matesis
dedas

Demokrasi Herkese Lazımdır

Demokrasi Herkese Lazımdır
Herkes bugünlerde demokrasi diyor. Hayırlı olsun! Diyorlar da, bunun gereklerini yeterince yerine getiriyorlar mı? Demokrasi demekle demokrasi olur mu? Kardeşlik demekle kardeşlik olur mu? Barış demekle barış olur mu? Bir şeyi söyle ve gereklerini yapma? Herhalde siyasette yeni moda bu olacaktır! Söyle ve yapma! İlan et ve yerine getirme! Demokrasi diye bağır ama şiddet uygula! Demokrasi sözcüğünü ağzından düşürme ama siyasi muhalifleri zindanlara doldur! Demokrasi kisvesi altında otoriterleş, bencilleş, kibirleş! Kendinden başka kimseye yaşama hakkı tanıma…
 
Demokrasi bir yaşam biçimidir, bir bütündür ve öyle uygulanması da gerekir. Bu kavram ve yaşam biçimi herkese lazımdır. Çünkü demokrasi kimseyi dışlamaz. Neden herkes demokrasi deyince hepimizin sert yüzü yumuşamaya başlıyor? Neden demokrasi herkesin düşünce ve dilinde kendine bir yer bulmuştur? Hiç kuşkusuz demokrasi iyi bir şeydir de ondan. İyi bir yönetim biçimidir de ondan. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalı. Herkesin oyuna ve fikrine saygı duyan bir düzen olduğu için, biz demokrasiyi önemsiyoruz. Ama iyi bir şeyi sizler doğru düzgün açıklamadığınız zaman, bunun tarifini, bunun özünü ve biçimini doğru belirleyemediğinizde, bunun gereklerini yerine getirmediğiniz zaman, bunu sonunda her yere çekebilirsiniz. Aynı Türkiye’deki yasalar gibi! Hesabına gelen hesabına geldiği gibi yorumluyor! Güçlü olan her zaman haklı oluyor, darbe yapıyor, vatandaşların hayatına kast ediyor ve ardında herkes kanun önünde eşittir diyor!
 
Demokrasi kavramının içeriğini keyfi olarak doldurabilirsiniz. Bazen bilgisizce böyle yapılıyor. Türkiye’de bu hep böyle yapıldı. Aynı diğer önemli konularda olduğu gibi, burada da boşluk kesinlikle birileri tarafından doldurulacaktır. Çünkü ne doğa ne de toplum boşluk kabul etmez. Demokrasiyi şiddet, cehalet, amaçsızlık, hırsızlık, beceriksizlik, kendini beğenmişlik, düzensizlik, kuralsızlık, kötü yönetim vb. şeylerle doldurarak bunu elbette yozlaştırabilirsiniz. Bunu yapanlar her zaman olacak. Beceriksizliği birçok bağlamda sizler demokrasi diye sunabilirsiniz. Demokrasiye sahip çıkmadığınız zaman da, onu cahiller bilmedikleri türlü türlü bilgilerle doldurmaya çalışacaklar. Bu kaçınılmazdır.
 
Demokrasi her açıdan aslında çok hassas bir sistemdir. O nedenle demokrasi savsaklamaya gelmez, ertelemeye gelmez. Demokrasi hemen ve zamanında uygulanmadığı zaman, tadı kaçar, küflenir ve fermantasyon sonucu çok garip şeylere gebe olabilir. O nedenle ciddiyetle ve samimiyetle bu konuları tartışmamız gerekiyor. İnsanlarımızı aydınlatmamız, uyarmamız, bilinçlendirmemiz, eğitmemiz gerekiyor. Yoksa bakarsınız birileri çıkar ve demokrasi benim der, sonra da hiç birimize yaşam hakkı bile tanımaz!
 
Bakınız şimdi; son dönemde ilçemizde meydana gelen olaylarda hem güvenlik güçlerinin hem de bazı eylemcilerin yaptığı vahim yanlışlar var… Mesela Nusaybin’in her yeri biber gazı olmuş, bundan her kesim zarar görüyor. Polislerin çocukları da mutlaka bu biber gazından etkilenmişlerdir. Onlar değilse arkadaşları etkilenmiştir. Bu gaz çılgınlığı bir şekilde sahibine de geri dönebilir. Şunu unutmayalım ki, bu eylemlerde etki tepki meselesi çok önemli bir rol oynuyor.
 
Öte taraftan bazı belirsiz ve kontrol edilemeyen kişiler Vakıf Bank Şubesine Molotof attılar. Burada garip olan nedir biliyor musunuz? Vakıflar Bankası BDP’ li dört belediyeye hizmet veren bir bankadır. İlçemizdeki her dört BDP’li belediye bu bankayla parasal transferlerini gerçekleştiriyorlar! Yani, ekonomik alanda iş yaptığınız bankaya Molotof hizmeti vermişsiniz! Bu nasıl derin bir düşünce ve eylem biçimidir Allah aşkına? Hadi gelin de sizler bu olaya mantıksal ve siyasi bir anlam verin bakalım!
 
Her şeye rağmen son dönemlerde bilindiği gibi yine herkes demokrasi diyor. Eylem yapan da, güvenlik güçleri de aynı referanslara vurgu yapıyorlar. Elbette bunu herkes bildiği kadar söylüyor! İnanan da inanmayan da demokrasiyi bir çözüm yolu olarak algılıyor. Buna ne diyelim peki? Buna elbette güzel diyelim, buna elbette iyi diyelim. Fakat bunun asgari ölçüleri hakkında bir fikir birliğimiz var mıdır şimdiye kadar? Kesinlikle hayır! Asgari ölçülerde fikir birliği şarttır bu konuda. Ama bizler demokrasiyi kavram ve manasına göre doğru düzgün tartışmıyoruz ki. Bunu doğru düzgün kavramaya çalışmıyoruz ki… Bunu uygulamaya çalışmıyoruz ki. Okumuyoruz, düşünmüyoruz, dinlemiyoruz, öğrenmiyoruz ki. Eski hatalardan ders çıkarmıyoruz ki… Hele hele sorgulama bizde hiç yoktur. Etüt etmeyi hiç düşünmüyoruz ki… En kötüsü aramızda bu konuda hiçbir fikir tartışma yok ki… Hep birlikte yuvarlanıp gidiyoruz işte… Bakalım nereye?
 
Bakınız şimdi; hem klasik hem de modern anlamda demokrasi literatürüne bir bakın; en birleştirici nokta elbette farklı fikirlerin, farklı kültürlerin, farklı siyasi akımların, farklı örgütlerin birlikte yaşama hakkıdır. Demokrasi bir haklar ve sorumluluklar sistemidir. Demokrasi çoğulcu bir yaşam biçimidir, yaşam biçimlerini teke indirmeye çalışırsanız demokrasinin özü yok olur gider. Buharlaşır ve başka alanlara kayar. Zorbalığı, çoğunluk diktatörlüğünü, güvenlik paranoyasını demokrasi diye anlatmaya çalışırsanız kimse bunları yutmaz. Sadece benim için demokrasi olmaz ki, böyle bir tanımlama ya da algılama demokrasinin inkârıdır.
 
Demokrasi her şeyden önce hesap sorma ve hesap verme rejimidir. Sorgulama rejimidir, araştırma merakıdır. Demokrasi şeffaf bir yönetim biçimidir. Kim neyse odur. Adil ve eşitlikçi bir yönetim biçimi olduğu kesindir. Her şeyden önce demokrasi herkesindir. Demokrasi muhalif olanlar içindir de elbette. Benim gibi düşünmeyenler içindir de elbette. Benim gibi aynı örgütte yer alamayanlar içindir de elbette. Benim gibi aynı partiye oy vermeyenler içindir de elbette. Benim gibi aynı millete mensup olmayanlar içindir de elbette. Benim gibi aynı dine, aynı mezhebe mensup olmayanlar içindir de elbette…
Evet, yukarıda saydığım görüş ve nedenlerden dolayı diyorum ki;
 
Demokrasi herkese lazımdır! Ben bunu savunuyor ve gereklerini yerine getiriyorum. Bu konuda fikir beyan etmesi gereken kesimler, aydınlar, siyasetçiler,  kanaat önderleri, sizler neredesiniz? Hangi karanlık deliklerde saklanıyorsunuz? Hangi içi boş büyük projelerle uğraşıyorsunuz? Hangi gelmeyen tarihi fırsatları bekliyorsunuz? Neden vatandaşlarla fikirlerinizi paylaşmıyorsunuz? Yazın, çizin ve yüksek sesle söyleyin;
 
Evet, açık söylüyorum; bugünlerde demokrasi için her alanda sesini yükseltmeyen her kimse namerttir!...

11 Nisan 2011

Yorum Yaz