tatlidede

Darbe Söylentileri

Darbe Söylentileri

Darbe söylentileri Türkiye’de neredeyse hemen her dönem ortaya atılmıştır. Hatta “Her on yılda bir darbe” yapılır gibi bir söz ise sıkça dillendirilir olmuştur. Bununla Türkiye’de darbelerin geleneksel biçimine vurgu yapılırdı.

Esasen askeri darbeler, dünyada daha çok Latin Amerika ülkelerinde sıkça yapılan uygulamalardı ve darbeler ABD’nin bir nevi ihraç ettiği bir yönetim biçimiydi. Darbe yapılan ülkelerde halk yıllarca olağanüstü şartlarda yönetilirdi. Bu şartlarda yüzbinlerce hatta kimi ülkelerde milyonlarca insanlar tutuklanır, hüküm giyer, gözaltında yapılan ağır işkenceler sonucu onlarca insan yaşamlarını yitirirdi.

Askeri darbeler, Türkiye’de de 1960, 1970 ve 1980 yıllarında özüne uygun bir şekilde yapıldı. 1980 yılında yapılan askeri darbede ben yaklaşık olarak 14 yaşlarındaydım ve darbe uygulamalarını somut olarak yaşadım. Yakalanan ve tutuklanan, yıllarca cezaevlerinde kalan bildiğim insanlar oldu. Diyarbakır Cezaevinin adını sıkça duyardım. Günlük yaşamda normal sohbetler yerini askeri darbe ağırlıklı sohbetlere bırakmıştı. Burada insanlar hep ABD’nin askeri darbelerdeki rolünü veya parmağını konuşur, dururlardı. Hep ABD’nin bir oyunu deyip dururlardı.

Hal böyle olunca insanlar 1990, 2000 yıllarında da bir askeri darbe beklentisi içerisindeydi ne de olsa on yılda bir yapılırdı. Bir dönem “dünyada askeri darbe devri kapanmıştır” diye bir söz dolaştı. Bunun arkasındaki mantık “ABD bundan sonra yapılacak hiçbir askeri darbeye destek vermeyecek” cümlesinde aranıyordu. Zira ABD, dünyada demokrasiyi tesis edecekti. Irak’ı, Afganistan işgal etse bile orada demokrasiyi geliştirmek içinde. ABD’nin bu yutturmacası da bir dönem kendini inandırdı ne yazık ki.

Sonra dünyada hiçbir ülkede darbe istenmeyen bir anlayış ve psikoloji hakim oldu. Derken Mısır’da Muhammed Mursi’yi askerler devirdi. Buna hiçbir batı ülkesi darbe demedi. Darbe diyen ülke sadece Türkiye idi. İlginçtir Türkiye’de ise sadece iktidar partisi darbe dedi ancak muhalafet partisi olan CHP ve diğer partiler darbe demedi.

Ve 15 Temmuz 2016. Bu tarihte askerler yüzde 50 oy alan hükümete karşı bir “askeri kalkışma”da bulundu. CB Erdoğan buna karşı halkı sokaklara çağırdı. Çağrıya uyan halk günlerce artcıl darbe ihtimalına karşı “Demokrasi Nöbetleri”ni tuttu. Batı günler geçtikten sonra kem kümlü cümlelerle darbeye karşı olduğunu ifade eden cümleler sarfetti.

Batıda durum kısaca böyle iken mecliste grubu bulunan partiler ortak bir deklerasyon yayınlayarak askeri darbelere karşı olduğunu açıkladılar. Fakat gün geçtikten sonra CHP ve HDP tutumlarını biraz daha açıklayarak askeri ve sivil darbelere yani her türlü darbelere karşı olduklarını ortaya koudular. Sivil darbeden kast ettikleri iktidar partisinin “tekcil” uygulamalrıydı. Adı geçen parilere göre AK Pari’nin yaptıkları da “sivil darbe” idi. Halk ise bunu şöyle okudu:

“Biz her türlü darbelere karşıyız ama AKP’ye veya Erdoğan’a yapılan darbelere karşı değiliz”

Bu okuma doğru mu değil mi veya ne kadarı doğru somut olarak bilemeyiz ama bir gerçek var ki sivil darbeden kast ettikleri iktidar partisinin uygulamaları…

Son olarak HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş yakında bir askeri darbe daha olacağını ileri sürdü. Sayın Demirtaş’ın bir bildiği mi var tahmin mi ediyor bilemiyoruz ancak bir bilgisi varsa savcılarla paylaşması gerekiyor. Zira Kürt halkı en çok askeri darbelerden çekmiştir. Şunu net olarak bilmeliyiz ki Türkiye’de kaç tane askeri darbe olsa Kürt halkı veya halklar demokratik haklar elde edemez. Haklar demokratik yöntemlerle seçilmiş iktidarlardan alınır.

Ne askeri darbe ne de darbe kalkışmalarını her ikisini de lanetliyoruz halk olarak. Söylentileri bile psikoloji bozucu!

Saygıyla…

Yorum Yaz