diorex
sampiyon

Bir Seçim Analizi (II)

Bir Seçim Analizi (II)

Geride bıraktığımız 12 Haziran seçimlerini öteki seçimlerden ayıran en büyük özellik belki de halkın seçim stratejilerini değiştirmeleridir.

Bu stratejinin altında kalanlar ise istisnaları bir tarafa ayırırsak hezimete uğramaktan kendilerini kurtaramadılar.

Seçim sürecinde daha çok parti milliyetçiliği ön planda oldu. Mesela partinin geçmişi, zamanında yapmış oldukları ya da yapmadıkları hizmetler, dik duruşu, halkına bakış açısı, sorunlardaki çözüm kabiliyeti gibi konular pek aranılmadı.

Bu da oy veren seçmenlerin, az bir kısmı hariç, genelde vicdanlarının sesine kulak vermediklerini gösteriyor. Ve ortaya garip bir iktidar olma hırsı çıkıyor. Bu şekilde siyaset dar bir çerçevenin içine hapsettiriliyor.

Tabi siyasetin bu hale gelmesinin tek müsebbibi iktidar olma hırsıyla tutuşan parti liderlerinin duruşlarıdır.

Halk olarak, seçmen olarak kendimizi bunların etkisi altında hissediyoruz. Oylarımızı da bu etki çerçevesinde kullanınca gerçek bağımsızlığı bertaraf etmiş oluyoruz.

Kendini bulma çabası içerisinde olan SP, Has Parti, BBP gibi partiler bu hengamenin altında kalma ezikliğini güçlü adaylar koymalarına rağmen bariz bir şekilde hissettiler. Bu yazımda AK Parti ve milletvekillerini değerlendirmek istiyorum.

Ak Parti genel anlamda hizmet çıtasını yükseltme çabası içerisinde olmaya çalıştı. Halkın yolunu, suyunu, okulunu, harcını, yardımını, Mardin ve köyleri dahil her kesime ulaştı ulaştırdı.

Halkı vesayet rejiminden kurtama ve sivil anayasa oluşturma vaatleri dahilinde de seçim çalışmalarını sürdürmeye çalıştı.

Daha hiç bir hükümetin düşünemediği 2023 versiyonunu şimdiden 'gelecek geçmiştedir' şeklinde ki bir intiba ile halkın önüne geldi ve yöre halkının da bu yapılacak olan yatırımlara karşılık oyları talep edildi.

Ak Parti seçimlerden üç milletvekili çıkartarak bir başarı elde etti, fakat 2007 seçimlerine oranla, oy kullanacak olan seçmenin çoğalmasına ve katılım yüzdesinin yükselmesine rağmen oy oranının düştüğünü de görüyoruz.

Ak Parti, her şekilde yoruma açık bir seçim sürecinden geçti diyebiliriz. Çünkü başta değindiğimiz gibi, seçmen stratejisini değiştirdi. Hizmet anlayışını birazda duygusal bir konumda edinmeye çalıştı.

Ak Parti ise sanki halkın bu yenilenen duygu ve isteklerine karşı gereken çalışmaları yerine getirmekte yetersiz kaldı.

Konuya başka bir açıdan baktığımız zaman, Ak Parti milletvekillerinin halka bakış açılarını geçmişte kalan her iki dönemin milletvekillerinden daha farklı bir biçimde yorumlamaları gerekmektedir. Çünkü oy potansiyelinin istenilen seviyede olmamasının nedenlerinden bir tanesi de budur.

Milletvekillerin seçmenine ulaşabilme ve olumlu isteklerine de her halukarda cevap yetiştirebilmeleri gerekir.

Bir türlü çözüme kavuşturabilme konusunda hiç kimsenin elini taşın altına koymadığı ve bölgemizin kanayan yarası haline gelen Kürt Meselesi konusunda milletvekillerimizin büyük bir cesaret örneği sergilemeleri gerekmektedir.

BDP başta olmak üzere diğer partileri değerlendireceğim sonraki yazımda görüşmek dileği ile...

Yorum Yaz