matesis
dedas

Cumhuriyetleriniz Emperyal Güçlerin Güdümünde ...

Cumhuriyetleriniz Emperyal Güçlerin Güdümünde ...

                          PARDON!..BUNDAN BÖYLE TEK TİP

     Asya'nın ortasından gelenlerle Ortadoğu'da yaşayanların birbirlerine benzeyen geleneksel,silsile silsile devamı hep el üstünde taşınan meziyetlerinden biri de ''Ben bilirim,bir başıma da yönetirim çünkü çok güçlüyüm(?)'' derecesinde dersek de çok da abartmış sayılmayız.

     Renkli,çok sesli olmasına rağmen Mezopotamya'nın benzeşen yönleri yok mu Kavimler Kapısı'na yönelenlerle?

     Ya da Kavimler Kapısı'ndan(Derbend'ten) Anadolu'ya,kuzeyden Balkanlara zor kullanıp yol katedenlerle,kendilerinden beklenmeyen sağanakta 'Tahrir Meydanlarına' özgürlük! diye kıvılcımı tutuşturanlar arasında ' Nisan Yağmuru ' da olsa hiç mi benzerlik yok?

     Biri Osmanlı tabyasından ' Ulusal Kurtuluş ' diye önce halkların desteğini alır;sonra '' Pardon,bundan böyle tek tip bana tabi olacaksınız.'' der.

     Balkan ülkeleri bağımsızlık hareketlerinde başarılı olur.'' Olmaz!.. buna Osmanlı karar verir.'' denir.

     Yemen,Mısır,Filistin,Irak,Suriye,Fas,Tunus,Cezayir bağımsızlıklarını kazanır '' Olmaz!..hain olursunuz.'' denilir.

     Birileri Cumhuriyeti ilan edip demokrasiye yöneleceğini,birlikte barış içinde eşit haklarda yaşanacağını defalarca deklare ederken;verilen sözlerin gerisinde kalınarak ortaklaşması gereken halkların 'Gözyaşlarına bakılmadan' ortadan kaldırılmaya yönelik sürgünlere,zindanlara ve kıyımlara layık görülüyor; Ulusal Kurtuluş'ta yanında yer alan halklarına baskıyı dayatıyor hiç acımadan.

     Biri '' Bizde demokrasi var gerektiğinde defalarca askıya alınır.''

     Bir diğeri '' Benim de kendime göre Cumhuriyetim var;kırk yıl da yönetsem ben bilirim.''

     Birileri '' Hayır!.. Cumhuriyetleriniz bundan böyle emperyal güçlerin güdümünde devam edecek! İsrail'in,Filistin Halkına 'kan kusturmasına' bakılmaksızın,sınırların yeniden çizimi pahasına uluslararası güçlere riayet edilip dizayn edilecek.'' derken,çekici geçmişte olduğu gibi başkalarının ellerine vurmaya başlar,o birileri de gözümüze baka baka '' Bu muydu dostluk bu muydu komşuluk? '' diyerek,saldırgan BOP politikalarınıza tükürür geçer,sizden beter de olsa.

     Bir kodaman ya da bir siyasi,Hak'kın rahmetine giderken,arkasından Avrupa bankalarındaki hesapları nedeniyle çocukları birbirlerine karşı miras için kılıç-kalkan kuşanır.

     Başka birinin ayakları yere basarken bile onlarca kiloluk altın,üç/beş köyde onlarca/yüzlerce dönüm tarla,binlerce/on milyonlarca metre kare arsalarla hoşnut bile gitmezken;özel düzenlemelerle '' Ne yapalım? Hocamız,büyüğümüz.'' diyebiliyorlar iktidarı elinde bulunduranlar,dönüp muhaliflerine asayı,'Anyayı-Konya'yı' gösterebiliyorlar.

     Görüşmeler Fransa'da bir çadırda saldırıdan önce başlar;ikili görüşmeler ilerlerkene devletleri adına karşılıklı sorumluluklar görmemezlikten gelinerek kimin kime ne kadar milyar doların nelere karşılık verildiğinin tutanakları bile kayıt altına alınmaz.

     Birileri devlet başkanlığının kendisine miras bıraktığı onlarca kilo altınla,milyon dolarlarla ülkesinin turistik beldesinde halkına yaptığı kırk yıllık hizmetin karşılığıymış gibi önceden tasarlanan villasına çekilir Mübarek,tıpkı kendi evinde göz hapsinde tutulan koca adam gibi utanmadan.

     Kiminin de Ortadoğu Projesi'ndeki yeri 'karakollara karşı' bir bakıma İsrail'e karşı Filistin Halkının yanında olan tüm halklara, karşılarında durmaya çalışan petrol üreticisi aktör yapıya karşı bir abluka;işbirlikçi dayanışma en önemlisi de planlanıp sahneye konulmaya çalışılan senaryolar ve kimin daha çok 'kurtlar sofrasından' yararlanacağının sinsi planları başladı/başlayacak gibi tam da taşlar yeniden ilkel vahşetle dizayn edilirken.

     Çözüm arayışlarımız da birbirine benzer.

     Ortadoğu'da,Kuzey Afrika'da geçmiş tarihlerde olduğu gibi baba gider oğul gelir düzen aynı kalır.

     Bizde Anayasaları asker hazırlar,kendilerine 'siyasi partiyim' diyenler de yerinde sayarak seçimden seçime hep oyalar.

     Demokratik halk hareketlerinin ivme kazandığı süreçlerde 'Ay Işığı' nda çözüm diye dayatılan darbeler.

     Ortadoğu'da ve günümüz Mezopotamya'da ya da önceleri 'Arap Baharı' coğrafyasında/Kuzey Afrika'da başlayan üstlenci eliyle genişleyen yapılanmalarda lojistik destek sağlayan iktidarları yanlarına alarak tam da krizin dibe vurduğu/vuracağı süreçte Emperyalist işgallere karşı olunması gerekirken;mazlum halklara İslam adına işbirlikçiliğiyle öne çıkarak çözüm arayışlarında bulunanların savaşı çözüm diye gösterenlerin mumu yatsıya kadar yanacak mı dersiniz bu benzerliklerle bilemem? 

     Günün iktidarının övündüğü 'Ekonomik İstikrarın' şimdilik daha çok geniş kitlelerin özellikle çalışanların sömürüldüğü,maaşlarının dondurulduğu,bankaların acımasız faiz soygunlarına terk edildiği yetmiyor;temelde pek fark etmeyen benzer devlete karşı savaşları finanse edenlerle halkların üzerine kabus gibi çökmeye karar verildiğinin koordinatları belliyken yokmuş gibi hitaplarına yansıyanların,bölgemizdeki varlıkları hep kaybederek/kaybettirerek sahnelerden kolay olmasa da mezarlıklar bırakarak çekilmişlerdir/çekileceklerdir.

     Benzerliklerimiz sayamadığımız kadar çok da hiç olmazsa bir farklılığımız olamaz mıydı doyasıya arkasında olabileceğimiz?

     Var elbette!..yıllardan beri dayatmalara karşı direnmenin,insan hak ve hukukunun ayaklar altına alınan yerlerde intikam değil;onur savaşı verenlerin yanında olabilmekte.

     Demokratik,sosyal ve ekonomik haklarımızı çiğnetmeden örgütlenebilmekte.

     Demokratik mücadeleyi ibadet sayıp,ödün vermeden sonsuza taşırken;kirletenlerinden ve büyüklük komplekslilerinden sakınarak,üzerine titreyerek geliştirebilmek.


     Bizi evrenselleştirmeye yönelten yerel kültürlerimizin Arapçasıyla ifade edersek eğer:

            '' A'le kulli hal,ğesel bırsu fil lifé;/ Teyyık'ad a'le hacara nazifé.''
     ( Her şeye rağmen,lifle kıçını yıkadı;/ Temiz taşa oturmak için.)
     

Yorumlar

Image
Vahap Yusuf OMUZLAR
09.05.2012 / 19:38

Sevgili adaşım aynı zamanda canım dedem ;<br>yeni yazını görünce hemen okudum özellikle de son bölümleri çok hoşuma gitti. Yazılarının devamı dileğiyle (seni seviyoruz)...

Image
m.sami çağlayan
09.05.2012 / 15:16

Sayın hocam,klavyenize sağlık, özellikle sonu çok hoştu,ilgiyle takip ediyoruz,teşekkürler..

Yorum Yaz