matesis
dedas

Çılgın projeleri bol ülkem

Çılgın projeleri bol ülkem

Seçim yaklaştıkça ortalık toz duman, taraflar ayak üstü bir birlerine sözlüklerindeki küfürleri sıralıyorlar. Şehirlerdeki milletvekili adayları esnaf, tüccar, yetkili kurum kuruluşları dolaşıp, ne şahane işler yapacaklarını zikrediyorlar. Seçim öncesinde gördünüz gördünüz kendilerini, yoksa seçim sonrası kuruldukları koltuklarından şimdi sokaklarında cirit attıkları şehirlerine gelmeleri hayli uzun sürüyor. İnanırmısınız şehrimin vekillerini şimdiye kadar sokakta hiç görmedim, yaptıkları icraatlara dair tek bir haber izlemedim. Ama  Allah için dini ve milli bayramlarda boy boy resimlerinin olduğu gazetelerdeki, bizleri kucaklayıp saran mesajlarını okumadım değil, okudum. Hacer Hanım siz kimsiniz ki, vekillerimizi caddelerde görme şerefine nail olasınız, diyorsanız, eh haklısınız kimiz ki biz çeyreklik oyu olan, cebi delik, ceketi sökük, yamalı vatandaş.

Seçimin yaklaşmasına binaen TV lerde, gazetelerde bizleri düşünen kıymetli siyasetçilerimizin reklam kampanyaları dönmeye başladı. O masum, o insanlık için çabalamaya söz verir bakışları nasıl pozitif anlatamam. Onları izlerken utanıyorum, nankör Hacer şu gözlerdeki samimiyete bak, kullakların çokmı delik duyduklarını es geçiyorsun diyerek.

Her seçim öncesi, neredeyse bütün partiler çılgın projelerini açıklayıp, işsizliği sıfıra yakın bir noktada hizalayacaklarını, hatta eksilerde yüzdüreceklerini, herkese eşit eğitim, sağlık, hukuk, adelet hakkı verip, milletini yeşil karta, bağkura, SSK ya tutsak etmeyeceklerini söylerler. Her aileye gökten gelecek paralarla enfes bir hayat sürdürmeleri için aile yardımı yapacaklarını, kumu olmayan şehre kum, gökdeleni olmayana bir delen, dikeni bol olana lale, tek gözlü gecekonduları bol olana denizde yüzen 3+1 villalar vereceklerine dair projelerini, gözümüze soka soka, en şık elbiseleriyle sunarlar. Çılgın projelerle, helal sana, yaşa var ol, bu halk seninle gurur duyuyor dedirteçek “alice harikalar diyarında” masalına rakip hikayeler anlatırlar. Gene aynı harikalar diyarından resimler geçiyor gözümüzün önünden TV yi izlerken. Bende, (çok afedersiniz teşbihimde bir taraflara yakıştırma olmasın), çiftliğin önünden geçen trene bakar gibi seyre dalıyorum ekrandaki mühim insanları.

Oysa bilmezlerki insanların o çılgın projeler vesilesiyle yıllardır, en doğal haklarından bile nasiplenemediklerini. Zira bu ülkede çılgın projeleri olan o kadar çok kurum kuruluş varki, her projede derin derin ön çalışmalar yapılıyor. Mesala bu yıl nobel ödülü YSK’nın olsun. Ülkeyi bir günde hangi rezil durumlara sokup, gencecik bir insanın ölmesine doğrudan sebep olduğu için. YSK’nın projesine, ama fakat lakin gibi kalıplarla, hukuksal açık efendim gibi kılıflar uyduran bilim insanlarımız, boncuk bulmuş gibi projeyi sahiplenen değerli muhafelet liderlerimiz ve en derin suskunluğunu sunan hükümetimiz, katkılarınızdan dolayı çeyrek oyum bu yıl sizlere. Seçime kadar eminim çılgın projesi olan daha çok sayıda kişi kurum kuruş çıkacaktır.

Ülkedeki her bireyi diğerinden üstün olmadan/tutulmadan, her türlü hak ve hukuktan yararlanmasına dair nasıl bir hedefiniz var. Vatandaşına huzurlu bir hava tenefüs ettirmek adına, hiç kimsenin kendini “öteki” olarak görmemesi için neler düşünüyorsunuz mesala. Ana dilde eğitim için, insanların kendi dillerinde konuşmaları, yazmaları, çizmeleri için neler yapacaksınız? Sigortasız, üç kuruşa çalışan aile babası için bir bildiğiniz varmı? O babayı kullanarak daha fazla nasıl parama para katırım düşüncesindeki sermaye sahiplerine nasıl bir poh pohlama sunacaksınız? ÖSYM, KPPS, MEB maduru milyonlarca vatandaşınız için hangi projelerinizi fizibilite ediyorsunuz. Her köşe başında mantar gibi türeyen dersanelere ne diyorsunuz, öğretmen olmayı hayal ederken kendini yeniden arenada bulmuş gibi koşturan dersane öğretmenlerinin geleceğiyle ilgili planınız var mı?

Oğlun şehit oldu dediğiniz  ananın GATA’dan içeri girerken çıkarttırdığınız başörtüsüne, yada üniversiteden içeri almadığınız, devlet dairesinde çalıştırmadığınız, meclise sokmadığınız başörtülü vatandaşlarınızla ilgili çılgın projeleriniz nedir? Eşlerin, kardeşlerin, oğulların sokaklarda öldürülmemesi, insanların ceza evinde işgence iplerinden geçirilmemesi, faili çoktan belli olan, fakat belirsizleştirip beslediğiniz cinayetler için, bu ülkede hiç bir annenin ağlamaması için varmı bir projeleriniz? Tersanede, kot işleme atölyesinde, kömür madenlerinde çalınan hayatlar ve onların aileleri için neler var kaleminizin ucunda? Organize sanayilerde canla başla yedi gün, yirmidört saat çalıştırılan asgari ücretliyi, bu yıl göndereceğiniz beşyıldızlı otel, köy, kasaba olarak nereyi uygun görüyorsunuz?

İlkokul kitaplarından tutunda üniversiteye kadar okuttuğunuz “cin ali” serindeki  hukuk, adelet, eşitlik, devlet sizin için vardır edebiyatını bitirip, gerçekten insana yaraşır/yakışır bir hukuk, adelet sitemi konusunda yapacağınız muhteşem yenilikleriniz neler mesala? Özü, insanı işgenceden geçirmek olan kıymetli anayasanın değiştirilmesi için tırnağınızı kımıldatacakmısınız, yoksa değiştirilmek istense bile bedeninizi ruhunuzu sipermi edeceksiniz?

Şimdiye kadar okuduğum parti projelerinden hiç birinde bunlara dair tek kelime göremedim. Ama her gün maaşallah TV lerin karşına çıkıp en masum, en onurlu bakışlarıyla çılgın projelerini birbiriyle yarıştırıyorlar.

Yorulduk çılgınlıklardan, tek isteğimiz insana onuruna yakışır  hayat süreceğimiz bir ülke.

Doğal olanı, olması gerkeni yapın yeter gözünüzü seveyim...

Pardon dostlar kendi kendime sorular sormuşum, Başbakanın çılgın projesinin TV deki tanıtımını izlerken...

Sorularımı soracak muhatap bulamayınca kendi kendimize konuşup susuyoruz işte.

Yorum Yaz