tatlidede

Çiftdillilik Ve Eğitim

Çiftdillilik Ve Eğitim
Anadille Eğitim hakkı bir anlamda çift dilli eğitim olarak da değerlendirilebilir. Bu yazımızda da konuyu tartışmaya devam ediyoruz. Ancak bu yazımızda çiftdillilik, çiftdilde okuryazarlık, çiftdilliliğin çocuğun zihinsel gelişimine etkisi, çiftdillilik gelişimi gibi bazı kavramları tanımlamak istiyoruz. Bu bağlamda çiftdillilik disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alınacaktır. Bu arada Kürtçe dil günü olan 15 Mayıs’ı bütün Kürt çocuklarına kutlamak istiyoruz.  


Çiftdillilik

Çiftdilliliğin nasıl tanımlandığı, eğitim politikalarını ve çocukların birinci dillerinin eğitim
modellerine nasıl dahil edileceğini belirlediği için önemlidir. Alandaki araştırmacılar tarafından
çiftdillilik, ikinci dil edinim ya da öğrenim sürecini de etmek amacıyla en geniş tanımıyla kullanılır.
Çiftdilliliğin daha eski tanımlarında iki dilde de eşit derecede yetkin olunmasına vurgu yapılsa da bu
raporda benimsenen tanıma göre iki dilde farklı düzeylerde yeterliliğe sahip kişiler çiftdilli sayılırlar.
Çiftdilliliğin en geniş tanımı, kişinin kendisini ikinci dilde anlaşılabilir bir biçimde ifade edebilmesidir.
Burada iki dilin gramerinin öğrenilmesinin ötesinde, iki dilde de sözlü ve yazılı iletişimsel becerilerin
edinilmesi söz konusudur.
Çiftdilde okuryazarlık
Çiftdilde okuryazarlık iki dilde de okuyup yazabilme becerisine sahip olma anlamına
gelir. Ancak okuryazarlık, teknik ve bağlam dışı birtakım uygulamalardan öte, toplumların tarih
boyunca biçimlenen ve makro düzeydeki güç de yansıtan sosyokültürel pratikleri
olarak görülmektedir.37 Bu raporda okuryazarlık geniş anlamıyla, toplumsal ve kültürel bir pratik
olarak kullanılacaktır. Ayrıca kullanılan “işlevsel”  kavramı da okuma-yazma yoluyla edinme becerisini ifade etmektedir. Bu açıdan okuryazarlık toplumsal yaşama etkin katılımı sağlayan bir beceri olarak ele alınmaktadır.
Çiftdilliliğin zihinsel gelişime etkisi

Çiftdilli olmanın zihinsel ve dilsel gelişime olumlu etkileri olduğu birçok çalışmada vurgulanmıştır.
Çiftdilli çocuklar dildeki anlamlara daha duyarlı olmakta ve tekdilli çocuklarla karşılaştırıldıklarında
dilsel işlemlere daha fazla yatkınlık göstermektedir. Örneğin son dönemde yapılan çalışmalar, çiftdilli
çocukların dilsel yapıyı anlama becerilerinin tekdilli çocuklardan daha çok gelişmiş olduğunu ortaya
koymuştur. Ayrıca, İngilizce ve Fransızca gibi yazı sistemleri birbirine benzeyen dillerde okumayı
öğrenirken, çiftdilli çocukların daha hızlı gelişme kaydettikleri saptanmıştır. Değişik yaşlardaki
çiftdillilerin problem çözme becerileri üzerine yapılan çalışmalar da çiftdillilerin doğru ipuçları üzerinde
yoğunlaşmada ve şekillerin alternatif yansımalarını yakalamada daha başarılı olduklarını gösterir.
İki dil edinmek durumunda kalan çiftdilli çocukların ek dilsel yükü karşılayabilmek için etraftan gelen
her türlü geribildirimi değerlendirme konusunda beceri geliştirdikleri ve buna bağlı olarak dilsel, algısal ve sosyal geribildirimleri çabuk kavrayabilme konusunda daha gelişmiş oldukları bildirilmiştir.

Çiftdillilik gelişimi

Erken çocukluk döneminde eşzamanlı ve art arda olmak üzere iki tür çiftdil gelişimi söz konusudur.
Eşzamanlı çiftdil gelişimi, ailenin çocukla kurduğu iletişimde doğduğu andan itibaren iki dil kullandığı
durumları anlatmak için kullanılır. Art arda iki dil gelişimi ise evde tek dilin konuşulduğu, çocuğun
okula başlayıncaya kadar tek dil edindiği durumları anlatır. Bu durumda, çocuk ikinci dille okulda
karşılaşır. Her iki gelişim sürecinin hızı ve yapısı birbirinden farklıdır ancak bu iki süreç arasında kesin
sınırlar belirlemek zordur. Örneğin, iki yaşına kadar evde azınlık dili44 edinen çocuk, büyüdükçe televizyon
ve oyun arkadaşları yoluyla okula başlamadan önce toplumdaki egemen dili kullanarak iletişim
kurabilir. Bu sürecin parametreleri gerçekçi bir şekilde değerlendirilmelidir. Aksi takdirde, çiftdil
ediniminin çocuğun bilişsel ve dilsel becerilerini olumsuz yönde etkileyebileceği varsayımından
yola çıkarak iki dil gelişimini destekleyen eğitim programlarından vazgeçilmesi gibi yanıltıcı bir
sonuca varılabilir. Ayrıca, aileler çocuklarının toplumdaki egemen dili edinmesini destekleyip diğer
dilden vazgeçebilmektedir. Oysa bilimsel araştırmalar çiftdil gelişiminin herhangi bir engelleyici özelliği
bulunmadığını göstermektedir. Birçok çalışmada kanıtlandığı üzere akademik başarı ve okuryazarlık gelişiminin temelleri okul öncesi yaşlarda atılmaktadır. Genesee’nin de belirttiği gibi özellikle okul öncesi dönemi kapsayan çalışmaların birçoğu yetersizdir ve yöntem açısından sorunludur; iki dil ediniminin eşzamanlı ve art arda olma durumu dikkate alınmamıştır. 
 Sonuç olarak, çiftdillilik gelişiminin erken çocukluk döneminde  temellerinin nasıl atıldığını ortaya koymak, çiftdillilik ve eğitim üzerine geliştirilecek politikalar açısından önem taşımaktadır.
Dilini kullanamayan bütün dünya çocuklarına bu anlamda özgürce eğitim yapabilecekleri bir gelecek diliyoruz.
Not: Bu yazımızda Dr. Müge Ayan Ceyhan ve Dilara Koçbaş’ın hazırlamış oldukları “Çiftdillilik ve Eğitim” adlı çalışmalarından yararlandık. Bu nedenle kendilerine teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz.

Yorum Yaz