matesis
dedas

Bir Masal, İki Gerçek “Türkleri Arkalarından Vuranlar”

Bir Masal, İki Gerçek “Türkleri Arkalarından Vuranlar”

100 Yıl Öncesinin “Biz”cileri

Bu günlerde yaşanan Suriye meselesinden geriye gidelim.

100 yıldır nesilden nesile aktarılan bir masal..

Osmanlı torunlarına dediler ki: “Araplar sizi arkadan vurdu”

Araplara da dediler ki: “Osmanlı sizi sömürdü”

Tuttu mu? Tuttu..

Göle emperyal maya çaldılar ve tuttu.

Çok öncesinden hazır kıta bekleyen her iki tarafın baasçıları hemencecik faaliyete başladı.

“Araplar bizi arkadan vurdu” veya “Osmanlı bizi sömürdü” diye..

“Biz” kim? Buradaki ve oradaki  Baasçı zihniyet...

Araplar ne yapmalı?

Hemen ayrılmalı ki, bir daha Osmanlı asla kendilerini sömürmesin..

Türkler ne yapmalı?

Baasçı’ların suçlama konusu Osmanlı’ya hemen reddi miras davası açmalı...

Kabe, alfabesi ile birlikte Araplara kalmalı…

Osmanlı ile gönül birlikteliği olan her kim varsa ipler kopartılmalı..

Tam da emperyalist güçlerin istediği gibi..

Böl, parçala yut..

Hem de gönlü birlikteliği yaşayan çoğunluğa rağmen, azınlık Baasçı zihniyetin eliyle..

Madem Araplar “biz”i arkadan vurdu. Adama sormazlar mı siz nerenizden ve niye vurdunuz? diye..

Önünden, arkasından, altından, üstünden, sağından, solundan, her tarafından...

Kesin olan şu ki; ne Araplar Türkleri arkasından vurmuş, ne de Türkler Arap’ı sömürmüştü...

Ama bir avuç “Biz” ci yüzyıldır bu nefretle ikisini birbirine vurdurtmaya ve birbirinden uzak tutmaya devam ediyor.

Suriye Meselesindeki “Biz”ciler

Aradan yüzyıl geçti.

Suriye’de durum içler acısı…

Suriye’deki Baas’çı zihniyet, halka direnmeye ve katliamlarını arttırmaya devam ediyor..

İlkinde olduğu gibi, karşılığını bizdeki “biz” deki Baas’çılardan buluyor tabi ki..

Sömürü güçlerin maşası gibi davranmak terk edilmemiş olsa ki, onların çizdiği senaryonun birebir işlemesi için var güçleri ile Türkiye'nin elini zayıflatmaya canla başla çalışmaktalar..

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, iç politikada elim güçlensin ve hükümet başarısız olsun diye, kendi ülkesinde olan biteni Esed gibi bir katile neredeyse günlük rapor edecek kimse zor bulunur.

Baasçı zihniyetin uzantıları hariç..

Türkiye; Batının yüzyıldır oynadığı danışıklı oyunlarına karşı ilk defa kendi hamlesini yaparak alışılmışın dışına çıktı.

Bu akan kana hiçbir şekilde seyirci kalmayacağını hem kendi kamuoyuna hem de komşu Suriye halkı ve dünya kamuoyuna ilan etti.

Aklı başında hiç kimse, kardeş kanı dökülmesine razı olamaz.

Türkiye, her ne kadar, muhaliflere silah yardımının söz konusu olmadığını dile getirdiyse de, halkını öldürmek için acımasızca kullanılan silahlar ile halkın kendini savunması ve kendi canını kurtarması için gönderilecek silahlar arasında insani yönden fark olduğu ortadadır.

Ne var ki tarih yeniden tekerrür etmiş ve Esed’in mülkiye müfettişleri gibi kamp gözetleyen, sığınmacıların gelirken korunma amaçlı yanlarında taşıdıkları silahlara bile itiraz eden, sınır dışı edilerek Esed’in acımasız dişlisine teslim etmek isteyecek kadar insancıl görünmeye çalışanların Baas zihniyetliyle ruh ikizi olduğu yine ortaya çıkmıştır.

Bir masal: Araplar bizi arkadan vurdu. İki gerçek: O zaman "Biz" onları terketmiştik, şu an Suriye'de ölüme terketmek istediğimiz gibi..

Sağlıcakla Kalın

USTAD  25.09.2012

Yorum Yaz