tatlidede

Aslında ne istiyorlar

Aslında ne istiyorlar

Biliyorsunuz şu sıralar eğitim sisteminde yapılacak değişiklik gündemde.

28 Şubat ürünü 8 yıllık kesintisiz eğitim yerine 4+4+4 şeklinde ifade edilen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ancak kesintisiz ve katı bir süreç yerine kademeli bir süreci öngören bir sistem bu.

Öncelikle kesintisiz yerine kademeli bir sistem tercihi bana göre doğru bir seçim.

Öğrencileri bir kapıdan sokup hiçbir yere sapmadan 12 yıl sonra bir başka kapıdan çıkarmak çok katı bir sistemdir ve öğrencileri köreltir.

Bunun yerine süreç içinde esnek bir yöntem sunarak öğrencilerin belli bir süre sonra istedikleri alana yönlendirilmesi daha makul bir yaklaşımdır.

Kaldı ki dünyanın hiçbir ülkesinde 12 yıl kesintisiz eğitim yoktur.

Kesintisiz eğitim uygulayanlar bunu en fazla 9 yıl ile sınırlandırmışlardır.

Taslak son haliyle yasalaştıktan sonra üzerinde daha net bir fikir sahibi olabileceğiz.

Muhalefetin tasarıya karşı çıkmasının ise tamamen siyasi ve ideolojik kaygılardan ileri geldiğini düşünüyorum.

28 Şubat’ı savunanların ve 28 Şubat aktörlerinin, 28 Şubat’ın en önemli projelerinden olan 8 yıllık kesintisiz eğitime sahip çıkmasından daha doğal bir durum olamaz.

“Bu kadar önemli bir konu uzlaşıyla çıkmalıdır” diyenler 28 Şubat’ta askerlerin dayatmasıyla benimsenen kesintisiz eğitimin uzlaşıyla çıkması için aynı çabayı neden göstermediklerini açıklamaya mecburdurlar.

“Kız çocuklarının okullaşma oranı düşecek” iddiasında bulunanlar (bunlar bir üst paragrafta belirtilen grupla aynı kişilerdir) yine 28 Şubat döneminde başörtülü kızlar okul kapılarından kovulurken neden ses çıkarmadıklarını veya desteklediklerini hatta ikna odalarında o kızları nasıl “yola getirmeye” çalıştıklarını açıklamak zorundadırlar.

"Bu konuyu milletimiz bilmiyor" diyenler 8 yıllık kesintisiz eğitimi milleti bir yana bırakın, dönemin siyasilerinin bile bilmediğini unuttuğumuzu mu sanıyorlar? 

Bu kesimin “uzlaşı”dan anladığı “bizim dediğimiz olsun” mantığıdır.

Bu kesimin “uzlaşı”dan anladığı “böyle hayati konularda ancak biz karar verebiliriz” düşüncesidir.

Bu kesimin derdi kız çocuklarının okuldan kopması veya okullaşması değildir.

Geçmiş söylemleri ve eylemleri bunu açıkça ortaya koymaktadır.

Hükümet bu konuda geri adım atmamalı, “uzlaşı” palavrasına kanmamalıdır.

28 Şubat’ın son ve en büyük projesi artık tarihin karanlık sayfalarında ve hatta tozlu raflarında yerini almalıdır.  

Hükümetten eğitim alanında reform adına bir sonraki adım olarak da anadilinde eğitim yönünde bir girişim bekliyoruz.

Bu daha fazla ertelenmemesi gereken çok önemli bir konudur.

Bu konu da başlı başına da bir başka yazıda ele alınmayı hak ediyor.

Yorum Yaz