tatlidede

Demokratik Siyaset, Silahlara Veda ve Seçim

Demokratik Siyaset,  Silahlara Veda ve Seçim

Türkiye iki yılı aşan bir Çözüm Süreci kavramıyla yatıp kalktı, desek abartı olmaz. Bu süre zarfında enine boyuna her tez ve her kavram tartışıldı. Tartışılmayan bir tez kalmadı sanırım. Bu süreçte tarafların tartışmacıları tarafından en çok zikredilen Silahların tümden devreden çıkarılması ve Demokratik siyasetin önünün açılması adlı tez ve kavramlar oldu. Peki bu nasıl oldu? Kısaca hatırlarsak…

 Bir zamanlar çözüm için ‘Bana bir onbaşı bile gönderirseniz razıyım’ diyen PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet düzeyinde muhataplık sağlandı ve bunu kamuoyu net olarak dönemin başbakanından duydu. Bu noktadan sonra yol kazalarına rağmen süreç işlendi. Tıkanan noktaları Öcalan kendi cephesinde açarken devlet de Bu anlamda Öcalanist Çabaları gördü, kıymet verdi vs… 

Demokratik Siyaset 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çok önem atfettiği bir kavram oldu Demokratik Siyaset kavramı. Nitekim son olarak açılan 10 maddelik paketin olmazsa olmazlarından biri Demokratik Siyaset kavramıydı. 

Bizce de demokratik siyaset kavramı çok önemli. Henüz soyut bir kavram olan Demokratik siyaset kavramı nasıl bir muhteva kazanacak, somut anlamları toplumsal ve siyasal zemininde nasıl bir tezahürü olacak önümüzdeki süreçte tartışılarak netlik kazanacak. 

Öncelikle silahların tamamen devre dışı kalmasıyla Demokratik siyaset kavramı tartışılarak içerik kazanacak. Genel anlamda bu kavram, hem Türk hem de Kürt siyasi partilerini ilgilendirmektedir. Öyle anlaşılıyor ki büyülü bir kavram olmamakla beraber, demokratik değerlerin içselleştirilmesiyle siyasetin yeni bir evreye geleceği aşikar. Tabi bu, kitlelerin ve siyasi partilerin buna inanmasıyla ve hayata geçirmeleriyle mümkün olabilecektir. 

Demokratik siyasal zeminde her Kürt siyasi partisinin siyaset yapma, siyasi çalışma ve örgütlenme imkanı daha da artacak gibi. Başka bir ifadeyle Kürdistan coğrafyasında her siyasi anlayış daha rahat bir şekilde siyasi ve örgütlenme çalışmaları yapma olanaklarına sahip olacak. 

Bugüne kadar PKK’nin silahlı vesayetinden dolayı siyasi çalışmalar yapamadıklarını-HDP ve Öncelleri hariç- belirten Hakpar, KADEP gibi Kürt siyasi partilerinin bu argümanları da ortadan kalkmış olacak. Hatta en önemlisi Hüda-par da daha rahat çalışabilecek ve böylece konjonktürel olarak PKK-Hüdapar gerilimini yaşayan Kürt halkı bundan kurtulmuş olacak! 

Her şeye silahlara veda kararı geç alınmış bir karar olmakla beraber gerekli bir adım ve desteklenmelidir. 

Kürt Siyasal Zeminde Tembellik Sona Erecek

 Bugüne kadar PKK’nin silahlı mücadeleyle dönüştürdüğü veya kazandığı siyasal zemindeki aktörlerin tembellikleri son bulacak. Herkes program ve projelerle halkın karşısına çıkacak ve sandığa inanacak. Halk hangi siyasal partiye teveccüh gösterirse sandıktan o çıkacak.

 Hiç unutmuyorum; 1990’lı yıllarda gazetecilik yaparken bir muhabir arkadaşa bir toplumsal yaşamla ilgili haber yapma önerisinde bulunmuştum. Öneriyi reddeden muhabir arkadaş şu gerekçeyi öne sürmüştü: 

“Gerilla vuracak ben de haber yapacağım.”

 Ben de şu karşılığı vermiştim muhabir arkadaşa:

 “Gerilla vurmadığı zaman nasıl haber yapacaksın?” diye sormuştum. 

Ne yazık ki bu tarz tembelliğe Kürt halkı adına sivil zeminde siyaset yapanlar uzun yıllar benzer tembelliği yaptılar. Tabi devletin de yıllarca Kürtler adına siyaset yapanlara fırsat vermediğini unutmayalım. 

Asıl Bundan Sonrası Önemli! 

Her şeyden önce PKK’nin silahlara veda ve bununla beraber barış konusunda atacağı adımları desteklemek, değer biçmek daha sı en önemlisi yaşanacak süreci iyi anlamak gerekir. Türkiye halkları yaşanan çatışmalı süreçte on binlerce evladını kaybetti. Bu kayıpların artık olmayacağı çok değerlidir. Silahların çekilmesiyle adeta bir ‘siyasal delta ovasını’ göreceğiz. PKK’nin şiddet eğiminin sona ermesiyle buna bağlı olarak devletin de demokratik cumhuriyete doğru evrilmesiyle beraber normalleşmiş bir toplumsal ve siyasal zeminde kendimizi bulacağız. Bu zemin artı ve eksileriyle birlikte analizlerden geçecektir. 

Bilindiği üzere ırmaklar geçtikleri bölgelerden malzeme taşır ve denize döküldükleri yerlerde eğimin nötralleşmesiyle birlikte taşıdıkları malzemeler denize dökülemez ve bunun sonucunda zamanla ovalar oluşmuştur. Irmakların taşıdıkları malzemeler yararlı ve zararlı olmak üzere ikiye ayrılır. Ancak yararlı maddeler çok olacak ki delta ovaları en verimli ovalar olarak bilinmektedir. İşte şiddet eğiminin sonlanmasıyla beraber karşımızda politikleşmiş bir zemin bulacağız. Yaşanan bu şiddetin sonucu Türkiye toplumu çok politikleşti; bu, bir gerçektir ve çok faydası da vardır. Bununla klasik siyaset tarzının sona erdiği bir vakıa. 

Yeni bir siyaset tarzı ile birlikte yeni bir siyasetçi tipolojisinin de gelişeceği başka bir vakıa. Bundan sonra gerek batıda gerekse doğuda hangi parti olursa olsun kendi programıyla halka gidecek ve karşısında demokratik politikleşmiş bir halk bulacak. Ben şahsen HDP politik anlayışının daha çok zorluk yaşayacağını tahmin ediyorum. Çünkü HDP belki bu dönem de yıllardır ‘savaşın’ getirdiği kutsallarla işi biraz idare edebilecek ancak önümüzdeki yıllarda artık arkasında psikolojik değer olarak kabul edilen ve toplumun kendine çekme konusunda siyasi kolaycılık olan ‘şehîdê me rûmeta me ye’ gibi anlayışlar zaman aşımına uğrayacak. Dolayısıyla yıllardır duygusal politik argümanlarla (irrasyonel)siyaset yapma alışkanlığı kendini rasyonel (akla ve bilime dayanan) bir ortam ve süreçte bulunca sıkıntı, zorluk yaşayacağı su götürmez bir gerçektir. 

HDP’nin olduğu bir seçim daha demokratik, HDP olacağı bir meclis daha renkli olacaktır. Bu bakışla HDP’ye seçimde başarılar…

Yorumlar

Image
Ali Sidar
03.03.2015 / 20:07

Farac bey yazdıklarınıza katılmakla beraber sizi biraz iyimser buldum.Şahsen 10 yıl daha silahların gölgesinde siyaset yapılacağını tahmin ediyorum.Çünkü mevcut durağanlıktan beslenen çatışmasız ama her an bozulma ihtimali olan bu durumu bilen ve su an siyasetin içinde olan kişiler bunu engellemeye çalışacaklar ve demokratik siyasetin önüne dikileceklerdir.Özellikle de yetersiz olanlar.Bir defa demokrasi kelimesinin içi boşaltılmıştır.Her şey olumsuz koşullar altında yaşayan bu halk için değilmiydi.O halde mevcut belediyelerin halktan bu kopukluğu neden.Halka artık sadece para alınacak insanlar gozuyle bakılıyor.Keriz ya bu halk onlar istediklerini yapacak biz de tıpış tıpış emlak bina su v.b diğer odemeleri yapacağız.Ama bu toplanan paralarla bir şey yapılmayacak ve top merkezi hukumete atılacak.Alnımızda enayi yazıyor ya.bizde bu durumu ilelebet kabulleneceğiz.Neyse inşallah yanılırım ve her şey duzelir.Bu arada Kızıltepe belediyesi % 5oo zam yapmış arsa emlak bedellerine.hayırlı olsun ama daha kimse farkında değil.demişsinizki Siyasal zemindeki aktörlerin tembellikleri son bulacak ben ileri gidiyor ve son bulmayacak cünkü soyledıkleriniz gercekleşirse o zaman bu yetersiz mevcutların tümü zaten değişmek zorunda kalacaktır diyorum.selamlar..

Yorum Yaz