? Sakın Israil Ceylan'ları öldürenleri serbest bırakmış olmasın? ...

Yorum Yaz