matesis
dedas

Başkanlık Sistemi

Başkanlık Sistemi

İthal ettiğimiz kavramları çoğu zaman ya yanlış anlıyoruz ya da kendi politik ve sosyal kültürümüzle kaynaştırıp onlara yeni bir anlam kazandırıyoruz. Doksan yıllık cumhuriyet tarihinde, transfer ettiğimiz laikliği hala laisizmden ayıramadık. Demokrasinin, fikir özgürlüğünün ne anlama gelebileceğini çözemedik. Yaşama hakkının kişiye ne kazandırdığına karar veremedik. Bakalım son ithal ürünümüz neymiş.

Bugünlerde yeni bir transfer hazırlığında olan Türkiye’de ilk sinyaller Başbakan Erdoğan tarafından verildi. Başkanlık sistemi… Her zaman olduğu gibi, siyasetçiler olsun mu, olmasın mı diye tartışıyor, bizler de halk olarak desteklediğimiz siyasi parti mebuslarının öne sürdüğü tezleri günlük hayatımızda kahve arkadaşlarımızla, ailemizle, dostlarımızla tartıştığımızda kendilerini ikna etmek için kullanıyoruz. “Başkanlık sistemi seçilmiş padişah demektir”, “gelişmiş ülke olmak için şart”, “ABD kullanıyorsa vardır bir bildikleri abi!” gibi, sistemi tanımlamaya çalışan açıklamaların çoğu zaman Türkiye’ye bir arpa boyu yol aldırmayacağını unutuyoruz.

Öncelikle fikri öne sürenlerin nasıl bir başkanlık sistemi istediklerini detayları ile ortaya koymaları lazım. Her seferinde ABD’nin bu sistemi kullandığından bahseden Erdoğan’ın gönlünden geçen ABD tarzı bir başkanlık olabilir. Peki ABD başkanı ne yapar? ABD’de, çoğunluğun oyuyla göreve gelen başkan, kongrenin onayladığı yasaları veto yetkisine sahiptir. Ayrıca, kongrenin herhangi bir savaş kararında, başkomutandır. Büyükelçileri, kabine üyelerini ve federal bürokratları senatonun tavsiyelerine dayanarak atar. Federal yargıçların ve yüksek mahkeme üyelerinin seçimine kendi adaylarını gösterebilir. (adayların senatodan geçmesi gerekmektedir, bu da başkanın, yargıya kendi ideolojisiyle şekil vermesini engellemektedir) Bir de, başkan, kongrede koltuğu olmadığından dolayı yasama sürecinde herhangi bir kanun teklifinde bulunamaz. (eğer başkanın siyasi partisi kongrede bir çoğunluğa sahipse, kanun teklifini dolaylı olarak yapabilir) ABD başkanı tüm bunlara eyalet sisteminin bulunduğu ve valilerin halk tarafından seçildiği, her bir bölgenin farklı ekonomik, sosyal ve kültürel politikalar yürütebileceği bir ülkede sahiptir. Gelelim fikri öne sürenlerin neden nasıl bir başkanlık sistemi istediklerini açıklamalarının gerekliliğine.

Az gelişmiş ülkeler arasında yer alan Afganistan’da başkanlık sistemi uygulanıyor. Burda da ABD gibi iki meclis bulunmakta -Wolesi Jirga (kongre) ve Meshrano Jirga (senato). Her ikisinde de etnik ve dini çeşitlilik yüksek olmasına rağmen,  ABD’den farklı olarak merkezi bir yönetim uygulayan Afganistan’da Türkiye’ye benzer bir belediyecilik anlayışı vardır. Başkanın göreve gelebilmesi için yüzde ellinin üstünde oy alması şarttır. Yargıçların ve yüksek mahkeme üyelerinin atanmasında kongrenin onayı gereklidir. İslam Cumhuriyeti olmasından dolayı devlet başkanının müslüman olması şarttır.(ABD’de başkanın Amerika vatandaşı olması gerekir)

Gördüğünüz gibi başkanlık sisteminin katı doğruları yoktur. Ülkeler kendi kimlikleriyle harmanlayıp aynı sistemi farklı şekillerde uygulayabilir. Bu yüzden, Erdoğan şu saatten sonra nasıl bir sistem düşündüğünü ortaya koymalı ve bu, milletin iradesinin yansıdığı mecliste hakkıyla tartışılmalıdır. Ancak laikliğe yapılan yanlış tanım gibi, başkanlık sistemine getirilecek Türkvari bir yaklaşım, Türkiye’nin demokratik gelişimine katkıda bulunmayabilir. 

Yorumlar

Image
MAHMUT ALPAY
14.05.2012 / 12:26

AYNEN KATILIYORUM, ÇÜNKÜ İNSANLAR NEYİ SAVUNUP NEYİ ELEŞTİRECEĞİNİ AÇIK VE NET GÖREBİLMELİ, DOLAYISIYLA NASIL BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ İSTENDİĞİ APAÇIK ORTAYA KONMALIDIR, TABİ BU ARADA HERHANGİ BİR ÜLKEDEN OLDUĞU GİBİ İKTİBAS YÖNTEMİYLE BİR SİSTEMİN GETİRİLİP UYGULANMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ, HER ÜLKENİN KENDİNE GÖRE BİR TAKIM DENGELERİNİN GÖZARDI EDİLMEMESİ LAZIM GELİR, SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

Yorum Yaz