tatlidede

Dağların Ateşe Verilmesi Coğrafik Katliam

Dağların Ateşe Verilmesi Coğrafik Katliam

Kürdistan dağlarının ateşe verilmesi hafızamızda bazı şeylerin canlanmasına neden oluyor. 1990’lar Kürdistan dağlarının yoğun çatışmalara, ovalarının ise “düşük yoğunluklu” çatışmalara sahne olduğu yıllardır. Devlet PKK militanlarına karşı başarı elde etmek için “kesin” çözüm bulma peşinde…

Denizlerin kurutulması suretiyle balıkların yaşayamayacağı anlayışıyla köyler boşaltılacak hatta kimi köyler yakılıp yıkılacak, halk göçe zorlanacak ve dağlar ateşe verilecekti. Devletin bu niyeti somut olarak tutumalışa dönüştü ve sistematik uygulamalar başladı.

Kürdistan’da dağlar ateşe verilince, Munzur dağlarından Cudi dağına kadar geniş bir silsile, biraz da misilleme olmalı ki Akdeniz, Ege ve hatta Karadeniz bölgesinde bile orman yangınları ardışık olarak birbirini izledi.

Orman yangınlarını hem Kürt coğrafyasında hem de batı bölgelerinde izleme fırsatım oldu. Gerçekten yürek yakıcı bir manzara…adeta insan nefesinin ateşe verilmesi gibi bir durum…

İzlerken hep ormanın içinde yaşayan canlıları düşündüm. Canını kurtarabilen hayvanlar vardı kuşkusuz ama kendini kurtaramayan binlerce, milyonlarca örümcek, sürüngenler yanıp gidiyordu.

YAPILANLAR BUGÜN DE AYNI MANTIK…

Gerek medyada gerekse sosyal medyada duyarlı insanlar önce Cudi’de ardından Lice taraflarında yanan ormanlarının görüntülerini, haberlerini paylaştı. Sosyal medyanın bu anlamda kullanılması memnuniyet verici…duyarlılık giderek artıyor kuşkusuz

Vatandaşlar duyarlılığı arttırmak için fotomontajlanmış bazı resimleri de paylaşıyorlar. Olsun bu gibi durumlar için normal girişimler olarak kabul etmek gerekir. Zira gerçek olan bir durum var ki dağlar ve onların süsü olan ormanlar acımasızca yanıyor, yakılıyor ve içinde yaşayan canlılar bir bir yok oluyor. Tıpkı 1990’larda olduğu gibi hayvanlar yavrularıyla kül olup gidiyor!!

Yakılan aslında hepimizin mirası, bir insanlık mirasi…Sadece Kürdün değil; Türkün, Arabın, Çerkezin ve herkesin mirası ateşe veriliyor. Yakan zihniyetin taşıyıcıları bilmeli ki kendi mirasını yakıyor.

Kürtler için dağlar sadece kuru bir coğrafya değildir. Dağlar, Kürtlerin medeniyetlerinin geliştirip korudukları alanlar hep olmuştur. Yapılan tarihsel ve arkeolojik araştırmalar medeniyetin Zağros yükseltilerinde geliştirildiğini ortaya koymaktadır. Mağaralardaki resimler ve yazılar bu iddiayı en somut bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu kapsamda dağların yakılması aynı zamanda bir halkın kültürünün de ateşe verildiğini ispatlamaktadır.

YENİ BİR KONSEPTİN BAŞLANGICI MI BU?

1990’larda devlet sistematik olarak belki daha önce Kürt ulusal isyanlarında denediği ve kendisine göre sonuç aldığı gibi önce insansızlaştırma ve ardından yakarak yok etmek suretiyle bildik yöntemini uyguladı.

Bugün olan bitenler ve buna karşı kayıtsız kalma anlayışı bizde kuşkular yaratıyor. İki yıldır bir çatışmasızlık hali var ve bunun en büyük faydası çatışmalarda gençlerimizin, insanlarımızın ölmemesi…

Umarız dağlarda olan bitenler daha önce denenmiş ama hiçbir faydası olmayan bir anlayışın habercisi değildir. Zira 1990’lardaki ve daha önceki buna benzer uygulamalardan herkesin zarar gördüğü gerçeği var karşımızda. Türkiye’nin etrafı zaten yangın yerine dönmüş durumda. Hali hazırdaki sükunet ve huzur ortamı tüm Türkiye’nin yararına hem maddi hem manevi olarak . Bunun kıymetini herkesin bilmesi gerekmektedir. Bu gibi insanlık dışı uygulamalarının önüne geçmek için de duyarlılık geliştirmek, bunu tepkiye dönüştürmek acildir. Herşeyden önce bu anlamda örgütlü güç durumundaki ilgili STK’ların duyarlılık geliştirilmesinde ve öncü olmasında fayda vardır.

HDP, PAK, HAK-PAR, PDK gibi Kürt siyasi partilerinin coğrafik katliamları protesto etmesi, toplumsal duyarlılık geliştirmek açıklamalarda bulunması, duruş sergilemesi çok anlamlı ve gereklidir de.

Dağların ve ormanların ateşe verilmesi ister Güneydoğu’da ister Ege’de, ister Doğu Anadolu’da ister Karadeniz’de her kim yaparsa yapsın bir insanlık suçudur. Çünkü bu gibi alanlar yabani ve medeni bütün canlıların ortak nefes alanlarıdır.

Saygıyla…

Yorumlar

Image
Endemik bitkiler ve hayvanlar
28.07.2015 / 09:20

Hala aklını kullanma yetisine ve ilerigörüşe sahip insanların olduğunu bilmek umut verici. Endemik bitkiler (ve hayvanlar) hakkında yorum yapan okuyucu, aklınıza sağlık, teşekkürler. Doğa, tarih, kültür ve canlılar hakkında özel bir hassasiyet gösteren yazar Faraç Çobanoğlu'na da çok teşekkürler.

Image
endemik bitkiler yok ediliyor..
23.07.2015 / 20:39

nuh nebiden kalan değişmemiştohumlar,islah edilecek ve tüm anadoluya kazandırılabilecekti,alın size tohumbozan israiliyatın bir kıyımı daha.onlardan tohum almaya devam edelim... rockefeller;petrolu kontrol eden ulusları kontrol eder,gıdayı tohumu kontrol eden tüm halkları kontrol eder demişti.lanet olası köpekler anadoluyu zehirledikleri gibi,anadolunun umudu olan doğal tohum olan yerleri de yok ettiriyorlar.bizim akıllılarda hala birbirini yiyor.

Yorum Yaz