matesis
dedas

Değerler Tüketilmeden... Anayasa Ve Demokrasi (3)

Değerler Tüketilmeden... Anayasa Ve Demokrasi (3)
'' Gerekli işlem yapılacaktır !..'' Klasiği..
 
          Günümüzde yaşananlarla bir çok ülkenin tarihinde yaşanan kahramanlıkları karşılaştırdığımızda, efsanevi İsviçre kahramanı Wilhem Tell'e özenip,Şırnak/Akçay'da konuşlu Seslice taburundaki gencecik çocuklarımızı atış poligonu yapıp kendi canı/cananına kıymadan halk çocuklarının ''Canı cehenneme!'' dercesine hem doğrudan hem de kovboy filmlerindeki bacak arası atışlar yaparak kendini kanıtlamak vitrine çıkmak isteyen Yüzbaşı Metin Gürcan'ın bu gençler üzerinden geleceğe yatırımları tuttu mu bilinmez ama atış yönergesinde olmayan  'Güven atışı ' diye adlandırılan bu gösterinin '' Gerekli işlem yapılacaktır.'' klasiğiyle poligon yerine konan bu çocukların ya da eline pimi çekilmiş bombanın verilişinden korktuğumuz '' Eğitim gereği '' diyerek,kurbanlık parçalarını annelerine '' Arkadaşının kaza kurşunuyla '' ya da Ermeni olduğuna bir türlü tahammül edemeyenlerin ' Anneler Günü' hediyesi cenazesi mi olacak millet(!..?) 
 
         Birinde İsviçre'nin ulusal kurtuluşuna bir kıvılcım olurken emir üzerine kendi çocuğunun başına konan elmayı 'Okla vur ! ' işkencesini Wilhem Tell yaşarken, diğerinde halkla alay edercesine hiç utanmadan yaptıklarının hesabını vermeden-verilmeden ''başına buyruk bir yapıyla'' ortaklaşabileceğimiz değerler yokken, olumsuzluklar ortalığı kavururken, insan değerinin '' İl-kıymé imket ras basalé '' (Bir baş soğan değerinde) olduğu bu garip yapılanmaları deştikçe/deşildikçe daha çok kanayan ''Savaşın yoğunluğu ne olursa olsun!'' diyerek 'Kılı kıbırdamayan' haklı taleplere çözüm üretmek istemeyen,orta yere konan sert anayasalara ve bunlardan biri olan 1982 Anayasası'na her geçenin selam vermesini isteyen vali Gessler'in şapkası gibi tuhaf mı tuhaf aşağlanmalar yaşıyoruz zorbaca !
 
       '' Arz' in-şak-i tenzel fiki ''
       ( Yeryüzü yarıl... içine gireyim !..)
                                   Mardin özdeyişi
Başkasının yaptıklarından ve ' taş yürekli ' liklerinden utanarak canından bezdirdiği gibi.
 
       ABD'nin önceleri 'Kuzey-Güney Savaşı' adı verilen sonrasında dünya nüfusunun bir milyardan az olduğu 1870'li yıllarda da '' Kızılderili Avı '' adını verdikleri başka bir savaşın utanç boyutlarındaki sonuçlarında '' Gözyaşı Yolu,Sürgün Yolu '' denilen Kanada yollarında yaşananların milyonlarca Kızılderili insanının kıyımına mal olduğu bir geçmişten,bir gerçeklikten geliyoruz.
 
       Gözümüzü açıp,ufkumuza daha geniş bir perspektiften bakma ve değerlendirme gereği duyma; duyarlı birey ve örgütlü toplumun vazgeçilmezi olmalı ki kendini yenileyemeyen,sert anayasaları kutsallaştırıp vazgeçilmez kılan '' Devlet Ulus '' deyip derinleşen, '' Kürt Sorunu '' na çözüm üretemeyip güzelim ülkemizi kan gölüne dönüştürmek isteyen zihniyetlere her platformda sesimizi yükselterek, kalıcı barışın tarafı olup bir partinin taslak anayasasına mahkum olamayacağımızı her darbe sonrasında izlenen dizinin ahlak boyutlarını aşarak gülünç hale-hallere düşmesine rağmen hala ' Mübarek,Kaddafi,Bin Abdullah Ali '' ya da  'Beşer Esed' olmaya devam diyorsa, eşit koşullarda ortaklaşmak için her Türk'ün,Kürt'ün,Arap'ın her inanç ve milliyetin bu gidişe ' Dur! ' diyebilecek demokratik bir anayasaya 'Gereksinim vardır.' demek ve haykırmak gerekmiyor mu ?
 
      Önce ' Ülkeler Rehberi ' nden G.Afrika Cumhuriyeti hakkında araştırdığım ön bilgilere çok kısa değinecek olursak :
 
HARİTADAKİ YERİ : Afrika Kıtası'nın güneyi olup batısında Atlas Okyanusu,doğusunda Hint Okyanusu ile çevrili,kuzeyinde Zimbabwe,batısında Namibia olan önemli bir ülke.
YÜZÖLÇÜMÜ     : 1.219.912 kilometre kare.
DOĞAL KAYNAKLARI : Altın üretiminde söz sahibi,krom,antimon,kömür,demir,nikel,uranyum vd.zengin maden yataklarına sahip bir ülke.
ARAZİ KULLANMA : Tarıma elverişli hale getirilen yüzölçümünün %12.1
NÜFUSU            : 2009 verilerine göre yaklaşık 49 milyon
RESMİ DİLLER    : 11 resmi dili 9'u Bantu (Eski Afrika yerel dilleri)  Hollandaca,Fransızca,İngilizce,Almanca gibi diller,toplam 72 dilin konuşulduğu bir ülke ( Güven Şak-Özgün Özçer'in araştırmalarından )
OKUMA-YAZMA : 15 yaş ve üzeri %86.4
                        Erk:%87
                        Kad:%85.7 (2003 verilerine göre)
Eski Adı          : G.Afrika Birliği
Şimdiki Adı      : GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
 
    G.Afrika Birliği iken hiç te birliğin uzlaşmasından yana olmayan bir parti ( Ulusal Parti ) NP'nin iktidar olmasından sonra beyaz ırkın üstün,siyahların köle/kul olduğu bir sistemi 40 yıl dayatması ve Aparthaid Partisi'nin ülkeyi ırklararası bir savaşa sürüklemesine '' DUR ! '' diyebilecek bir halk örgütlenmesinin henüz oluşmadığı bir süreçte 1984'ün başbakanı W.Botha kendine göre açılımın tıpkı Rize Belediye Başkanı Sayın Halil Bakırcı'nın Kürt Sorunu'nun çözümünü yapılacak evliliklere dayandırdığı gibi renkler arası evliliklerin ve bazı yasaklılara,Hint asıllılara tanınan siyasi haklar siyahlara reva görülerek soykırımlara devam edilip reform diye bizlerdeki ' açılımlar ' gibi gerçekler hep gözden kaçırılmaya çalışılmıştır.
 
    Ülkedeki taleplere rağmen siyahların oy kullanma hakkının olmadığı,ülkenin iktidarına olan muhalefetleri nedeniyle ' siyasi suçlu ' ların afının bile konuşulmadığı,temsiliyetlerine taviz diye bakıldığı ülkede kanın durdurulması için ' Ne yapmalıyız ? ' ın arayışları içinde kendini dayatan sorunun çözüm umudu birden Afrika Ulusal Kongresi ( ANC ) lideri Nelson Mandela'nın Afrika'sındaki kültür farklılığının,eğitimin kendilerine çok görülüp beyazlara yaklaşmanın bile suç olduğu,inanç ve etnik anlamda birbirlerine kırdırıldığı bir süreçte lideri olduğu ANC'nin,iktidar karşısındaki duruşu ülke nüfusunun nerdeyse %72-75'ine denk düşen siyahların haklı taleplerine taban oluşturmasıyla hesaplar yeniden gözden geçirilirken yanlışlar Bağdat'tan dönmeyince önce G.Afrika'dan sonra Tunus'tan,Mısır ve Yemen'den dönmeye başlamıştır.
 
    Siyah nüfusun beyaz nüfusun yedi katı olduğu bu ülkedeki eğitim seviyesinin düşük olması,siyahlara uygulanan kıyım karşısında tek yumruk olmasını engelleyememiştir.
 
    Berlin Duvarı'nın yıkıldığı tarihlerde(1989) 1/7 oranının beyaz egemenler için açıkçası azınlığın güvenliği açısından tehlikeli olduğu anlaşılmış olup ANC'nin NP ile MÜZAKERE süreci başlamış olup böylece bütün partilerin içinde olduğu bir kongre oluşturulmuş ve bu kongrede ortak geçerliliği olan kararlar alınmaya başlanmıştır.
 
    İktidar,siyah halktan ve liderleri Nelson Mandela'dan özür dileyerek,yaraların deşilmemesi için Afrika Ulusal Kongresi'nin :
 
    Geçici hükümetin kurulması
    Sürecin devamı için referandumun kabulü ön görülmüştür.
 
    Referanduma giderken siyahların oy hakkı olmadığı için beyazların oy kullandığı bir referandumda '' Sürecin devamı '' için yeni anayasa süreci %68'le desteklenmiştir.
 
    Müzakereler başlarken bir çok ülkede barışa yaklaşılırken, tıpkı 1992'de olduğu gibi bir değil bir kaç kez katliamlar yaşanırken ve bunlardan Boateng Katliamı bardağı taşıran son damla olup ANC'yi NP'nin kışkırtıcılığından dolayı müzakere sürecinden çekmiştir.
 
     Yerel yönetimleri protesto yürüyüşleri sırasında ateş açılıp 28 kişinin öldürülmesinden sonra siyasi ortam daha çok gerilmiş,çatışmaları büsbütün arttırmış olup ANC'yi yeniden sürece taraf haline getirmiştir.
 
     Bu kalkışmayla kalmayıp önce Muhafazakar Parti (MP) ki Hollanda'lı ağırlıkta daha sonra Afrika Halkı Birlik Partisi(AVU) ile nüfusun ağırlık kazandığı Pan Afrika Kongresi(PAC)'nin birlikte oluşturdukları çok kültürlü-çok dilli müzakere forumu varılan sonuçları rapor haline getirmiş ve somutlaştırmak için teknik komitelerin kurulmasına karar vermiştir.
 
     Yeni anayasa süreci için 1994'te siyahların ilk defa oy kullandığı seçimde Afrika Ulusal Kongresi 490 üye kazanarak ilk iki yılını yeni anayasa sürecine :
 
     a) Çok partili Anayasa Komitesi oluşturmak
     b) Seçimle gelen üye ağırlıkta ' Kurucu Meclis ' oluşturmak
     c) Anayasa için 5-6 tema üzerinde çalışabilecek alt komiteler oluşturmak
     d) Geniş kapsamlı iletişim kampanyasına işlerlik kazandırmak gibi ön çalışmalar 1995'te yapılarak aynı yılda 
     e) Duyarlıkları olumlu yönde artırmak için bir çok sloganın :
 
    '' Tarihe izinizi bırakınız.''
    '' Sıra kendinizi ifade etmekte.''
    '' Anayasal haklarınıza karar vermek sizin hakkınız.''
 
    f) Uzman danışma şirketle ölçme-değerlendirme ve görevlendirme (koardinasyon)
    g)Dilekçe kabul kurumu,sempozyumar,paneller ve çeşitli uzman görüşleri 
    h)Beş dilde Anayasal İletişim (diyalog)
     ı)Telefon-fax 
     j)Web sayfası
    k)Yüzlerce atölye
    l) Yeni 12 tv'nin kazandırılarak programlarının konusunu günde en az 1 saatliğine Yeni Anayasa hakkında görüş bildirmek.
   m)Eğitici ve eylendirici anayasa show programları
    n)Anayasa taslağı için ulaşan görüşler hakkında bilgilendirmeler ve bunun için yüz binlerce broşür ve kitaplar.
    o)Başlangıçta 1 milyon 7 yüz bin adete ulaşan dilekçe sayısına son gelenlerle 2 milyonu bulan ve kurumlaşan dünyada belki de ilk doğrudan katılımla demokratik anayasanın oluşumuna ' Benim de katkım olsun..,ben de varım!..' diyen,onuruna düşkün bir halk girişimi.
   p)İnternette bilgilendirme programları ve sorulara yanıtlar.
   r)Ve yüze yakın konu belirleyip tartışmalara açma ve daha bir çok duyarlılıktan sonra 1996'nın Mayıs'ında Yeni Anayasa Metni taslağı kabul görüp,Şubat 1997'de yürürlüğe girerek tam 11 dilde 7 milyon Taslak Anayasa basılarak klavuzlarıyla dağıtılmıştır.
 
     Bu altyapı ile oluşturulmasına çalışılan taslak anayasanın ' Kurucu Meclisi ' mali raporunu sunup kendisini fesh etmiştir.
 
     Halkların özgür iradeleriyle böylesine yaşamsal bir konuda Anayasa'nın demokratik katılımcı ve çoğulcu niteliğiyle güven-güvence vermesi,uğruna verilen mücadelenin belki de en çarpıcı yanı olduğundan hiç kimsenin şüphesinin olacağını sanmıyorum. 
 
   Taslak Anayasa'nın altyapısı konusunda yapılan çalışmalarla halka ulaşım/erişim %73'lerde gerçekleşmiştir.
 
   Belki de gelecekle ilgili karar alınırken ' Dikkate alınmak,adam yerine konulmak..' gibi dengelerin ' Mevcudu muhafaza ' değil de değişimi ıskalamadan hakkını vermekten geçeceğinin hesabını ' Kapalı kapılar arkasında ' Anayasa hazırlıklarının her zamanki gibi yaver gideceğinin garantisni kim verebilir ki ?
 
   Bu tabanın hareketine öncülük eden Nelson Mandela'nın kaldığı cezaevi Robben Island'ın günümüzde müze olarak,işkenceden geçirilen mahkumlarıyla hizmet verdiğini biliyor muydunuz ?
 
   Günümüzde G.Afrika Cumhuriyeti'nin silahlı kuvvetleri,kendi nükleer tüm silahlarını imha eden dünyada tek ülke olduğunu bilmiyordum.
 
   Bizleri düşündüren bir çok amaç için Afrika'da okul açanların, G.Afrika'dan öğrenecekleri o kadar çok şey var ki.
 
   Gerçek kalıcı barışın bu temeller üzerinde inşa edilebileceğine olan inancımı koruyarak, herkesin ortaklaşabileceği '' BARIŞA ve DEMOKRASİYE '' katkıda bulunması umuduyla...
 

Yorumlar

Image
mehmet selim
15.05.2011 / 12:29

birbirinden güzel üç yazı <br>keşke bunları bütün siyasetcilere okutabilsek

Image
A.Vahap Omuzlar
13.05.2011 / 20:24

Mıhemed ;<br> Yaşadığımız toplumsal gerginlikler ve travmaları nedeniyle senin de bundan etkilenmemen mümkün değil,doğal karşılarım.<br> Kendinle barışık olmadığını gece yarısı yazmaya kalkıştığın yorumundan anlamaya çalıştım.( Yorgun/argın )<br> Başkasının adını kullanırken bile hem ona hem de kendine saygının olmadığını düşünüyorum dersem bilmem yanılıyor muyum ?<br> Her insanın hayatında hata ya da saygızızlık yaptığı,şansının yaver gitmediği ' anları ' vardır.<br><br> Buna rağmen bir çiçekle seni ciddiyete davet ederken,Focault'un Psikopat(oloji ) uzmanı olduğunu kesin bildiğinden %100 eminim.<br> Birey olarak yazıdan bir şeyler anlamadığına insan olarak çok üzgünüm...

Image
mıhemed
13.05.2011 / 12:29

abey sen ne diyorsun, anlamıyorum. zaten bi seni bi de focault'un "bilginin arkeolojisi"ni anlayamıyorum

Yorum Yaz