matesis
dedas

Boykot!.. Ya da Biber Gazına Talim Etmek!..

Boykot!.. Ya da Biber Gazına Talim Etmek!..

1990’ların başı, Gercüş YİBO’da son sınıf öğrencisiyiz. Yani orta okul son sınıf öğrencisi, yani sekizinci sınıf!.. Okulun ağabeyleri bizleriz, kendimize göre bir havamız, fiyakamız var!..

Öğrenciler, öğlen yemeği için sıraya durmuşlar. Birinci sınıftan son sınıfa doğru yan yana dizilmişiz. Senenin belki de en güzel yemeği var o gün!.. Mis gibi kokusu burnumuzda tütüyor. Midemiz, zil çalıyor açlıktan!..

O günkü nöbetçi öğretmen de bizim sınıftan sorumlu olan hoca. Beklentilerimiz büyük. Bir kere okulun ağabeyleriz, nöbetçi öğretmen de bizim hocamız. Kesin bizi, ilk önce yemekhaneye alacak!.. Bundan hiçbir şüphemiz yok.

Ama gelin görün ki o zalim hocamız, bütün hayallerimizi suya düşürüyor ve ilk önce birinci sınıf öğrencilerini yemekhaneye alıyor. Gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor, şaşkınlık içindeyiz. Ama gene de ümidimizi kaybetmiyoruz. Herhalde bir baştan, bir sondan alacak öğrencileri yemekhaneye diyoruz; önce baştan birinci sınıf öğrencilerini içeri aldı, şimdi sondan biz sekizinci sınıf öğrencileri, yani okulun ağabeylerini alacak içeri diyoruz. Ama hoca, birinci sınıftan son sınıfa doğru öğrencileri içeri almaya devam ediyor. Yüzümüze bile bakmıyor ve bizi en sonda bırakıyor!..

Burnumuzdan soluyoruz, öfkemizden çatlamak üzereyiz. Bu hocaya bir ders vermek vacip olmuştur artık, diyoruz. Ne yapalım diye hemen kendi aramızda müzakere yapıp bir karara varıyoruz: Boykot!..

Yemekhaneye girmeyeceğiz!.. Yemek yemeyeceğiz, aç kalacağız!.. O zalim hoca da sevgili öğrencilerim aç kaldı diye kahrından geberecek!..

Okulun bütün öğrencileri o güzelim yemekleri, kebapları, tatlıları, meyveleri afiyetle midelerine indirirken, biz okulun bahçesinde volta atıyoruz. Güya tavır yapıyoruz, posta koyuyoruz!..

Resmen açlıktan kırılıyoruz, akşam yemeği vaktini iple çekiyoruz ve yemekhaneye bodoslama dalıyoruz. Ama bu sefer yemekte ne var biliyor musunuz? Yılın en kötü yemeği, ıspanak!..

Moraller sıfırın altında. Akşam yemeğinden sonra etüt saati var. Sınıflara giriyoruz. Tabi ki hocaya karşı tavrımızı sertleştirmekte kararlıyız. Bundan sonra hocayla zinhar konuşmayacağız, küsüz artık. Hoca sınıfa giriyor, selam veriyor. Çıt yok, suratlar asık!.. Tabi hoca oralı olmuyor, masasına kuruluyor, gazetesini açıp okuyor!.. Etüt saatinin sonuna doğru hoca da artık dayanmıyor ve “derdiniz ne çocuklar, ne bu haliniz?” diyor. Ya şuna bak!.. Hala derdiniz ne diye soruyor!.. Biz de öfkeli ve de acıklı bir şekilde derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Peki hoca ne derse beğenirsiziniz?..

“Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok!..”

Geçenlerde bir Kürt aydınımız, “boykot öğrenci işidir, milletvekili işi değil” demişti de öğrencilik yıllarında yaptığımız bu boykot aklıma geldi!..

Ya öyle işte!.. Hala o güzelim yemeklerin mis kokusu burnumda tütüyor, midem gurulduyor!..

Kimse üstüne alınmasın, demeyeceğim. İsteyen üstüne alınabilir, gocunabilir de!..

İsim vermeye veya adres göstermeye gerek var mı ki?..

Dünya parlamentolarında cirit atmak yerine, sokaklarda volta atıp biber gazına talim eden vekillerimiz üstüne alınabilir, mesela!..

Yine masaya oturup devlet başkanlarından hesap sormak yerine, “Waali waalii, sen buraya çıkacaksın yaptıkların için önce bizden özür dileyeceksiiin, sonra bizi tebrik edeceksin!...” diyerek sokak ortasında vali, kaymakam ve polis memurlarını muhatap alan koca koca vekiller de alınabilir!..

Ayrıca proje ve hizmet üretmek, kanun, yasa ve anayasa teklifleri sunmak yerine, yağmur altında cadde ortasına iskemle kurup trafiğe engel olarak bu ezilmiş perişan halka hizmet ettiğini zanneden vekillerimiz de gocunabilir!..

Sözü daha fazla uzatmaya gerek var mı ki?..

İyisi mi o zalim hocamızın yaptığı gibi bir özdeyiş ile bitirelim sözü:

“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!..”

Yorumlar

Image
qoseri
21.09.2011 / 18:17

Sayın yazar ön adınızda dr ifadesi var rica ediyoruz önce bir kendizi tedavi edin sonra KÜRD vekilleri hakkında konuşun..

Image
Ayşe
17.08.2011 / 14:31

Elinize sağlik o vekil bozuntularını kınıyorum shwan adlı yorumcuyuda edebiyatı bırakıp biraz gerçekleri görsünler kukula gibi oynatıldığınızın farkına varın artık.....

Image
Barkon
30.07.2011 / 02:59

Tamam hadi yenisini yaz bekliyoruuuuuz

Image
Ali kaman
25.07.2011 / 15:24

eline koluna ayağına bacağına diline klavyene sağlık. tam bir tiyatro. hele o yağmurun altında oturuşları yok mu. hele o eşkiya elbisesini giyen eline taş alıp vatandaşa atan tiyatrocu yok mu... insanın midesi kaldırmıyor...

Image
shwan
06.07.2011 / 15:30

Sen mide derdindesin, Bağımsız vekiller onur, haysiyet, var olma derdinde. Sen, kebap, tatlı türleri düşün; Sn. vekiller inkar edilen, dili yasaklanan, dışkı yedirilen biz halk için biber gazı yesin. Sen, yok sayılmanın nasıl bir onursuzluk olduğunu sanırım bilmiyorsun? Bilmekte istemdiğini sanmıyorum, verdiğin örneklerden belli! Dünya liderlerine fırça atmak, dünya parlementolarında volta tacaklarına; kaymakamlarla, emniyet müdürleriyle muhatap oluyor koskoca vekiller diyorsun. Ben, dünya liderlerine fırça atan bir lider tanımıyorum. Dünya parlamontolarında başı dik, volta atan siyasetçide tanımıyorum. Ben, dünya liderlerine küsüp bir daha bilmem nereye gelmem diyen oyunbozanlık yapan çocuklar gibi küsen bir lider tanıyorum ama. Ben, 'siz çocuk öldürmeyi iyi biliyorsunuz' diyen ve ülkesinde ölen kürt çocuklarına sesiz kalan bir lider biliyorum. Ben, 'çocukta olsa, kadında olsa güvenlik güçlerimizi gereğini yapacaktır' diyen bir lideri tanıyorum; üstelik çok iyi tanıyorum. Van'da, tanıdığım liderin sözü üzerine kırmızı görmüş boğalar gibi çoluk-çocuk, kadın-yaşlı demeden insanları ezen polisleri hatırlıyorum. O görüntüler, gözlerimin iönünden geçmiyor, bu yüzden gözümün önüne herhangi bir nimetin görüntüsü gelmiyor. Biz, yemek düşünecek, çıkarları peşinde koşacak vekillere oyumuzu vermedik. Biz, kürtlerin haklarını savunan, savunacak olan onurlu vekillere verdik oyumuzu. Herkes anlamaya bilir bizi, bizim mertebeye gelmeleri için türkçe değil, kürtçe deyimlerle örnek vermeleri gerekmekte. Sizi kınamıyacağım Sn. yazar. Ama bolca kepap, tatlı türleri yemeniz için dua edeceğim.

Image
Mahir Karaboğa
05.07.2011 / 22:31

Demokratik ahlak ve bilinçten yoksun bir yazı. Yazarı kınıyorum.

Image
la fontene
02.07.2011 / 23:21

Sn. Yazar ne çeşit bir bilgelikle donatılmışsınız da bu söylemle yazıtlar sunuyorsunuz...Bence sizin okuyucularınıza saygınız yok...Çok açık şekilde hakim iktidarın destekçiliğini yapıyor olsanız da vicdanınızın sesini duymamazlık gelmeyin...Siz nasıl olur da bir milletin kendi iradesinin beyanı olan karşılık milletvekillerine uygulanan tecrite karşı uygulanan demokratik bir tepkiyi çocuk hallerinizin dışavurumlarıyla bir tutarsınız...Tek bir soru siz hiç yoksayıldınız mı? Hakim iktidar sahiplerine destek sunmaksızın mazlumun talep ve dışa vurumlarını destekleme vicdanlılığını gösterecek cesaretiniz var mı? Senin dalga geçtiğin vekilin sizin fraksiyona sırt dönmesini sindirememizden ötürü W'lu kelimelerle dalga geçmek en kolayı...Yiğit olan haktan ve mazlumdan yana olandır, Kürt'ler her yönüyle haksızlığa uğramış mazlum bir millet, kişisel obsesiyonlarla hareket etmek aydınım diyene yakışmaz...

Image
a.kayar
30.06.2011 / 16:33

Sokaklarda biber gazına talim etmek daha fazla oy kazandırıyor...amaç önemli üzüm yemekmi bağcıyı dövmekmi bu vekil kişilerimiz zaten ne amaçladıklarını neyin prim yaptığını gayet iyi biliyorlar böyle devam etsinler bakalım daha nereye kadar gidecek

Yorum Yaz