matesis
dedas

Başbakan Davutoğlu: Müthiş, Tehlikeli ve Deli

Başbakan Davutoğlu: Müthiş, Tehlikeli ve Deli

Bu ifade, ABD Dışişleri Bakanlığının  2004 yılından 2010 yılının Mart ayına kadarki 250 bin diplomatik gizli yazışmanın sızdırıldığı wkileaks belgelerinde Ahmet Davutoğlu için geçen bir ifade.

Aynı belgelerde, Davutoğlu’nun Neo Osmanlı vizyonuna sahip olduğu ve Amerika’nın bundan kaygı duyduğu ifade ediliyor.

Her şeyden önce şunu söylemekte yarar görmekteyim.

Batı ve özellikle ABD tarafından zaman zaman istihbari belge niteliğinde basına sızdırılan belgelere de, maksatlı yapılan açıklamalara da hep ihtiyatlı yaklaşmışımdır.

Wkileaks belgelerinin yayınlandığı 2010 yılında “Klavuzu wkileaks olanın İstihbaratı magazin olur” başlıklı bir yazı yazmış, açıklanan bu belgelerin gerçek dışı olduğunu iddia etmediğimi, bunların doğru veya yanlış olmasının apayrı bir tartışma konusu olduğunu ama günler öncesinden yayınlanacağı duyurulan bu belgeler için endişeli numarası yapan Amerika’nın bilgisi ve isteği dışında bu belgelerin elde edilmesi ve yayınlanmasına inanmadığımı söylemiştim.

Batı tarzı bu türden belge ve açıklamalar, politik bir kişiliği veya kuruluşu zirveye taşımak için kitlelerin bilinçaltına yapılan taktiksel açıklamalar olabileceği gibi, başka bir kişi veya kuruluşu yüceltirmiş gibi yapıp, öldürücü darbeyi vurmak gayesi de güdebilmektedir.

Mesela: yayınlanan bu belgelerde Sayın Erdoğan için işkolik, mükemmeliyetçi, inatçı gibi okşayıcı tanımlamaların hemen ardından, hitap ettiği çevreye güçlü bir mesaj vermek istercesine “Atatürkçü” tanımlaması yapılması, hemen ardından İsviçre’de hesaplarının olduğuna dair imalı açıklamalar, Erdoğan’ı çevresinde bitirmeye yönelik ince bir üsluptan başka bir şey değildi.

Ortadoğu’da sürekli olarak örgüt ve kişilerle irtibatta kalmaya çalışan ABD ve İngiltere’nin benzer taktikleri sürekli uyguladığını sanırım söylemeye gerek yok.

Özellikle İsrail karşıtlığıyla bilinen İslami kesimleri birbiriyle savaştırıp tüketmekte mahir olan bu ülkeler, örgüt veya gruplar üzerindeki hâkimiyetini kaybetmeye başladığında, hareketin belkemiği olan isimlerin kendilerince yetiştirildiği izlenimi vermek için bilgi, belge ve hatta karmaşık ve buğulu resim ve videoları el altından piyasaya sürdüğünü biliyoruz artık.

Nerdeyse 100 yıldır ısıtıp farklı mekanlarda farklı grup ve isimler üzerinden yeniden uygulanan bu taktiğin İslami kesimler arasında cephe savaşlarını çok haklı gerekçeleri varmışçasına sürekli kızıştırmayı başardığını da uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Elbette ki bazen, sahip olduğu zekası ve dehasından dolayı kendileriyle aynı amaçlar etrafında bir araya gelememiş isimlere övgü dolu mesajlar göndermek veya hafifmeşrep gördükleri parlak isimleri övücü cümlelerle toplum nazarında daha da parlatarak sahiplenilmesini sağlamak gibi algı çalışması yaptıkları da olmuştur.

Algı yönetimini ustalıkla yürüten bu ülkelerin karşı tarafa mesaj verircesine uzattıkları not defterinin satır aralarında bu niyeti okumak için bahse konu kişi veya kuruluşların fikir-zikir tutarlılığını iyi gözlemlemek ve bir kaynağa dayanıyorsa, o kaynağın ne amaçla böyle bir yola başvurduğunu iyi okumak gerekir.

Sayın Davutoğlu hakkında belgelerde geçen  “Müthiş, Tehlikeli ve Deli”, “Neo Osmanlıcı”  tanımlaması Vecdi Gönül’e dayandırılan bir bilgi.

Şahsen ben, Vecdi Gönül’ün siyasi hesaplarını, Akparti’nin ilk hükumetinden itibaren izleyen ve okuyanlardan birisi olarak bu tanımı Davutoğlu için neden yaptığını ve hemen sonrasında siyasetin dehlizlerinde nasıl kaybolduğunu tahmin edebiliyorum.

TBMM Başkanlık adaylığı başarısızlıkla sonuçlanan Vecdi Gönül’ün kameralar karşısında “Meclis başkanı olamadığım gibi, bakanlığıda kaçırdığını” ima eden açıklamalarının ardından eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in önünde bulunan yeni Bakanlar kurulu listesinin nasıl değiştiğini, Erdoğan tarafından Milli Savunma bakanı olarak belirlenen ismin Sezer tarafından değiştirilerek Vecdi Gönül’ün köşkün atadığı Milli Savunma bakanı olarak kabinede nasıl yer aldığını özel arka planıyla bilenlerden biriyim.

erdogan-davutoglu1

Hal böyle olunca, stratejik derinliğe sahip ve içinde bulunduğu hükumetin izlediği dış politikanın mimarı olan Davutoğlu’nun geçmişine ve görevi süresince yürüttüğü politikalara bakıp değerlendirmekte fayda var.

Sayın Davutoğlu, Türkiye’nin demokratikleşmesinde, 100 yıllık kangren haline gelmiş sorunlarıyla yüzleşmesinde etkin ve samimi rol oynayan bir bilim adamı olduğunu bu süreçte net bir şekilde göstermiştir.

Dış politikada yaşanan badirelere ve hakkında yapılan ağır eleştirilere rağmen cumhuriyet tarihinde ilk defa rolünü başkasından almayan, senaryosunu küresel aktörlerin yazıp eline tutuşturmadığı bir Türk dış politikasının mimarı olduğunu tüm samimiyetiyle göstermiştir.

Özellikle ilkesel ve ahlaki duruşuyla diplomaside ufuk açan, eski Türkiye’den yeni Türkiye’ye geçişin olumlu manada “Müthiş, Tehlikeli ve Deli” olduğunu ispatlamıştır.

Bütün bunların üzerine Osmanlıcı yönünü de eklerseniz. nurun ala nur..

Demek ki, ABD ve İngiltere’nin her algı operasyonu kendileri açısından başarıyla sonuçlanmayabiliyor.

Demek ki, sahip olduğu zekası ve dehasından dolayı kendileriyle aynı amaçlar etrafında bir araya getirme hesapları her zaman tutmayabiliyor..

Bu vesileyle yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu, huzur arayan ülkemiz, bölgemiz ve bölge halkları için hayırlı olsun.

USTAD  22.08.2014

@akgulahmet

Yorumlar

Image
he gülüm he
25.08.2014 / 20:15

çok akıllısınız ya. yani o belgeler gerçekten amerikanın isteği dışında mı yayınlandı? demek o kadar safsınız... amerika bir şey yapmak istediğinde önce ona zemin hazırlar... düşmanımın düşmanı dostumdur kavramından fevkalade istifade eder... yamamak istediği adamı bak bu düşmanımdır ona göre dost olabilirsin der... der de neyse....

Yorum Yaz